<p>Viral kaynaklı bir hastalık olan grip her yıl milyonlarca insana bulaşarak onları hasta eder. Bir&ccedil;ok kişi gribi kendi kendine atlatabilir. Ancak bazı durumlarda grip ciddi komplikasyonlara da yol a&ccedil;abilir. Grip hakkında detaylı bilgi sahibi olmak, koruyucu &ouml;nlemler almaya ve gribi daha kolay atlatmaya yardımcı olabilir. Griple ilgili A'dan Z'ye t&uuml;m detayları yazımızda bulabilirsiniz.</p>
<h2>Grip(Influenza) Nedir?</h2>
<p>Grip olduğundan ş&uuml;phelenen bir&ccedil;ok kişinin en &ccedil;ok sorduğu sorular arasında "Grip ne demek?" ya da "Influenza nedir?" soruları da yer alıyor. Grip, diğer adıyla influenza, viral kaynaklı bir solunum yolu enfeksiyonudur. Grip, her yaştan insanı etkiler. Grip &ccedil;oğunlukla iki hafta i&ccedil;inde ge&ccedil;er. Ancak risk grubundaki&nbsp;bireyler&nbsp;i&ccedil;in tehlikeli komplikasyonlara yol a&ccedil;abilir. Bu gruptaki bireylerden bazıları:</p>
<ul>
<li>65 yaşından b&uuml;y&uuml;k yetişkinler,</li>
<li>2 yaşından k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuklar,</li>
<li>Hamileler ve doğum yapalı iki haftadan az s&uuml;re ge&ccedil;miş kadınlar,</li>
<li>V&uuml;cut kitle indeksi 40 ve daha y&uuml;ksek olanlar,</li>
<li>Astım hastaları,</li>
<li>Kalp, akciğer, b&ouml;brek, karaciğer hastaları,</li>
<li>N&ouml;rolojik rahatsızlığı bulunanlar,</li>
<li>Hastalıklar ya da ila&ccedil; kullanımı nedeniyle bağışıklık sistemi zayıflayanlar,</li>
<li>Fel&ccedil; ge&ccedil;irmiş bireyler,</li>
<li>19 yaş altında olup uzun s&uuml;reli aspirin tedavisi g&ouml;renler.</li>
</ul>
<h2>Grip Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Influenza belirtilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Burun akıntısı,</li>
<li>Burun tıkanıklığı,</li>
<li>Hapşırma,</li>
<li>Kuru ve kalıcı &ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>H&acirc;lsizlik,</li>
<li>Boğaz ağrısı,</li>
<li>Aniden ortaya &ccedil;ıkan ateş,</li>
<li>Titreme,</li>
<li>Kas ağrısı,</li>
<li>Uyuma zorluğu,</li>
<li>İştah kaybı,</li>
<li>Kusma ve ishal.</li>
</ul>
<p>S&ouml;z&uuml; edilen belirtilerin tamamı gribe yakalanan her bireyde g&ouml;r&uuml;lmeyebilir. Ayrıca &ccedil;ocuklarda ve yetişkinlerde influenza belirtileri birbirinden farklı olabilir.&nbsp;</p>
<h3>Grip Mide Bulantısı Yapar mı?</h3>
<p>Mide bulantısı da bazı grip t&uuml;rlerinde hastaların karşılaşabileceği belirtilerdendir. &Ccedil;ocuklarda g&ouml;r&uuml;lme olasılığı yetişkinlere oranla daha y&uuml;ksektir.</p>
<h3>Grip Bacak Ağrısı Yapar mı?</h3>
<p>Grip, eklem ve kas ağrısına yol a&ccedil;abileceğinden bacak ağrısı da yapabilir.</p>
<h3>Grip G&ouml;ze Vurur mu, Kulak Ağrısı Yapar mı?</h3>
<p>G&ouml;z sağlığı da gripten olumsuz etkilenebilir. Gribe neden olan vir&uuml;sler; g&ouml;z ağrısı, g&ouml;zde yanma, kızarıklık ve şişmeye yol a&ccedil;abilir. Ayrıca grip, g&ouml;zlerinizi etkilemekle kalmaz; kulak tıkanıklığına ve kulak ağrısına da neden olur.</p>
<h2>Grip &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</h2>
<p>Grip &ccedil;eşitlerine neden olan d&ouml;rt farklı vir&uuml;s tipi vardır. Bunlar influenza A, B, C ve D vir&uuml;sleridir. Bu vir&uuml;slerin de alt t&uuml;rlerinin bulunduğunu da belirtelim. &Ouml;rneğin H1N1 olarak bildiğimiz domuz gribi ve H5N1 olarak tanınan kuş gribi birer A vir&uuml;s&uuml; t&uuml;r&uuml;d&uuml;r.&nbsp;</p>
<h3>Influenza A&nbsp;</h3>
<p>Influenza A, mevsim grip vakalarının &ccedil;oğundan ve pandemilerden sorumludur. Genellikle en şiddetli semptomlar bu grip vir&uuml;s&uuml;n&uuml;n sorumlu olduğu vakalarda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Ayrıca influenza A vir&uuml;sleri &ccedil;ok hızlı mutasyona uğrar. Hem insanlarda hem hayvanlarda g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3>Influenza B&nbsp;</h3>
<p>B tipi grip, genellikle insanları etkiler. A tipine g&ouml;re daha az şiddetli olsa da ciddi sonu&ccedil;ları olabilir. Tehlikeli grip salgınlarına yol a&ccedil;abilir. Ancak B tipi bir vir&uuml;s pandemiye neden olmaz.</p>
<h3>Influenza C&nbsp;</h3>
<p>Yalnızca insanları etkiler. Influenza C, A ve B tiplerine g&ouml;re &ccedil;ok daha hafif belirtiler&nbsp;g&ouml;sterir. Genelde soğuk algınlığına benzer semptomlar oluşturur. İnsanların b&uuml;y&uuml;k bir b&ouml;l&uuml;m&uuml; i&ccedil;in tehlikeli değildir. Genellikle bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler i&ccedil;in risk oluşturur.</p>
<h3>Influenza D</h3>
<p>D tipi vir&uuml;s yalnızca hayvanlarda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Vir&uuml;s&uuml;n hen&uuml;z insanlara ge&ccedil;ebildiği g&ouml;zlenmese de bilim insanları ileride b&ouml;yle bir durumun s&ouml;z konusu olabileceğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor.</p>
<h2>Grip Bulaşıcı mıdır, Nasıl Bulaşır?</h2>
<p>Grip, bulaşıcılığı y&uuml;ksek bir hastalıktır. Grip vir&uuml;s&uuml;, insan v&uuml;cuduna ağız, burun ve g&ouml;zler aracılığıyla girer. Grip olan birinin &ouml;ks&uuml;rmesi, hapşırması veya konuşması grip vir&uuml;s&uuml;n&uuml;n bulaşmasına neden olabilir. Ayrıca grip olan kişilerin dokundukları y&uuml;zey veya nesneyle temasta bulunmak da gribin bulaşmasına yol a&ccedil;abilir.</p>
<p>Grip vir&uuml;sleri, grip olan kişilerde semptomlar g&ouml;r&uuml;lmeye başlamadan bir g&uuml;n &ouml;nce ve hastalandıktan sonra 5 ila 7 g&uuml;ne kadar tespit edilebilir. Hastalık bu s&uuml;re boyunca&nbsp;başka kişilere bulaşabilir. Grip bulaşma s&uuml;resi i&ccedil;in kritik zaman hastalığın 3. ve 4. g&uuml;nleridir. Bu d&ouml;nemde vir&uuml;s en bulaşıcı h&acirc;lini alır.</p>
<h2>Grip Nasıl Ge&ccedil;er? Evde Grip Tedavisinde Yapılması Gerekenler</h2>
<p>Grip evde en hızlı nasıl ge&ccedil;er, sorusu bir&ccedil;ok kişi tarafından merak ediliyor. Gelin, evde grip tedavisi i&ccedil;in yapabileceklerinize birlikte g&ouml;z atalım:</p>
<h3>Grip İ&ccedil;in Ne İyi Gelir?</h3>
<p>Grip semptomlarını hafifletmek i&ccedil;in yapabileceklerinizden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Dehidrasyonu(su kaybı) &ouml;nlemek amacıyla bol bol&nbsp;sıvı t&uuml;ketin. Ancak kafein i&ccedil;ermeyen i&ccedil;ecekler tercih edin.</li>
<li>Tavuk &ccedil;orbası gibi sıcak &ccedil;orbalar i&ccedil;in.</li>
<li>Vitamin ve mineral bakımından zengin bir şekilde beslenin.</li>
<li>Dinlenmek i&ccedil;in&nbsp;kendinize zaman ayırın.</li>
<li>Ellerinizi sık sık yıkamaya &ouml;zen g&ouml;sterin.</li>
<li>Ilık suyla gargara yapın.</li>
<li>Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırın.</li>
</ul>
<h3>Gripte Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?</h3>
<p>Burun tıkanıklığı nefes almayı zorlaştırarak hayat kalitesini d&uuml;ş&uuml;rebilir. Evde burun tıkanıklığını ge&ccedil;irmek i&ccedil;in&nbsp;birtakım y&ouml;ntemlere başvurabilirsiniz.</p>
<ul>
<li>Nem, burun tıkanıklığına karşı iyi bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m olabilir. Bunun i&ccedil;in hava nemlendirici kullanabilir, sıcak duş alabilir veya başınızı bir havluyla kapatarak sıcak su dolu bir k&acirc;seden buhar soluyabilirsiniz.</li>
<li>Tuzlu su sol&uuml;syonuyla burnunuzu yıkayabilirsiniz.</li>
<li>Uyurken başınıza ekstra bir yastık koyarak daha rahat nefes alabilirsiniz.</li>
</ul>
<h3>Gripte Burun Akıntısı Nasıl Ge&ccedil;er?</h3>
<p>Grip olduğunuzda durmadan burnunuz akıyorsa "Grip burun akıntısına ne iyi gelir?" diye soruyor olabilirsiniz. Bunun i&ccedil;in:</p>
<ul>
<li>Bol su ve sıcak bitki &ccedil;ayları t&uuml;ketebilirsiniz.</li>
<li>Alnınıza ve burnunuza g&uuml;nde birka&ccedil; defa sıcak kompres uygulayabilirsiniz.</li>
<li>Burnunuzu neti pot ile yıkayabilirsiniz.&nbsp;</li>
</ul>
<h3>Gripte &Ouml;ks&uuml;r&uuml;ğe Ne İyi Gelir?</h3>
<p>&Ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml; gidermek i&ccedil;in başvurabileceğiniz y&ouml;ntemlerden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Ilık ve tuzlu suyla gargara yapabilirsiniz.</li>
<li>Yatağınızın yanına buhar makinesi yerleştirerek ortamın nemini ayarlayabilirsiniz.</li>
<li>&Ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z arttığında sert bir şeker emebilirsiniz.</li>
<li>Bitki &ccedil;ayları t&uuml;ketebilirsiniz.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Grip Nasıl Ge&ccedil;er?</h3>
<p>1 yaş bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda gribin nasıl ge&ccedil;eceğine dair ipu&ccedil;ları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Doktor tarafından re&ccedil;ete edilen ila&ccedil;lar en uygun ve d&uuml;zenli şekilde verilmeli.&nbsp;</li>
<li>Ateşinin &ccedil;ıkma olasılığına karşı &ccedil;ocuğunuza kolay giyilip &ccedil;ıkarılabilir ince&nbsp;kıyafetler giydirebilirsiniz.</li>
<li>Bir yaşından b&uuml;y&uuml;k &ccedil;ocuklarda inat&ccedil;ı &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml; hafifletmek i&ccedil;in onlara 1-2 &ccedil;ay kaşığı bal verebilirsiniz.</li>
<li>Burun tıkanıklığına karşı tuzlu su ya da burun spreyi uygulayabilirsiniz.</li>
</ul>
<h3>Grip Olunca Hangi Doktora Gidilir?</h3>
<p>Bazı durumlarda evde yaptıklarınız gribi atlatmanız i&ccedil;in yeterli olmayabilir. Bu gibi durumlarda aile hekiminize, kulak burun boğaz, d&acirc;hiliye ya da enfeksiyon hastalıkları uzmanlarına başvurabilirsiniz.</p>
<h3>Grip İ&ccedil;in Antibiyotik Re&ccedil;ete Edilir mi?</h3>
<p>Grip ilacı olarak antibiyotik re&ccedil;ete edilmez. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; grip, bakteriyal değil viral bir rahatsızlıktır. Hekiminiz gerekli g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; takdirde antiviral ila&ccedil;lar re&ccedil;ete edebilir.</p>
<h2>Grip Aşısı Nasıl Yaptırılır? Faydaları Nelerdir?</h2>
<p>Grip enfeksiyonunu bir&ccedil;ok birey kendi başına atlatabilir. Ancak grip, risk grubunda bulunan insanlarda ciddi komplikasyonlara yol a&ccedil;abilir. Her yıl yaygın şekilde g&ouml;r&uuml;leceği tahmin edilen d&ouml;rt vir&uuml;s t&uuml;r&uuml;ne uygun grip aşıları geliştirilir. Bu aşılar, yaygın grip t&uuml;rlerine karşı &ouml;nemli bir koruyuculuk sağlar. Dolayısıyla grip aşısı faydalarının başında gribe yakalanma riskinin d&uuml;şmesi ve belirtilerin azalması&nbsp;vardır.</p>
<h3>&Ccedil;ocuklarda Grip Aşısı</h3>
<p>&Ccedil;ocuklarda grip aşısı, altı aydan itibaren yaptırılabilir. Grip aşısı, riskli gruplar i&ccedil;erisinde bulunan k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuklar i&ccedil;in &ouml;nemli bir koruyucu sağlık hizmetidir.&nbsp;</p>
<h3>Grip Aşısı Nereden Yapılır?</h3>
<p>Grip aşıları &ccedil;oğunlukla koldan yapılır. Ancak ağızdan veya sprey şeklinde burundan uygulanan grip aşıları da bulunur. Bunlar canlı ancak zayıflatılmış grip vir&uuml;s&uuml; i&ccedil;erir.&nbsp;</p>
<h3>Grip Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?</h3>
<p>Grip aşılarının yan etkileri genellikle olduk&ccedil;a hafiftir. Birka&ccedil; g&uuml;n i&ccedil;inde m&uuml;dahale gerekmeden ge&ccedil;er. Grip aşısı yaptırdıktan sonra karşılaşabileceğiniz bazı yan etkilerse şunlardır:</p>
<ul>
<li>Aşı yerinde ağrı, kızarıklık, şişlik,</li>
<li>Baş ağrısı,</li>
<li>Ateş,</li>
<li>Mide bulantısı,</li>
<li>Kas ağrıları,</li>
<li>Yorgunluk hissi.</li>
</ul>
<h3>Grip Aşısı Hamilelere Zarar Verir mi?</h3>
<p>Hamilelik d&ouml;neminde grip aşısı olmak g&uuml;venlidir. Uzmanlar t&uuml;m hamilelere grip aşısı olmalarını tavsiye eder. Ayrıca emzirme d&ouml;neminde de grip aşısı olabilmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.</p>
<h3>Grip Aşısı Ka&ccedil; Kez Yapılmalıdır?</h3>
<p>Grip vir&uuml;sleri, devamlı olarak değişim g&ouml;sterir. Bu y&uuml;zden her yıl grip aşısı yaptırılması gerekir. Grip aşısının dozları ise şu şekildedir:</p>
<ul>
<li>6 ay ile 3 yaş arasındaki &ccedil;ocuklara ilk kez grip aşısı uygulanacaksa 1 ay ara ile 2 defa ve yarımşar doz uygulanır.</li>
<li>3 yaştan 8 yaşa kadar olan &ccedil;ocuklarda ilk kez aşı yapılacaksa 1 ay ara verilerek 2 tam doz aşı yapılır. Daha &ouml;nce aşı olan &ccedil;ocuklar i&ccedil;inse 1 doz yeterli olur.</li>
<li>9 yaşından b&uuml;y&uuml;k bireylere her yıl bir doz aşı vurulabilir.</li>
</ul>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Epilepsi Hastası Grip Olursa Ne Yapmalı?&nbsp;</h3>
<p>&Ouml;ncelikle gribin epilepsi rahatsızlığını olumsuz etkileyeceğinden&nbsp;kaygı duyan bireylerin hekimlerini ziyaret etmelerinde ve endişelerini doktorlarıyla paylaşmalarında fayda olduğunu belirtmek gerekir.</p>
<p>Grip, v&uuml;cutta dehidrasyona yani su ve diğer sıvıların azalmasına yol a&ccedil;abilir. Dehidrasyon da epilepsi n&ouml;betlerine sebep olabilir. Bu nedenle grip ge&ccedil;iren epilepsi hastalarının bol bol sıvı t&uuml;ketmesi &ouml;nemlidir. Bunun dışında n&ouml;betleri tetikleyen bir diğer sebep de uykusuzluktur. Epilepsi ge&ccedil;mişi olan bireyler grip olduklarında iyice dinlenmeye &ouml;zen g&ouml;stermeliler.</p>
<p>Ayrıca doktora danışmadan ila&ccedil; kullanımı, y&uuml;ksek ateş ve inflamasyon da epilepsi i&ccedil;in risk oluşturabilir. Bunun yanı sıra burun spreyi gibi uygulamalar da epilepsi rahatsızlığı olanlar i&ccedil;in tavsiye edilmez. T&uuml;m bu sebeplerden &ouml;t&uuml;r&uuml; epilepsi hastaları, grip olduklarında doktora giderek tedaviye başlamalıdır.</p>
<h3>9 Aylık Hamileyim Grip Oldum Ne Yapmalıyım?</h3>
<p>Gebelik; kadınların kalbini, ciğerlerini ve bağışıklık sistemini etkileyebilir. Bu da hamilelerin vir&uuml;slere yakalanma olasılığını artırırken gribin etkileriyle savaşmayı da zorlaştırabilir. Grip, bebek ve anne i&ccedil;in tehlike oluşturabilir.&nbsp;</p>
<p>&Ouml;ncelikle gebelikte grip belirtilerini fark ettiğinizde veya semptom g&ouml;stermeseniz bile grip olan biriyle temasta bulunduğunuzda hemen doktorunuza başvurmanız gerektiğini belirtelim. Doktorunuz gerekli g&ouml;rmesi durumunda size test yapabilir ya da antiviral ila&ccedil;lar re&ccedil;ete edebilir.</p>
<p>Bunun dışında dinlenmeye, bol bol sıvı t&uuml;ketmeye, sigara dumanından uzak durmaya &ouml;zen g&ouml;sterebilirsiniz. Sin&uuml;slerinizi rahatlatmak i&ccedil;in burun spreyi kullanabilir ya da buhardan yararlanabilirsiniz.</p>
<h3>Kalp Hastaları Grip Olursa Ne Yapmalı?</h3>
<p>&Ouml;zellikle soğuk kış aylarından herkes gribe yakalanma riskiyle karşı karşıyadır. Ancak bazı risk gruplarında grip, daha&nbsp;yoğun semptomlara ve ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu gruplardan biri de kalp hastalarıdır. Grip, v&uuml;cutta strese yol a&ccedil;ar. Bu da kan basıncını, kalp atış hızını ve kalp fonksiyonunu etkiler.&nbsp;</p>
<p>Kalp yetmezliği, doğuştan ya da sonradan gelişen herhangi bir kalp rahatsızlığı olan kişilerin diğer riskli gruplardaki bireyler gibi grip olduklarında en kısa s&uuml;rede hekimlerine başvurmaları gerekir. M&uuml;mk&uuml;nse gribe yakalanmadan &ouml;nce grip aşısı yaptırmak hastalığa karşı iyi bir tedbir olabilir.</p>
<h3>Grip Soğuk Algınlığından Nasıl Ayırt Edilir?</h3>
<p>Hem grip hem soğuk algınlığı(nezle) bulaşıcı solunum yolu enfeksiyonları olmalarına rağmen farklı vir&uuml;slerden kaynaklanırlar. Gribe influenza vir&uuml;sleri, soğuk algınlığına ise parainfluenza gibi&nbsp;farklı vir&uuml;s t&uuml;rleri neden olabilir. Grip ve soğuk algınlığının bir&ccedil;ok semptomu benzer olduğundan yalnızca belirtilerden yola &ccedil;ıkarak grip ile soğuk algınlığı farkını belirlemek zor olabilir. Bu nedenle kesin tanı i&ccedil;in influenza testleri yapılması gerekir.</p>
<p>Ancak genel&nbsp;itibarıyla gribin&nbsp;nezleden farklı olarak daha ağır&nbsp;seyrettiği ve aniden ortaya &ccedil;ıktığı&nbsp;s&ouml;ylenebilir. Gribin zat&uuml;rre gibi ciddi komplikasyonlara yol a&ccedil;ma olasılığı bulunurken soğuk algınlığında genellikle b&ouml;yle bir riskten s&ouml;z edilmez.</p>
<p>Gribin iyileşmesi daha uzun s&uuml;rerken soğuk algınlığı daha kısa s&uuml;rede ge&ccedil;ebilir. Soğuk algınlığında burun akıntısı ve burun tıkanıklığı gribe oranla daha sık g&ouml;r&uuml;lebilir. Gribin başlangıcında ateş g&ouml;r&uuml;l&uuml;rken soğuk algınlığında yetişkinlerde ateşe pek rastlanmaz. Bu semptomlardan yola &ccedil;ıkarak bireyin grip mi yoksa soğuk algınlığı mı ge&ccedil;irdiğine karar verebilmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Ancak daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi kesin tanı i&ccedil;in mutlaka gerekli testler yapılmalıdır.</p>
<h3>Grip ve Diğer Solunum Yolu Enfeksiyonları Arasındaki Fark Nedir?</h3>
<p>Soğuk algınlığında&nbsp;olduğu gibi griple diğer solunum yolu enfeksiyonlarını da yalnızca belirtilerine g&ouml;re ayırt etmek kolay olmayabilir. Doğru tanı i&ccedil;in hekim muayenesi ve&nbsp;bazı durumlarda testlerin uygulanması gerekir.</p>
<p>Yine de griple solunum enfeksiyonları arasındaki farklara kısaca değinebiliriz.</p>
<ul>
<li>Gribin diğer hastalıklardan farkı belirtilerin ani bir şekilde ortaya &ccedil;ıkmasıdır.</li>
<li>Y&uuml;ksek ateş,&nbsp;grip i&ccedil;in ayırt edici semptomlar arasında sayılabilir.</li>
<li>Grip belirli mevsimlerde yoğunlaşırken diğer solunum yolu enfeksiyonları mevsimsel &ouml;zellik g&ouml;stermeyebilir.</li>
<li>Ayrıca gripte koku ve tat kaybı nadiren yaşanırken diğer enfeksiyonlarda sık rastlanabilir.</li>
</ul>
<p>Siz de grip belirtileri g&ouml;sterdiğinizden ş&uuml;pheleniyor ve evinizde zahmetsizce tedavi olmak istiyorsanız hemen online randevu alarak evde sağlık hizmetlerimizden yararlanabilirsiniz.</p>
<blockquote>İ&ccedil;eriklerimiz yalnızca bilgilendirme ama&ccedil;lıdır ve yayın tarihindeki mevcut bilimsel verilere dayanarak hazırlanmıştır. Sağlıkla ilgili t&uuml;m sorularınız, endişeleriniz veya teşhis ve tedavi ihtiya&ccedil;larınız i&ccedil;in l&uuml;tfen doktorunuza veya uygun sağlık kuruluşuna başvurunuz.</blockquote>

Viral kaynaklı bir hastalık olan grip her yıl milyonlarca insana bulaşarak onları hasta eder.

Grip(Influenza) Belirtileri Nelerdir? Nasıl ve Kaç Günde Geçer?

<p>Adenovir&uuml;s, olduk&ccedil;a sık karşılaşılan ve bir&ccedil;ok farklı hastalığa neden&nbsp;olan bir vir&uuml;s grubu. Hayat kalitesini d&uuml;ş&uuml;ren, zaman zaman ciddi komplikasyonlara yol a&ccedil;abilen adenovir&uuml;s yetişkinlerde ve &ccedil;ocuklarda g&ouml;r&uuml;lebilir. Adenovir&uuml;s hakkında bilgi sahibi olmak tedavi s&uuml;recini kolaylaştırabileceği gibi vir&uuml;se karşı &ouml;nlem almanıza da yardım&nbsp;edebilir. Dilerseniz gelin, adenovir&uuml;s neden olur,&nbsp;adenovir&uuml;se ne iyi gelir&nbsp;gibi detaylara birlikte g&ouml;z atalım.</p>
<h2>Adenovir&uuml;s Nedir?&nbsp;</h2>
<p>Adenovir&uuml;s bir&ccedil;ok &ccedil;eşidi bulunan ve enfeksiyonlara yol a&ccedil;an bir vir&uuml;st&uuml;r. Her yaştaki bireyde adenovir&uuml;s enfeksiyonuna rastlanabilir. Ancak adenovir&uuml;s bebeklerde ve k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaştaki &ccedil;ocuklarda daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bir&ccedil;ok &ccedil;ocuk 10 yaşından &ouml;nce en az bir defa bu vir&uuml;s grubunun yol a&ccedil;tığı enfeksiyonu ge&ccedil;irir.</p>
<p>Adenovir&uuml;sler&nbsp;yılın herhangi bir zamanı hastalıklara neden olabilir. Ancak kış ve ilkbahar aylarında vir&uuml;s&uuml;n yayılımı zirveye &ccedil;ıkar. Adenovir&uuml;s enfeksiyonları genellikle solunum yollarını etkiler ve bir&ccedil;ok kişide hafif belirtilere neden olur. Nadiren ciddi komplikasyonlarla karşılaşılır.</p>
<h3>Adenovir&uuml;s T&uuml;rleri</h3>
<p>"Adenovir&uuml;s nedir?" sorusunun cevabını verdikten sonra adenovir&uuml;s t&uuml;rlerinden bahsedelim. Adenovir&uuml;s&uuml;n 50'den fazla t&uuml;r&uuml; olduğu biliniyor. Bu vir&uuml;slerden her biri v&uuml;cudun farklı b&ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml; enfekte eder.</p>
<p>Sık&ccedil;a rastlanan bazı adenovir&uuml;s t&uuml;rlerine kısaca değinelim:</p>
<ul>
<li><strong>Adenovir&uuml;s Tip 3, 4 ve 7:&nbsp;</strong>Genellikle kısa s&uuml;reli solunum yolu enfeksiyonlarından sorumlu olan, konjonktivit salgınlara ve ateşli hastalıklara yol a&ccedil;an vir&uuml;s tipleridir.</li>
<li><strong>Adenovir&uuml;s Tip 14:&nbsp;</strong>Akut solunum yolu hastalıklarının salgınından sorumlu olan adenovir&uuml;s t&uuml;r&uuml;d&uuml;r.</li>
<li><strong>Adenovir&uuml;s Tipleri 8, 19, 37, 53 ve 54:&nbsp;</strong>Keratokonjonktiviteye yani kornea enfeksiyonuna neden olur.</li>
<li><strong>Tip 40 ve 41:&nbsp;</strong>&Ouml;zellikle &ccedil;ocuklarda mide ve bağırsak iltihabına yol a&ccedil;an t&uuml;rlerdir.</li>
</ul>
<p>İnsanların dışında hayvanlarda da adenovir&uuml;s t&uuml;rlerine rastlanır. Ancak adenovir&uuml;sler hayvanlardan insanlara bulaşmaz.&nbsp;</p>
<h3>Adenovir&uuml;s Risk Grubundaki Bireyler</h3>
<p>Adenovir&uuml;s&uuml;n&nbsp;yol a&ccedil;tığı enfeksiyon sebebiyle en fazla risk altında olan bireyler arasında:</p>
<ul>
<li>Bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler(yaşlılar, k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuklar gibi),</li>
<li>Astım ya da KOAH hastaları,</li>
<li>Kanser hastaları,</li>
<li>HIV ya da AIDS hastaları,</li>
<li>K&ouml;k h&uuml;cre ya da organ nakli yaptıranlar,</li>
<li>Kalp rahatsızlığı bulunanlar yer alır.</li>
</ul>
<h2>Adenovir&uuml;s&uuml;n Belirtileri Nelerdir?&nbsp;</h2>
<p>Adenovir&uuml;s enfeksiyonunun belirtileri vir&uuml;s&uuml;n v&uuml;cudunuzun hangi b&ouml;l&uuml;m&uuml;ne yayıldığına g&ouml;re farklılık g&ouml;sterebilir. Vir&uuml;s sıklıkla solunum sistemine bulaşır. Bu nedenle soğuk algınlığı ya da grip benzeri semptomlar yaşamanıza yol a&ccedil;abilir.</p>
<p>Karşılaşabileceğiniz bazı adenovir&uuml;s belirtiler şunlardır:</p>
<ul>
<li>Ateş,</li>
<li>&Ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>Boğaz Ağrısı(Faranjit),</li>
<li>Burun akıntısı,</li>
<li>Akciğer enfeksiyonu,</li>
<li>Nefes almada zorluk,</li>
<li>Lenf d&uuml;ğ&uuml;mlerinde şişlik,</li>
<li>İshal,</li>
<li>Kusma,</li>
<li>Bulantı,</li>
<li>Karın hassasiyeti,</li>
<li>Karında şişlik,</li>
<li>Mide ağrısı,</li>
<li>İshal,</li>
<li>Zat&uuml;rre,</li>
<li>Bronşit.</li>
</ul>
<p>Ayrıca adenovir&uuml;s bağırsak enfeksiyonuna da yol a&ccedil;abilir. Orta kulak iltihabına sebep olan adenovir&uuml;s kulak ağrısı yapabilir. Adenovir&uuml;s&uuml;n daha nadiren g&ouml;r&uuml;len semptomları arasında mesane iltihabı ya da enfeksiyonu ve n&ouml;rolojik durumlar yer alır.</p>
<h3>Adenovir&uuml;s Konjonktiviti Belirtileri</h3>
<p>Adenovir&uuml;s&uuml;n en sık sebep olduğu rahatsızlıklardan biri konjonktivit(kırmızı g&ouml;z hastalığı) olduğundan bu hastalığa ayrıca değinmemizde fayda var. Adenovir&uuml;s&uuml;n g&ouml;ze bulaşması sonucunda ortaya &ccedil;ıkan bu rahatsızlık, genellikle hafiftir. Ancak&nbsp;adenovir&uuml;s g&ouml;z enfeksiyonu korneayı etkilediyse durum ciddi olabilir.</p>
<p>G&ouml;zde adenovir&uuml;s belirtileri ise ş&ouml;yledir:</p>
<ul>
<li>G&ouml;zlerin tahriş olması,</li>
<li>Fotofobi(Işığa karşı duyarlılık),</li>
<li>G&ouml;zlerden sulu akıntı gelmesi,</li>
<li>G&ouml;ze yabancı bir cisim batıyor hissi,</li>
<li>Kornea iltihabı,</li>
<li>G&ouml;z&uuml;n şeffaflığının kaybolması,</li>
<li>G&ouml;rmede azalma, bulanık ya da puslu g&ouml;rme.</li>
</ul>
<h3>Adenovir&uuml;s G&ouml;zde Ka&ccedil; G&uuml;nde İyileşir?</h3>
<p>Adenoviral konjonktivitin tam anlamıyla ge&ccedil;mesi biraz zaman alır. İyileşme yaklaşık 4-5 haftayı bulabilir.</p>
<p>Konjonktiviti durumunda evde tek kullanımlık pamuklarla g&ouml;zler ve g&ouml;z &ccedil;evreleri temizlenebilir. Bunun i&ccedil;in kullanılacak suyun kaynayıp ılımış olması gerekir. Enfeksiyon yalnızca tek g&ouml;zde bulunuyorsa diğer g&ouml;ze bulaşmaması i&ccedil;in ekstra &ouml;zen g&ouml;sterilmesinde de fayda var. Eğer belirtiler ciddileşiyorsa hi&ccedil; zaman kaybetmeden g&ouml;z hekimine başvurulmalıdır.</p>
<h2>Adenovir&uuml;s Testi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>Adenovir&uuml;s belirtileri taşıdığınızdan ş&uuml;pheleniyorsanız "Adenovir&uuml;s nasıl teşhis edilir?" ya da "Adenovir&uuml;s testi nasıl yapılır?" diye merak ediyor olabilirsiniz. Hekimler, hastanın muayene sonu&ccedil;larına ve semptomlara g&ouml;re adenovir&uuml;s teşhisi koyarlar. &Ouml;zellikle hastaların vir&uuml;sten en &ccedil;ok etkilenmesi muhtemel olan g&ouml;zlerini, boğazını ve solunum sistemini muayene ederler. Bunun dışında kan, idrar ve gaitadan &ouml;rnek alınarak adenovir&uuml;s testi uygulanabilir. Doktor isteğiyle PCR testi de yapılabilir. Ancak bu testlerin rutin olmadığının altını &ccedil;izelim.</p>
<h3>Gaitada Adenovir&uuml;s Antijeni Pozitif Ne Demek?</h3>
<p>Gaita yani dışkı testlerinin sonucunda adenovir&uuml;s antijenin pozitif &ccedil;ıkması, bireyin adenovir&uuml;s enfeksiyonuna yakalanmış olduğunu g&ouml;sterir.&nbsp;</p>
<h2>Adenovir&uuml;s Nasıl Bulaşır? Adenovir&uuml;sten Korunma Y&ouml;ntemleri Nelerdir?&nbsp;</h2>
<p>Adenovir&uuml;s t&uuml;rleri olduk&ccedil;a bulaşıcı ve son derece dayanıklıdır. Peki,&nbsp;adenovir&uuml;s nasıl bulaşır?</p>
<ul>
<li>Adenovir&uuml;s, enfekte olan kişinin hapşırığı veya &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml;yle yayılan partik&uuml;ller sebebiyle diğer kişilere bulaşabilir. Vir&uuml;s&uuml; i&ccedil;eren damlacıklar sağlıklı bireylerin ağzından, burnundan ya da g&ouml;z&uuml;nden v&uuml;cuduna girerek hastalığa neden olabilir.</li>
<li>Enfekte kişilerin temas ettiği nesne ya da y&uuml;zeylere&nbsp;dokunmak da adenovir&uuml;s enfeksiyonunun bulaşmasına yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Adenovir&uuml;s dışkı yoluyla da sağlıklı kişilere ge&ccedil;ebilir. Vir&uuml;s&uuml; taşıyan bir bebeğin bezini değiştirirken&nbsp;dışkıya temas etmek ya da tuvalete gittikten sonra yeterli hijyeni sağlamayan hastaların hazırladıklarını yemek hastalığın bulaşmasına sebebiyet verebilir.</li>
<li>Temiz olmayan k&uuml;&ccedil;&uuml;k g&ouml;l ya da klorlanmayan havuzlardan da adenovir&uuml;s bulaşabilir. Ancak bu nadiren ger&ccedil;ekleşir.</li>
<li>Adenovir&uuml;s&uuml;n bazı tipleri cinsel temasla da bulaşabilir.</li>
</ul>
<h3>Adenovir&uuml;s Bulaşıcılığı Ka&ccedil; G&uuml;n S&uuml;rer?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s kulu&ccedil;ka s&uuml;resi ise 5 ila 12 g&uuml;n i&ccedil;inde değişir ve enfekte olan kişide belirtilerinin başladığı ilk g&uuml;nlerde en y&uuml;ksek bulaşıcılığa sahiptir. Ancak hastalar iyileştikten sonra da vir&uuml;s&uuml; yaymaya devam edebilir. Adenovir&uuml;s&uuml;n bulaşma s&uuml;resi ilk belirtiler g&ouml;r&uuml;ld&uuml;kten sonra yaklaşık iki hafta s&uuml;rer.&nbsp;Ayrıca adenovir&uuml;sler y&uuml;zeyler &uuml;zerinde 30 g&uuml;ne kadar yaşamaya devam edebilir. Bu da hastaların temas ettiği y&uuml;zeylerin de y&uuml;ksek bulaş riski taşımasına yol a&ccedil;ar.</p>
<h3>Adenovir&uuml;sten Nasıl Korunabilirsiniz?</h3>
<p>Adenovir&uuml;sten korunmak i&ccedil;in bu noktalara dikkat edebilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Ellerinizi sabun ve su ile en az 20 saniye boyunca yıkamaya &ouml;zen g&ouml;stermelisiniz. &Ouml;zellikle dışarıdan eve geldiğinizde, tuvaleti kullandıktan sonra ve yemek yemeden &ouml;nce ellerinizi mutlaka temizlemelisiniz.</li>
<li>Yıkanmamış ellerinizle g&ouml;zlerinize, burnunuza ve ağzınıza dokunmaktan ka&ccedil;ınmalısınız.</li>
<li>Başkalarıyla kişisel eşyalarınızı, yemeğinizi veya i&ccedil;eceklerinizi paylaşmamalısınız.</li>
<li>Hasta kişilerle aranızdaki mesafenizi korumalısınız. &Ouml;p&uuml;şmek, sarılmak&nbsp;ve tokalaşmak gibi davranışlardan uzak durmalısınız.</li>
<li>Evinizi d&uuml;zenli olarak dezenfekte etmelisiniz.</li>
</ul>
<p>Bunlar dışında sağlıklı ve dengeli bir yaşam tarzını benimseyerek bağışıklık sisteminizi g&uuml;&ccedil;lendirebilirsiniz. İyi beslenmek, d&uuml;zenli egzersiz yapmak, stresten uzak durmak ve kaliteli uyku uyumak bağışıklık sisteminizi olumlu y&ouml;nde etkiler. Bunlara dikkat ederek kendinizi vir&uuml;slerin yıkıcı etkilerine karşı daha dayanıklı h&acirc;le getirebilirsiniz.</p>
<p>Ancak t&uuml;m tedbirlerinize rağmen adenovir&uuml;s size bulaşabilir. B&ouml;yle bir durumda hastalığın yayılmasını engellemek i&ccedil;in iyileşene kadar evde kalmaya, &ouml;ks&uuml;r&uuml;rken ya da hapşırırken ağzınızı dirseğinizin i&ccedil;ine doğru kapatmaya &ouml;zen g&ouml;stermelisiniz.</p>
<h2>Adenovir&uuml;s Tedavisi Nasıl Yapılır?&nbsp;</h2>
<p>Adenovir&uuml;s teşhisi alan hastaların en &ccedil;ok sorduğu sorular arasında "Adenovir&uuml;s nasıl ge&ccedil;er, tedavisi nasıl yapılır?" gibi sorular yer alır. &Ouml;ncelikle adenovir&uuml;s&uuml; tedavi etmek i&ccedil;in &ouml;zel bir antiviral ila&ccedil; ya da prosed&uuml;r&uuml;n bulunmadığının altını &ccedil;izelim.&nbsp;</p>
<p>Genellikle bir&ccedil;ok kişi adenovir&uuml;s enfeksiyonunu hafif ge&ccedil;irir ve bazı hastalar kendi kendine iyileşebilir. Bu nedenle &ccedil;oğunluk tıbbi bir m&uuml;dahale gerekmez. Hastalığın ağır ge&ccedil;tiği durumlarda hekimler vir&uuml;s nedeniyle ortaya &ccedil;ıkan semptomları ya da komplikasyonları gidermek, hastalığı iyileştirmek&nbsp;i&ccedil;in&nbsp;&ccedil;eşitli tedavileri uygular; yapmanız gerekenleri size aktarır.</p>
<h3>Adenovir&uuml;s Tedavisi İ&ccedil;in Hangi Doktora Gitmelisiniz?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s enfeksiyonu i&ccedil;in enfeksiyon hastalıkları uzmanlarına başvurabilirsiniz. Ancak adenovir&uuml;s v&uuml;cutta birbirinden farklı hastalıklara neden olduğundan&nbsp;adenovir&uuml;s g&ouml;z tedavisi i&ccedil;in g&ouml;z hastalıkları uzmanlarından, mide problemleri i&ccedil;in dahiliye uzmanlarından randevu alabilirsiniz. Eğer hastalık ge&ccedil;iren kişi &ccedil;ocuğunuzsa pediatri hekimleri gerekli tedaviyi d&uuml;zenleyebilir.&nbsp;</p>
<h3>Adenovir&uuml;s İ&ccedil;in Antibiyotik Re&ccedil;ete Edilir mi?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s enfeksiyonu ge&ccedil;iriyorsanız doktorunuz size antibiyotik re&ccedil;ete etmez. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; vir&uuml;slerin tedavisinde antibiyotiğin herhangi bir etkisi bulunmaz. Antibiyotikler, bakteri tedavisinde kullanılabilir.&nbsp;</p>
<h2>Adenovir&uuml;s&uuml;n Seyri ve İyileşme S&uuml;reci Nasıl İlerler?</h2>
<p>"Adenovir&uuml;s ka&ccedil; g&uuml;nde iyileşir?" veya "Adenovir&uuml;s ka&ccedil; g&uuml;n s&uuml;rer?" diye merak ediyorsanız kısaca bahsedelim. Adenovir&uuml;s semptomlarının bir&ccedil;oğu birka&ccedil; g&uuml;n ile iki hafta arasında ortadan kalkar. Ancak &ccedil;ok şiddetli enfeksiyonların iyileşmesi daha uzun s&uuml;rebilir. Ayrıca &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve g&ouml;zde oluşan enfeksiyonun ge&ccedil;mesi de daha fazla zaman alabilir.</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Adenovir&uuml;s İshali ve Ateşi Ne Kadar S&uuml;rer?</h3>
<p>"Adenovir&uuml;s ishali ve ateşi ka&ccedil; g&uuml;n s&uuml;rer?" sorusu, adenovir&uuml;sle ilgili en &ccedil;ok&nbsp;merak edilen sorular arasında yer alıyor. İshal ve ateşin ka&ccedil; g&uuml;n s&uuml;receği hastalığa yakalanan kişinin bağışıklığına, bulaşan adenovir&uuml;s tipine ve enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak değişir. Ancak genel olarak ateşin 1 ila 5 g&uuml;n arasında, ishalin ise 1 ila 10 g&uuml;n arasında ge&ccedil;ebileceğini s&ouml;yleyebiliriz. Eğer bahsettiğimiz belirtiler daha uzun s&uuml;r&uuml;yorsa mutlaka doktorunuzla g&ouml;r&uuml;şmelisiniz.</p>
<h3>Bebek ve &Ccedil;ocuklarda Adenovir&uuml;s Enfeksiyonda Nelere Dikkat Edilmeli?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s enfeksiyonu en &ccedil;ok 5 yaş altındaki &ccedil;ocuklarda ve bebeklerde g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Kreşe veya okula giden &ccedil;ocuklar arasında sık&ccedil;a ortaya &ccedil;ıkar ve hızlıca yayılır. &Ccedil;ocuklarda en sık rastlanan adenovir&uuml;s t&uuml;rleri; solunum yollarında iltihaplanma, akciğer iltihabı, konjonktivit, boğazda şişlik, bronşit yani akciğerlerdeki k&uuml;&ccedil;&uuml;k hava yollarının iltihaplanmasıdır. Bazı durumlarda sindirim sistemi enfeksiyonları da g&ouml;r&uuml;lebilir. &Ccedil;ocuğunuzda hastalık belirtilerini g&ouml;zlemliyorsanız hızlıca bir pediatri uzmanına başvurmanız gerekir. Bunun yanı sıra eğer &ccedil;ocuğunuz adenovir&uuml;s enfeksiyonu ge&ccedil;iriyorsa bu noktalara dikkat edebilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Doktorunuz herhangi bir ila&ccedil; re&ccedil;ete ettiyse &ccedil;ocuğunuzun ila&ccedil;ları d&uuml;zenli kullanmasına dikkat etmeli ve kontrollerini aksatmamalısınız.</li>
<li>&Ccedil;ocuğunuzun uykusunu almasını ve iyice dinlenmesini sağlamalısınız.</li>
<li>&Ccedil;ocukların dehidrasyon yaşamaması i&ccedil;in su, mama, anne s&uuml;t&uuml; ya da elektrolit i&ccedil;eren sıvıları t&uuml;ketmesi tavsiye edilir. Su i&ccedil;emeyen, ishal ya da kusma nedeniyle suyu v&uuml;cudunda tutamayan &ccedil;ocukların tıbbi m&uuml;dahaleye ihtiyacı olabilir. Siz de &ccedil;ocuğunuzun sıvı t&uuml;ketimini mutlaka g&ouml;zlem altında tutmalısınız.</li>
</ul>
<p>&Ccedil;ocuğunuz iyileşmeye başlasa bile adenovir&uuml;s&uuml; &ccedil;evresine bulaştırabilir. Bu nedenle &ccedil;ocuğunuz hen&uuml;z tam iyileşmediyse onu okula, parka veya kreşe g&ouml;ndermekten ka&ccedil;ınmalısınız. Ayrıca &ccedil;ocuğunuza ellerini doğru şekilde yıkamayı, &ouml;ks&uuml;r&uuml;rken ve hapşırırken mendil kullanmayı &ouml;ğretmelisiniz.</p>
<h3>Adenovir&uuml;s Aşısı Var mı?</h3>
<p>Ne yazık ki şu anda yeterli araştırma yapılmadığı ve veri toplanmadığı i&ccedil;in halkın kullanabileceği bir adenovir&uuml;s aşısı bulunmuyor. Vir&uuml;s&uuml;n bazı t&uuml;rleri i&ccedil;in aşı olsa da bunlar sadece y&uuml;ksek bulaş riski taşıyan asker&icirc; personele uygulanıyor. Mevcut aşılar bağışıklık sistemi zayıf kişilerde test edilmediği, g&uuml;venilirliği ve etkinliği araştırılmadığı i&ccedil;in genel kullanıma sunulmuş değil. Bu vir&uuml;s grubu&nbsp;i&ccedil;in aşı &ccedil;alışmaları devam ediyor.</p>
<h3>Adenovir&uuml;s Enfeksiyonu Sırasında Evde Alınabilecek &Ouml;nlemler Nelerdir?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s olduysanız doktorunuzun &ouml;nerilerini uygulayarak enfeksiyonu atlatabilirsiniz. İyileşme s&uuml;resinde&nbsp;şunları yapabilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Hastalığınız s&uuml;resince evde kalarak bol bol dinlenmeye, d&uuml;zenli uyumaya ve kendinizi yormamaya &ouml;zen g&ouml;stermelisiniz.&nbsp;</li>
<li>Dehidrasyona engel olmak i&ccedil;in sıvı t&uuml;ketiminizi artırmalısınız.</li>
<li>Vitamin ve mineral bakımından zengin, besleyici, taze gıdaları t&uuml;ketmelisiniz.</li>
<li>Boğazınızda enfeksiyon oluştuysa&nbsp;hava nemlendirici &uuml;r&uuml;nleri kullanabilir, gargara yapabilirsiniz.</li>
<li>Vir&uuml;s yalnızca size bulaştıysa evdeki diğer kişilere hastalığı ge&ccedil;irmemek i&ccedil;in onlardan ayrı bir odada kalabilirsiniz. Ayrıca adenovir&uuml;sler son derece diren&ccedil;li oldukları i&ccedil;in ellerinizi ve dokunduğunuz y&uuml;zeyleri sık sık iyi bir şekilde dezenfekte etmelisiniz.&nbsp;</li>
</ul>
<h3>Adenovir&uuml;s Enfeksiyonu Tekrarlar mı?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s ge&ccedil;irenlerin bir&ccedil;oğu "Adenovir&uuml;s tekrarlar mı?" sorusunun cevabını merak ediyor. Adenovir&uuml;s&uuml;n bir&ccedil;ok t&uuml;r&uuml; bulunur. Bu nedenle v&uuml;cudunuz enfeksiyon ge&ccedil;irdiğiniz i&ccedil;in bazı adenovir&uuml;s tiplerine karşı bağışıklık geliştirse de diğer vir&uuml;s tipleri nedeniyle tekrar enfeksiyon ge&ccedil;irme riskiniz bulunur.</p>
<h3>Adenovir&uuml;s ile Grip Arasındaki Farklar Nelerdir?</h3>
<p>Adenovir&uuml;s ve grip arasındaki temel farklardan bazıları:</p>
<ul>
<li>Gripten korunmak i&ccedil;in aşı yaptırabilirsiniz. Ancak şu anda adenovir&uuml;s i&ccedil;in bir aşı olmadığından bu m&uuml;mk&uuml;n değildir.</li>
<li>Adenovir&uuml;s, gribe g&ouml;re daha diren&ccedil;lidir. Y&uuml;zeylerde &ccedil;ok daha uzun s&uuml;re hayatta kalabilir. Bu da bulaş riskini artırır.</li>
<li>Adenovir&uuml;s t&uuml;rlerinin bazıları grip ya da soğuk algınlığına benzer semptomlara yol a&ccedil;abilir. Ancak adenovir&uuml;sler &ccedil;ok daha fazla belirtiye de sebep olabilir. &Ouml;rneğin yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len pn&ouml;moni vakalarının %5'inin nedeni, adenovir&uuml;st&uuml;r.</li>
</ul>
<h3>Hamilelik D&ouml;neminde Adenovir&uuml;s Enfeksiyonu Tehlikeli midir?</h3>
<p>Gebelik d&ouml;neminde kadınların bağışıklık sistemleri zayıflar. Bu nedenle adenovir&uuml;s de d&acirc;hil olmak &uuml;zere&nbsp;her hastalık daha ağır seyredebilir.&nbsp;Adenovir&uuml;s nedeniyle meydana gelecek ciddi komplikasyonların &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilebilmesi i&ccedil;in bu vir&uuml;se maruz kalan&nbsp;hamile kadınların doktor g&ouml;zetiminde olması ve destekleyici bakım alması &ouml;nem taşır.</p>
<p>Siz de hastalandığınız zaman evinizden &ccedil;ıkmak zorunda kalmadan uzman doktorlara muayene olmak ve hemen tedaviye başlamak istiyorsanız evde sağlık hizmetlerimiz i&ccedil;in bizimle iletişime ge&ccedil;ebilirsiniz. Size uygun yer ve zamanı belirledikten sonra hızlıca randevunuzu oluşturabilirsiniz.</p>

Adenovirüs, oldukça sık karşılaşılan ve birçok farklı hastalığa neden olan bir virüs grubu.

Adenovirüs Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

<p>RSV, her yaş grubundan bireyde solunum yolları enfeksiyonuna neden olabilen bulaşıcı vir&uuml;slerden biridir. Mevsimsel grip ve nezle gibi rahatsızlıklarla ortak belirtiler g&ouml;steren bu vir&uuml;s&uuml; diğer solunum yolu enfeksiyonlarından ayırt etmek zor olabilir. Hastalığın ilerleyerek ciddi sağlık problemlerine yol a&ccedil;masını &ouml;nlemek i&ccedil;in zamanında doğru teşhis edilmesi gerekir. Peki, RSV belirtileri nelerdir, tedavisi nasıl olur?</p>
<h2>RSV Nedir?</h2>
<p>RSV solunum yollarını etkileyen bir vir&uuml;st&uuml;r. RSV'nin a&ccedil;ılımıysa Respiratuar Sinsityal Vir&uuml;s&uuml;, yani solunum sinsityal vir&uuml;s&uuml;d&uuml;r. Yetişkinlerde de g&ouml;r&uuml;lebilen RSV'ye &ccedil;ocuklarda &ccedil;ok daha sık rastlanır.&nbsp;Bu vir&uuml;s aynı zamanda bir yaşından k&uuml;&ccedil;&uuml;klerde alt solunum yolu enfeksiyonlarının asıl nedeni olarak bilinir. RSV ge&ccedil;iren &ccedil;ocuklar vir&uuml;se karşı bağışıklık kazansa dahi hastalık tekrarlayabilir.&nbsp;&nbsp;</p>
<h2>RSV Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Genel&nbsp;olarak grip ve nezleyle benzer semptomlarla kendini g&ouml;steren RSV; hastanın genel durumuna, altta yatan bazı hastalıklara ve yaşına g&ouml;re farklı belirtiler g&ouml;sterebilir. Yaşa g&ouml;re karşılaşılan belirtiler şunlardır:</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda RSV Belirtileri&nbsp;&nbsp;</h3>
<p>Bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len RSV belirtileri şunlardır:</p>
<ul>
<li>Ateş,</li>
<li>Huzursuzluk,</li>
<li>Aktivite isteğinde azalma,</li>
<li>Solunum ve beslenme g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;,</li>
<li>İştahsızlık,</li>
<li>Hapşırma,</li>
<li>Hırıltılı nefes.&nbsp;&nbsp;</li>
</ul>
<h3>Yetişkinlerde RSV Belirtileri</h3>
<p>Yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len belirtilerse şunlardır:</p>
<ul>
<li>Burun akıntısı,</li>
<li>Ateş,</li>
<li>Hapşırık ve &ouml;ks&uuml;r&uuml;k.</li>
</ul>
<p>Ayrıca &ouml;zellikle ileri yaş grubunda yer alan ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde bu semptomların yanında akciğer enfeksiyonu da gelişebilir.&nbsp;</p>
<h2>RSV Bulaşıcı mıdır, Nasıl Bulaşır?</h2>
<p>RSV, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k nedeniyle havaya yayılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Vir&uuml;s&uuml; taşıyan birey, topluluk i&ccedil;inde hapşırdığı veya &ouml;ks&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; zaman gerekli &ouml;nlemleri almazsa vir&uuml;sl&uuml; damlacıklar havaya karışır. Ardından bu damlalar sağlıklı bireyin solunum yollarına yerleşir ve vir&uuml;s&uuml;n yerleştiği b&ouml;lgede hastalık gelişir.&nbsp;</p>
<p>RSV bulaşma yolları arasında hasta bireyle temas veya ortak ara&ccedil; gere&ccedil; kullanımı da vardır. Bu nedenle sağlıklı birey, vir&uuml;sle veya hasta kişinin kullandığı eşyayla temas ettiğinde ellerini burnuna veya g&ouml;z&uuml;ne değdirmemelidir. Bu aşamada ellerin en iyi şekilde dezenfekte edilmesi, hasta kişinin temas ettiği t&uuml;m eşyaların temizlenmesi gerekir.</p>
<h2>RSV'den Korunma Y&ouml;ntemleri Nelerdir?</h2>
<p>&Ouml;zellikle RSV salgını g&ouml;r&uuml;len d&ouml;nemlerde bu hastalıktan ka&ccedil;ınmak i&ccedil;in şunlara dikkat etmek gerekir:</p>
<ul>
<li>Eller s&uuml;rekli yıkanmalı. K&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşlardaki &ccedil;ocuklara da d&uuml;zenli el yıkama alışkanlığı kazandırılmalı.</li>
<li>Eller yeterince temiz değilken ağza, burna ve g&ouml;zlere temas etmekten&nbsp;ka&ccedil;ınılmalı.</li>
<li>Vir&uuml;sle enfekte olmuş kişilerle yakın temasta bulunmamaya &ouml;zen g&ouml;sterilmeli.</li>
<li>Ortak kullanım alanları sıklıkla dezenfekte edilmeli.</li>
<li>Yenidoğanda&nbsp;RSV&nbsp;enfeksiyonunu &ouml;nlemek i&ccedil;in bebeğin yabancılarla veya hastalık taşıma ihtimali olan&nbsp;bireylerle temasına dikkat edilmeli.&nbsp;</li>
<li>Vir&uuml;s&uuml;n daha &ccedil;ok kişiye bulaşmasını &ouml;nlemek i&ccedil;in hasta &ccedil;ocuklar okula g&ouml;nderilmemeli.</li>
<li>&Ouml;zellikle k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuklar ve bebekler kalabalık ortamlardan uzak tutulmalı.</li>
</ul>
<h3>RSV Aşısı Nedir? RSV Aşısı Yan Etkileri Nelerdir?</h3>
<p>RSV aşısı&nbsp;olarak Synagis&nbsp;isimli bir preparat yani hazır ila&ccedil; kullanılır. Bu preparat, diğer aşılardan farklı olarak bu vir&uuml;s&uuml;n y&uuml;zeyindeki bir yapıya karşı geliştirilen antikorlardan oluşur. Bu aşı &ccedil;eşidinin, RSV enfeksiyonunun en yoğun g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; ekim ve mart ayları arasında hastaya 1 ay arayla en fazla 5 doz olacak şekilde yapılması tavsiye edilir.&nbsp;</p>
<p>Aşılanması uygun bulunan risk gruplarıysa şunlardır:</p>
<ul>
<li>Kronik kalp ve akciğer hastalığı olan bebekler,</li>
<li>Gebelik haftası 29 haftadan az olan ve 1 yaşından k&uuml;&ccedil;&uuml;kler,</li>
<li>Gebelik haftası 32 haftadan az ve 3 aydan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bebekler.</li>
</ul>
<p>Bunların yanı sıra 60 yaş ve &uuml;zerindekiler veya kronik hastalığı olan bireyler de bu uygulamanın kendileri i&ccedil;in uygun olup olmadığını &ouml;ğrenmek ve i&ccedil;eriğine dair ayrıntılı bilgi sahibi olmak i&ccedil;in hekime başvurabilirler.&nbsp;</p>
<h4>Aşının Yan Etkileri</h4>
<p>Her aşı gibi RSV i&ccedil;in uygulanan koruyucu preparatın da birtakım yan etkileri olabilir. RSV preparatının en bilinen ve sık rastlanan yan etkilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Aşı yerinde ağrı, kızarıklık veya şişlik,</li>
<li>Ateş,</li>
<li>Bulantı veya kusma,</li>
<li>İshal,</li>
<li>Yorgunluk hissi,</li>
<li>Kas ve eklem ağrısı.</li>
</ul>
<p>Yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len bu belirtiler ortalama birka&ccedil; g&uuml;n s&uuml;rebilir. Bu semptomları daha uzun s&uuml;re g&ouml;rmeye devam ettiğiniz takdirde hekiminize danışabilirsiniz.&nbsp;</p>
<h2>RSV Tanısı Nasıl Konulur?&nbsp;</h2>
<p>Hafif seyreden RSV'nin belirtileri grip veya nezleyle &ccedil;ok benzediği i&ccedil;in hekimler her zaman test &ouml;nermeyebilir. Ancak hekimin, hastanın tıbbi ge&ccedil;mişi ve klinik bulgularını g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurarak bu enfeksiyonun varlığından ş&uuml;phe etmesi &ouml;nemlidir. Hekimlerin RSV d&uuml;ş&uuml;ncesiyle yaklaştığı hastalardan alınan &ouml;rnekler veya kan testleri sayesinde hastaya kesin tanı konabilir.&nbsp;</p>
<p>Bir yaşından k&uuml;&ccedil;&uuml;k bebeklerde, 50 yaş &uuml;zeri yetişkinlerde ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerde RSV bulguları olup olmadığı araştırılır. Ayrıca&nbsp;bronşit, zat&uuml;rre ve astım gibi hastalıklar atlatan bireyler i&ccedil;in de RSV testi gerekli g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h2>RSV Testi Nedir? Nasıl Yapılır?</h2>
<p>RSV testi, vir&uuml;s&uuml;n yoğun bir şekilde yer aldığı burundan s&uuml;r&uuml;nt&uuml; alma yoluyla(nazofarengeal sekresyon) yapılır. PCR testine ek olarak gerekli g&ouml;r&uuml;l&uuml;rse hastanın RSV spesifik antikor ve k&uuml;lt&uuml;r d&uuml;zeyleri de incelenebilir. Bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda vir&uuml;s yoğunluğu ve kalıcılığı y&uuml;ksek olduğundan tanı koymak i&ccedil;in burun s&uuml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; antijen testi yeterli olur.</p>
<h2>RSV Tedavisi Nasıl Yapılır? Hastalık Ka&ccedil; G&uuml;nde Ge&ccedil;er?</h2>
<p>RSV'nin ilacı ve &ouml;zel bir tedavisi yoktur.&nbsp;Vir&uuml;s&uuml;n sebep olduğu klinik tabloya g&ouml;re&nbsp;birtakım tedaviler uygulanır. Bunlar semptomların durumuna g&ouml;re belirlenen tedavilerdir. &Ouml;rneğin ileri yaş bireylerde ve k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuklarda sıvı kaybını engellemek veya sıvı eksiği varsa bu a&ccedil;ığı tamamlamak &uuml;zere sıvı takviyesi yapılabilir. Nefes alma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; yaşayanlar i&ccedil;inse nefes a&ccedil;ıcı bazı ila&ccedil;lar verilebilir. Solunum sıkıntısı g&ouml;r&uuml;len bireylere oksijen tedavisi uygulanabilir. Ateşi y&uuml;kselen hastalar i&ccedil;inse ateş d&uuml;ş&uuml;r&uuml;c&uuml; ila&ccedil;lara başvurulabilir.</p>
<p>RSV viral bir enfeksiyon olduğu i&ccedil;in antibiyotik tedavisi uygulanmaz. Ancak&nbsp;bu hastalığa eşlik eden&nbsp;bakteriyel bir enfeksiyonların&nbsp;bulunması ya da RSV bronşiti sonrasında akciğer enfeksiyonu veya kulak iltihabı meydana gelmesi m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bu gibi durumlarda antibiyotik tedavisi&nbsp;uygun g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<p>RSV'nin şiddetli seyrettiği hastalarda hızlı nefes alıp verme, oksijen yetersizliği, morarma ve nefes alma g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; gibi belirtiler izlendiği takdirde tedavi m&uuml;şahede altında yapılabilir. Bunun yanı sıra doğuştan&nbsp;akciğer ve kalp rahatsızlığı olan altı haftadan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bebeklerin de hastanede g&ouml;zetim altında tedavi edilmesi &ouml;nerilir.</p>
<h3>RSV Ka&ccedil; G&uuml;nde İyileşir?</h3>
<p>Vir&uuml;sle temas edilmesinin ardından&nbsp;ortalama 4 ila 6 g&uuml;n sonra &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, hapşırık, burun akıntısı ve ateş gibi semptomlar g&ouml;r&uuml;lmeye başlar. &Ccedil;ocuklarda&nbsp;ve bebeklerdeyse &ccedil;oğunlukla 3 ila 5 g&uuml;n i&ccedil;inde semptomlar kendini belli eder. RSV iyileşme s&uuml;reci hasta &ouml;zelinde değerlendirilebilir. Altta yatan farklı rahatsızlıklar veya ileri yaş gibi &ouml;zel nedenler dışında hasta olan kişi, bir veya iki hafta i&ccedil;inde sağlığına kavuşabilir.&nbsp;</p>
<h2>RSV İyileşme S&uuml;recinde Dikkat Edilmesi Gerekenler</h2>
<p>RSV genellikle hafif belirtilerle seyreder ve bireyin bağışıklık sisteminin g&uuml;&ccedil;l&uuml; olması h&acirc;linde hastalık kendiliğinden ge&ccedil;er. İyileşme s&uuml;recini hızlandırmak i&ccedil;inse şunlara dikkat edilebilir:</p>
<ul>
<li><strong>Bağışıklık Sistemi G&uuml;&ccedil;lendirilmeli:</strong>&nbsp;Dengeli ve doğru beslenme, d&uuml;zenli uyku ve egzersizle bağışıklık sistemi g&uuml;&ccedil;lendirilebilir. G&uuml;&ccedil;l&uuml; bir bağışıklık sistemi, enfeksiyonlara karşı direnci artırmaya ve hastalıklarla savaşmaya yardımcı olur.</li>
<li><strong>Yeterli Sıvı T&uuml;ketilmeli:&nbsp;</strong>Bazı hastalarda semptomlarla birlikte dehidrasyon, yani sıvı kaybı g&ouml;r&uuml;lebilir. Hastalık s&uuml;resince sıvı kaybını &ouml;nlemek i&ccedil;in&nbsp;yeterli miktarda sıvı t&uuml;ketimine &ouml;zen g&ouml;stermek gerekir.<strong>&nbsp;</strong></li>
<li><strong>Sigara Dumanından Uzak Durulmalı:</strong>&nbsp;Sigara dumanı hem iyileşmeyi geciktirir hem belirtilerin artmasına yol a&ccedil;ar. Bu nedenle iyileşme evresinde sigara dumanından uzak durulması tavsiye edilir.</li>
<li><strong>Hava Nemlendirilmeli:</strong>&nbsp;Hastanın bulunduğu ortamın nem dengesi son derece &ouml;nemlidir.&nbsp;Nemli hava &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml;n azalmasına ve solunumun rahatlamasına yardımcı olur. Bu nedenle ortamın nemli tutulmasına dikkat edilmelidir.</li>
<li><strong>Burun A&ccedil;ık Tutulmalı:</strong>&nbsp;Burnun tıkalı olması &ouml;zellikle &ccedil;ocuk hastalarda orta kulak iltihabına yol a&ccedil;abilir. Bu nedenle burnun a&ccedil;ık tutulmasına dikkat etmek gerekir. Hekimin uygun g&ouml;rmesi h&acirc;linde burun a&ccedil;ıcı spreyler kullanılabilir.&nbsp;</li>
<li><strong>İstirahat Edilmeli:</strong>&nbsp;İyileşme s&uuml;recinde yeterince dinlenmeye &ouml;zen g&ouml;sterilmeli. Ayrıca hastanın kendini izole ederek evde dinlenmesi sağlıklı bireylere bu vir&uuml;s&uuml;n bulaşmasını &ouml;nleme a&ccedil;ısından da &ouml;nemlidir.</li>
<li><strong>Hapşırık veya &Ouml;ks&uuml;r&uuml;k Anında Ağız Kapatılmalı:</strong>&nbsp;Hasta, istirahat s&uuml;recinde kendini izole etse dahi hapşırık veya &ouml;ks&uuml;r&uuml;k anında ağzını kapatmalıdır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; her hapşırık veya &ouml;ks&uuml;r&uuml;kte havaya karışan vir&uuml;s y&uuml;k&uuml; artar. Bu durum da iyileşme s&uuml;recini olumsuz etkiler.</li>
</ul>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>RSV ve Covid Arasındaki Fark Nedir?</h3>
<p>RSV ve Covid'i sadece klinik verilerle ayırt etmek g&uuml;&ccedil;t&uuml;r. Her iki hastalıkta da &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve ateş g&ouml;r&uuml;lebilir. Bunun yanı sıra Covid'de spesifik olarak koku ve tat kaybı olması muhtemeldir. RSV'yi Covid'den ayıran en &ouml;nemli farklardan bir diğeriyse &ouml;zellikle ileri yaş grubunda ve &ccedil;ocuklarda g&ouml;r&uuml;len hırıltılı nefestir. Birbirine &ccedil;ok benzeyen bu rahatsızlıkların doğru bi&ccedil;imde ayırt edilebilmesi i&ccedil;in PCR gibi test y&ouml;ntemlerinin uygulanması gerekir.&nbsp;</p>
<h3>RSV Enfeksiyonu Kimler İ&ccedil;in Risklidir?</h3>
<p>RSV enfeksiyonu en &ccedil;ok; premat&uuml;re ve 8-10 haftalık bebekler i&ccedil;in risklidir. Bunun yanı sıra farklı kronik hastalıkları bulunan, bağışıklık&nbsp;sistemiyle alakalı sorunları olan ve &ccedil;oğunlukla kapalı alanlarda zaman ge&ccedil;iren &ccedil;ocuklar i&ccedil;in risklidir. Ayrıca 65 yaş ve &uuml;zeri bireyler, akciğer ve kalp rahatsızlığı yaşayan hastalar da riskli grupta sayılır.&nbsp;</p>
<h3>RSV Sezonu Ne Zaman? En Sık Hangi Aylarda G&ouml;r&uuml;l&uuml;r?</h3>
<p>RSV &ccedil;oğunlukla erken ilkbahar ve kış aylarında g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Her yıl salgın olarak ortaya &ccedil;ıkan RSV kasım ve aralıkta başlar. Ocak ve şubat aylarında pik yapan bu hastalık, nisan ayı bitiminde etkisini yitirir.</p>
<h3>RSV Antijeni Nedir?</h3>
<p>RSV ş&uuml;phesiyle yaklaşılan bireylere tanı konması i&ccedil;in yapılan testler hızlı RSV antijen testleridir. Bu testler yardımıyla hastadan alınan numunede antijen&nbsp;adı verilen RSV'ye ait protein par&ccedil;alarının olup olmadığı tespit edilir. Ortalama 1 saat i&ccedil;inde sonu&ccedil;lanan bu testlerle RSV pozitif veya negatif sonucuna ulaşılır.</p>
<p>Pozitif sonu&ccedil;, vir&uuml;s&uuml;n varlığına kesin olarak işaret ederken negatif sonu&ccedil; vir&uuml;s&uuml;n bulunmadığı anlamına gelir. Ancak test sonu&ccedil;larını hastalık bulgularıyla birlikte değerlendiren hekim, negatif sonuca dair ş&uuml;phe duyarsa testin yenilenmesini talep edebilir.&nbsp;&nbsp;</p>
<h3>RSV Vir&uuml;s&uuml; Bitkisel Y&ouml;ntemlerle Tedavi Edilebilir mi?</h3>
<p>Grip ve soğuk algınlığının sık g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; kış aylarında ekinezya, ıhlamur ve papatyanın bitki &ccedil;ayı olarak t&uuml;ketildiği g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Ancak RSV i&ccedil;in tedaviyi destekleyici &ouml;zelliğiyle bilinen, etkinliği bilimsel olarak ispatlanmış &ouml;zel bir bitki t&uuml;r&uuml;nden s&ouml;z edebilmek m&uuml;mk&uuml;n değildir. Hatta bazı bitkiler, bilinmeyen etkileri nedeniyle tedavinin seyrini olumsuz da etkileyebilir. Bu nedenle herhangi bir şik&acirc;yetiniz i&ccedil;in&nbsp;bitkisel y&ouml;ntemlerden yararlanmak istediğinizde hekiminize danışmanız son derece &ouml;nemlidir.</p>
<p>En &ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocukları ve bebekleri etkileyen RSV, d&ouml;nem d&ouml;nem tekrarlayan viral enfeksiyonlar grubunda yer alır. Bu vir&uuml;s&uuml;n spesifik bir tedavi y&ouml;ntemi olmamakla birlikte hastalığın semptomlarını ortadan kaldırmak ve iyileşme s&uuml;recini desteklemek amacıyla birtakım takviye ila&ccedil; ve tıbbi y&ouml;ntemler uygulanabilir. Siz de d&uuml;zenli uyku, beslenme ve hijyene dikkat ederek RSV gibi yaygın g&ouml;r&uuml;len bulaşıcı hastalıklara karşı &ouml;nleminizi alabilirsiniz.</p>
<p>RSV veya farklı bir rahatsızlık i&ccedil;in test yaptırmak veya tıbbi bakım hizmeti almak isterseniz bizimle hemen iletişime ge&ccedil;ebilirsiniz. 360Sağlık olarak siz neredeyseniz sağlık orada diyor, ihtiya&ccedil; duyduğunuz sağlık hizmetini evinizin konforunda almanıza yardımcı oluyoruz.</p>

RSV, her yaş grubundan bireyde solunum yolları enfeksiyonuna neden olabilen bulaşıcı virüslerden biridir

RSV Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

<div class="content-detail__text formatted">
<p>Pn&ouml;moni(zat&uuml;rre), solunum sistemini ve solunum fonksiyonlarını ciddi şekilde etkileyen kompleks bir enfeksiyon hastalığıdır. Peki zat&uuml;rre bulaşıcı mı, v&uuml;cudu nasıl etkiler ve bu etkileri azaltmak i&ccedil;in neler yapılabilir? Zat&uuml;rreyle alakalı merak ettiğiniz t&uuml;m detayları yazımızda bulabilirsiniz.</p>
<h2>Pn&ouml;moni(Zat&uuml;rre) Nedir? &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</h2>
<p>Zat&uuml;rre, akciğerlerdeki hava keseciklerinin sıvıyla dolduğu ciddi bir enfeksiyondur. Hastalık; nedenine, yaşınıza ve genel sağlık durumunuza bağlı olarak hafif veya şiddetli olarak g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</p>
<p>En yaygın pn&ouml;moni &ccedil;eşitleri şunlardır:&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Viral Pn&ouml;moni:</strong>&nbsp;Influenza(grip), solunum sinsityal vir&uuml;s&uuml;(RSV) ve adenovir&uuml;s gibi vir&uuml;slerden kaynaklanır. Belirtiler arasında ateş, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, nefes darlığı ve kas ağrıları yer alır.&nbsp;</li>
<li><strong>Bakteriyel Pn&ouml;moni:</strong>&nbsp;Streptococcus&nbsp;gibi bakterilerden kaynaklanan pn&ouml;moni &ccedil;eşididir. Bunun yanı sıra haemophilus influenzae, klebsiella pneumoniae, pseudomonas aeruginosa gibi bakteri t&uuml;rleri de zat&uuml;rreye neden olabilir. Bakteriyel pn&ouml;moni belirtileri arasında y&uuml;ksek ateş, titreme, balgamlı &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, g&ouml;ğ&uuml;s ağrısı ve nefes almada zorluk vardır.</li>
<li><strong>Mikoplazma Pn&ouml;monisi:</strong>&nbsp;"Y&uuml;r&uuml;yen zat&uuml;rre" olarak adlandırılan bu zat&uuml;rre &ccedil;eşidine mycoplasma pneumoniae, chlamydophila pneumoniae, legionella pneumophila bakterileri neden olur. Bu t&uuml;r, atipik pn&ouml;moni olarak da isimlendirilir. Bu pn&ouml;moni&nbsp;&ccedil;eşidinde genellikle hafif semptomlar g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;Belirtiler arasında inat&ccedil;ı &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, d&uuml;ş&uuml;k ateş, yorgunluk ve g&ouml;ğ&uuml;s rahatsızlığı&nbsp;g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li>
</ul>
<p>Yaygın zat&uuml;rre t&uuml;rleri arasında ş&ouml;yle bir gruplandırmadan da s&ouml;z etmek gerekir:</p>
<ul>
<li><strong>Toplum K&ouml;kenli Pn&ouml;moni:</strong>&nbsp;Toplum kaynaklı pn&ouml;moni en yaygın pn&ouml;moni t&uuml;rlerinden biridir ve hastane dışında yakalanılan zat&uuml;rreye işaret eder.</li>
<li><strong>Hastane Kaynaklı Pn&ouml;moni:&nbsp;</strong>Genellikle hastanın hastaneye kabul&uuml;n&uuml; takip eden&nbsp;beş veya daha fazla g&uuml;n sonra ortaya &ccedil;ıkar. Ventilat&ouml;r ilişkili pn&ouml;moni de bu&nbsp;gruba d&acirc;hildir. Hastaneye yatırılan kişiler belirli bir hastalıktan muzdarip olduğundan&nbsp;zat&uuml;rre daha ağır seyreder. Dolayısıyla ciddi bir tedavi s&uuml;recine ihtiya&ccedil; duyulur.&nbsp;</li>
</ul>
<p>Spesifik pn&ouml;moni t&uuml;r&uuml;n&uuml;n belirlenmesi, uygun tedavi planının se&ccedil;ilmesi i&ccedil;in son derece &ouml;nemlidir. Bazı zat&uuml;rre t&uuml;rleri aşılar ve iyi hijyen uygulamalarıyla &ouml;nlenebilse de herkes zat&uuml;rreye yakalanabilir ve semptomlar g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde tıbbi yardım almak hayati &ouml;nem taşır.</p>
<h2>Pn&ouml;moni(Zat&uuml;rre) Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Zat&uuml;rrenin belirtileri; enfeksiyona neden olan mikrobun t&uuml;r&uuml;, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu gibi fakt&ouml;rlere bağlı olarak değişir. Hafif semptomlar genellikle soğuk algınlığı veya&nbsp;gribinkilere&nbsp;benzer.&nbsp;Ancak daha uzun s&uuml;rer.&nbsp;Zat&uuml;rre belirtileri genellikle şunları i&ccedil;erir:</p>
<ul>
<li>Nefes alırken g&ouml;ğ&uuml;s ağrısı,</li>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>Ateş, terleme ve titreme,</li>
<li>Normalden d&uuml;ş&uuml;k v&uuml;cut ısısı(65 yaş &uuml;st&uuml; yetişkinlerde ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde),</li>
<li>Bulantı, kusma veya ishal,</li>
<li>Oksijen eksikliği nedeniyle dudaklarda ve tırnaklarda mavimsi renk,</li>
<li>Yeşil, sarı veya kanlı mukus &uuml;reten &ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>İştah kaybı,</li>
<li>Hızlı nabız.</li>
</ul>
<p>Zat&uuml;rre belirtilerinin tamamı aynı anda ortaya &ccedil;ıkmayabilir. Ayrıca bazı insanlar atipik pn&ouml;moni etkenlerini hissetmeyebilir. &Ouml;zellikle yaygın belirtilerden olan ateş, bazı kişilerde g&ouml;r&uuml;lmez. Yenidoğan ve bebek pn&ouml;monisinde ateşsiz zat&uuml;rre belirtileri daha yaygındır.</p>
<p>Siz de bu belirtilerden bir veya birka&ccedil;ına sahipseniz vakit ge&ccedil;irmeden bir g&ouml;ğ&uuml;s hastalıkları uzmanına başvurabilirsiniz.</p>
<h2>Pn&ouml;moni(Zat&uuml;rre) Nasıl Bulaşır? Nedenleri Nelerdir?</h2>
<p>Zat&uuml;rrenin bulaşıcılığına ilişkin endişeler olduk&ccedil;a yaygındır. Nitekim zat&uuml;rreye sebep olan bakteri ve vir&uuml;sler bulaşıcıdır. &Ouml;rneğin, streptokok pn&ouml;moni gibi bazı bakteriler, enfekte olmuş y&uuml;zeylere&nbsp;dokunulmasıyla&nbsp;veya &ouml;ks&uuml;rme yoluyla insandan insana yayılır.&nbsp;Hastayla yakın temas&nbsp;zat&uuml;rrenin&nbsp;bulaşmasına neden olabilir. Mantar kaynaklı zat&uuml;rre t&uuml;rleriyse bulaşıcı değildir.</p>
<p>Zat&uuml;rreye neden olan&nbsp;başlıca fakt&ouml;rler şunlardır:</p>
<ul>
<li>Bakteriler,</li>
<li>Vir&uuml;sler,</li>
<li>Mantarlar,</li>
<li>Parazitler,</li>
<li>Kimyasallar.</li>
</ul>
<p>Pn&ouml;moni genellikle birden fazla fakt&ouml;r&uuml;n etkileşimi sonucunda ortaya &ccedil;ıkar. &Ouml;zellikle bağışıklık sistemi&nbsp;zayıf&nbsp;bireylerde pn&ouml;moni risk fakt&ouml;rleri daha belirgindir.&nbsp;</p>
<h3>Pn&ouml;moni ve Menenjit Gibi Hastalıklara Neden Olan Enfeksiyon Etkeni Hangisidir?</h3>
<p>Pn&ouml;moni ve menenjit gibi hastalıklara neden olabilen enfeksiy&ouml;z ajanlar genellikle bakteri ve vir&uuml;slerdir. &Ouml;zellikle streptococcus pneumoniae ve&nbsp;haemophilus influenzae bakterileridir. Ayrıca influenza vir&uuml;sleri, solunum sinsityal vir&uuml;s&uuml;(RSV) ve adenovir&uuml;sler de pn&ouml;moni ve menenjite yol a&ccedil;abilir.</p>
<h3>Zat&uuml;rre Uyku Yapar mı?</h3>
<p>Zat&uuml;rre h&acirc;lsizlik ve yorgunluğa neden olur. Bu durum, "Zat&uuml;rre uyku yapar mı?" sorusuna yanıt verir.&nbsp;Hastalar, ortaya &ccedil;ıkan belirtiler nedeniyle zat&uuml;rre s&uuml;recinde daha fazla uyumaya eğilimli olabilir. Ayrıca semptomlardan kaynaklanan rahatsızlıklar nedeniyle uyku kalitesinin d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; de g&ouml;zlemlenebilir.</p>
<h3>Zat&uuml;rre &Uuml;ş&uuml;tmekten mi Olur?</h3>
<p>Zat&uuml;rre, genellikle mantar, bakteri veya vir&uuml;slerin solunum sistemine yerleşmesi sonucu oluşan bir enfeksiyondur. Dolayısıyla &uuml;ş&uuml;mek doğrudan zat&uuml;rreye neden olmaz ancak soğuk havaya maruz kalmak bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu da kişinin enfeksiyonlara karşı savunmasını azaltabilir. Bu durumda kişi, hastalığa neden olan organizmalarla&nbsp;temas ettiğinde zat&uuml;rre gibi ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına&nbsp;karşı daha savunmasız kalabilir.</p>
<h3>Pn&ouml;moni Aşısı Ne Zaman Yapılır?</h3>
<p>Zat&uuml;rrenin yoğun şekilde g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; bir mevsim&nbsp;yoktur. Siz ve doktorunuz zat&uuml;rre aşısı olmanız gerektiğine karar verirseniz bunu yılın herhangi bir zamanında yaptırabilirsiniz. Grip mevsimindeyseniz her aşıyı farklı bir kolunuza yaptırarak aynı zamanda zat&uuml;rre aşısı da olabilirsiniz.</p>
<h2>Pn&ouml;moni(Zat&uuml;rre) Tanısı Nasıl Konur?</h2>
<p>Pn&ouml;moni&nbsp;tanısı, hastalığın tipik semptomlarına dayanarak konulabilir.&nbsp;Fiziksel muayenede doktor stetoskop kullanarak akciğerleri dikkatle dinler, nabzınızı ve kan basıncınızı &ouml;l&ccedil;er. Genellikle akciğerlerin r&ouml;ntgeni de &ccedil;ekilir. Pn&ouml;monik infiltrasyon, akciğerde iltihaplanma olup olmadığını&nbsp;g&ouml;sterir. Pn&ouml;moni evreleri hakkında bilgi verir.</p>
<p>Hekimin gerekli g&ouml;rmesi durumunda&nbsp;BT'yle de g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme yapılabilir.&nbsp;Bunun yanı sıra ultrason kullanılabilir. Ek olarak kandan, idrardan ve &ouml;ks&uuml;r&uuml;kle &ccedil;ıkarılan mukustan &ouml;rnek alınarak iltihaba tam olarak hangi&nbsp;organizmaların&nbsp;neden olduğu araştırılabilir.</p>
<h2>Pn&ouml;moni(Zat&uuml;rre) Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>Zat&uuml;rre tedavisi enfeksiyonun iyileştirilmesini ve komplikasyonların &ouml;nlenmesi amacıyla planlanır.&nbsp;Peki, zat&uuml;rre nasıl ge&ccedil;er? İşte&nbsp;yaygın şekilde kullanılan tedavi y&ouml;ntemleri:</p>
<ul>
<li><strong>Antibiyotik Tedavisi</strong>: Pn&ouml;moniye bakteriler neden oluyorsa genellikle antibiyotik re&ccedil;ete edilir. Pn&ouml;monide antibiyotik se&ccedil;imi, bakteri t&uuml;r&uuml;ne bağlı olarak değişir.&nbsp;</li>
<li><strong>Antiviral İla&ccedil; Tedavisi:</strong>&nbsp;Viral pn&ouml;moni tedavisinde antiviral pn&ouml;moni ila&ccedil;ları kullanılır. Bu ila&ccedil;lar vir&uuml;s&uuml;n etkisini azaltır.</li>
<li><strong>Semptomatik Tedavi:</strong>&nbsp;Bu tedavi, hastada g&ouml;r&uuml;len semptomları hafifletmeye y&ouml;neliktir. Bu yolla ateş, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve ağrı gibi semptomlar kontrol altına alınır. Tedavide &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml; hafifletmek amacıyla &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ila&ccedil;ları kullanılır. Antipiretik(ateş d&uuml;ş&uuml;r&uuml;c&uuml;) ila&ccedil;lar, ateşin kontrol altına alınmasında etkilidir. Bunun yanı sıra yeterli oksijen alınamaması durumunda oksijen tedavisi gibi uygulamalar da kullanılır.</li>
<li><strong>Hastane Tedavisi:</strong>&nbsp;Bazı durumlarda pn&ouml;moni daha ciddi seyirlidir ve hastaneye yatış gerekebilir. Bu durumda damar yoluyla verilen antibiyotikler ve tedaviyi destekleyici birtakım y&ouml;ntemler&nbsp;kullanılır. Ayrıca akciğer ve g&ouml;ğ&uuml;s duvarı arasında &ccedil;ok fazla sıvı varsa bu kataterle veya ameliyatla boşaltılır.</li>
</ul>
<p>Zat&uuml;rre tedavisi risk fakt&ouml;rlerine ve zat&uuml;rrenin ne kadar ciddi olduğuna bağlıdır.<strong>&nbsp;</strong>Dolayısıyla tamamen kişiye &ouml;zel bir tedavi s&uuml;reci izlenir.</p>
<h3>Pn&ouml;moniye Ne İyi Gelir?</h3>
<p>Evde veya hastanede tedavi alırken şu &ouml;nlemler tedaviye yardımcı olabilir:</p>
<ul>
<li><strong>Bol Sıvı T&uuml;ketimi:</strong>&nbsp;Zat&uuml;rreden kurtulmanıza yardımcı olması i&ccedil;in sıvı alımınızı artırmayı deneyebilirsiniz. Bol miktarda sıvı t&uuml;ketmek zat&uuml;rre i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Bu, dehidrasyonu &ouml;nlemeye ve zat&uuml;rrenin iyileşme&nbsp;belirtisi g&ouml;stermesine&nbsp;yardımcı olacaktır.&nbsp;</li>
<li><strong>Zencefil:</strong>&nbsp;Zencefil, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k de d&acirc;hil olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok solunum probleminde faydalıdır ve&nbsp;&ouml;ks&uuml;r&uuml;k i&ccedil;in yaygın olarak kullanılan doğal bir ila&ccedil;tır. Bir miktar&nbsp;taze zencefili ezebilir, suya ekleyebilir ve suyu kaynatabilirsiniz.&nbsp;</li>
<li><strong>Bal:</strong>&nbsp;Bal etkili bir &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ilacıdır. Ballı sıcak s&uuml;t i&ccedil;mek kuru &ouml;ks&uuml;r&uuml;kten kurtulmaya ve s&uuml;rekli &ouml;ks&uuml;r&uuml;k nedeniyle ortaya &ccedil;ıkabilecek g&ouml;ğ&uuml;s ağrısını hafifletmeye yardımcıdır. Ancak herhangi bir &uuml;r&uuml;n&uuml; &ouml;ks&uuml;r&uuml;k bastırıcı olarak kullanmadan &ouml;nce mutlaka doktora danışmak gerekir. &Ouml;ks&uuml;r&uuml;k, akciğerlerin temizlenmesine yardımcı olması bakımından son derece &ouml;nemlidir.</li>
<li><strong>Nane &Ccedil;ayı:</strong>&nbsp;Nane, tahrişi hafifletmeye ve mukusu dışarı atmaya yardımcıdır. Araştırmalar, nanenin etkili bir dekonjestan, antiinflamatuar ve ağrı kesici olabileceğini g&ouml;stermektedir. G&uuml;n i&ccedil;inde nane &ccedil;ayı t&uuml;ketmek sizi rahatlatacaktır.</li>
</ul>
<p>Bir kez zat&uuml;rre ge&ccedil;irdikten sonra, bunu tekrar yaşama olasılığınız daha y&uuml;ksektir. Genel sağlığınızı iyileştirmek ve riskinizi azaltmak i&ccedil;in neler yapabileceğinizi doktorunuzla mutlaka konuşmalısınız.</p>
<h2>Pn&ouml;moni İyileşme S&uuml;recinde Dikkat Edilmesi Gerekenler</h2>
<ul>
<li>Pn&ouml;moni iyileşme s&uuml;recinde doktorun &ouml;nerdiği ila&ccedil;ları d&uuml;zenli olarak kullanın. Antibiyotik re&ccedil;etesi alındıysa t&uuml;m ila&ccedil;ları bitirin.</li>
<li>İstirahat edin. V&uuml;cudunuzun iyileşmesine yardımcı olmak i&ccedil;in yeterli dinlenmeye ve uykuya &ouml;nem verin. Bol&nbsp;su t&uuml;keterek&nbsp;v&uuml;cut sıvı dengesini koruyun.</li>
<li>İyi beslenin. Vitamin ve mineral a&ccedil;ısından zengin bir diyet uygulayın. Bağışıklık sistemini g&uuml;&ccedil;lendirmek i&ccedil;in protein alımına &ouml;zen g&ouml;sterin.</li>
<li>Ateş, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve nefes darlığı gibi semptomları d&uuml;zenli olarak izleyin. Semptomlarda herhangi bir k&ouml;t&uuml;leşme durumunda derhal sağlık profesyonellerine başvurun.</li>
<li>İyileşme s&uuml;recinizle ilgili herhangi bir sorunuz veya endişeniz varsa doktorunuzla iletişim kurun.</li>
</ul>
<p>Her bireyin sağlık durumu farklıdır. Bu nedenle bireysel ihtiya&ccedil;lara uygun tedaviyi doktorla g&ouml;r&uuml;şerek belirlemek &ouml;nemlidir.</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Zat&uuml;rre Ciddi Bir Hastalık mıdır?</h3>
<p>Zat&uuml;rre olan &ccedil;oğu kişi tedaviye iyi yanıt verir. Ancak zat&uuml;rre &ccedil;ok ciddi hatta &ouml;l&uuml;mc&uuml;l olabilir. Yaşlıların, bağışıklık sistemi zayıf kişilerin ve &ccedil;ocukların ciddi komplikasyonlar yaşama olasılığı daha y&uuml;ksektir.</p>
<h3>Pn&ouml;moni ve Bronşit Arasındaki Fark Nedir?</h3>
<p>Bronşit, akciğerlerinize hava taşıyan bronşiyal t&uuml;pleri etkiler. Bu durum genellikle soğuk algınlığı veya grip gibi viral enfeksiyonların sonucunda gelişir ve hasta, 1 ila 2 hafta&nbsp;i&ccedil;inde iyileşir. Pn&ouml;moni, oksijenin kanınıza ge&ccedil;tiği alveol adı verilen hava keselerini etkiler ve akciğerlerde sıvı birikmesi g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;</p>
<h3>Pn&ouml;monide Akciğer Sesleri Nasıl Değişir?</h3>
<p>Zat&uuml;rre, akciğer seslerinde belirgin değişikliklere neden olabilir fakat&nbsp;bu değişiklikleri değerlendirmek i&ccedil;in genellikle stetoskop gibi tıbbi ekipmanlar kullanılır ve bir uzmanlık gerekir.</p>
<p>Pn&ouml;moniye bağlı olarak akciğer seslerinde g&ouml;r&uuml;lebilecek değişiklikler şunlar olabilir:</p>
<ul>
<li><strong>Raller:</strong>&nbsp;Pn&ouml;moni genellikle akciğerlerde hava keseciklerinde sıvı birikimine neden olur. Bu durum, stetoskopla&nbsp;muayene esnasında &ccedil;ıtırtı şeklinde duyulan anormal bir solunuma yani raller solunuma yol a&ccedil;ar.</li>
<li><strong>Wheezing(Hırıltılı Solunum):</strong>&nbsp;Hırıltılı solunum, nefes alıp verme esnasında akciğerlerden d&uuml;d&uuml;k, ıslık veya hırıltı benzeri s&uuml;rekli bir sesin duyulmasıdır.</li>
<li><strong>Dullness(Matlık):</strong>&nbsp;Akciğer pn&ouml;moni dokusunda sıvı birikimi oluşur. Bu da akciğer seslerinin genel tonunda bir matlık hissine neden olur.</li>
</ul>
<p>Bu ses değişiklikleri, "Zat&uuml;rre ne zaman tehlikelidir?" sorusuna yanıt verir. Seslerin durumu sağlık profesyonelleri tarafından değerlendirilmelidir.&nbsp;</p>
<h3>Zat&uuml;rre Ge&ccedil;iren Kişilerden Bulaş Riski Ne Kadar S&uuml;re Devam Eder?</h3>
<p>Bakteriyel zat&uuml;rre s&ouml;z konusuysa antibiyotiklere başladıktan ve ateş d&uuml;şt&uuml;kten sonra yaklaşık 48 saat boyunca bulaş&nbsp;riski&nbsp;devam eder. Viral pn&ouml;monideyse&nbsp;belirtiler ge&ccedil;meye başladık&ccedil;a(&ouml;zellikle ateş) bulaşıcılık s&uuml;resi de azalır.&nbsp;</p>
<h3>Pn&ouml;monide Balgam Rengi Neden &Ouml;nemlidir?</h3>
<p>Yeşil veya sarı balgam, v&uuml;cudun zat&uuml;rre gibi bir enfeksiyonla savaştığının işareti&nbsp;olabilir.&nbsp;Başlarda sarı balgam g&ouml;r&uuml;lebilir, bu daha sonra yeşil&nbsp;renge d&ouml;n&uuml;ş&uuml;r. Değişim, potansiyel hastalığın şiddeti ve hastalık s&uuml;resinin uzunluğuyla&nbsp;ilişkilidir.</p>
<p>Yazımızda zat&uuml;rrenin belirtilerine ayrıntılı bi&ccedil;imde yer verdik. Siz de bu belirtileri g&ouml;sterdiğinizi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsanız hemen bir sağlık uzmanından yardım almalısınız. Evinizin konforunda muayene olmak ve gerekli tedaviyi almak i&ccedil;in hemen online randevu alabilir, evde sağlık hizmetlerimizden yararlanabilirsiniz.</p>
</div>

Pnömoni(zatürre), solunum sistemini ve solunum fonksiyonlarını ciddi şekilde etkileyen kompleks bir enfeksiyon hastalığıdır.

Pnömoni(Zatürre) Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

Uyuz hastalığı(skabiyez), deride yaşamını sürdürebilen sarcoptes scabiei isimli akarların neden olduğu bir cilt rahatsızlığıdır. 

Uyuz Hastalığı: Belirtileri Nelerdir ve Nasıl Bulaşır?

<p>İnsan boğazının iki tarafında tonsil adı verilen lenf d&uuml;ğ&uuml;mleri bulunur ve v&uuml;cudun savunma kalesi olarak g&ouml;rev yapar. Fakat bazen burada tutunmayı başaran bakteri veya vir&uuml;s grubu, hastalıklara neden olabilir. Tonsilit olarak adlandırılan bu durum v&uuml;cudun bağışıklığının d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; anlarda da sıklıkla g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Tonsilit ne demek merak ediyor ve daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız bu yazımızda sorularınıza yanıt bulabilirsiniz.&nbsp;</p>
<h2>Tonsilit Nedir?</h2>
<p>&Ouml;zellikle soğuk havaların ve kış aylarının başlangıcıyla yaygınlaşan bademcik iltihapları nedeniyle, "Tonsilit hastalığı nedir?" diye merak etmiş olabilirsiniz. Bademcik şişmesi olarak da bilinen tonsilit, boğazın iki yanında yer alan lenf dokusunun viral veya bakteriyel nedenlerle iltihaplanmasıdır. Bu dokular boğazdan v&uuml;cuda girmeye hazırlanan patojenlere karşı savunma g&ouml;revini &uuml;stlenir.&nbsp;</p>
<h3>Tonsilit &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</h3>
<p>Tonsilit temel olarak akut ve kronik olarak ikiye ayrılsa da &ouml;ncelikle enfeksiyonun nedeni sonrasındaysa semptomların şiddeti ve s&uuml;resi, sınıflandırmanın t&uuml;rlerini genişletir.&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Akut Tonsilit:</strong>&nbsp;"Akut tonsilit nedir, ne demektir?"&nbsp;sorusu hastalığa yakalanan pek &ccedil;ok kişi tarafından merak edilir. Akut, tıp biliminde s&uuml;reli olan veya aniden gelişen hastalıklar i&ccedil;in kullanılan bir terimdir. Akut tonsilit, gelişim nedenine bağlı olarak ikiye ayrılır.
<ul>
<li><strong>Viral Tonsilit:&nbsp;</strong>Influenza(grip vir&uuml;s&uuml;), rinovir&uuml;sler(soğuk algınlığı vir&uuml;s&uuml;), EBV ve adonovir&uuml;s gibi yaygın g&ouml;r&uuml;len vir&uuml;slerin neden olduğu tonsilite verilen genel addır. Hafif ve orta şiddette seyretmesiyle bilinir.</li>
<li><strong>Bakteriyel Tonsilit:&nbsp;</strong>Bakteriler nedeniyle lenf benzlerinde enfeksiyon oluşmasına verilen addır. Yaygın olarak streptococcus pyogenes gibi bakteriler nedeniyle oluşur.</li>
</ul>
</li>
<li><strong>Kronik Tonsilit:&nbsp;</strong>Uzun s&uuml;re boyunca boğaz enfeksiyonu yaşayan ve bademcikleri şişen kişilerde g&ouml;r&uuml;len durumdur. Tedavi edilmezse ciddi boğaz problemlerine yol a&ccedil;abilir.</li>
<li><strong>Rek&uuml;rren Tonsilit:&nbsp;</strong>Yıl i&ccedil;erisinde sık sık tonsilit yaşayan kişilerde g&ouml;r&uuml;len duruma verilen isimdir. Bu gibi durumlarda hekimler bademciklerin ameliyatla alınmasını tavsiye edebilir.</li>
</ul>
<h2>Tonsilit Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Sebeplerine g&ouml;re değişiklik g&ouml;sterse de tonsilit okul &ouml;ncesi &ccedil;ağ ve erken ergenlik d&ouml;nemlerinde sıklıkla g&ouml;r&uuml;len rahatsızlıklardan biridir.&nbsp;Enfeksiyonun şiddetine g&ouml;re belirtiler değişiklik g&ouml;sterebilir. Belirtilerden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Boğaz ağrısı, boğazda kaşınma hissi ve yutkunmada zorluk en sık g&ouml;r&uuml;len belirtiler arasında yer alır.</li>
<li>Bademciklerde ve boğazda kırmızı şişlikler veya beyazımsı lekeler oluşur.</li>
<li>38 &deg;C &uuml;zerinde ateş, buna&nbsp;bağlı &uuml;ş&uuml;me ve titreme g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li>Boyun b&ouml;lgesinde, kulakların altında şişlikler&nbsp;hissedilebilir.</li>
<li>&Ccedil;ocuklarda ve bebeklerde mide ağrısı ve kusmaya neden olabilir.</li>
<li>Ağız kokusu gelişebilir.</li>
<li>Geniz akıntısı ve sin&uuml;slerin doluluğuna bağlı olarak baş ağrısı gelişebilir.</li>
<li>Ses kısıklığı ve ses tınısında değişiklik meydana gelebilir.</li>
</ul>
<h3>Tonsilit &Ouml;ks&uuml;r&uuml;k Yapar mı?</h3>
<p>Vir&uuml;s kaynaklı tonsilitlerde &ouml;ks&uuml;r&uuml;k g&ouml;r&uuml;l&uuml;rken bakteriyel kaynaklı rahatsızlıklarda &ouml;ks&uuml;r&uuml;k beklenmez. Bunun en b&uuml;y&uuml;k nedeni vir&uuml;slerin lenf bezlerinin yanı sıra boğaz mukozasında da enfeksiyona yol a&ccedil;masıdır. Bu enfeksiyon sonucunda boğazda geniz akıntısı meydana gelir. Geniz akıntısıysa hastalarda rahatsız edici bir &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğe neden olur.</p>
<h3>Tonsilit Mide Bulantısı Yapar mı?</h3>
<p>Bakteri ve vir&uuml;s kaynaklı tonsilit t&uuml;rleri muhteviyatı gereği farklı semptomlar g&ouml;sterir. Vir&uuml;s kaynaklı tonsilitte mide bulantısı ve kusma beklenmezken bakteriyel kaynaklı enfeksiyonlarda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bulantıyla beraber ateş ve kas ağrısı gibi şik&acirc;yetler de daha yaygındır.</p>
<h3>Tonsilit Baş ve Kulak Ağrısı Yapar mı?</h3>
<p>Tonsilit, beraberinde başka hastalıklar da getirebilir. &Ouml;zellikle bakteriyel kaynaklı tonsilitte orta kulak iltihabı gelişebilir. Bu durumda yoğun bir baş ve kulak ağrısı yaşanır. Bazen kulakta bir hastalık olmasa da ağrı hissedilebilir. Buna yansıyan ağrı adı verilir.&nbsp;</p>
<h3>Tonsilit Ateşi Ka&ccedil; G&uuml;n S&uuml;rer?</h3>
<p>Genel itibarıyla ateşin 48 saat s&uuml;rmesi beklenir.&nbsp;Enfeksiyonun yoğun olduğu zamanlarda bu s&uuml;re&nbsp;daha uzun olabilir. Bu s&uuml;renin &uuml;zerine &ccedil;ıkıldığında mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması &ouml;nerilir.&nbsp;</p>
<h2>Tonsilit Neden Olur? Sebepleri Nelerdir?</h2>
<p>Bademcikler, hastalıklara karşı ilk savunma hattıdır. Ağız yoluyla v&uuml;cuda giren bakteri ve viri&uuml;slere karşı savaşırlar ancak bunların neden olduğu enfeksiyonlara karşı da hassaslardır. Hastalığa neden olan mikroorganizmalar v&uuml;cuda girdiğinde tonsilite neden olur.</p>
<h3>Tonsilit Bulaşıcı mıdır?</h3>
<p>Bademcik iltihabının kendisi bulaşıcı olmasa da neden olan bakteri ve vir&uuml;sler bulaşıcı etki g&ouml;sterir. Bakteriyel enfeksiyonlar t&uuml;k&uuml;r&uuml;k veya mukus&nbsp;temasıyla yayılır. Aynı zamanda bakteri dolu damlacıkların solunmasıyla da bulaşabilir. Okul veya kreş gibi temasın yakın olduğu anlarda daha fazla yayılır ve enfekte olduktan sonra 2-5 g&uuml;n i&ccedil;erisinde kendini g&ouml;sterir.</p>
<p>Viral bademcik iltihabında t&uuml;k&uuml;r&uuml;k ve mukus temasına ek olarak vir&uuml;sler dışarıdaki eşya &uuml;zerinde de uzun s&uuml;reler boyunca hayatta kalabilir. Bu ortak eşyaya temasın artmasıyla hastalık bulaşabilir.&nbsp;</p>
<h2>Tonsilit Nasıl Tedavi Edilir?</h2>
<p>Akut tonsilit tedavisinde hi&ccedil;bir şey yapılmasa dahi genellikle enfeksiyon yedi g&uuml;n i&ccedil;erisinde etkisini kaybeder. Fakat yine de hastanın hayat konforunu artırmak ve iyileşmeyi hızlandırmak adına hastalığın kaynağına g&ouml;re doktor tarafından antibiyotik veya antiviral ila&ccedil; kullanımı tavsiye edilebilir.</p>
<p>Ağır seyreden tonsilit vakalarında hayat konforu d&uuml;şer. Bu nedenle hastalar, "Tonsilit nasıl iyileşir veya tedavi edilir?" diye araştırmaya başlayabilir. Tedavi i&ccedil;in kısa zamanda en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak hekimin &ouml;nerdiği ila&ccedil;ları uygun bir şekilde kullanmak gerekir. Enfeksiyonun nedenine ve seviyesine g&ouml;re antibiyotik veya antiviral ila&ccedil;lara ek olarak&nbsp;ağrı kesici, ateş d&uuml;ş&uuml;r&uuml;c&uuml;, vitamin ve pastil gibi takviyeler kullanılabilir.</p>
<p>Bir&ccedil;ok&nbsp;kişi, "Tonsilit antibiyotiksiz ge&ccedil;er mi?"&nbsp;sorusunun cevabını merak eder. Daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi, eğer hastalık bakteri kaynaklı değilse antibiyotik ila&ccedil;lar kullanılmaz. Tonsilit vakaları genellikle antibiyotik alınmadan 7-10 g&uuml;n i&ccedil;erisinde son bulur.</p>
<p>Hamilelikte tonsilite yakalanan hastalarda &ouml;ncelikle hızla ateş d&uuml;ş&uuml;rmenin yolları aranır. Ateş d&uuml;ş&uuml;r&uuml;ld&uuml;kten sonraysa soruna neden olan iltihaplanma ortadan kaldırılmaya &ccedil;alışılır. Bebeğin g&uuml;venliği ve sağlığı&nbsp;i&ccedil;in tedavinin mutlaka doktor kontrol&uuml;nde yapılması gerekir.</p>
<h3>Tonsilit Evde Nasıl Ge&ccedil;er?</h3>
<p>Sebep olduğu semptomlardan dolayı ağır seyredebilen bu hastalığa yakalananlar, "Tonsilit en hızlı nasıl ge&ccedil;er?" diye merak edebilir. Bunun i&ccedil;in uygulanabilecek ve "Boğaz tonsilitine ne iyi gelir?"&nbsp;sorusuna da yanıt olabilecek &ccedil;eşitli uygulamalar mevcuttur. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li><strong>Yatak İstirahati:</strong>&nbsp;Tonsilit esnasında istirahat etmek bağışık sisteminin g&uuml;&ccedil;lenmesine yardımcı olur ve daha hızlı iyileşme sağlar.</li>
<li><strong>Yeterli Sıvı T&uuml;ketimi:</strong>&nbsp;Bol sıvı t&uuml;ketmek boğaz mukusunun nemli kalmasını sağlayarak boğaz ağrısını hafifletir.</li>
<li><strong>Tahriş Edici Maddelerden Ka&ccedil;ınmak:</strong>&nbsp;Sigara dumanı ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; temizlik maddeleri gibi boğazdaki dokuya zarar veren maddelerden uzak durmak gerekir.</li>
<li><strong>Havayı Nemlendirmek:</strong>&nbsp;Havayı nemli tutmak hastanın rahat etmesini sağlar.</li>
<li><strong>C Vitamini Desteği:</strong>&nbsp;C vitamini i&ccedil;eren gıdalar t&uuml;ketmek bağışıklık sistemini destekler.</li>
<li><strong>Tuzlu Su Gargarası:</strong>&nbsp;Tuzlu suyla gargara yapmak bademcik iltihabının neden olduğu boğaz ağrısını hafifletmeye yardımcı olur.</li>
</ul>
<h3>Antibiyotikle Ge&ccedil;meyen Tonsilit İ&ccedil;in Ne Yapılmalıdır?</h3>
<p>Uzun s&uuml;re antibiyotik kullanılmasına rağmen bademcik iltihabı ge&ccedil;miyor, tam olarak iyileşmiyorsa kronikleşmiş demektir. Bu durumda hastalarda ağız kokusu, sık tekrarlayan boğaz ağrıları ve boyun b&ouml;lgesinde şişlikler g&ouml;r&uuml;lebilir. Kronikleşen tonsilit rahatsızlıklarında hekimler, bademciklerin alınmasını i&ccedil;eren cerrahi y&ouml;ntemle(tonsilektomi) tedavi se&ccedil;eneğini uygun g&ouml;rebilir.&nbsp;</p>
<h3>Tonsilit Ameliyatı Nasıl Yapılır?</h3>
<p>Tonsilit ameliyatı i&ccedil;in&nbsp;birden fazla y&ouml;ntem vardır. En &ccedil;ok tercih edilen y&ouml;ntemlerin başında soğuk bı&ccedil;ak diseksiyonu gelir. Bu y&ouml;ntemde bademcikler neşterle alınır. Bunu takip eden diğer y&ouml;ntemse koterizasyon olarak adlandırılır. Bu y&ouml;ntemdeyse bademcikler yakılır.</p>
<p>Genel olarak b&uuml;t&uuml;n y&ouml;ntemler benzer bir mantıkla &ccedil;alışır ve ortalama 30-45 dakika s&uuml;rer. Ameliyatta, kullanılan y&ouml;ntemden bağımsız olarak her zaman genel anestezi uygulanır. Başarılı bir ameliyat sonrasında hasta genellikle aynı g&uuml;n i&ccedil;erisinde taburcu edilir. Tam olarak iyileşmeyse iki veya &uuml;&ccedil; haftayı bulabilir.</p>
<h4>Tonsilit Ameliyatı Ne Zaman &Ouml;nerilir?</h4>
<p>Uzmanlar, tonsilit ameliyatının &ouml;nerilmesi i&ccedil;in&nbsp;problemin sık yaşanması veya uzun s&uuml;re iyileşmemesi gerektiğini s&ouml;yler. Buna ek olarak ge&ccedil;miş iki yıl i&ccedil;erisinde yılda d&ouml;rt veya beş kere, ge&ccedil;miş &uuml;&ccedil; yıl i&ccedil;erisindeyse yılda &uuml;&ccedil;ten fazla tonsilit yaşanmışsa bu durumda yine hekim, ameliyat se&ccedil;eneğini değerlendirebilir.</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Tonsillit İ&ccedil;in Gargara Etkili midir?</h3>
<p>Gargara kullanmak tonsilit tedavisindeki en etkili y&ouml;ntemlerden biridir. Sprey ya da gargara şeklindeki&nbsp;sol&uuml;syonlar enfeksiyonu azaltmaya yardımcı olur ve&nbsp;boğaz ağrısını&nbsp;hafifletir.</p>
<h3>Tonsilit Tek Taraflı Şişer mi?</h3>
<p>Tonsilit geliştiği zaman tek taraflı veya iki taraflı olabilir. Yalnızca tek bir tarafın şiştiği tonsilit vakalarıyla sıklıkla karşılaşılabilir.</p>
<h3>Tonsilit ve Alerjik Reaksiyon İlişkisi Nedir?</h3>
<p>&Ccedil;alışmalar alerjik reaksiyonlara neden olan maddelerle tonsilit arasında doğrudan bir ilişki olduğunu g&ouml;stermez. Ancak alerjenler, bademciklerde şişliğe neden olabilir. Boğazda oluşan hassasiyet&nbsp;tonsilit belirtilerini tetikleyebilir.</p>
<h3>Tonsilit ve Covid-19 Belirtileri Arasındaki Farklar Nelerdir?</h3>
<p>Tonsilitle COVID-19 belirtileri birbiriyle yakın seyretmesi nedeniyle zaman zaman karıştırılabilmektedir.&nbsp;</p>
<ul>
<li>Covid-19'da kuru &ouml;ks&uuml;r&uuml;k g&ouml;r&uuml;lebilir, tonsilitse viral enfeksiyonlarda balgamlı &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğe neden olabilir.</li>
<li>Covid-19'da akciğerleri etkileyebildiğinden nefes darlığına yol a&ccedil;abilir. Tonsilit rahatsızlığıysa akciğerlerden bağımsız olarak gelişir.</li>
<li>Covid-19 koku kaybına neden olabilirken tonsilitte bu problem oluşmaz.</li>
</ul>
<p>Tonsilit hem &ccedil;ocukları hem yetişkinleri etkileyen rahatsızlıklardan biridir. Genellikle kısa zaman i&ccedil;erisinde uygun tedaviyle &ccedil;&ouml;z&uuml;lebilse de kimi zaman kronikleşerek uzun s&uuml;reli problemlere yol a&ccedil;abilir. Sebep olduğu semptomlarla hastanın g&uuml;nl&uuml;k yaşantısını olumsuz y&ouml;nde etkiler. Eğer siz de akut veya kronik bademcik problemlerine sahipseniz en doğru tedaviyi almak i&ccedil;in bizimle iletişime ge&ccedil;ebilirsiniz. 360Sağlık olarak evinizin konforunda tedavinizi ger&ccedil;ekleştrebiliriz.</p>

İnsan boğazının iki tarafında tonsil adı verilen lenf düğümleri bulunur ve vücudun savunma kalesi olarak görev yapar.

Tonsilit Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

<p>Nezle, tipik olarak soğuk hava koşullarıyla ortaya &ccedil;ıkar. Burun, boğaz veya v&uuml;cudun başka bir b&ouml;lgesinde &ccedil;eşitli belirtilerle kendini g&ouml;sterir. Nezle semptomları basit gibi g&ouml;r&uuml;nse de yaşamımızı &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de etkileyebilir. Eğer aklınızda, "Nezle ateş yapar mı?" veya "Nezle ka&ccedil; g&uuml;nde ge&ccedil;er?" gibi sorular varsa gelin, t&uuml;m bu soruları yanıtlayalım.</p>
<h2>Nezle Nedir?</h2>
<p>"Nezle ne demek?"&nbsp;diye merak ediyorsanız&nbsp;nezlenin vir&uuml;s enfeksiyonundan kaynaklanan yaygın bir &uuml;st solunum yolu hastalığı&nbsp;olduğunu s&ouml;yleyelim. Pek &ccedil;ok vir&uuml;s nezleye yol a&ccedil;sa da en yaygın t&uuml;r, rinovir&uuml;slerdir. Nezleye yol a&ccedil;an vir&uuml;sler mevsim ge&ccedil;işlerinde, ani sıcaklık değişimlerinde daha etkilidir ve olduk&ccedil;a bulaşıcıdır. Genellikle &ouml;ks&uuml;rme veya hapşırma yoluyla bir kişiden diğerine yayılır.&nbsp;</p>
<h3>Alerjik Nezle Nedir?</h3>
<p>Alerjik nezle(alerjik rinit)&nbsp;hapşırma, tıkanıklık, burun kaşıntısı ve g&ouml;zlerde sulanmaya neden olan alerjik bir reaksiyondur.&nbsp;Semptomlara sıklıkla g&ouml;z, burun ve damak kaşıntısı da eşlik eder. G&ouml;r&uuml;lme sıklığı &ccedil;ocuklarda %2-37, erişkinlerde ise %8-30 arasında değişir. Her yaşta g&ouml;r&uuml;lmesine rağmen ilk belirtiler &ccedil;oğunlukla &ccedil;ocukluk ve gen&ccedil; erişkinlik d&ouml;neminde ortaya &ccedil;ıkar.&nbsp;Nezle alerjisi olan kişilerde egzama, astım, oral alerji sendromu gibi diğer alerjik hastalıklar daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</p>
<h2>Nezle Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Nezle belirtileri aniden ortaya &ccedil;ıkar. Bu noktada pek &ccedil;ok kişi nezle ile gribi karıştırabilir. Nezle ile grip farkına baktığımızda nezle, gribe g&ouml;re daha zararsızdır ve genellikle kendi kendine ge&ccedil;er. Bazı durumlarda kulak enfeksiyonu gibi ikincil rahatsızlıklara yol a&ccedil;abilir. Ancak grip, zat&uuml;rre gibi rahatsızlıklara hatta &ouml;l&uuml;me neden olabilir. Kişide nezleden farklı olarak aşırı t&uuml;kenmişlik hissi ve y&uuml;ksek ateş gibi semptomlar g&ouml;zlenir.</p>
<p>Nezle olan kişiler genellikle aşağıdaki belirtilerden bazılarını veya hepsini hissederler:</p>
<ul>
<li>&Ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>Boğaz ağrısı,</li>
<li>Burun akıntısı veya tıkanıklığı,</li>
<li>Hafif kas veya v&uuml;cut ağrıları,</li>
<li>Geniz akıntısı,</li>
<li>Baş ağrıları,</li>
<li>Sulu g&ouml;zler,</li>
<li>Hapşırma,</li>
<li>Ses kısıklığı,</li>
<li>Yorgunluk.</li>
</ul>
<p>Nezle belirtilerinden bazıları, &ouml;zellikle burun tıkanıklığı ve akıntısı, 10 ila 14 g&uuml;n kadar s&uuml;rebilir.</p>
<h3>Alerjik Nezle Belirtileri</h3>
<p>Alerjik nezle belirtileri yıl boyunca g&ouml;r&uuml;lebilir. Mevsimsel&nbsp;alerjiler ilkbahar, yaz ve sonbaharda daha belirgin olarak ortaya &ccedil;ıkabilir. &Ouml;rneğin polene alerjiniz varsa ilkbaharda&nbsp;havadaki polen sayısı daha y&uuml;ksek olacağından alerjinizi tetikleyebilir. Benzer şekilde evcil hayvanların ve toz akarlarının&nbsp;tetiklediği i&ccedil; mek&acirc;n alerjileri, kış&nbsp;aylarında daha da k&ouml;t&uuml;leşebilir.&nbsp;</p>
<p>Nezle ve alerjik nezle, benzer belirtilere neden olabilir.&nbsp;Benzer semptomlar dışında alerjik nezlenin belirtileri şunlardır:</p>
<ul>
<li>Kaşıntılı burun, boğaz ve g&ouml;zler,</li>
<li>Kırmızı veya sulu g&ouml;zler,</li>
<li>G&ouml;zlerinizin altında koyu halkalar,</li>
<li>Burnunuzda ve boğazınızda daha fazla mukus,</li>
<li>Hırıltılı solunum, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve nefes almada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k.</li>
</ul>
<p>Eğer bu nezle t&uuml;r&uuml;yle m&uuml;cadele ediyorsanız&nbsp;alerjik nezle tedavisi i&ccedil;in&nbsp;kulak burun boğaz uzmanıyla g&ouml;r&uuml;şmek ve uygun tedaviyi planlamak &ouml;nemlidir.</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Nezle Belirtileri</h3>
<p>Yaygın g&ouml;r&uuml;len semptomlara ek olarak &ccedil;ocuklarda ve bebeklerde nezle belirtileri&nbsp;şunlardır:</p>
<ul>
<li>Ateş,</li>
<li>İştahsızlık,</li>
<li>Huzursuzluk,</li>
<li>Kulak ağrısı,</li>
<li>Uyku g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;,</li>
<li>İshal,</li>
<li>Karın ağrısı.</li>
</ul>
<p>&Ouml;zellikle bebeklerde, nezlede kulak ağrısı gibi belirtileri fark etmek bazen zor olabilir. Bu nedenle dikkatli bir g&ouml;zlem ve sağlık değerlendirmesi yapmak &ouml;nemlidir.&nbsp;</p>
<h2>Nezle Neden Olur? Nasıl Bulaşır?</h2>
<p>Nezle, burun ve boğazı kaplayan zarların iltihaplanmasına neden olan vir&uuml;slerden kaynaklanır. 200'den fazla farklı vir&uuml;s t&uuml;r&uuml; nezleye yol a&ccedil;ar.&nbsp;Vir&uuml;slerin neden olduğu enfeksiyonların &ccedil;oğu hafiftir. Ancak &ouml;zellikle bağışıklık sistemi zayıflamış, astım&nbsp;gibi rahatsızlıkları olan kişilerde ciddi hastalıklara neden olabilir.</p>
<p>Nezleye neden olan vir&uuml;sler s&uuml;rekli gelişir. Ge&ccedil;mişte&nbsp;nezle ge&ccedil;irdiyseniz v&uuml;cudunuz o vir&uuml;sle savaşmak i&ccedil;in antikor &uuml;retmiş demektir. Eğer yeni vir&uuml;s varyantlarına maruz kalırsanız ve bu varyant daha &ouml;nce hastalığını ge&ccedil;irdiğiniz vir&uuml;se benzerse&nbsp;sahip olduğunuz antikorlar enfeksiyonu &ouml;nleyebilir veya şiddetini azaltabilir.&nbsp;</p>
<p>Peki, nezle nasıl bulaşır? Bu vir&uuml;sler, enfeksiyonu olan biri &ouml;ks&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;nde, hapşırdığında veya konuştuğunda damlacıklar h&acirc;linde havada dolaşır. Damlacıkları doğrudan soluduğunuzda ya da damlacıklı y&uuml;zeye temas ettikten sonra elinizi ağzınıza veya burnunuza değdirdiğinizde vir&uuml;se maruz kalabilirsiniz.&nbsp;</p>
<p>Nezle kulu&ccedil;ka s&uuml;resi&nbsp;1 ila 4&nbsp;g&uuml;nd&uuml;r. Vir&uuml;s&uuml; taşıyan kişiler, semptomların ortaya &ccedil;ıkmasının 1-2 g&uuml;n &ouml;ncesinden başlayarak semptomlar g&ouml;r&uuml;ld&uuml;kten sonra yaklaşık 2 haftaya kadar hastalığı yayabilir. Ancak genellikle hastalığı en yoğun hissettiğiniz ilk 3 g&uuml;n, vir&uuml;s&uuml;n en bulaşıcı olduğu d&ouml;nemdir.</p>
<h3>Ge&ccedil;meyen Nezle Nedenleri</h3>
<p>Nezle genellikle 3 ila 10 g&uuml;n s&uuml;rer. Ancak bazı durumlarda semptomları daha uzun s&uuml;re g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</p>
<p>Ge&ccedil;meyen nezle semptomlarına neden olabilecek bazı fakt&ouml;rler şunlardır:</p>
<ul>
<li>Viral enfeksiyonlar,</li>
<li>Bakteriyel enfeksiyonlar,</li>
<li>Alerjiler,</li>
<li>Stres,</li>
<li>Yeterince dinlenememe,</li>
<li>Dehidrasyon,</li>
<li>Yanlış tedavi.</li>
</ul>
<p>Eğer nezle benzeri semptomlar uzun s&uuml;re devam ediyorsa veya şiddetleniyorsa durum kronikleşmiş olabilir. Kronik nezle durumunda uzun s&uuml;ren semptomların altında yatan nedenin belirlenmesi ve uygun tedaviye başlanması &ouml;nemlidir.</p>
<h3>Sık Nezle Olmanın Nedenleri</h3>
<p>Sık sık nezle oluyorsanız bunun&nbsp;birka&ccedil; olası nedeni vardır. Bu nedenler bağışıklık sisteminin zayıflaması, nezleye neden olan vir&uuml;slere maruz kalınabilecek ortamlarda bulunma, kişisel alışkanlıklar ve genetik fakt&ouml;rler&nbsp;olabilir.</p>
<p>Sık nezle olmanın olası diğer nedenleri ise şunlardır:</p>
<ul>
<li>Yetersiz ve dengesiz beslenme,</li>
<li>Dehidrasyon,</li>
<li>Uykusuz kalma,</li>
<li>Hijyen koşullarına dikkat etmeme,</li>
<li>D&uuml;ş&uuml;k D vitamini d&uuml;zeyi,</li>
<li>Yoğun stres.</li>
</ul>
<p>Eğer sık nezle oluyorsanız bağışıklık sisteminizi g&uuml;&ccedil;lendirmeniz &ccedil;ok &ouml;nemlidir.</p>
<h2>Nezle Nasıl ve Ka&ccedil; G&uuml;nde Ge&ccedil;er?</h2>
<p>Genellikle bağışıklık sistemi vir&uuml;sle savaştık&ccedil;a nezle kendiliğinden ge&ccedil;er. "Nezle ka&ccedil; g&uuml;nde ge&ccedil;er?" diye merak ediyorsanız &ccedil;oğu insan bu rahatsızlığı 7-10 g&uuml;n i&ccedil;erisinde atlatır. Ancak sigara i&ccedil;mek gibi alışkanlıkları olan kişilerde nezle sonrası &ouml;ks&uuml;r&uuml;k gibi belirtiler daha yoğun hissedilebilir ve hastalığın ge&ccedil;mesi biraz daha uzun s&uuml;rebilir.</p>
<p>Nezle belirtileri başlayan kişiler, "1 g&uuml;nde nezle nasıl ge&ccedil;er?" diye sorabilir. Ancak kısa s&uuml;ren bir hastalık olsa da nezlenin 1-2 g&uuml;nde ge&ccedil;mesi pek m&uuml;mk&uuml;n değildir.&nbsp;D&uuml;ş&uuml;n&uuml;lenin aksine nezle antibiyotikle tedavi edilmez. Eğer sin&uuml;zit, bronşit veya orta kulak enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar oluşmamışsa antibiyotikler etkili olmaz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; antibiyotikler bakterilerin neden olduğu hastalıkları tedavi etmek i&ccedil;in kullanılır.</p>
<p>Nezle tedavisinde temel ama&ccedil; semptomların hafifletilmesi ve kişinin rahatlatılmasıdır. Yapabileceğiniz en iyi şey, bu s&uuml;re&ccedil;te kendinize iyi bakmaktır.</p>
<h3>Evde Nezle Nasıl Ge&ccedil;er?</h3>
<p>Nezleyi kısa s&uuml;rede ve hafif bir şekilde atlatmak i&ccedil;in şu y&ouml;ntemleri deneyebilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Su, taze sıkılmış meyve suyu veya ballı ılık limonlu su gibi i&ccedil;ecekleri t&uuml;ketmek&nbsp;dehidrasyonu &ouml;nler. Bu s&uuml;re&ccedil;te dehidrasyonu daha da k&ouml;t&uuml;leştirebilecek alkol, kahve ve kafeinli gazlı i&ccedil;eceklerden ka&ccedil;ının.</li>
<li>Dinlenmek, bağışıklık sisteminizin g&uuml;&ccedil;lenmesine yardımcı olabilir. Dinlenmeye ve yeterli uyku uyumaya gayret edin.</li>
<li>Boğaz ağrısını yatıştırmak i&ccedil;in sık sık tuzlu su gargarası yapın.&nbsp;</li>
<li>Burun tıkanıklıklarınızı a&ccedil;mak i&ccedil;in tuzlu burun damlaları ve tuzlu su spreyleri kullanın.</li>
<li>Tavuk &ccedil;orbası, ılık s&uuml;t, bitki &ccedil;ayı gibi ılık sıvıları t&uuml;ketin. Bunlar hem boğazı rahatlatır hem mukus akışını artırarak tıkanıklığı hafifletebilir.</li>
<li>Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırın ve havayı nemlendirin.</li>
</ul>
<p>Ayrıca nezle olan kişiler,&nbsp;"C vitamini nezle ve gribi engeller mi?" sorusunu sık&ccedil;a sorar.&nbsp;C vitamini nezleye iyi gelir ancak bu vitamini takviye olarak kullanmayı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsanız mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Doktorunuzun re&ccedil;ete etmediği ila&ccedil;ları kullanmamaya dikkat etmelisiniz.</p>
<h3>Nezle Olan Bebeğe Ne İyi Gelir?</h3>
<p>Yaşamın ilk yılında bebekler, bağışıklık sistemleri &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; olmadığından sık sık hastalanabilirler. Aileler, "1 yaş bebeklerde nezle nasıl ge&ccedil;er?" diye merak ederler.&nbsp;Bebeklerde soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmek i&ccedil;in şunlar yapılabilir:</p>
<ul>
<li>Bebeğinize bol bol sıvı verin. Eğer bebeğiniz 6 aydan k&uuml;&ccedil;&uuml;kse onu sık sık emzirin. Bebeğiniz 6. ayda biraz su da i&ccedil;ebilir.</li>
<li>Bebeğinizin bol bol dinlenmesi sağlayın.</li>
<li>Burundaki tahrişi azaltmak i&ccedil;in bebeğinizin burun deliklerinin dışına nemlendirici krem s&uuml;r&uuml;n.&nbsp;</li>
<li>Bebeğinizin odasındaki havayı nemlendirin.</li>
</ul>
<p>Bebekler, nezlenin sebep olduğu semptomları 10 ila 14 g&uuml;n i&ccedil;erisinde atlatır. Eğer bebeğinizin durumu hakkında endişeleriniz varsa veya semptomları şiddetliyse hemen &ccedil;ocuk doktorunuzla iletişime ge&ccedil;in ve tedavi konusunda y&ouml;nlendirmeler alın.&nbsp;Doktoru tarafından re&ccedil;ete edilmediği s&uuml;rece bebeğinize re&ccedil;etesiz satılan &ouml;ks&uuml;r&uuml;k veya soğuk algınlığı ila&ccedil;larını vermeyin.&nbsp;</p>
<ul>
<li>Bebeğinizin g&ouml;zlerinde kızarıklık oluştuysa,&nbsp;sarı veya yeşilimsi g&ouml;z akıntısı varsa,</li>
<li>Nefes almada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekiyorsa,</li>
<li>V&uuml;cut ısısı 38 dereceden y&uuml;ksekse,</li>
<li>Kalın, yeşil renkli burun akıntısı birka&ccedil; g&uuml;nd&uuml;r devam ediyorsa,</li>
<li>Bezini her zamanki kadar sık ıslatmıyorsa&nbsp;zaman kaybetmeden doktorunuza başvurun.</li>
</ul>
<h3>Hamileler Nezle Olunca Ne Yapmalı?</h3>
<p>Hamileyken nezle ge&ccedil;irmek normalden daha zorlayıcı olabilir. Nezle, burun akıntısı ve tıkanıklığına yol a&ccedil;tığından dengeli beslenmeyi ve yeterince uyumayı zorlaştırabilir. Ayrıca, "Nezle bulaşıcı mı, bebeğe zarar verir mi?"&nbsp;diye&nbsp;endişeler de doğabilir.</p>
<p>Hamileliğinizin ilk d&ouml;nemlerinde y&uuml;ksek ateş g&ouml;r&uuml;lmediği s&uuml;rece hamileyken hastalanırsanız bu durum genellikle bebeği etkilemez. Ancak bir&ccedil;ok soğuk algınlığı ilacı, hamileyken alınması g&uuml;venli olmayan bileşenler i&ccedil;erir. Hamileyken soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmenin en g&uuml;venli yolu, doğal y&ouml;ntemlerdir.</p>
<p>"Hamilelikte nezle nasıl ge&ccedil;er?" derseniz semptomları hafifletmek i&ccedil;in şunları deneyebilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Bol miktarda sıvı t&uuml;ketin.</li>
<li>G&ouml;ğs&uuml;n&uuml;ze mentol uygulayın.</li>
<li>Antioksidan bakımından zengin meyve ve sebzeler yiyin.</li>
<li>Tuzlu spreyle burnunuzu yıkayın.</li>
<li>Tuzlu ılık&nbsp;suyla gargara yapın.</li>
<li>M&uuml;mk&uuml;n olduğu kadar dinlenin.</li>
<li>Sıcak suyu yudum yudum i&ccedil;in.</li>
<li>Nezle terlemeyle hafifleyebilir.</li>
<li>"Nezlede burun akıntısına ne iyi gelir?" derseniz buhar solumak,&nbsp;sıcak duş almak &ouml;zellikle burun tıkanıklıklarına iyi gelir.</li>
</ul>
<p>Hamilelik sırasında herhangi bir ila&ccedil; almadan &ouml;nce ilacın sizin i&ccedil;in g&uuml;venli olup olmadığını doğrulamak i&ccedil;in&nbsp;doktorunuza danışın.</p>
<h3>Soğuk Algınlığında &Uuml;ş&uuml;me ve Titremeye Ne İyi Gelir?</h3>
<p>Soğuk algınlığı; &uuml;ş&uuml;me, titreme ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olur. "Soğuk algınlığında &uuml;ş&uuml;me ve titremeye ne iyi gelir?" derseniz belirtileri hafifletmek i&ccedil;in şunları yapabilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Kendinizi sıcak tutun.</li>
<li>Sıvı t&uuml;ketimine &ouml;nem verin, &ouml;zellikle sıcak i&ccedil;ecekler t&uuml;ketin. Bitki &ccedil;ayları, ılık su ve bal karışımı gibi sıcak i&ccedil;ecekler iyi gelir.</li>
<li>Sıcak duş alın. Bu, &uuml;ş&uuml;menin hafiflemesine yardımcı olur.</li>
<li>Bağışıklık sisteminizi destekleyin.</li>
<li>Doktorunuzun &ouml;nerisi doğrultusunda ağrı kesici ve ateş d&uuml;ş&uuml;r&uuml;c&uuml; ila&ccedil;lar kullanın.</li>
</ul>
<p>Bu &ouml;neriler genel olarak soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.&nbsp;</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Emziren Anne Nezle Olursa Bebeğe Ge&ccedil;er mi?</h3>
<p>Emziren anne nezle olursa endişelenmenize gerek yok. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; nezleye neden olan vir&uuml;sler anne s&uuml;t&uuml;ne ge&ccedil;mez.&nbsp;</p>
<h3>Burun Ameliyatı Sonrası Nezle Olmak Normal midir?</h3>
<p>Burun ameliyatı sonrası iyileşme d&ouml;neminde nezle&nbsp;semptomları g&ouml;stermeniz olağan bir durumdur.&nbsp;&Ccedil;&uuml;nk&uuml; burun i&ccedil;erisinde oluşan kabuklanma&nbsp;ve akıntı gibi durumlar sesin boğuklaşmasına, nefes almada zorlanmaya ve hapşırma hissine neden olabilir.&nbsp;Burnunuz akıyorsa bir mendille hafif&ccedil;e burnunuzu silin. Burnunuzu ovmayın ve s&uuml;mk&uuml;rmeyin.&nbsp;</p>
<h3>Nezle Sonrası Kulak Tıkanıklığı Normal midir?</h3>
<p>Nezle, yaygın olarak burun ve boğazı etkiler. Ancak hastalığa neden olan vir&uuml;s&uuml;n&nbsp;yol a&ccedil;tığı semptomlar sadece &uuml;st solunum yollarında g&ouml;r&uuml;lmeyebilir.&nbsp;İltihaplanma ve mukus birikmesi, &ouml;staki borusunun bloke olmasına neden olabilir. Bu da kulak tıkanıklığına&nbsp;yol a&ccedil;abilir.</p>
<h3>Nezle Tat ve Koku Kaybına Neden Olur mu?</h3>
<p>Nezle yapan vir&uuml;sler, burun ve boğazın mukozasını etkiler, burunda tıkanıklığa neden olur. Bu da tat ve koku kaybının yaşanmasına yol a&ccedil;abilir.</p>

Nezle, tipik olarak soğuk hava koşullarıyla ortaya çıkar. Burun, boğaz veya vücudun başka bir bölgesinde çeşitli belirtilerle kendini gösterir.

Nezle

<p>Evde sağlık hizmetleri kapsamında doktor ziyaretleri, hemşirelik hizmetleri, fizik tedavi ve profesyonel bakım gibi bir&ccedil;ok farklı hizmet yer alır. Bu hizmetler, hem hizmeti alan birey i&ccedil;in hem kişinin yakınları i&ccedil;in bir&ccedil;ok fayda sunar. Gelin, evde sağlık hizmeti almanın faydalarına birlikte&nbsp;inceleyelim.</p>
<h2>1. Tedavi Daha Az Zaman Alır</h2>
<p>&Ccedil;ok yoğun &ccedil;alışıyor ya da farklı sorumluluklarınız nedeniyle sağlığınız i&ccedil;in gereken zamanı ayıramıyorsanız evde sağlık uygulamaları sayesinde &ccedil;ok daha&nbsp;kolay bir bi&ccedil;imde tedavi olmanız m&uuml;mk&uuml;n! Evde sağlık kapsamında tedavinizi y&uuml;r&uuml;tecek profesyoneller sizi evinizde ya da istediğiniz farklı bir yerde ziyaret eder. B&ouml;ylece sağlık kurumuna ulaşım, kayıt, sıra bekleme gibi işlemler i&ccedil;in zaman ayırmanıza gerek kalmaz.</p>
<h2>2. Tedaviye Erişim Kolaylaşır</h2>
<p>Tedavi s&uuml;resince doktor muayeneleri, kontroller, test ya da tahliller i&ccedil;in bireylerin sık sık sağlık kurumlarını ziyaret etmesi gerekebilir. Ancak hastane ziyaretleri yaşlı, engelli ya da ağır hastalar i&ccedil;in&nbsp;son derece zahmetli olabilir. Hastaya s&uuml;rekli refakat&ccedil;i gerekir ve ulaşım i&ccedil;in &ouml;zel bir planlamaya ihtiya&ccedil; duyulur. Bir&ccedil;ok sağlık hizmetinin evde verilebilmesi hastaneye gitmekte zorlanan&nbsp;bireyler i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k bir kolaylık sağlar.&nbsp;</p>
<h2>3. Ev Konforunda Tedavi İmk&acirc;nı Sunar</h2>
<p><img src="https://directus.360saglik.com/assets/89d62693-20a7-4a98-8d94-5a432ac64738?width=1226&amp;height=750" alt="Public"></p>
<p>Evde sağlık hizmetleri ev konforunda tedavi imk&acirc;nı sunar. &Ouml;zellikle ameliyat gibi operasyonlardan sonra uzun s&uuml;re hastanede kalmak istemeyen hastalara iyileşme s&uuml;recini kendi evinde sevdikleriyle birlikte ge&ccedil;irme fırsatı tanır. Hastalar kendi evlerinde daha g&uuml;vende ve rahat olduklarını hissedebilir. Bu da hem hastaların stres ve kaygı d&uuml;zeyini d&uuml;ş&uuml;r&uuml;r hem aldıkları sosyal destek sayesinde iyileşme s&uuml;re&ccedil;lerini hızlandırabilir.&nbsp;</p>
<h2>4. Enfeksiyon Riski&nbsp;En Aza İner</h2>
<p>Hastaneler en kalabalık ve yoğun kurumların başında yer alır. Bağışıklığı d&uuml;ş&uuml;k bireyler i&ccedil;in hastaneler, enfeksiyon ya da mikrop kapma riskinin y&uuml;ksek olduğu yerlerdir. Ancak b&uuml;nyesi hassas kişiler i&ccedil;in evde tedavi g&ouml;rmek enfeksiyon kapma olasılığını d&uuml;ş&uuml;rebilir. Ev ortamında daha az insan sirk&uuml;lasyonunun olması ve tedavi ya da bakım hizmetlerini sunan profesyonellerin sterilizasyona &ouml;zen g&ouml;stermesi bunda etkili olur.</p>
<h2>5. Kesintisiz Uzman Desteği Sağlar</h2>
<p><img src="https://directus.360saglik.com/assets/e5f5a31b-1a21-426c-ac81-e646d8d4ef82?width=1152&amp;height=768" alt="Public"></p>
<p>Evde sağlık hizmetleri yalnızca kısa s&uuml;reli tedavi ve uygulamalardan oluşmaz. İhtiya&ccedil; h&acirc;linde uzun s&uuml;reli uzman destekleri de hizmet kapsamına girer. &Ouml;rneğin yeni bebek sahibi olduysanız 24 saat boyunca yanınızda bulunacak bir bebek hemşiresinden profesyonel destek alabilirsiniz. Bundan farklı olarak yatalak bir hastanız varsa ve onun bakımını yapmakta zorluk &ccedil;ekiyorsanız hasta bakım uzmanları size yardımcı olabilir.</p>
<p>Siz de kendiniz veya sevdikleriniz i&ccedil;in g&uuml;venli, kaliteli ve konforlu sağlık hizmetlerine ihtiya&ccedil; duyuyorsanız bizimle hemen iletişime ge&ccedil;erek online randevu oluşturabilirsiniz.</p>

Gelin, evde sağlık hizmeti almanın faydalarına birlikte inceleyelim.

Evde Sağlık Hizmeti Almanın 5 Faydası

<p>Hepimiz g&uuml;nl&uuml;k yaşantımızda belli d&uuml;zeylerde strese maruz kalırız. Stresi doğru şekilde y&ouml;netebildiğimizde sağlığımızın etkilenmesinin ve stres sebebiyle hayat kalitemizin d&uuml;şmesinin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;memiz m&uuml;mk&uuml;n olur. Peki stres tam olarak nedir, zihinsel sağlığımızı nasıl etkiler ve biz onu nasıl y&ouml;netebiliriz?&nbsp;İşte t&uuml;m bu soruların yanıtları!</p>
<h2>Stres Nedir?</h2>
<p>Stres; zor bir duruma, olaya ya da &ccedil;evresel koşullara karşı g&ouml;sterilen fiziksel ya da psikolojik bir tepkidir. İnsanlar strese girdiğinde v&uuml;cutlarında kortizol ve adrenalin gibi stres hormonları salgılanır. Stres hormonlarına maruz kalmak zamanla bireylerin zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığını bozmaya başlayabilir.</p>
<p>İş, maddi durum, ilişkiler ve olumsuz yaşam deneyimleri stresin ortaya &ccedil;ıkmasına neden olabilir. Stresin doğru bir şekilde y&ouml;netilememesi sağlığa olumsuz etkilerde bulunmanın yanı sıra aşırı yeme, alkol ya da sigara bağımlılığı gibi&nbsp;olumsuz alışkanlıklara da yol a&ccedil;abilir.</p>
<h2>Stres Zihinsel Sağlığı Nasıl Etkiler?</h2>
<p><img src="https://directus.360saglik.com/assets/193f7759-945d-4cc5-a239-b333403901b3?width=1151&amp;height=768" alt="Public"></p>
<p>Stresin uykusuzluk, sindirim sistemi problemleri, kas ve baş ağrısı gibi bir&ccedil;ok fiziksel etkisi bulunur. Bunun yanı sıra stres yalnızca fiziksel sağlığı değil, zihinsel sağlığı da olumsuz y&ouml;nde etkileyebilir. Bu etkilerden bazılarını ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Stres, kaygı bozukluğunu tetikleyebilir ya da&nbsp;mevcut bozukluğun artmasına neden olabilir.</li>
<li>Sempatik sinir sistemini harekete ge&ccedil;irerek bireylerde sinirlilik ve &ouml;fke oluşmasına yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Stres, bireylerin i&ccedil;ine kapanık ve izole hissetmesine neden olarak sosyalleşmelerine engel olabilir.</li>
<li>Konsantrasyonun k&ouml;t&uuml;leşmesi de iyi y&ouml;netilemeyen stresin sonu&ccedil;larındandır. Stres, bireylerde odaklanma g&uuml;&ccedil;l&uuml;kleri, dikkat s&uuml;resinin d&uuml;şmesi, bilişsel yavaşlama gibi etkiler yaratabilir.</li>
</ul>
<h2>Stres Y&ouml;netimi Nasıl Yapılır?</h2>
<p><img src="https://panel.icerikmatik.com/posts/files/47278/pexels-keenan-constance-2865901.jpg" alt="" width="600"><img src="https://directus.360saglik.com/assets/3c4c1b36-e3be-4840-84ab-5a1d2169b0cd?width=1152&amp;height=768" alt="Public"></p>
<p>Stresin bir&ccedil;ok olumsuz etkisi bulunsa da stresi hayatınızdan tamamen &ccedil;ıkarmanız m&uuml;mk&uuml;n değil! Ancak stres y&ouml;netimi sayesinde onun olumsuz etkilerini azaltabilirsiniz.</p>
<p>Daha iyi bir stres y&ouml;netimi&nbsp;i&ccedil;in şunları yapabilirsiniz:</p>
<ul>
<li>D&uuml;zenli olarak egzersiz yaparak stresin zihinsel etkilerini azaltabilir ve kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.</li>
<li>Evde ya da işte &ccedil;ok fazla sorumlulukla uğraşmak stres d&uuml;zeyinizi y&uuml;kseltiyor olabilir. Bu y&uuml;zden ihtiya&ccedil; hissettiğinizde iş arkadaşlarınızdan ve ailenizden yardım almaya &ouml;zen g&ouml;sterebilirsiniz.</li>
<li>Meditasyon yaparak hem&nbsp;anlık duygu durumunuzu iyileştirebilir&nbsp;hem kalıcı sonu&ccedil;lar elde edebilirsiniz. &Uuml;stelik meditasyona başlamak i&ccedil;in uzun saatlere ihtiyacınız yok, g&uuml;nde 10 dakika ile başlayabilirsiniz.</li>
<li>Olumsuz bir i&ccedil; sese sahip olmak en b&uuml;y&uuml;k stres tetikleyicileri arasında yer alır. Bu nedenle i&ccedil; sesinizin negatif s&ouml;ylemlerini fark ettiğinizde bunları olumluya &ccedil;evirmeye &ccedil;alışabilirsiniz.</li>
<li>Minnettarlık hisleri sizi strese karşı g&uuml;&ccedil;lendirebilir ve hayat kalitenizi olumlu etkileyebilir. Her g&uuml;n minnettar olduğunuz birka&ccedil; şeyi d&uuml;ş&uuml;nebilir, dilerseniz bir deftere not edebilirsiniz. Olumsuz duygulara kapıldığınızda bunları okuyarak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz.</li>
</ul>
<p>Stres y&ouml;netimi uzun vadeli bir s&uuml;re&ccedil;tir. Eğer stres d&uuml;zeyiniz &ccedil;ok y&uuml;ksekse bu s&uuml;reci kendi başınıza y&ouml;netmeniz zorlayıcı olabilir. B&ouml;yle bir durumda mutlaka uzman desteğine başvurmalısınız.&nbsp;</p>

Hepimiz günlük yaşantımızda belli düzeylerde strese maruz kalırız.

Stres Yönetimi ve Zihinsel Sağlık

<p>Kimimiz i&ccedil;in egzersiz y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş yapmak ya da yoga pratiğine katılmak iken bazılarımız i&ccedil;in maraton koşmak veya ağırlık &ccedil;alışmak olabilir. Hangi fiziksel aktiviteyi se&ccedil;erseniz se&ccedil;in, bunu d&uuml;zenli h&acirc;le getirdiğinizde hem fiziksel hem ruhsal sağlığınız i&ccedil;in bir&ccedil;ok fayda elde edersiniz. Dilerseniz bu faydalara birlikte g&ouml;z atalım.</p>
<h2>1. Kas ve İskelet Sistemini G&uuml;&ccedil;lendirir</h2>
<p>Egzersiz, kemik yapısını&nbsp;destekler. Kas liflerinin, bağlarının ve tendonlarının g&uuml;&ccedil;lenmesini sağlar. D&uuml;zenli olarak hareket etmek kaslara kan akışını ger&ccedil;ekleştiren kılcal damarların sayısını ve yoğunluğunu artırır. Kasların daha fazla enerji yakmasına yardımcı olur.</p>
<h2>2. Metabolizmayı Destekler</h2>
<p>D&uuml;zenli olarak egzersiz yapmak v&uuml;cudun metabolik işlevlerini daha iyi yerine getirmesine yardımcı olarak genel sağlığın korunmasına katkıda bulunur. Egzersiz HDL kolesterol&uuml; yani iyi kolesterol&uuml; artırırken kandaki&nbsp;trigliserit seviyesini d&uuml;ş&uuml;r&uuml;r. İns&uuml;lin direncini azaltarak risk altındaki kişilerde tip 2 diyabetin &ouml;nlenmesine katkı sağlar.</p>
<h2>3. Kilo Y&ouml;netimine Yardımcı Olur</h2>
<p><img src="https://directus.360saglik.com/assets/7b8352d4-4db8-4c8f-b52e-9436002d6472?width=1125&amp;height=750" alt="Public"></p>
<p>Yeterince hareket etmemek kilo alımının en &ouml;nemli sebepleri arasında yer alır. İdeal&nbsp;kilosunun &uuml;zerindeki bireylerde sağlık sorunları ortaya &ccedil;ıkabilir. D&uuml;zenli fiziksel aktivite ise hem fazla kiloların verilmesine hem&nbsp;ideal kilonun korunmasına yardımcı olur.</p>
<h2>4. Kalp Sağlığını Korur</h2>
<p>Fiziksel hareketliliği bir rutin olarak hayata d&acirc;hil etmek kalp sağlığı i&ccedil;in olduk&ccedil;a faydalıdır. Egzersiz, kalbi g&uuml;&ccedil;lendirir ve sağlıklı kalmasına yardımcı olur. Kalp hastalıkları ge&ccedil;irme riskini azaltabilir ve kan basıncının d&uuml;şmesini sağlayabilir. Kalp krizine neden olan hastalıkların ve pek &ccedil;ok fel&ccedil; t&uuml;r&uuml;n&uuml;n &ouml;nlenmesinde rol oynar.</p>
<h2>5. Uyku Kalitesini Artırır</h2>
<p>Uykuya dalmakta ve kesintisiz bir uyku uyumakta zorlanan bireyler i&ccedil;in egzersiz iyi bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m olabilir. Hareket etmek, uykuya daha kolay dalmayı sağlamanın yanı sıra uyku sırasındaki onarıcı s&uuml;re&ccedil;leri&nbsp;de uyarır. B&ouml;ylece uyku kalitesini ve uyku s&uuml;resini arttırabilir. &Ouml;zellikle dışarıda g&uuml;n ışığı altında egzersiz yaparak D vitamini almak, sirkadiyen ritmin d&uuml;zenlenmesine ve sağlıklı bir uyku rutininin oluşturulmasına katkıda bulunabilir.</p>
<h2>6. Kronik Ağrıları Hafifletebilir</h2>
<p>Kronik h&acirc;le gelen ağrılar bir&ccedil;ok insan i&ccedil;in &ccedil;ok zorlayıcı olabilir ve hayat kalitesini d&uuml;ş&uuml;rebilir. Ancak egzersiz yapmak ağrı konusunda doğal bir tedavi olabilir. Kronik ağrıların ortaya &ccedil;ıkmasını &ouml;nleyebilir ve ağrıları azaltabilir. Hatta kişilerin ağrı toleransını geliştirerek kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayabilir.</p>
<h2>7. Ruh Sağlığını Olumlu Y&ouml;nde Etkiler</h2>
<p><img src="https://directus.360saglik.com/assets/98dbce65-c170-4da3-bf47-eb0d623d2e2e?width=1125&amp;height=750" alt="Public"></p>
<p>Hareket etmenin fiziksel sağlığa olduğu kadar ruh sağlığına da olumlu etkileri bulunur. D&uuml;zenli egzersiz yapmak stres hormonlarının salınımını azaltırken iyi oluşunuzu destekleyen endorfin gibi hormonların salgılanmasını artırır. Zihninizi olumsuz d&uuml;ş&uuml;ncelerden uzaklaştırabilir. Stresle daha iyi başa &ccedil;ıkmanıza yardımcı olarak sizi stresli durumlara karşı daha dayanıklı h&acirc;le getirebilir.</p>
<p>Siz de hem fiziksel hem ruhsal sağılığınıza olumlu katkılarda bulunmak istiyorsanız g&uuml;nl&uuml;k rutininizde egzersize de yer verebilirsiniz.</p>

Hangi fiziksel aktiviteyi seçerseniz seçin, bunu düzenli hâle getirdiğinizde hem fiziksel hem ruhsal sağlığınız için birçok fayda elde edersiniz.

Düzenli Egzersiz Yapmanın 7 Faydası

<p>Depresyondaki bireylerde sıklıkla karamsarlık, mutsuzluk, değersizlik hissi,&nbsp;motivasyon kaybı&nbsp;gibi&nbsp;olumsuz duygular g&ouml;r&uuml;lebilir. Bu olumsuz durumla baş edebilmek zorlu bir s&uuml;reci beraberinde getirebilir. Fakat i&ccedil;inden &ccedil;ıkılması imk&acirc;nsız değildir. Depresyonun ne olduğunu, nasıl teşhis ve tedavi&nbsp;edildiğini&nbsp;bilmek ve bu doğrultuda bir tedavi planı oluşturmak gerekir. Peki depresyon belirtileri nelerdir, nasıl tedavi edilir?</p>
<h2>Depresyon Nedir?</h2>
<p>Kimi zaman bireyler kendilerini i&ccedil;inden &ccedil;ıkılması zor&nbsp;bir durumda, mutsuz ve isteksiz bir ruh h&acirc;li i&ccedil;inde bulabilirler. Bu ve benzeri duygular d&ouml;nem d&ouml;nem bir&ccedil;ok birey&nbsp;tarafından hissedilebilir. Fakat bu s&uuml;re&ccedil; birka&ccedil; haftadan fazla s&uuml;r&uuml;yorsa kişiler depresyonda olabilir. Motivasyon eksikliği,&nbsp;devam eden mutsuzluk&nbsp;hissi, g&uuml;ndelik yaşama ayak uyduramamak ve su&ccedil;luluk duygularının eşlik ettiği depresyon; fiziksel ve ruhsal etkileri bulunan psikolojik bir rahatsızlıktır.&nbsp;</p>
<h3>Depresyon &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</h3>
<p>Ruhsal rahatsızlıklar s&ouml;z konusu olduğunda birbirinden farklı pek &ccedil;ok &ccedil;eşitle karşılaşmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Depresyonda da belirtiler her ne kadar benzerlikler g&ouml;sterse de &ouml;zellikleri ve şiddetleri bakımından değişiklik g&ouml;sterebilir. Yaşanan rahatsızlığın &ccedil;eşidi depresyon testi veya psikoterapiyle tespit edilebilir. En sık g&ouml;r&uuml;len&nbsp;depresyon &ccedil;eşitlerinden bazılarını ayrı başlıklar altında inceleyebiliriz.</p>
<h4>Manik Depresyon Nedir?</h4>
<p>Birbirinden farklı iki duygu arasında d&ouml;nemsel ge&ccedil;işler g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu rahatsızlık kimi zaman hareketli ve coşkulu bir durumu kimi zaman yoğun depresif duyguları yaşatır. Mani d&ouml;neminde olan birey &ccedil;ok az uykuyla idare edebilir, şarkı s&ouml;yler, mutludur ve enerjiktir. Depresyon d&ouml;nemine ge&ccedil;iş yaptığındaysa duygu durumu tamamen değişir.&nbsp;Kendini son derece&nbsp;mutsuz hisseder; hareketsiz ve isteksizdir. Bipolar bozukluk olarak da adlandırılan bu&nbsp;t&uuml;r, yoğun duygu değişiklikleri nedeniyle sosyal hayata&nbsp;adapte olmayı zorlaştırır.</p>
<h4>Endojen Depresyon Nedir?</h4>
<p>Yaşanan olumsuz duygular i&ccedil;in herhangi bir dış etken bulunmaz. Tetikleyici unsurlar i&ccedil;ermediği i&ccedil;in daha &ccedil;ok v&uuml;cutta bulunan fizyolojik etkiler dolayısıyla yaşanır. Bu psikolojik s&uuml;re&ccedil; ''Depresyon genetik mi?'' sorusunun cevabı olarak g&ouml;r&uuml;lebilir. Beyin kimyasalındaki değişikliklerden kaynaklandığı i&ccedil;in i&ccedil; depresyon olarak da adlandırılır.&nbsp;Endojen depresyonun diğer &ouml;nemli nedeniyse genetik fakt&ouml;rd&uuml;r.</p>
<h4>Maj&ouml;r (Ağır) Depresyon Nedir?</h4>
<p>Depresyonun ağır ve şiddetli yaşandığı bir t&uuml;rd&uuml;r. G&uuml;nl&uuml;k yaşama karşı yoğun ilgisizlik oluşur. Bireyler kendilerini duygusal olarak &ccedil;&ouml;km&uuml;ş hisseder ve hi&ccedil;bir aktiviteden keyif almaz. Genetik, &ccedil;evresel fakt&ouml;rler kadar ge&ccedil;miş travmalar da tetikleyici olabilir. Unipolar depresyon olarak da adlandırılabilir.&nbsp;</p>
<h4>Atipik (G&uuml;l&uuml;mseyen) Depresyon Nedir?</h4>
<p>G&uuml;l&uuml;mseyen ya da maskeli depresyon olarak da adlandırılır. Bireyler yoğun şekilde olumsuz duygular i&ccedil;erisinde olsalar bile g&uuml;nl&uuml;k hayatlarında bunu belli etmezler. Yaptıkları eylemlerden zevk almasalar ve &uuml;z&uuml;nt&uuml; i&ccedil;inde olsalar da sosyal &ccedil;evrelerinde bir maskeyle gezerler.&nbsp;Atipik depresyon&nbsp;literat&uuml;rde maj&ouml;r depresyonun bir alt dalı olarak ge&ccedil;mektedir.</p>
<h4>Psikotik Depresyon Nedir?</h4>
<p>Depresif psikoz olarak bilinen bu t&uuml;re psikotik belirtiler eşlik eder. Zaman zaman d&uuml;nyadan ve ger&ccedil;eklikten uzaklaştıran bu rahatsızlık maj&ouml;r depresyonun bir alt t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Algı bozukluğu veya duygusal yıkım gibi pek &ccedil;ok etkisi vardır. Birdenbire ortaya &ccedil;ıkabileceği gibi&nbsp;anlaşılması g&uuml;&ccedil; şekilde ilerleyebildiği vakalar da yaşanır.</p>
<h4>Postpartum (Doğum Sonrası) Depresyon Nedir?</h4>
<p>Doğum sonrası d&ouml;nemde pek &ccedil;ok kadın ruhsal sıkıntılar yaşayabilir. Bazıları bu durumu hafif atlatırken bazı bireylerde daha ağır seyredebilir. İki haftadan daha uzun s&uuml;ren duygusal problemler postpartum depresyon olarak adlandırılabilir. Başlangı&ccedil;ta g&ouml;r&uuml;lmese bile doğumdan sonraki ilk 1 yıl i&ccedil;erisinde yaşanabilme ihtimali de bulunur.</p>
<h4>Kronik Depresyon (Distimi) Nedir?</h4>
<p>Bir diğer adıyla distimi; bireylerin uzun s&uuml;reli mutsuzluk, isteksizlik, yaşamdan keyif alamama durumlarını tanımlar. Melankoli, yetersizlik, değersizlik hislerini s&uuml;rekli olarak yaşayan bireylerde bu durum kronik bir h&acirc;l almaya başlar.&nbsp;Maj&ouml;r t&uuml;r kadar şiddetli ge&ccedil;meyen distimi, kişilerin g&uuml;nl&uuml;k hayatlarını etkileyebilir. Genel bir isteksizlik ve enerji kaybıyla kendisini g&ouml;sterir. Bireyler s&uuml;rekli mutsuz hissetmeseler bile h&uuml;z&uuml;nl&uuml; bir ruh h&acirc;li i&ccedil;erisinde olabilirler.</p>
<h4>Mevsimsel Depresyon Nedir?</h4>
<p>Genellikle sonbahar ve kış d&ouml;nemlerinde g&ouml;r&uuml;len isteksizlik, keyifsizlik ve h&acirc;lsizlik hislerinin eşlik ettiği bir depresyon &ccedil;eşididir. Nadiren ilkbahar ve yaz ayalarında da g&ouml;r&uuml;lebilir. Mevsimsel koşullarla birlikte bireylerin ruhsal durumları değişkenlik g&ouml;sterir. Yılın belirli zamanlarında başlar ve havalar ısınmaya başladığında semptomlar azalır.&nbsp;</p>
<h2>Depresyon Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>G&uuml;n i&ccedil;erisinde s&uuml;rekli &uuml;zg&uuml;n ve kaygılı hissetmek ya da genel bir isteksizlik h&acirc;li i&ccedil;erisinde olmak gibi semptomlar depresyonun belirtilerinden olabilir. Bu noktada &ouml;nemli olan hissedilen duyguların yoğunluğu ve s&uuml;residir. Depresyon teşhisi konulmadan &ouml;nce belirtiler g&ouml;zlemlenerek ne zamandır bu belirtilerin yaşandığına dikkat etmek gerekir.&nbsp;</p>
<p>Belirtiler hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırılabilir. Hafif depresyon belirtileriyle orta d&uuml;zey depresyon belirtileri benzerlik g&ouml;sterebilir fakat genellikle semptomların şiddetleri&nbsp;farklıdır. Hafif depresyon yaşayan bireylerin yaşadığı olumsuz duygular herhangi bir destek almadan ya da yalnızca psikoterapiyle sonuca ulaşabilirken orta ve ağır depresyonlarda psikoterapinin yanı sıra ila&ccedil; tedavisi de gerekebilir. Farklı depresyon t&uuml;rlerinin belirtileri genel anlamda benzerlik g&ouml;sterse de t&uuml;rlerine g&ouml;re &ccedil;eşitli semptomlar da g&ouml;zlemlenebilir.</p>
<h3>Manik Depresyon Belirtileri</h3>
<p>Manik depresyon belirtileri iki zıt duygunun farklı d&ouml;nemlerde yaşanması nedeniyle farklılık g&ouml;sterir. Manik d&ouml;nem belirtileri;</p>
<ul>
<li>Uyku ihtiyacında azalma,</li>
<li>S&uuml;rekli mutlu ve neşeli hissetme,</li>
<li>Cinsel istekte artış,</li>
<li>Dikkat dağınıklığı,</li>
<li>Hareketlilik,</li>
<li>Hızlı d&uuml;ş&uuml;nme ve konuşma,</li>
<li>Uygun olmayan davranışlarda bulunma,</li>
<li>Kontrols&uuml;z harcama yapma,</li>
<li>Tehlikeli durumlara karşı heves,</li>
<li>Alkol ve madde kullanımına y&ouml;nelme.</li>
</ul>
<p>Depresif d&ouml;nem belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Mutsuz ve &uuml;zg&uuml;n hissetme,</li>
<li>S&uuml;rekli uyuma isteği,</li>
<li>Cinsel isteksizlik,</li>
<li>Enerji kaybı,</li>
<li>Yorgunluk ve h&acirc;lsizlik,</li>
<li>Sinirlilik h&acirc;li,</li>
<li>İştahta azalma,</li>
<li>Değersizlik duygusu.</li>
</ul>
<h3>Endojen Depresyon Belirtileri</h3>
<p>Teşhis edilmekte zorlanan bir depresyon &ccedil;eşididir. Genellikle baskın semptomlar yaşanmaz. Belirleyici birka&ccedil; belirtisi bulunur:</p>
<ul>
<li>Uyku bozuklukları,</li>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>D&uuml;ş&uuml;k enerji hissi,</li>
<li>Umutsuzluk.</li>
</ul>
<h3>Maj&ouml;r Depresyon Belirtileri</h3>
<ul>
<li>G&uuml;nl&uuml;k yaşam aktivitelerine karşı ilgisizlik,</li>
<li>Değersizlik ve başarısızlık hissi,</li>
<li>Anlamsızlık hissi,</li>
<li>Ani gelişen ağlama krizleri,</li>
<li>&Ouml;fke n&ouml;betleri ve agresiflik,</li>
<li>Konsantre olmakta zorlanma ve kararsızlık,</li>
<li>Uyku problemleri, uykuya dalmada zorlanma ve yataktan kalkmak istememe,</li>
<li>İştahsızlık ve kilo kaybı,</li>
<li>Su&ccedil;luluk duygusu,</li>
<li>Yaşamdan zevk alamama,</li>
<li>Cinsel isteksizlik,</li>
<li>Ge&ccedil;mişe takılı kalma.</li>
</ul>
<h3>Atipik (G&uuml;l&uuml;mseyen) Depresyon Belirtileri</h3>
<ul>
<li>İştahta artış,</li>
<li>Umutsuzluk ve hayattan zevk alamama,</li>
<li>Aşırı uyuma arzusu, yataktan &ccedil;ıkmakta zorlanma,</li>
<li>Sosyal ortamlardan sonra &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml; hissi,</li>
<li>Alınganlık,</li>
<li>&Ccedil;aresizlik duygusu.</li>
</ul>
<h3>Psikotik Depresyon Belirtileri</h3>
<ul>
<li>&Ccedil;evreye karşı ilgisizlik,</li>
<li>Stres,</li>
<li>Yoğun kaygı,</li>
<li>Hal&uuml;sinasyon g&ouml;rme,</li>
<li>Sanrılar,</li>
<li>Tepkisizlik,</li>
<li>Kişisel bakımı aksatma,</li>
<li>Agresif davranışlar,</li>
<li>İnsanlarla ilişkilerde problemler yaşama,</li>
<li>Uykusuzluk,</li>
<li>Değişken ruh h&acirc;li,</li>
<li>D&uuml;zensiz davranışlar,</li>
<li>Konsantre olmakta zorluk.</li>
</ul>
<h3>Postpartum Depresyon Belirtileri</h3>
<p>Doğum sonrası yaşanan depresyon belirtileri genel belirtiler ile benzerlik g&ouml;sterir.&nbsp;</p>
<ul>
<li>Ge&ccedil;meyen yorgunluk,</li>
<li>S&uuml;rekli yalnız kalma isteği,</li>
<li>&Ouml;fke,</li>
<li>Bebeğe karşı ilgisizlik,</li>
<li>Değersizlik hissi,</li>
<li>Ağlama krizleri,</li>
<li>Umutsuzluk, karamsarlık,</li>
<li>Dikkat dağınıklığı,</li>
<li>Enerji kaybı,</li>
<li>İştahsızlık,</li>
<li>Uyku problemleri.</li>
</ul>
<h3>Kronik Depresyon Belirtileri</h3>
<ul>
<li>S&uuml;rekli yaşanan sinirlilik h&acirc;li,</li>
<li>İştahta azalma ya da artış,</li>
<li>Uyumakta zorlanma ve s&uuml;rekli uyuma isteği,</li>
<li>G&uuml;vensizlik ve değersizlik duygusu,</li>
<li>&Ouml;z g&uuml;ven problemleri,</li>
<li>Ge&ccedil;meyen yorgunluk hissi,</li>
<li>Konsantre olmakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k,&nbsp;</li>
<li>Kararsızlık,</li>
<li>Umutsuzluk.</li>
</ul>
<h2>Depresyonun Nedenleri Nelerdir?</h2>
<p>Depresyon pek &ccedil;ok insanın hayatının bir d&ouml;neminde karşı karşıya kalabildiği psikolojik bir rahatsızlıktır ve bir&ccedil;ok farklı nedenle ortaya &ccedil;ıkabilir.&nbsp;Bu nedenler arasında travmalar, hayatın zorlukları, yoğun stres, yaşam tarzında b&uuml;y&uuml;k değişimler ya da beyin kimyasallarında bozukluklar g&ouml;sterilebilir.</p>
<p>Depresyonun ortaya &ccedil;ıkmasına neden olan fakt&ouml;rlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li><strong>Genetik Fakt&ouml;rler:</strong>&nbsp;Aile bireylerinin ge&ccedil;mişi incelendiğinde &ccedil;eşitli psikolojik rahatsızlıklar g&ouml;zlemlenebilir. Bu bireylerin yaşadığı depresyon ya da diğer psikolojik sorunlar kişiye genetik aktarım yoluyla ge&ccedil;miş olabilir.&nbsp;</li>
<li><strong>Hormonal Değişimler:</strong>&nbsp;&Ouml;zellikle kadınların belirli d&ouml;nemlerde yaşadıkları hormon değişiklikleri depresyon nedenlerindendir. Menapoz, hamilelik s&uuml;reci, doğum sonrası, &acirc;det d&ouml;nemleri ve bazı doğum kontrol ila&ccedil;ları depresyonu tetikleyebilir. Buna ek olarak erkeklerde andropoz d&ouml;nemleri de depresyona neden olabilir. Ayrıca tiroit rahatsızlıkları da hem kadınlarda hem erkeklerde depresyonun nedenlerden biri&nbsp;olabilir.</li>
<li><strong>Beyin Yapısında Kimyasal Dengesizlikler:</strong>&nbsp;Endorfin, dopamin ve seratonin gibi maddeler beyin tarafından salgılanan mutluluk maddeleridir. Zihinsel ve bilişsel işlevler a&ccedil;ısından olduk&ccedil;a &ouml;nemli olan bu maddelerdeki bozulmalar ya da eksiklikler depresyonun nedenlerindendir.&nbsp;</li>
<li><strong>Fiziksel Rahatsızlıklar:</strong>&nbsp;Kronik hastalıklar, kanser, parkinson gibi hayat akışını zorlaştıran bazı rahatsızlıklar depresyonun nedenlerinden olabilir.&nbsp;</li>
</ul>
<p>T&uuml;m bunların yanı sıra bazı tetikleyici nedenler de depresyona yol a&ccedil;abilir. Bunlardan bazıları;</p>
<ul>
<li>Alkol ve madde kullanımı,</li>
<li>Ebeveynden veya bireyin bakımından birincil derecede sorumlu&nbsp;olanlardan birinin kaybı,</li>
<li>&Ccedil;ocukluk d&ouml;neminde cinsel istismara maruz kalma,</li>
<li>Yoğun kaygı ve stres,</li>
<li>Hayat akışında ani değişimler (boşanma, işsizlik ve benzeri),</li>
<li>Ge&ccedil;im sıkıntısı.</li>
</ul>
<h2>Depresyon Tanı Kriterleri Nelerdir, Nasıl Teşhis Edilir?</h2>
<p>Bireylere&nbsp;depresyon tanısı konmadan &ouml;nce bazı depresyon tanı kriterlerine dikkat etmek gerekir. &Ouml;ncelikli olarak fiziksel muayene yapılması gerekir. Bazı vakalarda depresyon, birtakım fiziksel sağlık sorunlarıyla bağlantılı olabilir. Daha sonra laboratuvar testleriyle devam edilir. Kan tahlili yoluyla herhangi bir vitamin/mineral eksikliği olup olmadığı, depresyona yol a&ccedil;abilecek rahatsızlıkların&nbsp;bulunup bulunmadığı kontrol edilir.&nbsp;</p>
<p>T&uuml;m bu incelemelerin ardından psikiyatrik bir değerlendirme yapılması gerekir. Değerlendirmeyi yapacak olan psikiyatri uzmanı; kişinin d&uuml;ş&uuml;nceleri ve davranışlarındaki değişiklikleri, aile ge&ccedil;mişini, mevcut rahatsızlıklarını, tıbbi hik&acirc;yesini, yeme ve uyku d&uuml;zenini &ouml;ğrenmek i&ccedil;in &ccedil;eşitli sorular sorar.&nbsp;Bunlara ek olarak &ccedil;eşitli testler, anketler uygulayabilir.</p>
<h2>Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?</h2>
<p>Depresyon tedavisi bireylerin yaşadığı olumsuz duyguları ortadan kaldırabilmek adına uygulanan bir tedavi planıdır. Bu tedavi y&ouml;ntemi yaşanan rahatsızlığın yoğunluğuna ve t&uuml;r&uuml;ne g&ouml;re değişiklik g&ouml;sterir. Kişiye &ouml;zel bir tedavi planlaması yapılır.</p>
<p>Kimi zaman psikoterapi y&ouml;ntemleri yeterli gelirken kimi zaman ila&ccedil; tedavisiyle de desteklenebilir. Uygun stratejinin oluşturulabilmesi i&ccedil;in bireylerin s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde etkin rol oynamaları son derece &ouml;nemlidir. Uzman tarafından uygulanacak doğru tedavi y&ouml;ntemleriyle iyileşme s&uuml;reci birka&ccedil; hafta s&uuml;rebildiği gibi 3-4 ay veya daha uzun s&uuml;reli de olabilir.</p>
<p>İla&ccedil; tedavisinin uygulandığı rahatsızlıklarda ilacın etki etme s&uuml;resi değişkenlik g&ouml;sterir. İlk haftalar uyum s&uuml;reciyle ge&ccedil;er. İla&ccedil;ların asıl etkisiyse 1-2 ay i&ccedil;erisinde g&ouml;zlemlenir. Depresyon tedavisinde uygulanan psikoterapi teknikleri de birbirinden farklıdır.&nbsp;</p>
<p>Bu terapi y&ouml;ntemlerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:</p>
<h4>Bilişsel Davranış&ccedil;ı Terapi</h4>
<p>Bilişsel davranış&ccedil;ı psikoterapi (BDP) y&ouml;nteminde bireylerin depresyon yaşamasına neden olan davranış kalıplarına odaklanılır. &Ccedil;ocukluk d&ouml;nemindeki deneyimler &ouml;ğrenme yoluyla bazı inan&ccedil; sistemlerinin, d&uuml;ş&uuml;nce kalıplarının ortaya &ccedil;ıkmasına yol a&ccedil;ar. Bu&nbsp;inan&ccedil; sistemi ve &ouml;ğrenilmiş kalıplar yetişkinlik d&ouml;nemlerinde de insanların olaylar karşısında sergiledikleri tutum ve davranışları etkiler. Bilişsel davranış&ccedil;ı terapiyle bireylerin d&uuml;ş&uuml;nce bi&ccedil;imleri g&ouml;zden ge&ccedil;irilir ve&nbsp;bireyi olumsuz etkileyen&nbsp;inan&ccedil; sistemleri, d&uuml;ş&uuml;nce kalıpları&nbsp;yıkılmaya &ccedil;alışılır.&nbsp;</p>
<h4>Psikodinamik Terapi</h4>
<p>İnsanlar hayatlarının ilk 3 yılında kendileri ve &ccedil;evresindekilerle ilgili &ccedil;eşitli izlenimler edinir. Bu izlenimler yetişkinlik hayatında da devam eder ve kişiler arası etkileşimde belirleyici rol oynar. &Ccedil;ocukluk d&ouml;neminde yaşanan sıkıntılar i&ccedil;in geliştirilen başa &ccedil;ıkma y&ouml;ntemleri de aynı şekilde devam eder. Psikodinamik terapi, sorunlar karşısında bireylerin tutumlarını inceler; bilin&ccedil; dışı k&ouml;keni araştırırken serbest &ccedil;ağrışımdan yararlanır. Kendilerine &ouml;zg&uuml; başa &ccedil;ıkma tekniklerini irdeler. Bunlar arasında bireyi olumsuz etkileyen teknikler varsa onları iyileştirerek yenilemeye ve daha sağlıklı bir h&acirc;le getirmeye &ccedil;alışır.</p>
<h4>Varoluş&ccedil;u Terapi</h4>
<p>Diğer terapi y&ouml;ntemlerine g&ouml;re farklı bir yaklaşım sergileyen varoluş&ccedil;u terapi, hayatın kendisine odaklanır. Hem ge&ccedil;mişte yaşananlara hem bug&uuml;ne hem de yarına eşit derecede &ouml;nem verir. Bu y&ouml;ntemde bireyin somut endişeleri &uuml;zerinde durulur. Varoluş kavramıyla y&uuml;zleştirilen birey kendi arzu ve d&uuml;ş&uuml;ncelerine odaklanarak iyileşme sağlamaya y&ouml;nlendirilir.&nbsp;</p>
<p>Bu y&ouml;ntemlerin yanı sıra diyalektik davranış terapisi, kabul ve kararlılık terapisi, rasyonel duygucu terapi, aile ve &ccedil;ift terapisi gibi pek &ccedil;ok farklı psikoterapi y&ouml;ntemi vardır. Uzmanlar, gerekli testleri yaptıktan sonra birey i&ccedil;in hangi y&ouml;ntemin daha uygun olacağına karar verebilir.</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Depresyon anksiyeteye yol a&ccedil;ar mı?</h3>
<p>Anksiyete ve depresyon iki farklı psikolojik rahatsızlık olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lse de kimi zaman bir arada bulunabilir veya birbirlerinin tetikleyicisi olabilir. Depresyon tanısı konmuş pek &ccedil;ok kişi aynı anda anksiyeteyle de m&uuml;cadele etmek durumunda olabilir.&nbsp;</p>
<h3>Depresyon belirtileriyle benzerlik g&ouml;steren başka sağlık sorunları var mıdır?</h3>
<p>&Ccedil;eşitli fiziksel durumlar depresyon belirtileriyle benzerlik g&ouml;sterebilir. Beyin kimyasallarındaki değişimler,&nbsp;tiroit bozuklukları, hormonal dengesizlikler benzer semptomlara neden olan sağlık sorunlarındandır. B&ouml;yle durumlarda fizyolojik rahatsızlıkların tedavi edilmesi depresyon semptomlarının da ortadan kalkmasını sağlar.</p>
<h3>Depresyonun tekrarlama riski var mıdır? Bunu &ouml;nlemek i&ccedil;in neler yapılabilir?</h3>
<p>Tedavi s&uuml;reci bittikten sonra depresyonun tekrarlama riski bulunabilir. Hastalık, &ouml;l&uuml;m, travma, alkol ve madde bağımlılığı gibi etkenler tekrarlama riskini oluşturan fakt&ouml;rlerdendir. Bunu &ouml;nlemek i&ccedil;in &ouml;ncelikle tedavi s&uuml;recini tamamlamak gerekir. Aynı zamanda zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı bir yaşam benimsemek&nbsp;alınabilecek &ouml;nlemlerdendir.</p>
<h3>Depresyon belirtileri cinsiyete g&ouml;re değişir mi?</h3>
<p>Depresyonun belirli semptomları t&uuml;m bireylerde g&ouml;r&uuml;lebiliyor olsa da yaşa ve cinsiyete g&ouml;re farklılık g&ouml;steren belirtiler de bulunabilir. Yapılan araştırmalar erkeklerdeki yaygın belirtiler arasında şiddet eğiliminde artışın olduğunu g&ouml;steriyor. Kadınlardaysa semptomatik ağrıların yaygın belirtiler arasında yer aldığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor.</p>

Depresyondaki bireylerde sıklıkla karamsarlık, mutsuzluk, değersizlik hissi, motivasyon kaybı gibi olumsuz duygular görülebilir. Bu olumsuz durumla baş edebilmek zorlu bir süreci beraberinde getirebilir.

Depresyon Nedir, Belirtileri Nelerdir? Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?

<p>Kan taramaları, bireylerin genel sağlık durumuna dair fikir veren tahlil y&ouml;ntemlerinden biridir. Kan tahlilleri sayesinde pek &ccedil;ok hastalık teşhis edilir. Kan testlerinde sıklıkla yer bulan MCV değeri de kişilerde belli sağlık sorunları olup olmadığına işaret eden g&ouml;stergeler arasında yer alır. MCV, farklı nedenlere bağlı olarak ideal seviyenin dışına &ccedil;ıkabilir. Peki, MCV nedir? MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve y&uuml;ksekliği neden olur?</p>
<h2>MCV Değeri Nedir?</h2>
<p>Mean Corpuscular Volume'&uuml;n kısaltması olan MCV, ortalama korp&uuml;sk&uuml;ler hacim anlamına gelir. Kan testiyle &ouml;l&ccedil;&uuml;mlenen MCV, v&uuml;cuttaki kırmızı kan h&uuml;crelerinin boyutuna dair fikir verir. Eritrosit diye bilinen kan h&uuml;creleri kanda oksijen taşıma ve akciğerlerden gelen oksijeni h&uuml;crelere ulaştırma g&ouml;revini &uuml;stlenir. Kan h&uuml;crelerinin normalden b&uuml;y&uuml;k veya k&uuml;&ccedil;&uuml;k olması birtakım sağlık sorunlarına işaret eder.&nbsp;</p>
<h3>MCV Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>MCV kan tahlilinde normal, y&uuml;ksek veya d&uuml;ş&uuml;k &ccedil;ıkar. MCV&nbsp;referans aralığı yetişkinlerde ve &ccedil;ocuklarda 80-100 fl, bebeklerde 96-108 fl'dir. Referans aralığının dışında kalan değer, "MCV ka&ccedil; olursa tehlikeli?" sorusunun da cevabı niteliğindedir.&nbsp;</p>
<h2>Kanda MCV D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Nedir?</h2>
<p>Kan taraması sonucunda MCV değeri d&uuml;ş&uuml;k &ccedil;ıkan kişiler, "MCV neden d&uuml;şer?" veya "MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ne demek?" diye merak ediyor olabilir. Değerin d&uuml;ş&uuml;k olması kırmızı kan h&uuml;crelerinin normalden daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k olduğu anlamına gelir. 80'den daha d&uuml;ş&uuml;k olan MCV değeri diğer bulgularla birlikte değerlendirildiğinde &ccedil;eşitli hastalıkların g&ouml;stergesi olabilir.</p>
<p>MCV değerinin azalmasına neden olan durumlardan bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li><strong>Demir Eksikliği Anemisi:</strong>&nbsp;En sık g&ouml;r&uuml;len mikrositik anemi t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Yetersiz beslenme, kronik kan kaybı,&nbsp;hızlı b&uuml;y&uuml;me, &acirc;det kanamalarının uzun s&uuml;rmesi, &ccedil;&ouml;lyak, helikobakter enfeksiyonları gibi rahatsızlıklar bu duruma yol a&ccedil;abilir. Demir anemisi &ccedil;oğunlukla gebelerde ve &ccedil;ocuklarda sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;</li>
<li><strong>Kurşun Zehirlenmesi:</strong>&nbsp;Kurşun zehirlenmesi genellikle kurşun i&ccedil;eren boya ve kimyasallarla &ccedil;alışanlarda, maden iş&ccedil;ilerinde, otomobil tamircilerinde, seramik at&ouml;lyelerinde g&ouml;rev alanlarda ve hava kirliliğinin yoğun olduğu b&ouml;lgelerde yaşayanlarda olur.&nbsp;</li>
<li><strong>Kronik Hastalık Anemisi:</strong>&nbsp;Eklem romatizması, b&ouml;brek yetmezliği, diyabet gibi kronik hastalıkları olanların v&uuml;cudundaki iltihabi reaksiyonla doğru orantılı olarak demir metabolizması da bozulur. Bu da MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; nedenlerinden biridir.</li>
<li><strong>Akdeniz Anemisi (Talasemi):&nbsp;</strong>Akdeniz anemisi ismiyle bilinen Talasemi; genetik k&ouml;kenli bir kansızlık &ccedil;eşidi olduğu i&ccedil;in bazı coğrafi b&ouml;lgelerde ve ırklarda daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Talasemi hastalarının kan değerinde MCV d&uuml;ş&uuml;k seviyelerde seyreder. Demir eksikliğiyle karıştırılan bu rahatsızlığın tespiti i&ccedil;in hemoglobin elektroforezi testi yapılır.</li>
<li><strong>Sideroblastik Anemi:</strong>&nbsp;Bu anemi t&uuml;r&uuml; gen mutasyonları sonucunda ortaya &ccedil;ıkan kansızlık bi&ccedil;imidir. Sideroblastik anemide kırmızı kan h&uuml;crelerinde normalden fazla demir birikimi oluşur.</li>
<li><strong>Kan Kaybı:</strong>&nbsp;Ani veya kronik bir şekilde kan kaybı yaşanması durumunda kan h&uuml;crelerinin &uuml;retimi artar ve h&uuml;cre boyutları k&uuml;&ccedil;&uuml;lmeye başlar. Bu da MCV değerinin d&uuml;şmesine yol a&ccedil;ar.</li>
<li><strong>Bakır Eksikliği:</strong>&nbsp;Kırmızı kan h&uuml;crelerinin &uuml;retiminde &ouml;nemli rol&uuml; olan bakır mineralinin yetersiz alımı bu değerin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne yol a&ccedil;abilir.</li>
<li><strong>Radyoterapi:</strong>&nbsp;&Ccedil;eşitli hastalıkların tedavisi i&ccedil;in radyoterapi alan bireylerde h&uuml;cre boyutlarının k&uuml;&ccedil;&uuml;lmesi sonucunda MCV değerinde d&uuml;ş&uuml;ş yaşanabilir.</li>
</ul>
<h3>MCV D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Belirtileri</h3>
<p>MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne bağlı olarak yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len semptomlardan bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>H&acirc;lsizlik,</li>
<li>Kuvvet kaybı,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>Nefes darlığı,</li>
<li>Kalp &ccedil;arpıntısı,</li>
<li>İştahta azalma,&nbsp;</li>
<li>&Ccedil;abuk yorulma,</li>
<li>Sa&ccedil;larda d&ouml;k&uuml;lme,</li>
<li>Soluk cilt rengi,</li>
<li>Tırnak yapısında bozulma ve kolay kırılma.</li>
</ul>
<p>&Ccedil;ocuklarda MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; yetişkinlerle ortak belirtiler g&ouml;sterir. Bunlara ek olarak ağlama sonrasında katılma n&ouml;beti, konsantrasyon sorunu ve okul başarısında gerileme de g&ouml;zlemlenebilir.</p>
<h3>MCV D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Tedavisi</h3>
<p>MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; tespit edilen kişilerde bu d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n nedenine ve bireyin genel sağlık durumuna g&ouml;re tedavi planlanır. MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n tedavisini ş&ouml;yle detaylandırabiliriz:</p>
<ul>
<li>Demir eksikliği olanlar bu duruma yol a&ccedil;abilecek hastalıklar a&ccedil;ısından da detaylıca taranır ve uygun miktarlarda demir takviyesi yapılır. Bunun yanı sıra hastanın beslenme alışkanlıkları d&uuml;zenlenir.</li>
<li>Vitamin ve mineral yetersizliğinde takviye gıdalarla eksiklik tamamlanır.</li>
<li>Kişide kronik hastalık kaynaklı anemi mevcutsa hastalığa &ouml;zel bir tedavi planı uygulanır.&nbsp;</li>
<li>Eğer &acirc;det d&uuml;zensizliğiyle&nbsp;bağlantılı olarak&nbsp;yoğun kanama s&ouml;z konusuysa d&uuml;zensizliğe y&ouml;nelik hormon ila&ccedil;ları verilir.</li>
<li>Kurşun zehirlenmesi varsa hekimin uygun g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; ila&ccedil;lar kullanılır.</li>
<li>Talasemi hastaları i&ccedil;in gerekli g&ouml;r&uuml;len durumlarda kan nakli yapılır.</li>
</ul>
<p>Nedeni tam olarak tespit edilemeyen anemilerde gastrit, &uuml;lser, bağırsak hastalıklarından kaynaklı değer d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; s&ouml;z konusu olabilir.&nbsp;</p>
<h2>Kanda MCV Y&uuml;ksekliği Nedir?</h2>
<p>Kan sayımında MCV değerinin 100 fl'nin &uuml;zerinde seyretmesi h&acirc;linde MCV y&uuml;ksekliğinden s&ouml;z edilir. Bu durumda eritrositler normalden b&uuml;y&uuml;k, hemoglobinse d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r. MCV y&uuml;ksekliği makrositik anemi diye de bilinir. Makrositik anemiye neden olan durumları ş&ouml;yle sıralayabiliriz:&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>B12 Eksikliği:</strong>&nbsp;B12 eksikliğinde oluşan anemi tipine megaloblastik anemi denir. Bu durum en &ccedil;ok yetersiz beslenenlerde, mide ameliyatı ge&ccedil;irenlerde, midede intrinsik fakt&ouml;r eksikliğinde,&nbsp;yetersiz beslenenlerde ve yanlış diyet uygulayanlarda ortaya &ccedil;ıkar.</li>
<li><strong>Miyelodisplastik Sendrom:</strong>&nbsp;Kromozom anomalileri sonucunda meydana gelebilen bir hastalıktır. Bu kişilerin tam kan sayımında t&uuml;m kan h&uuml;creleri d&uuml;ş&uuml;k değerlerde seyreder. Bu hastalarda daha sonra l&ouml;semi g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li><strong>Karaciğer Hastalığı:</strong>&nbsp;Karaciğer hastalığı ilerleyenlerde B12 ve folik asit eksikliği gelişmesi makrositik anemiye yol a&ccedil;abilir. Bunun yanı sıra karaciğer rahatsızlığında hemolitik anemi g&ouml;r&uuml;lmesi de hastalığın nedenlerinden biridir. Aynı zamanda karaciğer hastalığında kullanılan bazı ila&ccedil;lar da makrositik anemiye sebep olabilir.</li>
<li><strong>Hipotiroidizm:</strong>&nbsp;Tiroid eksikliğinde v&uuml;cutta eritrosit &uuml;retimi de azalır. Bu sebeple ortaya &ccedil;ıkan kansızlık, normositik denilen normal boyutta kan h&uuml;creleri veya makrositik ismiyle bilinen b&uuml;y&uuml;k kan h&uuml;creleri şeklinde olabilir.</li>
<li><strong>Folik Asit Eksikliği:</strong>&nbsp;Yetersiz beslenme, gebelik, emzirme, fazla alkol t&uuml;ketimi, malabsorbsiyon denilen bağırsaktan emilim sorunu, hemoliz, ila&ccedil; kullanımı gibi durumlar folik asit eksikliğinin nedenleri arasında yer alır. Folik asit yeterli miktarda olmadığında MCV değeri de y&uuml;kselir.</li>
<li><strong>Aşırı Miktarda Alkol T&uuml;ketimi:</strong>&nbsp;Fazla dozlarda alkol t&uuml;ketimi kandaki etanol miktarını artırır. Bu da MCV değerinin y&uuml;kselmesine sebep olan makrositik aneminin nedenlerinden biridir.</li>
<li><strong>İla&ccedil; Kullanımı:</strong>&nbsp;Kanser, sıtma, epilepsi, şeker gibi hastalıklarda kullanılan ila&ccedil;lar v&uuml;cuttaki B12 ve folik asit emilimini bozarak makrositik anemiye neden olabilir.&nbsp;&nbsp;</li>
</ul>
<h3>MCV Y&uuml;ksekliği Belirtileri</h3>
<p>MCV y&uuml;ksekliğinde; d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde olduğu gibi h&acirc;lsizlik, iştah kaybı, &ccedil;arpıntı, nefes darlığı, eforla yorulma, his kaybı gibi ortak belirtiler g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bunların yanı sıra şu semptomlar da ortaya &ccedil;ıkabilir:</p>
<ul>
<li>Unutkanlık,</li>
<li>Dil ve ağız i&ccedil;inde hassasiyet ile ağrı veya tahriş,</li>
<li>Denge kaybı,</li>
<li>İshal,&nbsp;</li>
<li>Dikkat ve konsantrasyon eksikliği.</li>
</ul>
<h3>MCV Y&uuml;ksekliği Tedavisi</h3>
<p>MCV y&uuml;ksekliği olanlarda değerin y&uuml;kselme gerek&ccedil;esine ve kişinin sağlık durumuna g&ouml;re tedavi planlaması yapılır. MCV y&uuml;ksekliğinin tedavisinde nedene bağlı olarak şunlar yapılabilir:</p>
<ul>
<li>MCV değeri y&uuml;ksek seyreden kişilerde B12 ve folik asit seviyeleri d&uuml;ş&uuml;kse B12 ve folik asit verilir.</li>
<li>Kişide değerin y&uuml;kselme nedeni kronik alkolizmse hi&ccedil; zaman kaybetmeden alkol&uuml;n bırakılması tavsiye edilir.</li>
<li>Altta yatan hipotiroid ve karaciğer hastalıkları varsa onlara uygun tedavi belirlenir.</li>
<li>Sferositoz gibi kalıtsal kan hastalıkları s&ouml;z konusu olduğunda kan nakli yapılır ya da splenektomi denen dalak &ccedil;ıkarma yoluyla cerrahi m&uuml;dahalede bulunulur.</li>
</ul>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Tam kan sayımı MCH nedir?</h3>
<p>Tam kan sayımında MCH, bir kırmızı kan h&uuml;cresindeki ortalama hemoglobin miktarını &ouml;l&ccedil;meye yarayan değerdir. MCH, MCV değeriyle birlikte değerlendirildiğinde kırmızı kan h&uuml;cresinin boyutuna dair fikir verir. Bu da kanla ilgili bazı hastalıkların tanısına yardımcı olur.</p>
<h3>MCV eksikliği veya y&uuml;ksekliği olan bireylerin g&uuml;nl&uuml;k hayatta dikkat etmeleri gereken &ouml;zel bir durum&nbsp;var&nbsp;mıdır?</h3>
<p>MCV d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya y&uuml;ksekliği olanlar hekim &ouml;nerisi doğrultusunda beslenmelerini ve yaşam tarzlarını d&uuml;zenleyebilirler. &Ouml;rneğin alkol t&uuml;ketimine son vermeye ve B12 gibi vitaminler a&ccedil;ısından zengin gıdalar t&uuml;ketmeye &ouml;zen g&ouml;sterilebilir.&nbsp;</p>
<p>Kan tahlilinde MCV değeri, altta yatan bazı rahatsızlıklara bağlı olarak referans değerlerin dışında seyredebilir. MCV'nin normal seviyelere gelmesi i&ccedil;in değeri aşağı &ccedil;eken veya y&uuml;kselten nedenlerin tedavi edilmesi gerekir. 360Sağlık olarak ihtiya&ccedil; duyduğunuz t&uuml;m tanı ve tedaviyi evinizden ayrılmanıza gerek kalmadan size sunuyoruz. Siz de hem kendiniz hem sevdikleriniz i&ccedil;in detaylı kan taramaları yaptırmak veya diğer sağlık hizmetlerimizden yararlanmak istiyorsanız 7 g&uuml;n 24 saat bize ulaşabilirsiniz.&nbsp;</p>

Kan taramaları, bireylerin genel sağlık durumuna dair fikir veren tahlil yöntemlerinden biridir. Kan tahlilleri sayesinde pek çok hastalık teşhis edilir.

MCV Nedir? MCV Düşüklüğü ve Yüksekliği Neden Olur?

<p>Kan, v&uuml;cuttaki t&uuml;m sistemler i&ccedil;in bir ulaşım ağı gibi &ccedil;alışır. Oksijenin, hormonların, vitamin ve mineral gibi temel gereksinimlerin organlara taşınmasını sağlar. Doku ve h&uuml;creleri besler, zararlı mikroorganizmaları v&uuml;cuttan uzaklaştırır. V&uuml;cudun ısı ve su dengesini korumak gibi daha onlarca kritik g&ouml;revi bulunur. Dolayısıyla kan sağlığının korunması hayati derecede &ouml;nemlidir. Kanın yapısındaki alyuvar(eritrosit) seviyesi dengelenemezse HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ya da y&uuml;ksekliği gelişir ve kan sağlığı bozulur. Peki; HCT nedir, kan tahlilinde değerlerin y&uuml;ksek ya da d&uuml;ş&uuml;k olması ne anlama gelir? Kanda HCT nasıl dengelenir?</p>
<h2>HCT(Hematokrit) Nedir?</h2>
<p>HCT, a&ccedil;ılımı "hematocrit" olan ve kırmızı kan h&uuml;crelerinin kandaki oranını ifade etmek i&ccedil;in kullanılan tıbbi bir terimdir.&nbsp;Alyuvar da denilen kırmızı kan h&uuml;creleri, oksijenin v&uuml;cuttaki dolaşımından sorumludur. Eksikliği ya da fazlalığı durumunda dokulara yeterince oksijen ulaşamaz. Oksijensiz kalan dokular bozulmaya başlar ve &ccedil;eşitli sağlık sorunları ortaya &ccedil;ıkar. Dolayısıyla kandaki HCT, referans aralığı dışında seyrettiğinde hekimin oluşturduğu tedavi planına sadık kalmak &ccedil;ok &ouml;nemlidir.</p>
<p>Eğer hekim gerekli g&ouml;r&uuml;rse hastanın kanındaki HCT seviyesini &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in kan testi yapılır. Bu durumda hastalar, "HCT testi nedir, nasıl yapılır?" diye sorabilir. HCT testi, aslında tam kan sayımı(hemogram) olarak adlandırılan işlemin bir par&ccedil;asıdır ve ş&ouml;yle uygulanır:</p>
<ul>
<li>İşlem sırasında hasta&nbsp;bebek veya &ccedil;ocuksa parmak ucundan ya da topuktan, yetişkinse kolundaki veya elinin &uuml;zerindeki bir damardan kan &ouml;rneği alınır.</li>
<li>Alınan &ouml;rnek laboratuvar ortamında incelenerek kandaki alyuvar, akyuvar ve trombosit seviyeleri &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r.</li>
<li>Alyuvar oranı doğru aralıklarda değilse hastaya HCT y&uuml;ksekliği ya da d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; teşhisi konulur ve tedaviye başlanır.</li>
</ul>
<h3>HCT Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>Kan sağlığına bağlı gelişen hastalıklar s&ouml;z konusu olduğunda akıllara "Normal HCT kan değeri nedir?" sorusu gelebilir.&nbsp;Normal HCT değeri, yaşa ve cinsiyete g&ouml;re farklı aralıklarda seyreder. Sağlıklı bireyler i&ccedil;in HCT, hemogram sonucunda şu aralıklarda g&ouml;zlemlenmelidir:</p>
<ul>
<li>Yetişkin erkeklerde %41-50 arası,</li>
<li>Yetişkin kadınlarda %36-48 arası,</li>
<li>&Ccedil;ocuklarda yaşa bağlı olarak %30-44 arası.</li>
</ul>
<h2>HCT(Hematokrit) D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Nedir?</h2>
<p>Hemogram testi sonrası bazen&nbsp;normal hematokrit değerinin altında sonu&ccedil;lar alınır. Bu noktada "Hematokrit nedir?", "Kanda HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; nedir?" ve "HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; neden olur?" gibi soruların cevaplarını merak etmiş olabilirsiniz. &Ouml;ncelikle "HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ne anlama gelir?" sorusunu yanıtlayalım. Hematokrit d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, kandaki alyuvar sayısının normal değerlerin altında olduğu anlamına gelir. Bu da organlara yeterince oksijen taşınamıyor demektir. Kandaki HCT eksikliği giderilmezse oksijensiz kalan organlarda zamanla doku bozulmaları başlayabilir ve ciddi sağlık sorunları oluşabilir.&nbsp;</p>
<p>Peki, HCT neden d&uuml;şer? Hematokrit d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; neden olur? Kırmızı kan h&uuml;crelerinin normalden daha az sayıda olmasının muhtemel sebepleri şunlardır:</p>
<ul>
<li>Yaralanma veya hastalık sonucu kan kaybedilmesi,</li>
<li>Kanda l&ouml;semi h&uuml;creleri bulunması ve bu h&uuml;crelerin sağlıklı alyuvarları yok ederek onların yerini alması,</li>
<li>Kırmızı kan h&uuml;crelerinin &ouml;mr&uuml;n&uuml; kısaltarak normalden daha hızlı par&ccedil;alanıp yok olmalarına yol a&ccedil;an hemolitik anemi,</li>
<li>V&uuml;cuttaki su oranının &ccedil;ok fazla olması ve kanın yoğunluğunu azaltması(hiponatremi),</li>
<li>Yaygın belirtilerinden biri kırmızı kan h&uuml;crelerinin azalması olan &ccedil;eşitli b&ouml;brek hastalıkları,</li>
<li>Tiroit hastalıkları,</li>
<li>Demir, B12 veya folik asit eksikliği,</li>
<li>Kemik iliğinin işlevini azaltabilen kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları,</li>
<li>HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne yatkın olmaya yol a&ccedil;an genetik fakt&ouml;rler,</li>
<li>Hamilelik sırasında v&uuml;cuttaki kan hacminin artması ancak v&uuml;cudun daha fazla kan &uuml;retebilmek i&ccedil;in ihtiya&ccedil; duyduğu demir, folik asit, B12 gibi vitamin ve mineralleri alamaması.</li>
</ul>
<h3>HCT(Hematokrit) D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Belirtileri</h3>
<p>Eğer HCT değerleriniz d&uuml;ş&uuml;kse ya &ouml;ncesinde &ccedil;ok fazla kan kaybetmişsinizdir ya da &ccedil;eşitli sağlık sorunları y&uuml;z&uuml;nden v&uuml;cudunuz yeterli miktarda kırmızı kan h&uuml;cresi &uuml;retemiyor veya &uuml;rettiği h&uuml;creleri koruyamıyordur. Kırmızı kan h&uuml;crelerinin yetersiz olması, halk arasında kansızlık olarak da bilinen anemi hastalığına yol a&ccedil;ar. Aneminin belirtileri ise şunlardır:</p>
<ul>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>Nefes darlığı,</li>
<li>G&ouml;ğ&uuml;s ağrısı,</li>
<li>Kilo kaybı,</li>
<li>Cildin soluk ve sarımsı bir renk alması,</li>
<li>Kalp ritminin bozulması,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>El ve ayaklarda soğukluk,</li>
<li>Baş ağrıları.</li>
</ul>
<h3>HCT(Hematokrit) D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Tedavisi</h3>
<p>Hematokrit değerleri normal aralığın &ccedil;ok altına d&uuml;şmediyse hekimler genellikle ila&ccedil; tedavisine başvurmaz. B12 ve demir y&ouml;n&uuml;nden zengin besinler alarak ve yeterli miktarda su i&ccedil;erek hematokrit dengelenebilir. Et, balık, s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri, yeşil yapraklı sebzeler bu besinlere &ouml;rnek g&ouml;sterilebilir. Ancak HCT normal aralığın &ccedil;ok altındaysa doktorunuz şu tedavi y&ouml;ntemlerini uygulabilir:</p>
<ul>
<li>Demir takviyesi,</li>
<li>B12, folik asit gibi vitamin ve mineral takviyeleri,</li>
<li>HCT'nin ciddi oranda yetersiz olduğu durumlarda transf&uuml;zyon olarak adlandıran kan nakli uygulaması,</li>
<li>HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n altında başka bir hastalık yatıyorsa bu hastalığın teşhisi ve tedavisi.</li>
</ul>
<h2>HCT(Hematokrit) Y&uuml;ksekliği Nedir?</h2>
<p>Alyuvarların kandaki oranı normal aralığın altında olabileceği gibi &uuml;st&uuml;ne de &ccedil;ıkabilir. Bu durumda akıllarda oluşabilecek "Hematokrit y&uuml;ksekliği nedir?" sorusuna kısaca "Kırmızı kan h&uuml;crelerinin kanda normalden daha&nbsp;y&uuml;ksek oranda bulunması." şeklinde yanıt verebiliriz. İlk bakışta kanın alyuvar bakımından zengin olması olumlu bir durummuş gibi g&ouml;r&uuml;nebilir. Ancak kanın yapısındaki alyuvar, akyuvar ve trombosit oranının dengesi bozulursa kan sağlığı da bozulur. &Ccedil;ok fazla alyuvar, kanın yoğunluğunun artmasına ve pıhtılaşmaya yol a&ccedil;ar. Bu da ciddi kan dolaşımı sorunlarına, kalp krizine veya felce sebep olabilir.&nbsp;</p>
<p>Peki, HCT y&uuml;ksekliği neden olur? Hematokrit neden y&uuml;kselir? HCT y&uuml;ksekliğinin nedeni genellikle kana yeterince oksijen karışmamasıdır. Y&uuml;ksek rakımlarda atmosfer basıncı ve oksijen oranı azaldığı i&ccedil;in bu b&ouml;lgelerde yaşayan insanlarda hematokrit artışı g&ouml;r&uuml;lebilir. Y&uuml;ksek rakımda yaşamak dışındaki HCT y&uuml;ksekliği nedenleri ise ş&ouml;yle sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Karbonmonoksit zehirlenmesi,</li>
<li>Sigara t&uuml;ketimi,</li>
<li>&Ccedil;eşitli akciğer hastalıkları,</li>
<li>Akciğerde yara izi veya kalınlaşma bulunması,</li>
<li>Uyku apnesi sırasında yaşanan nefes tıkanmaları,</li>
<li>Uzun s&uuml;re susuz kalıp dehidrasyon yaşamak,</li>
<li>Kemik iliğinin &ccedil;ok fazla kırmızı kan h&uuml;cresi yaratmasına yol a&ccedil;an polisitemi vera hastalığı.</li>
</ul>
<h3>HCT(Hematokrit) Y&uuml;ksekliği Belirtileri</h3>
<p>Hematokritin y&uuml;kselmesi, kanın akışkanlığının azalması ve kan dolaşımının bozulması demektir. Kan dolaşımı v&uuml;cuttaki t&uuml;m işleyişi etkilediğinden hematokrit y&uuml;ksekliği belirtileri g&ouml;zlemlendiğinde bir uzman hekime başvurmak &ouml;nem taşır. HCT y&uuml;ksekliği belirtileri ise şunlardır:</p>
<ul>
<li>Nefes darlığı,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi ve sersemlik hissi,</li>
<li>Baş ağrısı,</li>
<li>Derideki k&uuml;&ccedil;&uuml;k kesik ya da yaraların &ccedil;ok fazla kanaması,</li>
<li>Diş eti kanamaları,</li>
<li>Bitkinlik ve kırgınlık,</li>
<li>Bulanık veya &ccedil;ift g&ouml;rme,</li>
<li>Uyku sırasında daha da artan aşırı terleme durumu,</li>
<li>Duş sonrası v&uuml;cutta yanma, kaşıntı hisleri veya y&uuml;z&uuml;n kızarması,</li>
<li>Kulak &ccedil;ınlaması,</li>
<li>Kilo kaybı.</li>
</ul>
<h3>HCT(Hematokrit) Y&uuml;ksekliği Tedavisi</h3>
<p>Daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi hematokrit y&uuml;ksekliğinin nedenleri genellikle sigara i&ccedil;mek, su t&uuml;ketimini ihmal etmek gibi sağlık a&ccedil;ısından zararlı olabilecek davranışlardır. "HCT y&uuml;ksekliği nasıl d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;r?" sorusuna yanıt bulmak i&ccedil;inse bu sorunlara y&ouml;nelmek gerekir. Eğer &ccedil;ok ciddi bir y&uuml;kselme s&ouml;z konusu değilse hekiminiz sizden sigara i&ccedil;memenizi, kalp sağlığını destekleyen bir beslenme rutini edinmenizi, bol sıvı almanızı veya yeşil alanlarda vakit ge&ccedil;irerek solunum kalitenizi artırmanızı isteyebilir. Bu &ouml;nlemler, k&uuml;&ccedil;&uuml;k hematokrit dengesizliklerini ideal seviyeye getirmek i&ccedil;in yeterli olur.</p>
<p>Hematokritin &ccedil;ok y&uuml;ksek olduğu vakalarda ise sorunun altında akciğer hastalıkları gibi daha ciddi sebepler yatıyor olabilir. Hekimler bu durumlarda sorunun k&ouml;kenine odaklanır ve asıl sebebi tedavi eder. Hastanın s&uuml;re&ccedil; boyunca tedavi planına sadık kalması ve ila&ccedil;larını ihmal etmemesi &ouml;nemlidir. K&ouml;kendeki hastalık giderildiğinde hematokrit seviyesi de dengelenir. Alyuvar artışının sebebi, nadir g&ouml;r&uuml;len bir kanser t&uuml;r&uuml; olan polisitemi vera olduğundaysa tedavi m&uuml;mk&uuml;n değildir ancak uzman hekimlerin belirlediği ila&ccedil;larla durumun kontrol&uuml; sağlanabilir.</p>
<p>Hematokritin normal değer aralığın dışında olması, &ccedil;eşitli hastalıklara bağlı gelişen ve ciddi sağlık sorunlarına yol a&ccedil;abilecek bir durumdur. Belirtileri g&ouml;zlemleniyorsa mutlaka kısa s&uuml;rede uzman bir hekime başvurulmalıdır. Ayrıca yıl i&ccedil;erisinde d&uuml;zenli aralıklarla tam kan sayımı yaptırmak da sağlıklı kan dolaşımı i&ccedil;in faydalı olur.&nbsp;Kan değerlerinizin uzman&nbsp;hekimler tarafından d&uuml;zenli olarak g&ouml;zlemlenmesi,&nbsp;pek &ccedil;ok hastalığın erken teşhis ve tedavisini m&uuml;mk&uuml;n kılar.&nbsp;Bunun i&ccedil;in aile hekiminize ya da bir d&acirc;hiliye uzmanına başvurabilirsiniz.&nbsp;</p>
<h2>Sık Sorulan Sorular</h2>
<h3>Tam kan HCT nedir?</h3>
<p>Tam kan HCT, kanınızdaki kırmızı kan h&uuml;crelerinin oranını saptamak amacıyla yapılan tam kan sayımı işleminin bir par&ccedil;asıdır. Eğer hekiminiz bu işlemi gerekli g&ouml;rd&uuml;yse test i&ccedil;in kan &ouml;rneği alınır. Bu &ouml;rnek, laboratuvar ortamında incelenerek kan yapısındaki &uuml;&ccedil; temel bileşen olan alyuvar, akyuvar ve trombositlerin &ouml;l&ccedil;&uuml;m&uuml; yapılır.</p>
<p>Bu &uuml;&ccedil; bileşenden en az birindeki dengesizlik, &ccedil;eşitli sağlık sorunlarının habercisi olabilir. HCT, kırmızı kan h&uuml;creleri yani alyuvarların oranını g&ouml;sterir. Doktorunuz sonu&ccedil;ları inceler, normal değer aralıklarının altında ya da &uuml;st&uuml;nde bir &ouml;l&ccedil;&uuml;m g&ouml;zlemlerse en uygun tedaviye başlar.</p>
<h3>Hamilelikte HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; anne ve bebek i&ccedil;in risk oluşturur mu?</h3>
<p>Hamilelikte HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, muhtemel bir durumdur &ccedil;&uuml;nk&uuml; hamilelik sırasında v&uuml;cuttaki kan hacmi artar. V&uuml;cut daha fazla kan &uuml;retebilmek i&ccedil;in demir, folik asit, B12 gibi vitamin ve mineralleri daha fazla ister. Anne&nbsp;adayının beslenme d&uuml;zeni gebelik koşullarına g&ouml;re yeniden oluşturulmalıdır. Ayrıca anne adayı hekim tarafından gerekli g&ouml;r&uuml;len vitamin ve mineral takviyelerini d&uuml;zenli olarak almalıdır.</p>
<p>Aksi h&acirc;lde bebeğin gelişimi olumsuz etkilenebilir. Erken doğum ve d&uuml;ş&uuml;k doğum ağırlığı riskleri oluşur. Anne ise hamilelik boyunca olağandan daha fazla h&acirc;lsiz&nbsp;hissedebilir, doğum sonrası toparlanması zaman alabilir.</p>
<h3>HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve y&uuml;ksekliği başka rahatsızlıklara neden olur mu?</h3>
<p>Evet. Kandaki alyuvar sayısının yetersizliği ya da fazlalığı, farklı sağlık sorunlarından kaynaklanıyor olabileceği gibi pek &ccedil;ok hastalığa da yol a&ccedil;abilir. HCT d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;&nbsp;giderilmezse daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi organlarda doku bozulması başlayabilir ve ciddi sağlık sorunları oluşur. HCT y&uuml;ksekliğinde de yine daha &ouml;nce belirttiğimiz gibi kan dolaşımındaki bozukluklar ve pıhtılaşmalar; kalp krizi, fel&ccedil; gibi olumsuzluklara zemin hazırlar.</p>
<p>&Ccedil;oğu zaman sadece vitamin ve mineral takviyeleriyle d&uuml;zenlenebilen hematokrit dengesizlikleri ihmal edilmemeli, hekimin uygun g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; tedavi planına sadık kalınmalıdır. Ayrıca &ouml;zellikle yetişkinlerin belirli aralıklarla bir uzman hekime başvurarak tam kan sayımı yaptırması faydalı olur. D&uuml;zenli uygulanan tetkik sonu&ccedil;larının uzman hekimler tarafından incelenmesi, mevcut veya muhtemel hastalıkların erken teşhis ve tedavisi a&ccedil;ısından son derece &ouml;nemlidir.</p>

Kan, vücuttaki tüm sistemler için bir ulaşım ağı gibi çalışır. Oksijenin, hormonların, vitamin ve mineral gibi temel gereksinimlerin organlara taşınmasını sağlar.

HCT (Hematokrit) Nedir? HCT Düşüklüğü ve Yüksekliği Neden Olur?

<p>V&uuml;cutta tiroid hormonunun salgılanması i&ccedil;in gerekli olan elementlerden biri&nbsp;iyottur. Bu element, pek &ccedil;ok yaşamsal faaliyetin etken&nbsp;maddelerinden biridir. V&uuml;cutta &uuml;retilmeyen ve &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k miktarlarda depolanabilen iyodun g&uuml;nl&uuml;k olarak dışarıdan alınması gerekir. Eksikliğinde g&ouml;r&uuml;lebilecek hastalıklar anne karnında başlar, erişkinlikte de devam edebilir. Bununla birlikte iyot&nbsp;eksikliğinden kaynaklanan hastalıklar&nbsp;b&uuml;y&uuml;k oranda tedavi edilebilir. Gelin; iyot eksikliğinin nedenlerini, belirtilerini, tedavi y&ouml;ntemlerini detaylıca&nbsp;inceleyelim.&nbsp;&nbsp;</p>
<h2>İyot Nedir? İyota Neden İhtiya&ccedil; Duyarız?</h2>
<p>İyot, tiroid hormonlarının&nbsp;normal işleyişini desteklemek gibi metabolik faaliyetlerde g&ouml;rev alan&nbsp;bir elementtir. V&uuml;cut kendi kendine &uuml;retemediği i&ccedil;in iyot mineralini beslenme yoluyla, suyla veya gıda takviyeleriyle almak &ouml;nemlidir.&nbsp;</p>
<p>İyota en &ccedil;ok ihtiya&ccedil; duyan yer tiroid bezidir. Tiroid bezi, tiroid hormonlarını &uuml;retir ve bu hormon kan dolaşımıyla v&uuml;cuttaki t&uuml;m dokulara taşınır. Temel g&ouml;revi v&uuml;cut metabolizmasını d&uuml;zenlemektir. Beyin gelişimini ve organların normal şekilde &ccedil;alışmasını destekler. Kalp atış hızından v&uuml;cut sıcaklığına kadar pek &ccedil;ok işleve etkisi olan tiroidin &ccedil;alışması i&ccedil;in gerekli duyulan iyot eksik olduğunda sağlık sorunları baş g&ouml;sterebilir.&nbsp;</p>
<h2>İyot Eksikliği Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>İyot eksikliğinin pek &ccedil;ok farklı belirtisiyle karşılaşmak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. G&ouml;r&uuml;len&nbsp;belirtilerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:</p>
<h3>Yetişkinlerde İyot Eksikliği Belirtileri&nbsp;</h3>
<ul>
<li>Ciltte kuruluk,</li>
<li>Kabızlık,</li>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>Tiroid bezlerinde şişkinlik,</li>
<li>Kasların g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleşmesi,</li>
<li>Kalp atış hızının yavaşlaması,</li>
<li>Kolesterol seviyesinde artış,</li>
<li>Tansiyonun anormal şekilde y&uuml;ksek veya d&uuml;ş&uuml;k seyretmesi,</li>
<li>Tiroid hormonu seviyelerinin d&uuml;şmesi,</li>
<li>Kaslarda ve eklemlerde ağrılar,</li>
<li>Hafıza sorunları meydana gelmesi ve unutkanlığın artması,</li>
<li>Regl d&uuml;zensizliği veya şiddetli ağrıların g&ouml;r&uuml;lmesi,</li>
<li>&Ccedil;ocuk sahibi olamama veya d&uuml;ş&uuml;k yapma,</li>
<li>Seste kısılma,</li>
<li>Metabolizmanın yeterli &ccedil;alışmaması neticesinde kiloda artış,</li>
<li>Mide asidi &uuml;retiminin&nbsp;olumsuz etkilenmesi sonucu meydana gelecek mide ve sindirim rahatsızlıkları,</li>
<li>Ağız kuruluğu ve g&ouml;zyaşı &uuml;retiminin azalması,</li>
<li>Yutmada zorlanma,</li>
<li>Terlemede azalma,</li>
<li>Bağışıklık sisteminde sorunlar,</li>
<li>Metabolik sorunlar nedeniyle&nbsp;v&uuml;cut ısısının kendini koruyamaması sonucu soğuk havalara karşı direncin d&uuml;şmesi.</li>
</ul>
<p>Bunların yanı sıra "İyot eksikliği sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi yapar mı?" sorusuna yanıt olarak yeni sa&ccedil; folik&uuml;llerinin oluşumunun durması nedeniyle g&ouml;r&uuml;lebilecek sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmeleri de iyot eksikliğinin belirtileri arasında yer alır.</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda İyot Eksikliği Belirtileri&nbsp;</h3>
<p><strong>Bebeklerde iyot eksikliği belirtileri:</strong></p>
<p>Yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len kabızlık, hem v&uuml;cutta hem kaslarda zayıflık g&ouml;r&uuml;lmesi gibi belirtiler ortaktır. Ayrıca şu belirtiler de g&ouml;r&uuml;lebilir:</p>
<ul>
<li>Aşırı uyku h&acirc;li,</li>
<li>Dilin b&uuml;y&uuml;mesi,</li>
<li>Sık sık boğulma vakaları yaşamak,</li>
<li>Kabarık y&uuml;z.</li>
</ul>
<p><strong>&Ccedil;ocuklarda iyot eksikliği belirtileri:</strong></p>
<ul>
<li>Gelişimde gerileme,</li>
<li>Ergenliğe ge&ccedil; girme,</li>
<li>Dişlerin ge&ccedil; gelişmesi,</li>
<li>&Ouml;ğrenme g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; gibi bazı bilişsel sorunlar,</li>
<li>Hafızada zayıflık,</li>
<li>Boy kısalığı.</li>
</ul>
<h2>İyot Eksikliği Neden Olur?</h2>
<p>İyot eksikliğinin temel nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li><strong>İyot bakımından yetersiz beslenme:</strong>&nbsp;İyotsuz tuz t&uuml;ketimi ve iyot&nbsp;bakımından zengin besinlerin yeteri kadar t&uuml;ketilmemesi iyot eksikliğine neden olabilir. &Ouml;rneğin deniz &uuml;r&uuml;nlerinin t&uuml;ketilmemesi, uzun vadede iyot eksikliğine neden olabilir.&nbsp;</li>
<li><strong>Gebelik ve emzirme:</strong>&nbsp;Kadınlar gebelik ve emzirme d&ouml;nemlerinde v&uuml;cutlarındaki vitamin ve mineralleri bebekle paylaştığından v&uuml;cudun ihtiya&ccedil; duyduğu iyot miktarı artış g&ouml;sterir. Gebelik ve emzirme s&uuml;recinde yeterli d&uuml;zeyde alınmadığında iyot eksikliği g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</li>
<li><strong>Lityum i&ccedil;erikli ila&ccedil;ların kullanılması:&nbsp;</strong>Lityum i&ccedil;erikli ila&ccedil;ların kullanılması da iyot eksikliğine neden olabilir.</li>
<li><strong>Sigara kullanımı:</strong>&nbsp;Sigara dumanında bulunan&nbsp;tiyosiyanat adlı bileşik, iyodun etki d&uuml;zeyini&nbsp;d&uuml;ş&uuml;rebilir. Bu da yeterli iyot alınsa dahi tiroid hormonlarının sağlıklı şekilde &uuml;retilmesini ve işlevini yerine getirmesini engelleyebilir.</li>
<li><strong>Flor&uuml;r ve klorlu su t&uuml;ketimi:</strong>&nbsp;Flor ve klor, iyotla birlikte aynı grup elementleridir fakat iyottan &ccedil;ok daha aktiftir. Flor&uuml;rl&uuml; diş macunları ve &ccedil;eşme suyu bu elementlerce zengindir. Y&uuml;ksek oranda alındıklarında iyot emiliminin azalmasına neden olabilir.</li>
<li><strong>Guatrojenler:&nbsp;</strong>Bazı besinlerde antitiroid olan&nbsp;guatrojen bileşikleri bulunur. Bu besinlerin y&uuml;ksek miktarda ve &ccedil;iğ olarak t&uuml;ketilmesi iyot emilimini azaltabilir.&nbsp;</li>
</ul>
<h2>İyot Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol A&ccedil;ar?</h2>
<p><a href="https://www.unicef.org/turkiye/bas%C4%B1n-b%C3%BCltenleri/i%CC%87yot-yetersizli%C4%9Fi-nedeniyle-her-y%C4%B1l-yakla%C5%9F%C4%B1k-19-milyon-yeni-do%C4%9Fan-%C3%A7ocuk-beyin" target="_blank" rel="noopener noreferrer">UNICEF'</a>in yaptığı bir araştırmaya g&ouml;re yenidoğanların&nbsp;%19'u iyot yetersizliği nedeniyle beyin hasarı riskiyle karşı karşıya kalıyor.&nbsp;</p>
<p>İyot eksikliğinde g&ouml;r&uuml;len hastalıklardan biri bilişsel sorunlar.&nbsp;&Ccedil;ocuklarda bilişsel gelişim a&ccedil;ısından olduk&ccedil;a &ouml;nemli olan iyot, IQ seviyesini 8-10 puan kadar etkileyebiliyor.</p>
<p>İyot eksikliği hastalıklarını ş&ouml;yle sıralayabiliriz:&nbsp;</p>
<h3>D&uuml;ş&uuml;ğe veya Erken Doğuma Yol A&ccedil;abilir&nbsp;</h3>
<ul>
<li>Gebelikte meydana gelebilecek iyot eksikliği pek &ccedil;ok olumsuz duruma yol a&ccedil;abilir. &Ouml;l&uuml; doğuma, erken doğuma veya bebeğin d&uuml;ş&uuml;k kiloda d&uuml;nyaya gelmesine neden olabilir.</li>
<li>Bebekte zek&acirc; geriliğine neden olabilir.</li>
<li>Bebeklerde guatr g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li>Şaşılık, sağırlık veya dilsizlik gibi hastalıklara&nbsp;sebep olabilir.&nbsp;</li>
</ul>
<h3>İyot Eksikliği Tiroid Sorunlarına Neden Olabilir</h3>
<p>İyot eksikliği guatra neden olabilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; tiroid bezi, hormon &uuml;retmek i&ccedil;in ihtiya&ccedil; duyduğu iyodu alamadığında olması gerekenden fazla &ccedil;alışır ve bu da b&uuml;y&uuml;meye neden olur. Tiroid bezinin d&uuml;zensiz ve anormal b&uuml;y&uuml;mesiyle ortaya &ccedil;ıkan bu rahatsızlıkta şişlik ve yumrular g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Tiroid hormonu fazlalığı hipertiroidizme yol a&ccedil;abilir. D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde ise hipotiroidizm meydana gelebilir. Buna iyot eksikliği hipotiroidi de denir.&nbsp;</p>
<h3>Tiroid Kanseri Riskini Artırır</h3>
<p>Tiroid nod&uuml;lleri kansere &ccedil;evirebilir. Bu hastalık&nbsp;hormonal d&uuml;zeni etkileyeceği gibi &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, seste kısılma, nefes almada zorluk, yorgunluk ve boğaz ağrısına neden olabilir. Ayrıca metastaz yaparak diğer doku ve organlara sı&ccedil;rayabilir.&nbsp;</p>
<p>Bunların yanında iyot eksikliği kalp yetmezliği ya da kalp b&uuml;y&uuml;mesi, sinir hastalıkları ve bağışıklık sorunlarına da yol a&ccedil;abilir.&nbsp;</p>
<h3>B&uuml;y&uuml;me Geriliği G&ouml;r&uuml;lebilir</h3>
<p>Anne karnında yetersiz iyot alımı, c&uuml;celiğe varan &ouml;nemli sağlık sorunlarına neden olabilir. İyot eksikliği sonucu oluşan hastalıklardan biri olan gelişim sorunları &ouml;zellikle okul &ccedil;ağında b&uuml;y&uuml;me geriliği olarak da kendini g&ouml;sterebilir.&nbsp;</p>
<p>G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi "İyot eksikliği neye sebep olur?" sorusuna verilebilecek bir&ccedil;ok yanıt bulunur.</p>
<h2>İyot Eksikliği Nasıl Anlaşılır?</h2>
<p>&Ouml;ncelikle&nbsp;guatr gibi g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;len fiziksel bir rahatsızlık varsa bu uzman doktor tarafından fiziksel muayene esnasında tespit edilir. Ardından gerekli testler yapılarak iyot eksikliği teşhisi konulabilir. Benzer şekilde iyot eksikliğinden kaynaklanabilecek diğer hastalıklarda da hekim, iyot eksikliğiyle bir bağlantı olup olmadığını kontrol eder.</p>
<p>"İyot eksikliği testi nasıl yapılır, hangi tahlille anlaşılır?" sorusu bu noktada merak edilebilir. İyot idrar yoluyla&nbsp;v&uuml;cuttan atıldığından&nbsp;iyot miktarını &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in kullanılan teşhis y&ouml;ntemlerinden biri idrar testidir. İdrarda iyot eksikliğini &ouml;l&ccedil;mek i&ccedil;in iyot konsantrasyonuna bakılır.&nbsp;Bu tahlil&nbsp;son derece pratiktir. İdrardaki iyot konsantrasyonu 50&micro;g/L altında olursa iyot eksikliği teşhisi konulabilir.&nbsp;</p>
<p>G&uuml;nl&uuml;k &ouml;nerilen iyot alım miktarları da standart olarak belirlenmiştir. Bu oranların altında iyot t&uuml;ketimi, iyot eksikliğiyle ilgili net bir bilgi verebilir.</p>
<p>G&uuml;nl&uuml;k iyot ihtiyacı şu şekildedir:</p>
<ul>
<li>1 ila 8 yaşta 90 mikrogram,</li>
<li>9 ila 13 yaşta 120 mikrogram,</li>
<li>14+ yaşta 150 mikrogram,</li>
<li>Hamile ve emzirenlerde 290 mikrogram.</li>
</ul>
<h2>İyot Eksikliği Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>B&uuml;t&uuml;n hastalıklarda olduğu gibi iyot eksikliğinde&nbsp;de tedaviden&nbsp;&ouml;nce &ouml;nleyici &ouml;nlemleri ortaya koymak gerekir.&nbsp;</p>
<p>Sağlıklı bir yetişkinin v&uuml;cudunda ortalama 15-20 mg iyot bulunur ve bunun yaklaşık %80'i tiroid bezinde depolanır. &Ccedil;ok&nbsp;d&uuml;ş&uuml;k oranlarda depolanan bu mineralin&nbsp;&ouml;nemli bir kısmı&nbsp;idrarla atılır.</p>
<p>&Uuml;lkemizde iyot alımı b&uuml;y&uuml;k oranda iyotlu tuzla sağlanır. Bir halk sağlığı politikası olarak tuzların iyotlanması ve iyodun tuzla birlikte alınması&nbsp;sağlanmaya &ccedil;alışılır.</p>
<p>İyot eksikliği&nbsp;tedavisinde&nbsp;farklı y&ouml;ntemler izlenebilir.&nbsp;</p>
<ul>
<li>Gebelik planı olan kadınlarda gebelik &ouml;ncesi iyot desteği başlatılabilir. Hamilelik d&ouml;neminde iyot miktarı &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r ve g&uuml;nl&uuml;k 100 ila 300 mg iyot desteği almaları sağlanır. Besinle alınamadığı durumlarda multivitaminler ve folik asitle kombine ila&ccedil;larla verilir. Bu desteğe emzirme d&ouml;nemi tamamlanıncaya kadar devam edilmelidir.&nbsp;</li>
<li>İleri d&uuml;zey bir hastalık&nbsp;olduğunda, &ouml;rneğin tiroid kanseriyle baş etmeye &ccedil;alışan bireylerde radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Halk arasında atom tedavi olarak da bilinen bu y&ouml;ntemde radyoaktif iyot v&uuml;cuda g&ouml;nderilir. Ameliyat olma ihtimali olmayan kişilerde veya ameliyatın ardından kanserli h&uuml;cre kalmaması amacıyla uygulanır.&nbsp;</li>
<li>Bebeklerde iyot eksikliği nasıl giderilir, sorusuna da değinmek gerekir. Bebeklerde iyot eksikliği tedavisi i&ccedil;in &ouml;ncelikle diyetlerine&nbsp;iyot ve iyot i&ccedil;eren takviyeler eklemek gerekir. Tedavi uzman bir doktor tarafından belirlenir. Bebeğin yaşına, kilosuna ve sağlık durumuna g&ouml;re tedavi planlaması yapılır ve bebeğe&nbsp;&ouml;zel bir diyet belirlenir. Bu diyet d&uuml;zenlemesi bebeğin sağlıklı b&uuml;y&uuml;mesi ve tiroidle ilgili sorunlar yaşamaması i&ccedil;in olduk&ccedil;a &ouml;nemlidir.&nbsp;</li>
<li>Yeni doğan bebekte iyot eksikliği varsa annenin diyetine iyot&nbsp;bakımından zengin besinler ve gıda takviyeleri eklenebilir. B&ouml;ylece bebek, beslenirken s&uuml;tle birlikte ihtiya&ccedil; duyduğu iyodun bir kısmını da alabilir.</li>
</ul>
<h2>İyot Hangi Besinlerde Bulunur? İyot Eksikliği İ&ccedil;in Ne Yemeli?</h2>
<p>"İyot eksikliğine ne iyi gelir?" sorusuna&nbsp;tuz t&uuml;ketimini artırmak cevabı tek başına&nbsp;yeterli olmaz. İyot bakımından zengin besinlerle beslenmek sağlıklı şekilde iyot alımını destekler.</p>
<p>İyot eksikliğine iyi gelen besinlerden bazılarını ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>İyot bakımından zengin besinlerin başında deniz &uuml;r&uuml;nleri gelir. İstiridyeden midyeye, orkinostan mezgite pek &ccedil;ok deniz &uuml;r&uuml;n&uuml; iyot bakımından t&uuml;ketilmesi faydalı besinlerdir. &Ouml;zellikle okyanus balıklarında oran daha da y&uuml;ksektir.</li>
<li>Peynir ve yoğurt gibi s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nlerinde y&uuml;ksek miktarda iyot bulunur.&nbsp;G&uuml;nl&uuml;k iyot ihtiyacının yarısı bir k&acirc;se yoğurttan karşılanabilir.&nbsp;</li>
<li>İyot i&ccedil;eren besinler arasında karaciğer, et ve yumurta gibi hayvansal gıdalar sayılabilir.</li>
<li>Pek &ccedil;ok meyve ve sebze iyot bakımından zengindir. Muz, &ccedil;ilek, ıspanak, kabak, sarımsak, şalgam, soya fasulyesi ve pazı gibi besinleri t&uuml;ketmek g&uuml;nl&uuml;k iyot ihtiyacının karşılanmasında olduk&ccedil;a &ouml;nemli bir role sahiptir.&nbsp;</li>
<li>Hayvansal &uuml;r&uuml;nler t&uuml;ketmek istemeyen kişilerin tercih edebileceği diğer iyot kaynakları&nbsp;kuru erik ve kızılcıktır.</li>
<li>Himalaya kristal tuzu, beyaz ekmek, pirin&ccedil;, makarna, baklagiller, dondurma ve maden suyu da iyot&nbsp;bakımından zengin besinler arasında&nbsp;yer alır.</li>
</ul>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>İyot eksikliği bebek ve &ccedil;ocuklarda zihinsel gelişimi olumsuz y&ouml;nde etkiler mi?</h3>
<p>Beyin gelişimi fetal d&ouml;nemde başlar ve 2-3 yaşa kadar&nbsp;en &ouml;nemli&nbsp;s&uuml;recini&nbsp;tamamlar. İyot da bu gelişimi etkileyen tiroid hormonunun salgılanması i&ccedil;in &ouml;nemli bir elementtir. Eksik iyot alımında beyin gelişiminin yetersiz olduğu g&ouml;zlenmiştir. İyot&nbsp;bakımından fakir b&ouml;lgelerde yaşayan &ccedil;ocukların IQ oranlarının yaklaşık 10 puan daha d&uuml;ş&uuml;k&nbsp;olduğu g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p>
<h3>Gebelikte iyot eksikliği bebek ve anne i&ccedil;in risk oluşturur mu?</h3>
<p>Gebelikte iyot eksikliği normal zamana g&ouml;re &ccedil;ok daha fazladır ve hem anne hem fet&uuml;s i&ccedil;in iyot eksikliği&nbsp;risk oluşturur. Gebelerde d&uuml;ş&uuml;k riski g&ouml;r&uuml;lebilir. Bebeklerdeyse&nbsp;b&uuml;y&uuml;me ve zek&acirc; geriliği gibi olumsuz durumlarla karşı karşıya kalınabilir.&nbsp;</p>
<p>Bunu &ouml;nlemek i&ccedil;in hamile kalmayı planladığınız d&ouml;nemden itibaren iyot bakımından zengin bir diyet yapmanız &ouml;nerilir. Hamileler i&ccedil;inse doktorlar g&uuml;nl&uuml;k iyot alım miktarını belirler ve gebeyle bu bilgileri paylaşır.&nbsp;</p>
<h3>Yenidoğanlarda iyot eksikliği TSH&nbsp;y&uuml;ksekliğine neden olur mu?&nbsp;</h3>
<p>Kandan bakılan TSH hormonu y&uuml;ksekliği iyot eksikliğine işaret eder. &Ouml;zellikle yenidoğanlarda topuk kanı olarak da bilinen bir tarama yapılır. Bu tarama i&ccedil;inde pek &ccedil;ok hastalığın yanı sıra tiroid hormonuna da bakılır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; tiroid bu d&ouml;nemde sık karşılaşılan endokrinolojik sorunlar&nbsp;arasında yer alır. TSH hormon y&uuml;ksekliği tespit edilirse ortaya &ccedil;ıkabilecek pek &ccedil;ok hastalık iyot&nbsp;bakımından zengin bir beslenmeyle &ouml;nlenebilir.&nbsp;</p>
<h3>İyot demir eksikliği yapar mı?</h3>
<p>Tiroid hormonu salgılanması&nbsp;i&ccedil;in iyodun yanı sıra &ouml;nemli minerallerden bir diğeri de demirdir.&nbsp;İki element aynı hormonun &uuml;retiminde g&ouml;revli olduğundan birbirlerini etkiledikleri d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lebilir. Demir eksikliği tiroid hormonu sentezini olumsuz etkileyebilir ve otoimm&uuml;n tiroid&nbsp;hastalıklarına neden olabilir. Ancak birbirinin emiliminde veya kullanımında etkili olmadıklarından&nbsp;iyot minareli demir eksikliğine neden olmaz.&nbsp;Demir&nbsp;eksikliği&nbsp;durumunda gebelik ve demir bakımından yetersiz beslenme gibi farklı sebepler araştırılmalıdır.</p>
<h3>İyot eksikliği kilo yapar mı?&nbsp;</h3>
<p>İyot eksikliğinde merak edilen sorulardan biri de "İyot eksikliği kilo aldırır mı?" sorusudur. Tiroid hormonu metabolizmayı d&uuml;zenler. Metabolik bir rahatsızlık kilo artışına neden olabilir. Dolayısıyla iyot eksikliği dolaylı yoldan da olsa kilo problemlerine yol a&ccedil;abilir.&nbsp;&nbsp;</p>
<h3>İyot eksikliği g&ouml;z altı torbası yapar mı?</h3>
<p>Gereğinden fazla tuz t&uuml;ketimi g&ouml;z altlarında sıvı tutulmasına neden olabilir. Bu da g&ouml;z altı torbalarını belirgin h&acirc;le getirebilir. Tuzların iyotlanması, bu etkinin tuzdan mı yoksa iyottan mı kaynaklandığı&nbsp;hakkında karışıklığa neden olabilir. Ancak iyodun direkt olarak g&ouml;z altı torbasına etkisi olduğuna dair bir kanıt yoktur.&nbsp;</p>
<h3>İyot eksikliği konsantrasyon sorunlarına neden olur mu?</h3>
<p>&Ccedil;ocukluk d&ouml;neminde beyin hasarlarına neden olabilen iyot eksikliği, yetişkinlik d&ouml;nemlerinde de dikkat eksikliği ve konsantrasyon bozukluğuna yol a&ccedil;abilir.&nbsp;</p>

Vücutta tiroid hormonunun salgılanması için gerekli olan elementlerden biri iyottur. Bu element, pek çok yaşamsal faaliyetin etken maddelerinden biridir.

İyot Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Neden Olur?

<p>Genellikle mevsim ge&ccedil;işlerinde sık&ccedil;a g&ouml;r&uuml;len bronşit, grip ve soğuk algınlığına benzer belirtiler g&ouml;sterir. Her yaşta farklı etkileri olan bronşitin&nbsp;ilerleyerek ciddi sağlık problemlerine yol a&ccedil;masını&nbsp;engellemek i&ccedil;in doğru şekilde teşhis ve tedavi edilmesi &ouml;nemlidir. Gelin;&nbsp;bronşit nedir, bronşite ne iyi gelir ve bronşit bulaşıcı mı gibi akıllara sık&ccedil;a gelen soruların yanıtlarını birlikte inceleyelim.</p>
<p>&nbsp;</p>
<h2>Bronşit Nedir?</h2>
<p>Bronşit, en genel tanımıyla&nbsp;bronşların iltihaplanması sonucunda ortaya &ccedil;ıkan bir solunum yolu rahatsızlığıdır. Bu enfeksiyon, akciğerlerde&nbsp;yer alan ve bronşiol olarak&nbsp;tanımlanan k&uuml;&ccedil;&uuml;k hava keseciklerinde meydana gelir. Genel olarak mevsim ge&ccedil;işlerine, yaşa ve diğer sağlık sorunlarına g&ouml;re değişiklik g&ouml;sterebilen bronşit; akciğer kapasitesinde b&uuml;y&uuml;k oranda azalmaya neden olur. Bronşit başlangıcı &ccedil;oğunlukla nefes darlığı, &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve balgamla kendini g&ouml;sterir.&nbsp;</p>
<h2>Bronşit &Ccedil;eşitleri Nelerdir?</h2>
<p>Bebeklerde, &ccedil;ocuklarda, yetişkinlerde ve yaşlılarda g&ouml;r&uuml;lebilen bronşitin akut ve kronik olmak &uuml;zere iki farklı &ccedil;eşidi&nbsp;vardır. Bunlara kısaca değinelim:</p>
<h3>Akut Bronşit Nedir?</h3>
<p>Akut bronşit, alt solunum yollarında en sık g&ouml;r&uuml;len enfeksiyon hastalığıdır. &Ccedil;oğunlukla 2 yaş ve altındaki bebeklerde g&ouml;r&uuml;len bu hastalık, mikroorganizmalara&nbsp;ve alerjik b&uuml;nyelerdeki alerjene bağlı gelişir. Bronş duvarlarının şişmesi sonucunda ekstra mukus &uuml;retimine&nbsp;yol a&ccedil;an akut bronşit,&nbsp;enfeksiyonun tedavi edilmesiyle ortadan kalkar. Genel olarak vir&uuml;s sebebiyle oluşan akut bronşite bazen kapalı ortamlarda bulunan bakteriler de neden olabilir.</p>
<h3>Kronik Bronşit Nedir?</h3>
<p>Genellikle fazla sigara t&uuml;ketimi sebebiyle g&ouml;r&uuml;len KOAH hastalığından &ouml;nce ortaya &ccedil;ıkan kronik bronşit, &ouml;zellikle kış aylarında en az &uuml;&ccedil; ay devam eden &ouml;ks&uuml;r&uuml;k ve balgamla kendini g&ouml;sterir. Enfeksiyona bağlı olmayan bu rahatsızlık &ouml;m&uuml;r boyu s&uuml;rebilir. Hayati &ouml;nem taşıdığı i&ccedil;in&nbsp;mutlaka tedavi edilmesi gerekir.&nbsp;</p>
<p>Bunların dışında astım i&ccedil;in de bir &ccedil;eşit bronşit denebilir. Akciğerlerdeki hava yollarının etrafındaki kaslar aynı anda&nbsp;kasılıp daralır ve nefes alıp&nbsp;vermeyi bir hayli zorlaştırır.&nbsp;Bununla birlikte astım hastası olanların akciğerlerindeki hava yolları bazı zamanlarda şişer. G&ouml;ğ&uuml;ste sıkışma veya ağrı, nefes darlığı, kronik &ouml;ks&uuml;r&uuml;k gibi semptomlar; astım bronşit belirtileri arasında g&ouml;sterilir.&nbsp;</p>
<h2>Bronşit Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Grip ve soğuk algınlığına benzer semptomları olan bronşitin farklı bazı belirtileri de bulunur. Bronşit belirtileri; t&uuml;r&uuml;ne, hastanın yaşına, hastalık ge&ccedil;mişine ve yaşam tarzına bağlı olarak değişiklik g&ouml;sterir. Hem akut hem kronik bronşitte ortak semptomlar&nbsp;g&ouml;r&uuml;lse de farklı etkenlere bağlı olarak daha ağır belirtiler de yaşanabilir.</p>
<p>"Bronşit ateş yapar mı?" diye merak edenlere "Evet." yanıtını&nbsp;verdikten sonra akut ve kronik bronşitin diğer ortak belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Uzun s&uuml;reli &ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>Boğazda yoğun balgam oluşması,</li>
<li>H&acirc;lsizlik ve yorgunluk,</li>
<li>Nefes darlığı ve hırıltılı nefes,</li>
<li>İştahsızlık ve kilo kaybı,</li>
<li>Karın ağrısı.</li>
</ul>
<h3>Akut Bronşit Belirtileri</h3>
<p>Akut bronşit, &uuml;st solunum yolu rahatsızlıklarıyla benzerlik g&ouml;sterdiği i&ccedil;in "Bronşit sırt ağrısı yapar mı?" sorusunu "Evet." olarak cevaplayabiliriz. Diğer akut bronşit belirtilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Sin&uuml;slerde tıkanma,</li>
<li>Burun akıntısı,</li>
<li>Boğaz ağrısı,</li>
<li>G&ouml;ğ&uuml;s b&ouml;lgesinde yanma ve ağrı.</li>
</ul>
<h3>Kronik Bronşit Belirtileri</h3>
<p>Kronik bronşitin diğer belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Kilo kaybı,</li>
<li>Ayak&nbsp;bileklerinde şişlik,</li>
<li>&Ouml;zellikle gece artan tıkanıklık ve &ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>Kaslarda oluşan g&uuml;&ccedil; kaybı.</li>
</ul>
<h3>Alerjik Bronşit Belirtileri</h3>
<p>Polen, toz ve k&uuml;f gibi hava yoluyla dışarıdan alınan alerjenlerin&nbsp;bronşların iltihaplanmasına yol a&ccedil;tığı alerjik bronşitin diğer &ccedil;eşitlere&nbsp;benzer semptomları olur. &Ccedil;ocuklarda ve&nbsp;yetişkinlerde alerjik bronşit belirtileri aynı şekilde g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;Tedavi edilmediği zaman farklı hastalıklara da&nbsp;neden olabilen alerjik bronşit belirtileri şunlardır:</p>
<ul>
<li>G&ouml;ğ&uuml;ste sıkışma ve zor nefes alıp verme,</li>
<li>Balgam &uuml;reten yoğun &ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>H&acirc;lsizlik ve yorgunluk,</li>
<li>Hırıltılı solunum.</li>
</ul>
<h3>Yenidoğanda Bronşit Belirtileri</h3>
<p>Sıklıkla 2 yaş altındaki bebeklerde g&ouml;r&uuml;len bronşite, yenidoğanlarda da sık rastlanır. Yenidoğanda gelişen bronşit, &ccedil;oğu zaman hastane&nbsp;ortamında bir m&uuml;dahale gerektirir. Yenidoğanların bu hastalığa yakalanmasındaki en b&uuml;y&uuml;k etkenlerden biri, viral enfeksiyonlardır. Yetişkinlerdekine benzer olabilen bebeklerde bronşit belirtileri şunlardır:</p>
<ul>
<li>Balgam,</li>
<li>Y&uuml;ksek ateş,</li>
<li>Hırıltılı solunum,</li>
<li>G&ouml;ğ&uuml;ste ağrı,</li>
<li>Halsizlik ve huzursuzluk.</li>
</ul>
<h3>&Ccedil;ocuklarda Bronşit Belirtileri</h3>
<p>Premat&uuml;re&nbsp;doğan, yoğun sigara dumanına maruz kalan, doğuştan kalp ve akciğer sorunları bulunan, yeterli miktarda anne s&uuml;t&uuml; alamayan&nbsp;&ccedil;ocukların bronşite yakalanma oranı; diğer &ccedil;ocuklara&nbsp;kıyasla fazladır.&nbsp;Yetişkinlere kıyasla&nbsp;bronşlarının &ccedil;apı daha dar olduğu i&ccedil;in bronşit rahatsızlığına&nbsp;&ccedil;abuk yakalanabilen &ccedil;ocuklarda da balgamlı &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, h&acirc;lsizlik, ateş ve nefes darlığı gibi yenidoğandaki bronşit belirtilerine benzer semptomlar g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;</p>
<h2>Bronşit Kimlerde Daha Sık G&ouml;r&uuml;l&uuml;r?</h2>
<p>Farklı nedenlerle ortaya &ccedil;ıkabilen bronşit, daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi daha &ccedil;ok 2 yaş altı bebeklerde g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. "Bebeklerde bronşit neden olur?" sorusunun yanıtı ise bağışıklık sistemlerinin diğer yaş gruplarına g&ouml;re &ccedil;ok daha hassas ve narin olması şeklinde verilir. Okul &ccedil;ağındaki &ccedil;ocuklarda sıklıkla ortaya &ccedil;ıkan bronşitin nedeni ise kalabalık ortam, bu sebeple fazlaca g&ouml;r&uuml;len vir&uuml;s ve mikroplardır.</p>
<h2>Bronşit Neden Olur?</h2>
<p>Bronşitin neden olduğunu a&ccedil;ıklanırken akut ve kronik &ccedil;eşitler farklı şekilde ele alınır. Daha &ouml;nce de değindiğimiz gibi en b&uuml;y&uuml;k sebebi&nbsp;vir&uuml;s ve bakteriler olarak g&ouml;sterilen akut bronşit, &ouml;zellikle kapalı mek&acirc;nlarda ve toplu şekilde yaşanılan alanlarda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Kalabalık yerlerde artan vir&uuml;s ve bakteri oranı bronşite yol a&ccedil;arken aynı zamanda&nbsp;iki saatten uzun s&uuml;re 12 dereceden d&uuml;ş&uuml;k sıcaklıktaki havanın ağız a&ccedil;ık şekilde solunması da bu rahatsızlığa sebep&nbsp;olabilir.&nbsp;</p>
<p>Kronik bronşitin en bilinen nedeni ise sigara kullanımı olarak g&ouml;sterilir. Uzun s&uuml;re sigara kullananların yanı sıra pasif i&ccedil;ici kişiler de bronşite yakalanabilir. Kronik bronşitin nedenleri arasında sigaranın yanı&nbsp;sıra hava kirliliği, duman, kimyasal maddelere temas&nbsp;gibi etmenler de bulunur.</p>
<h2>Bronşit Tanısı Nasıl Konur?</h2>
<p>Bronşit olduğundan ş&uuml;phelenen kişilerin &ouml;ncelikle uzman bir doktora başvurması gerekir. Bu rahatsızlığın en net tanısı, yapılan fiziki muayeneden ve kişinin hastalık &ouml;yk&uuml;s&uuml;n&uuml;n incelenmesinden sonra konabilir. Hekimler ayrıca gerekli g&ouml;rd&uuml;kleri durumlarda hastalardan&nbsp;kan, solunum, balgam testleri ile kan gazı analizi, bronşit akciğer filmi ve&nbsp;bilgisayarlı tomografi gibi&nbsp;&ouml;zel tetkikler de isteyebilir.</p>
<p>Hastalara konulan bronşit tanısının ardından&nbsp;rahatsızlığın&nbsp;seviyesini belirlemek&nbsp;i&ccedil;in klinik derecelendirme de yapılır. Bunun i&ccedil;in bir dakikadaki solunum sayısı ve sesi dinlenir. Değerlendirme sonucu 1-3 arasında &ccedil;ıkanlara hafif, 4-8 &ccedil;ıkanlara orta, 9 ve &uuml;zeri &ccedil;ıkanlara ise ağır bronşit tanısı konur.&nbsp;</p>
<h2>Bronşit Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>Yapılan testler ve değerlendirmeler sonucunda bronşit tedavisine başlanır. "Yetişkinlerde, &ccedil;ocuklarda, yaşlılarda ve yenidoğanlarda bronşit nasıl ge&ccedil;er?" sorularının yanıtı; doktorun belirlediği kişisel tedaviye g&ouml;re değişir. Akut ve kronik bronşitin tedavi s&uuml;re&ccedil;leri farklı şekillerde ilerler. Ayrıca hekimler, hastalığın seviyesine g&ouml;re&nbsp;de farklı tedavi programı belirlerler.</p>
<h3>İla&ccedil; Tedavisi</h3>
<p>Bronşitin tedavisinde asıl ama&ccedil;, bronşlarda meydana gelen şişliğin azaltılması ve s&uuml;rekli artan balgamın yumuşatılmasıdır. Bunun i&ccedil;in hekimler, hastalara &ccedil;eşitli bronşit ila&ccedil;ları verirler. Akut bronşitte hastanın istirahat etmesi elzemdir. Eğer balgam &ouml;rneğinde bronşite&nbsp;sebep&nbsp;olan bir bakteri tespit edilirse bu bakterinin &ccedil;eşidine g&ouml;re antibiyotik tedavisine başlanır.&nbsp;</p>
<p>Kronik bronşit tedavisi i&ccedil;inse belirtilerin şiddetine g&ouml;re kişiye &ouml;zel bir ila&ccedil; tedavisi planlanır.&nbsp;Y&uuml;ksek risk teşkil edenlere bronkodilat&ouml;r ve kortikosteroid ila&ccedil;lar&nbsp;verilebilir.</p>
<h3>Yaşam Tarzı Değişiklikleri</h3>
<p>Bronşit tedavisinde ilaca gerek duyulsa da duyulmasa da hastanın yaşam tarzında bazı değişiklikler yapması tavsiye edilebilir. &Ouml;zellikle sigara kullanan ve kronik bronşite yakalananlara hemen sigarayı bırakmaları &ouml;nerilir.</p>
<p>Akut bronşitteyse genellikle &ccedil;ok fazla ayakta kalınmaması ve kişinin kendini yormaması &ouml;nemlidir. Bunun yanında kişinin, bronşite neden olan ve alerjik durumları tetikleyen etkenlerden de iyileşene kadar uzak durulması istenir. T&uuml;m bunlara ek olarak kuru ve nemsiz ortamlara girilmemesi ve m&uuml;mk&uuml;nse&nbsp;bronşit i&ccedil;in hava makinesi gibi cihazların veya havayı nemlendiren doğal &uuml;r&uuml;nlerin kullanılması tavsiye edilir.</p>
<h2>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Bronşit Nasıl Ge&ccedil;er?</h2>
<p>&Ccedil;ocuk veya bebeğinizde bronşit belirtilerini g&ouml;r&uuml;rseniz vakit kaybetmeden uzman bir hekime danışmalısınız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; y&uuml;ksek ateş gibi semptomlar ciddi sağlık sorunlarına yol a&ccedil;abilir. Eğer&nbsp;g&ouml;r&uuml;len bronşit yalnızca vir&uuml;s ya da bakteri sebepliyse doktorun &ouml;nerdiği tedavi planına ek olarak &ccedil;ocuğunuzun bol miktarda sıvı t&uuml;ketmesine yardımcı olmanız gerekir.</p>
<p>Bunun yanında "&Ccedil;ocuklarda bronşite ne iyi gelir?" sorusunun bir diğer cevabıysa onları tozlu, kirli, nemsiz ve dumanlı ortamlardan uzak tutmak olur. &Ccedil;ocuklarınızın bronşitten kurtulabilmesi i&ccedil;in yanlarında sigara i&ccedil;memeye &ouml;zen g&ouml;stermeniz gerekir. Ayrıca&nbsp;dengeli ve sağlıklı beslenmelerini ve&nbsp;doktorların verdiği ila&ccedil;ları da d&uuml;zenli olarak i&ccedil;melerini sağlayabilirsiniz.&nbsp;</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Bronşit bulaşıcı mıdır?</h3>
<p>Yalnızca mikroorganizmalar sebebiyle ortaya &ccedil;ıkan akut bronşitin bulaşıcı olduğunu bilinir. Diğer sebeplerle gelişen kronik bronşit ise bulaşıcı değildir.</p>
<h3>Bronşit &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml;ne ne iyi gelir?</h3>
<p>Bol sıvı t&uuml;ketmek, pastil gibi boğazı rahatlatan ila&ccedil;ları kullanmak bronşit &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml;ne iyi gelebilir. Bunların yanında balgam s&ouml;kt&uuml;r&uuml;c&uuml; ila&ccedil;lar kullanmak da &ouml;ks&uuml;r&uuml;ğ&uuml;n ortadan kalmasına yardımcı olabilir. Ancak şurup ve pastil gibi ila&ccedil;lar mutlaka&nbsp;doktor tavsiyesiyle kullanılmalı ve &ouml;nerilen doz ile s&uuml;re aşılmamalıdır.</p>
<h3>Bronşit tehlikeli midir, ilerlerse ne olur?</h3>
<p>Akut bronşit genellikle 10-14 g&uuml;n i&ccedil;erisinde tedavi edilir. Ancak kronik bronşitin tedavisi akut bronşit kadar kısa s&uuml;reli olmayabilir.&nbsp;"Kronik bronşit ilerlerse ne olur?" diye merak edenlere genellikle KOAH hastalığıyla karşılaşılabilir, yanıtını verebiliriz. Bu nedenle kronik bronşit doğru zamanda tedavi edilmezse hayati risk s&ouml;z konusu olabilir.</p>
<h3>Kronik bronşit zat&uuml;rreye &ccedil;evirir mi?</h3>
<p>Doğru şekilde ve olması gereken zamanda tedavi edilmeyen kronik ge&ccedil;meyen bronşit hastalığı ilerleyen zamanlarda zat&uuml;rrenin g&ouml;r&uuml;lmesine yol a&ccedil;abilir. Zat&uuml;rre bronşit belirtileri arasında akciğerlerdeki iltihaplanmada artış gibi bronşit semptomları&nbsp;vardır. İlerleyen safhalarda v&uuml;cutta morarma g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3>Bronşit kendiliğinden ge&ccedil;er mi?</h3>
<p>"Bronşit ka&ccedil; g&uuml;nde ge&ccedil;er?" ve "Bronşit kalıcı mı?" sorularının yanıtını arayanlar i&ccedil;in iki farklı yanıt verilir. Akut bronşit ortalama 10 g&uuml;n i&ccedil;inde ge&ccedil;ebilir. Viral sebeple ortaya &ccedil;ıkan akut bronşit, genellikle kendi kendine ge&ccedil;er ancak bakteri kaynaklı oluşanlar i&ccedil;in ila&ccedil; tedavisi uygulamak gerekebilir. Kronik bronşit ise tedavi edilmediğinde kendiliğinden ge&ccedil;mez. Eğer tedavi edilmezse daha &ouml;nce de değindiğimiz gibi KOAH ve zat&uuml;rre gibi hayati risk oluşturan &ccedil;eşitli hastalıkların ortaya &ccedil;ıkmasına neden olur.&nbsp;</p>

Genellikle mevsim geçişlerinde sıkça görülen bronşit, grip ve soğuk algınlığına benzer belirtiler gösterir. Her yaşta farklı etkileri olan bronşitin ilerleyerek ciddi sağlık problemlerine yol açmasını engellemek için doğru şekilde teşhis ve tedavi edilmes

Bronşit Nedir, Belirtileri Nelerdir? Bronşite Ne İyi Gelir?

<div class="content-detail__text formatted">
<p>Vitamin ve mineraller, b&uuml;t&uuml;nsel sağlığı korumaya ve bağışıklık sistemini g&uuml;&ccedil;lendirmeye destek olur. İnsan v&uuml;cuduna faydalı minerallerden biri de &ccedil;inkodur. V&uuml;cutta &uuml;retilemeyen &ccedil;inkonun dışarıdan besinlerle alınması gerekir. Bu mineral yeteri kadar karşılanamadığında &ccedil;inko eksikliği ortaya &ccedil;ıkar. Her yaş grubundan kişilerde g&ouml;r&uuml;lebilen &ccedil;inko yetersizliği farklı semptomlar g&ouml;sterir. Peki; &ccedil;inko eksikliği belirtileri nelerdir, neden olur?</p>
<h2>&Ccedil;inko Eksikliği Nedir?</h2>
<p>&Ccedil;inko, v&uuml;cudun temel fonksiyonlarının sağlıklı bi&ccedil;imde &ccedil;alışmasına yardımcı minerallerden biridir. Bu mineral &ouml;zellikle hamileler, &ccedil;ocuklar ve ergenlik &ccedil;ağındaki kişiler i&ccedil;in &ouml;nemlidir. &Ccedil;inko minerali b&uuml;y&uuml;me ve gelişme &uuml;zerinde olumlu etkilerde bulunmanın&nbsp;yanı sıra bağışıklık sisteminin d&uuml;zg&uuml;n &ccedil;alışmasına da yardımcı olur.</p>
<p>&Ccedil;inko mineralinin besinler aracılığıyla yeterli miktarda alınamaması veya v&uuml;cutta bu mineralin emilimini etkileyen sağlık sorunları, &ccedil;inko eksikliğinin nedenleri arasındadır. &Ccedil;inko seviyesi yeterli d&uuml;zeyde olmayanların hekim &ouml;nerisiyle dışarıdan takviye alması gerekir.</p>
<h2>&Ccedil;inko Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Nasıl Anlaşılır?</h2>
<p>&Ccedil;inko eksikliği fiziksel ve psikolojik birtakım semptomlarla kendini belli eder. "&Ccedil;inko eksikliği nasıl anlaşılır?" diye merak ediyorsanız bu mineralin d&uuml;ş&uuml;k seviyede seyrettiği kişilerin cildinde egzamaya benzeyen g&ouml;r&uuml;n&uuml;mler oluşabilir. Ruh h&acirc;linde yaşanan ani değişimler de kadınlarda ve erkeklerde &ccedil;inko eksikliği belirtileri arasında sayılır.</p>
<p>&Ccedil;inko eksikliğinin diğer belirtileri arasında şunlar vardır:</p>
<ul>
<li>Koku ve tat alma hissinde azalma,</li>
<li>V&uuml;cutta oluşan yaraların daha ge&ccedil; iyileşmesi,</li>
<li>Ciltte kuruluk&nbsp;ve p&uuml;r&uuml;zler,&nbsp;</li>
<li>G&ouml;rme problemleri,</li>
<li>Enfeksiyonlara karşı daha&nbsp;savunmasız olma,</li>
<li>Beslenme d&uuml;zeninde değişiklik olmadan gelişen iştahsızlık ve a&ccedil;ıklanamayan kilo kaybı,</li>
<li>Cinsel işlev bozuklukları,</li>
<li>Konsantrasyon eksikliği,</li>
<li>Işığa duyarlılık,</li>
<li>Ruhsal değişimler,</li>
<li>Tırnakların yavaş uzaması ve kolay kırılması.</li>
</ul>
<p>Bunların yanı sıra "&Ccedil;inko eksikliği ishal yapar mı?" &ccedil;inko eksikliği olan kişilerin cevabını araştırdığı sorulardan biridir. &Ccedil;inko, bağırsak fonksiyonlarında değişikliğe neden olabilir. Sebepsiz yere ortaya &ccedil;ıkan ve uzun s&uuml;ren ishal, &ccedil;inko eksikliğinin işaretlerinden biri olabilir. Bunun yanı sıra mide bulantısı ve karın ağrısı da g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3>&Ccedil;inko Eksikliği Sa&ccedil; D&ouml;k&uuml;lmesine Neden Olur mu?</h3>
<p>&Ccedil;inko, sa&ccedil;ı g&uuml;&ccedil;lendirmeye yardımcı&nbsp;minerallerden biridir. Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi problemi &ccedil;inko eksikliği belirtilerinden biridir.</p>
<h3>&Ccedil;inko Eksikliği Ağız Yarası Yapar mı?</h3>
<p>Ağız yaraları v&uuml;cutta mineral ve vitamin seviyelerinin yeterli olmadığı durumlarda sıklıkla ortaya &ccedil;ıkar. &Ouml;zellikle B12 vitamini ve &ccedil;inko eksikliğinde aft adı verilen ağız yaraları oluşur. Bunun yanı sıra dil ve dudaklarda da iltihaplar olabilir.</p>
<h3>&Ccedil;inko Eksikliği &Acirc;det D&uuml;zensizliği Yapar mı?</h3>
<p>&Ccedil;inko eksikliğinin &acirc;det d&ouml;ng&uuml;s&uuml;ne doğrudan etkisi yoktur. Ancak &acirc;det d&ouml;nemi belirtilerinin daha yoğun hissedilmesi, magnezyum ve &ccedil;inko eksikliği&nbsp;semptomları arasında yer alır.&nbsp;</p>
<h3>&Ccedil;inko Eksikliği H&acirc;lsizlik Yapar mı?</h3>
<p>&Ccedil;inko oranı d&uuml;ş&uuml;k olan kişilerde h&acirc;lsizlik, yorgunluk, uyku problemleri g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;</p>
<h3>&Ccedil;inko Eksikliği Kulak &Ccedil;ınlaması Yapar mı?</h3>
<p>Kulak &ccedil;ınlamasının sebepleri arasında kulak iltihabından strese, kansızlıktan hormonal değişimlere kadar pek &ccedil;ok etken bulunur. Bunların yanı sıra &ccedil;inko, demir, B12 gibi vitamin ve mineral eksikliği de kulak &ccedil;ınlaması yapabilir.&nbsp;</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda &Ccedil;inko Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>&Ccedil;inko, v&uuml;cuttaki metabolik faaliyetleri de etkileyen mineraller arasında yer alır. Bu eksiklik s&ouml;z konusu olduğunda bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda da cilt problemleri, yaraların ge&ccedil; iyileşmesi, sık tekrarlayan enfeksiyon gibi yetişkinlerle ortak semptomlar g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</p>
<p>&Ccedil;ocuklarda ve bebeklerde&nbsp;g&ouml;r&uuml;len &ccedil;inko eksikliği belirtilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:&nbsp;</p>
<ul>
<li>Bebeklik ve &ccedil;ocukluk &ccedil;ağı gelişimin en kritik olduğu d&ouml;nemdir. Bu d&ouml;nemde ortaya &ccedil;ıkan &ccedil;inko yetersizliği nedeniyle b&uuml;y&uuml;me ve gelişme geriliği olabilir.</li>
<li>&Ccedil;inkonun ideal oranlarda olmaması bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda &ouml;ğrenme g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;ne yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>&Ccedil;inko seviyesi d&uuml;ş&uuml;k olan &ccedil;ocuklar ergenliğe akranlarından ge&ccedil; girebilirler.&nbsp;</li>
</ul>
<h2>&Ccedil;inko Eksikliği Neden Olur?</h2>
<p>&Ccedil;inko v&uuml;cudun kendi kendine &uuml;retemediği bir mineraldir ve bu nedenle dışarıdan alınması gerekir. &Ccedil;inko i&ccedil;eren besinlerin yeterli miktarda t&uuml;ketilmemesi bu mineralin eksikliğine yol a&ccedil;ar. Bunun yanı sıra bazı hastalıklar da &ccedil;inko seviyesinin d&uuml;şmesine neden olabilir.</p>
<p>&Ccedil;inko eksikliğini ortaya &ccedil;ıkaran sebepleri ş&ouml;yle a&ccedil;ıklayabiliriz:</p>
<ul>
<li><strong>Aşırı Alkol T&uuml;ketimi:</strong>&nbsp;Alkol v&uuml;cuttaki &ccedil;inko emilimini g&uuml;&ccedil;leştirir. Bu nedenle aşırı miktarda alkol t&uuml;ketenlerde sıklıkla &ccedil;inko eksikliği g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li>
<li><strong>Crohn Hastalığı, &Ccedil;&ouml;ylak:</strong>&nbsp;&Ccedil;&ouml;lyak, Crohn gibi bağırsak rahatsızlıkları da &ccedil;inko emilimine etki eden nedenler arasında yer alır.&nbsp;</li>
<li><strong>Vegetatif Besin Kaynakları:</strong>&nbsp;Bazı bitkisel gıdaların i&ccedil;erdiği fitatlar ve oksalatlar da &ccedil;inko emilimini g&uuml;&ccedil;leştirebilir.</li>
<li><strong>İ&ccedil;me Suyu:</strong>&nbsp;Bazı i&ccedil;me sularının &ccedil;inko miktarı d&uuml;ş&uuml;k seviyelerdedir. Bu suları t&uuml;keten kişilerde &ccedil;inko yetersizliğine rastlanır.&nbsp;</li>
<li><strong>Beslenme ve Diyetler:</strong>&nbsp;Et ve deniz mahsulleri zengin &ccedil;inko&nbsp;i&ccedil;eriğine sahip besinler arasında yer alır. Bu besinleri t&uuml;ketmeyi tercih etmeyen, y&uuml;ksek lifli veya vegan diyet uygulayanların &ccedil;inko değerleri d&uuml;ş&uuml;k olabilir.</li>
<li><strong>Gebelik ve Emzirme:</strong>&nbsp;Gebeler ve emziren annelerin &ccedil;inko ihtiyacı diğer bireylere kıyasla daha fazladır. Hem anne hem bebeğin &ccedil;inko eksikliği yaşamaması i&ccedil;in bu d&ouml;nemde sağlıklı ve dengeli beslenme hayli &ouml;nemlidir.</li>
<li><strong>Gelişim &Ccedil;ağı:</strong>&nbsp;&Ccedil;inko, b&uuml;y&uuml;me evresinde v&uuml;cudun en &ccedil;ok ihtiya&ccedil; duyduğu minerallerden biridir. Bu d&ouml;nemde yetersiz beslenen &ccedil;ocuklarda &ccedil;inko eksikliği g&ouml;r&uuml;lmesi son derece normaldir.&nbsp;</li>
<li><strong>Mide Ameliyatları:</strong>&nbsp;Mide k&uuml;&ccedil;&uuml;ltme operasyonları &ccedil;inko emilimini etkileyen &ouml;zel durumlardan biridir. Bu ameliyatı olan kişilerde zaman i&ccedil;inde &ccedil;inko eksikliği ortaya &ccedil;ıkabilir.</li>
</ul>
<h2>&Ccedil;inko Eksikliğinde G&ouml;r&uuml;len Hastalıklar</h2>
<p>V&uuml;cudunuzun ihtiya&ccedil; duyduğu &ccedil;inko miktarı karşılanmadığında bazı rahatsızlıklar ortaya &ccedil;ıkabilir. &Ccedil;inko eksikliğiyle ilişkili olan bazı hastalıkları ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>&Ccedil;inko eksikliği demir emilimini etkileyebilir ve anemiye neden olabilir.</li>
<li>Fel&ccedil; veya kalp krizini tetikleyebilir.</li>
<li>&Ccedil;inko, &uuml;reme minerali olarak da bilinir. Bu nedenle hem kadınlarda hem erkeklerde kısırlığa yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Yumurtalık, cilt, bağırsak gibi kanser t&uuml;rlerine neden olabilir.</li>
<li>&Ccedil;inko eksikliğinin v&uuml;cudun metabolizmasını etkilemesi nedeniyle diyabet meydana gelebilir.</li>
<li>Vitamin ve &ccedil;inko minerali eksikliğine bağlı gece k&ouml;rl&uuml;ğ&uuml; ortaya &ccedil;ıkabilir.</li>
<li>Obeziteye neden olabilir.&nbsp;</li>
</ul>
<h2>&Ccedil;inko Eksikliğine Ne İyi&nbsp;<strong>Gelir?</strong></h2>
<p>&Ccedil;inko eksikliğini gidermek i&ccedil;in hekiminizin tavsiye ettiği takviye miktarlarını &ouml;nerdiği s&uuml;re boyunca d&uuml;zenli şekilde kullanabilirsiniz. Bunun yanı sıra dikkat etmeniz gerekenlerse şunlardır:</p>
<ul>
<li><strong>Doğru ve Yeterli Beslenme:</strong>&nbsp;"&Ccedil;inko eksikliği i&ccedil;in ne yemeli?" &ccedil;inko eksikliği olanların merak ettiği sorulardan biridir. &Ccedil;inko eksikliğini ortadan kaldırmak i&ccedil;in kırmızı et, kabuklu deniz &uuml;r&uuml;nleri, s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri, baklagil, tahıl, kabuklu yemiş gibi besinleri beslenme rutininize ekleyebilirsiniz.&nbsp;</li>
<li><strong>Rahatsızlıkların Tedavisi:</strong>&nbsp;&Ccedil;inko eksikliğine yol a&ccedil;an sağlık problemlerini tedavi ettirmek bu mineralin eksikliğinin giderilmesini sağlar.</li>
<li><strong>Alkol T&uuml;ketimini Sınırlamak:</strong>&nbsp;Alkol t&uuml;ketimini sınırlamak v&uuml;cudunuzun ihtiya&ccedil; duyduğu &ccedil;inko miktarının korunmasına yardımcı olur.</li>
<li><strong>Beslenme Danışmanlığı:</strong>&nbsp;&Ouml;zellikle diyet yapmak isteyen kişilerin beslenme danışmanlığı alması &ouml;nerilir. Diyetisyenler, danışanların v&uuml;cudundaki vitamin ve mineral değerlerini g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurup kişiye &ouml;zel liste hazırlar. Bu durumda ihtiyacı olan kişiler doğru miktarlarda &ccedil;inko alımına y&ouml;nlendirilir.</li>
</ul>
<h2>Sık Sorulan Sorular</h2>
<h3>&Ccedil;inko eksikliği kilo vermeye engel midir?</h3>
<p>&Ccedil;inko eksikliği kilo vermeyi engelleyen nedenlerden biri değildir. Ancak &ccedil;inko eksikliği nedeniyle diyabet g&ouml;r&uuml;len kişiler kilo dengesini korumada zorlanabilir.</p>
<h3>&Ccedil;inko takviyesi diğer ila&ccedil;larla etkileşime girer mi?</h3>
<p>&Ccedil;inko takviyesinin doğum kontrol hapları, antibiyotikler, idrar s&ouml;kt&uuml;r&uuml;c&uuml; gibi ila&ccedil;larla birlikte kullanılması tavsiye edilmez. Bunun yanı sıra magnezum, kalsiyum, demir, bakır gibi takviyelerle birlikte alındığında da onların etkisini hafifletebilir. Hekiminiz &ccedil;inko takviyesi almanızı &ouml;nerirse d&uuml;zenli kullandığınız ila&ccedil; ve takviyeleri mutlaka bildirmelisiniz.</p>
<h3>&Ccedil;inko takviyesi almanın en iyi zamanı nedir?</h3>
<p>Vitamin ve mineraller, t&uuml;r&uuml;ne g&ouml;re a&ccedil; veya tok karna kullanılır. &Ccedil;inko i&ccedil;in ideal zaman dilimiyse sabahtır. Hekiminiz farklı bir kullanım &ouml;nermediği s&uuml;rece sabahları kahvaltıdan sonra tok karna alabilirsiniz. Eğer kullandığınız farklı ila&ccedil;lar varsa bunları mutlaka hekiminize iletmeli, ila&ccedil;ları onun &ouml;nerisine uygun şekilde kullanmaya dikkat etmelisiniz.</p>
<p>360Sağlık olarak&nbsp;"Siz neredeyseniz sağlık orada" diyor, sizi dilediğiniz yerde ziyaret edip ihtiyacınız olan sağlık desteğini almanızı sağlıyoruz. Eğer siz de &ccedil;inko eksikliği veya başka bir rahatsızlığın tespiti i&ccedil;in tahlil yaptırmak ya da diğer sağlık hizmetlerimizden faydalanmak isterseniz bize ulaşabilirsiniz. Dilerseniz sunduğumuz hizmetleri sevdikleriniz i&ccedil;in de satın alabilir, onların da ihtiya&ccedil; duydukları sağlık hizmetine&nbsp;g&uuml;venle&nbsp;ulaşmasını sağlayabilirsiniz.</p>
</div>
<div class="content-detail__buttons">&nbsp;</div>

 İnsan vücuduna faydalı minerallerden biri de çinkodur. Vücutta üretilemeyen çinkonun dışarıdan besinlerle alınması gerekir. Bu mineral yeteri kadar karşılanamadığında çinko eksikliği ortaya çıkar

Çinko Eksikliği

Vitamin ve mineraller, vücut fonksiyonlarının sürdürülebilmesi için son derece önemlidir. Kemiklerden kaslara, vücudun enerji üretiminden organların fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesine kadar vücuda pek çok yararı bulunur.

Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Neden Olur?

Suda çözünen B12 vitamini, insan vücudunda üstlendiği görevler nedeniyle sağlık için son derece önemli bir bileşendir. 

B12 Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Neden Olur?

<div class="content-detail__text formatted">
<p>Aşk, b&uuml;y&uuml;k bir mutluluk ve doyum kaynağı olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Ancak duygusal karmaşalar ve yaşamın getirdiği birtakım zorluklarla birlikte ilişkiler sınanabilir. Partnerine zarar verme veya onu hayal kırıklığına uğratma niyeti olmayan kişiler dahi zaman i&ccedil;inde verdikleri s&ouml;zleri unutabilir.</p>
<p>Sadakatsizlik, ilişkilerdeki olumsuz deneyimlerin&nbsp;son derece travmatik bi&ccedil;imlerinden biridir.&nbsp;Bireyleri sadakatsizliğe s&uuml;r&uuml;kleyen&nbsp;pek &ccedil;ok kişisel veya ilişkisel dinamik vardır.&nbsp;En sağlıklı&nbsp;g&ouml;r&uuml;nen ilişkilerde dahi bunun gibi zorlayıcı durumlarla karşılaşabilmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Peki, sadakatsizlik nedir ve b&ouml;yle olumsuz bir deneyimin &uuml;stesinden nasıl gelinir?&nbsp;</p>
<h2>Sadakatsizlik Nedir?</h2>
<p>Sadakatsizlik, &ccedil;iftlerin hem konuşarak hem konuşmadan&nbsp;anlaştığı t&uuml;m konularda birbirlerine sadık kalma s&ouml;z&uuml;n&uuml; bozmaları olarak tanımlanabilir. Ancak sadakatsizlik ne demek, sorusunun cevabı her ilişki i&ccedil;in aynı olmayabilir. &Ouml;rneğin bir ilişkide&nbsp;&ccedil;evrim i&ccedil;i oyunda tanışılan kişiyle uzun saatler sohbet edilmesi sadakatsizlik olarak tanımlanırken bir başka ilişki dinamiğinde bu durum olağan kabul edilebilir.</p>
<p>Evlilikte sadakatsizlik nedir, sorusunun yanıtı&nbsp;farklı t&uuml;rden sadakatsizlikleri i&ccedil;erebilir. Bunun &ouml;rnekleri&nbsp;arasında partnerlerden&nbsp;birinin &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; kişilerle&nbsp;kurduğu fiziksel veya&nbsp;duygusal bağ sayılabilir. Ancak bir sadakatsizlikten bahsedebilmek i&ccedil;in bireylerin mutlaka evli olmaları gerekmez. Birbirine sadık kalma s&ouml;z&uuml; veren veya b&ouml;yle bir varsayımda olan &ccedil;iftlerden herhangi birinin bu s&ouml;z&uuml; bozması&nbsp;sadakatsizliktir.</p>
<h2>Sadakatsizliğin T&uuml;rleri Nelerdir?</h2>
<p>Sadakatsizliğin farklı alt t&uuml;rleri bulunur. Bu t&uuml;rleri &ouml;ğrenerek kendi davranışlarınızda veya partnerinizin davranışlarında bir sadakat ihlali olup olmadığını daha iyi değerlendirebilirsiniz.</p>
<h3>Fiziksel Sadakatsizlik</h3>
<p>&Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; bir kişiyle yaşanan fiziksel temastır. Sadakatsizlik olarak değerlendirilme konusunda yaygın bir kabule sahip olan fiziksel temasta &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; kişiyle olan bağ &ccedil;ok derin veya y&uuml;zeysel olabilir.&nbsp;</p>
<h3>Duygusal Sadakatsizlik</h3>
<p>Başka bir kişiyle kurulan duygusal bağ bu&nbsp;t&uuml;re girer. Fiziksel sadakatsizlik kadar net &ccedil;izgileri yoktur. &Ouml;rneğin &ccedil;iftlerden biri uzun saatlerini birlikte ge&ccedil;irdiği iş arkadaşıyla duygularını ve hayallerini de paylaşıyor olabilir. Bir başkasına en derin duyguları anlatacak kadar yakın hissetmek, hem vaktini hem odağını ona &ccedil;evirmek duygusal sadakatsizlik olarak g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3>Sanal Sadakatsizlik</h3>
<p>İnternet &uuml;zerinden başka biriyle cinsel veya duygusal i&ccedil;erikli sohbetler etmek, g&ouml;r&uuml;nt&uuml;l&uuml; veya sesli konuşmak sanal sadakatsizlik olarak tanımlanabilir. Olduk&ccedil;a yaygın bir aldatma t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Bunun dışında&nbsp;&ccedil;evrim i&ccedil;i partnerlik uygulamaları kullanmak, sosyal medyada takip edilen&nbsp;kişinin neredeyse t&uuml;m hik&acirc;yelerine reaksiyon vermek de&nbsp;sanal sadakatsizlik t&uuml;r&uuml;ne&nbsp;&ouml;rnektir.&nbsp;&nbsp;</p>
<p>Partnerinizin internette ge&ccedil;irdiği s&uuml;re g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;l&uuml;r şekilde arttıysa, telefonunu her yere yanında g&ouml;t&uuml;r&uuml;yorsa, telefonuna daha &ouml;nceden koymadığı h&acirc;lde şimdi şifre koyduysa ve sizinle paylaşmıyorsa ortada sadakatsizlikle alakalı bir sorun olabilir.&nbsp;</p>
<h3>Nesne Sadakatsizliği</h3>
<p>Herhangi bir nesneye y&ouml;nelik takıntı derecesindeki bağlılık&nbsp;veya ilgi, sadakatsizlik t&uuml;rlerinden biridir. &Ouml;rneğin cep telefonunun, bilgisayarın veya farklı bir nesnenin odak nokta h&acirc;line gelmesi durumunda nesne sadakatsizliğinden s&ouml;z etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.</p>
<h3>Finansal&nbsp;Sadakatsizlik</h3>
<p>Partnerin maddi gelir ve giderleri konusunda derin bir gizem i&ccedil;inde olması veya&nbsp;ger&ccedil;ekleri saklaması&nbsp;finansal sadakatsizlik olarak tanımlanabilir. &Ouml;rneğin maaşını olduğundan daha az s&ouml;ylemesi, partnerine haber vermeden birilerine bor&ccedil; vermesi gibi durumlarda maddi sadakatsizlikten s&ouml;z edilebilir.&nbsp;</p>
<h3>Mikro Sadakatsizlik</h3>
<p>Partnerin bir başkasına y&ouml;nelik fl&ouml;rt eylemlerinde bulunmasıdır. Bakışma, g&uuml;l&uuml;şme, iltifat etme gibi eylemler bunun en iyi &ouml;rneklerdir. Bu t&uuml;r sadakatsizlikte kişi, partnerinin g&uuml;venini sarsarak ilişkiye zarar verebilir.&nbsp;</p>
<h3>Birleşik Sadakatsizlik</h3>
<p>Yukarıdaki sadakatsizlik t&uuml;rlerinden birka&ccedil;ının birlikte yaşanmasıdır. &Ouml;rneğin hem&nbsp;finansal sadakatsizlik&nbsp;hem nesne sadakatsizliği&nbsp;aynı anda ger&ccedil;ekleşiyor olabilir.</p>
<h2>Sadakatsizliğin Ardındaki Psikoloji Nedir?</h2>
<p>Sadakatsizlik hem bunu yaşatan&nbsp;hem maruz kalan&nbsp;birey i&ccedil;in duygusal d&uuml;zensizliğe yol a&ccedil;sa da aslında bu olumsuz duyguların &ccedil;ok daha &ouml;ncesi var. İlişkileri bu noktaya&nbsp;s&uuml;r&uuml;kleyen sebepleri ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<h3>&Ouml;fke ve&nbsp;İntikam Duygusu</h3>
<p>Partnerlerden birinin yaşadığı &ouml;fke ve ardından kapıldığı intikam alma arzusu, sadakatsizliği tetikleyebilir. &Ouml;rneğin b&uuml;y&uuml;k bir tartışmanın ardından yaşanılan&nbsp;&ouml;fke, sadakatsizliğe neden olabilir.&nbsp;</p>
<h3>Sevgi ve İlgi Eksikliği</h3>
<p>İlişkinin başlarında yoğun olarak hissedilen heyecan ve tutku, zamanla yerini daha sakin&nbsp;duygulara bırakır. Bu da partnerlerden birini farklı arayışlara y&ouml;nlendirebilir. Durumun ortaya &ccedil;ıkmasındaki temel neden yoğun duygular ge&ccedil;tikten sonra&nbsp;partnere karşı duyulan sevginin, ilginin b&uuml;y&uuml;k oranda azalmış olmasıdır.</p>
<h3>Yalnız ve &Ccedil;aresiz Hissetmek</h3>
<p>Hayat şartlarının zorlaşması, finansal buhran i&ccedil;inde olma gibi sebepler olumsuz duyguları tetikleyebilir. Yaşanan bu sorunların i&ccedil;inde anlaşılmadığını ve yalnız kaldığını hisseden taraf, ilgiyi başka kişilerde arayabilir.&nbsp;</p>
<h3>D&uuml;ş&uuml;k &Ouml;z G&uuml;ven</h3>
<p>Benlik saygısı d&uuml;ş&uuml;k olan birey, bir başkasından ilgi g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde&nbsp;kendini g&uuml;&ccedil;l&uuml; hissederek&nbsp;sadakat ihlalinde bulunabilir.&nbsp;</p>
<h3>Cinsel İhtiya&ccedil;ların&nbsp;Tatmin Edilememesi</h3>
<p>&Ccedil;iftler, ilişki i&ccedil;inde duygusal anlamda mutlu olsalar da cinsel uyumsuzluk veya tatminsizlik gibi durumlar s&ouml;z konusu olabilir. Sekste tatminsizlik hissi veya yeni heyecanlar arama arzusu aldatmaya neden olabilir.&nbsp;</p>
<h3>Ailede Aldatma Ge&ccedil;mişinin Olması</h3>
<p>Aile &uuml;yeleri arasında daha &ouml;nce yaşanmış bir sadakatsizlik,&nbsp;bireyin kendi ilişkilerinde kuracağı bağları da olumsuz etkileyebilir.</p>
<h3>Bağlılık Sorunları Yaşamak</h3>
<p>G&uuml;vensiz bağlanma bi&ccedil;imleri sadakatsizliğe zemin hazırlayabilir. Uzun ilişkiden ka&ccedil;mak istemek, duygusal olarak kendini bir ilişkide olmaya hazır hissetmemek, ilişkide bir &ccedil;ıkış yolu aramak bu başlık altında incelenebilir. Uzak mesafe ilişkilerinde veya o ya da bu nedenle partnerden ayrı ge&ccedil;irilen vakitlerde sadakatsizlik yaşanabilir.</p>
<h2>Sadakatsizliğin &Uuml;stesinden Nasıl Gelinir?</h2>
<p>Boşanma ve ayrılıkların en &ouml;nemli nedenlerinden biri olan sadakatsizlik,&nbsp;her zaman bir ilişkinin sonu olmayabilir. G&uuml;ven duygusunun yeniden inşa edilmesi g&uuml;&ccedil; olsa da karşılıklı &ouml;zveriyle durumun &uuml;stesinden gelmek i&ccedil;in &ccedil;aba harcanabilir. Yaygın kanı ne olursa olsun karar aşamasında bireyin kendisi i&ccedil;in en iyi olanı se&ccedil;mesi&nbsp;gerekir.&nbsp;</p>
<p>Eğer sadakatsizliğe uğradıysanız&nbsp;yaşadığınız duygularla başa &ccedil;ıkarken partnerinizin nedenlerini d&uuml;ş&uuml;nmeden &ouml;nce kendi ihtiya&ccedil;larınıza odaklanmanız &ouml;nemlidir.&nbsp;İlişkinize bir şans daha vermek isteyebilir veya bu deneyimle başa &ccedil;ıkmanın yollarını arayabilirsiniz.&nbsp;B&ouml;yle bir durumda aşağıdaki adımları takip edebilirsiniz.</p>
<h3>İhaneti Kabullenin</h3>
<p>Yaşadığınız şeyleri ink&acirc;r etmek ve belki de yok saymak s&uuml;recin daha karmaşık h&acirc;le gelmesine neden olur. S&uuml;reci en iyi şekilde y&ouml;netebilmek, olumsuz duygularla baş edebilmek i&ccedil;in &ouml;nce olan bitenin farkına varın.</p>
<h3>İletişim Kurun</h3>
<p>İlişkiyi ister bitirmek ister&nbsp;s&uuml;rd&uuml;rmek istiyor olun her iki şekilde de sağlıklı iletişim kurmanız &ouml;nemlidir. Yaşananları, nedenlerini ve sizde&nbsp;uyandırdığı duyguları paylaşmaktan &ccedil;ekinmeyin. Paylaşması i&ccedil;in partnerinizi de cesaretlendirin.&nbsp;</p>
<h3>Ara Vermeyi Deneyin</h3>
<p>Bir s&uuml;re bu olanları d&uuml;ş&uuml;nmek i&ccedil;in kendinize fırsat verebilirsiniz. Bu s&uuml;re&ccedil;te ilişkinizi enine boyuna d&uuml;ş&uuml;nmek i&ccedil;in zamana ihtiyacınız olabilir.&nbsp;İlişkiye devam etmek istiyorsanız dahi kendinize biraz zaman tanımanız sınırlarınızı belirlemenizi sağlayabilir. Kendinize karşı d&uuml;r&uuml;st olun ve&nbsp;yaşananları en doğru şekilde değerlendirmeye &ccedil;alışın.</p>
<h3>Kendinize Yas S&uuml;resi Tanıyın</h3>
<p>Yas tutmaktan utanıyor olabilirsiniz. Ancak yaşadıklarınız karşısında &uuml;z&uuml;lmeniz, kendinizi mutsuz hissetmeniz ve &ouml;fkelenmeniz son derece normal. Duygularınızı d&uuml;zene sokmak i&ccedil;in kendinize&nbsp;zaman tanıyın.</p>
<h3>Bilin&ccedil;li Olarak Karar Verin&nbsp;</h3>
<p>Sadakatsizliklerin sonu mutlaka ayrılık olmak zorunda değildir. Eğer affetmeyi se&ccedil;tiyseniz bu&nbsp;konuda bilin&ccedil;li bir farkındalık i&ccedil;inde olmanız &ouml;nemlidir. Bu yaklaşım, iyileşme s&uuml;recinde ger&ccedil;ek&ccedil;i beklentilerinizin olmasını sağlayabilir.</p>
<p>Yaşanan hayal kırıklıklarına, &ouml;fkeye tutunmak zamanla kronikleşebilir. Ancak ilişkiyi s&uuml;rd&uuml;rmeye karar verecek olursanız&nbsp;yaşadığınız olumsuz duyguların&nbsp;etkisini bertaraf etmek i&ccedil;in partnerinizi affedebilmeniz&nbsp;gerekir.</p>
<h3>Yaşananları Cephane Olarak Kullanmayın</h3>
<p>Eğer sadakatsizliğin &uuml;stesinden gelmek i&ccedil;in partnerinize bir şans verdiyseniz yaşananları&nbsp;tekrar tekrar g&uuml;ndeme getirme d&uuml;rt&uuml;s&uuml;ne karşı direnin.&nbsp;Sadakat ihlali olan eyleme dair merakınızı bastırın ve&nbsp;tamamen kendinize, ilişkinize&nbsp;odaklanın. Sadakatsizliği&nbsp;s&uuml;rekli hatırlatmak&nbsp;ilişkiyi &ccedil;ok daha karmaşık bir noktaya getirebilir.</p>
<h3>Profesyonel Destek&nbsp;Alın</h3>
<p>Bir uzmanla konuşup yaşadığınız duyguları paylaşmak size yardımcı olabilir. Yaşadığınız&nbsp;olaylarla başa &ccedil;ıkmakta zorlanıyor veya s&uuml;reci en sağlıklı şekilde değerlendirmek istiyorsanız psikolojik destek alabilirsiniz.&nbsp;</p>
<p>Eğer sadakat ihlali yapan tarafsanız&nbsp;ve ilişkinizi kurtarmak istiyorsanız yapabileceğiniz birka&ccedil; &ouml;nemli şey vardır.&nbsp;</p>
<ul>
<li>Hatanızı kabullenin ve bahanelerin arkasına sığınmayın.</li>
<li>Sabırlı olun ve partnerinize zaman tanıyın.</li>
<li>Partnerinizi su&ccedil;lamadan iletişim kurmaya &ouml;zen g&ouml;sterin ve onun hislerini&nbsp;dinleyin.</li>
<li>G&uuml;&ccedil;l&uuml; bağlar ve y&uuml;ksek affetme kapasitesi, ilişkinizi toparlamanızda kilit role sahiptir. Odağınızı bu bağların &uuml;zerinde tutmaya &ouml;zen g&ouml;sterin.&nbsp;</li>
<li>Sadakatsizliğin ardından&nbsp;hem bireysel terapiye hem &ccedil;ift terapisine katılabilirsiniz. B&ouml;ylece işleri yoluna koyma yolculuğunda nerelerde gelişim sağlayabileceğinizi uzman eşliğinde keşfedebilirsiniz.&nbsp;</li>
</ul>
<p>Sağlam temeller &uuml;zerine inşa edilmiş ilişkilerde dahi&nbsp;birtakım problemler yaşanabilir&nbsp;ve sadakat sorunları baş g&ouml;sterebilir. Bunu yaşıyorsanız aldatmanın&nbsp;altında yatan sebepleri ve meydana gelen duygusal sarsıntıyı en sağlıklı şekilde ortaya &ccedil;ıkarmak, onunla m&uuml;cadele etmek &ouml;nemlidir. Partnerinizle birlikte alacağınız &ccedil;ift terapisi, yaşananları ve sizde bıraktığı etkileri doğru analiz etmenize yardımcı olabilir. Bu s&uuml;re&ccedil;te hem kendinize hem partnerinize karşı d&uuml;r&uuml;st olmak ilişkinize olduğu kadar kişisel değerlerinize de katkı sağlar.&nbsp;</p>
<h2><strong>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</strong></h2>
<h3>Aldatma ve sadakatsizlik aynı anlama mı gelir? Aralarında bir fark var mıdır?</h3>
<p>Genelde &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; bir kişiyle cinsel anlamda yakınlaşmak sadakatsizlik veya aldatma olarak kabul edilir. Bu noktada aldatma ve sadakatsizlik arasındaki farkı anlamak &ouml;nemlidir.&nbsp;Sadakatsizlik hen&uuml;z niyet aşamasında olma durumudur veya&nbsp;eyleme ge&ccedil;ilse dahi partnerin bundan haberi yoktur.&nbsp;</p>
<p>&Ouml;rneğin en derin sırlarınızı paylaştığınız biri varsa ve partnerinizin bu durumdan rahatsız olacağını bile bile buna gizlice devam ediyorsanız bunu sadakatsizlik olarak tanımlayabiliriz. Partneriniz bu&nbsp;eylemi &ouml;ğrendiğinde&nbsp;ilişkiniz &uuml;zerinde yıkıcı etkileri oluyorsa artık aldatan taraftasınız demektir.&nbsp;</p>
<h3>Sadakatsizlikten sonra ilişkiye devam edebilmek m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r?</h3>
<p>Sadakatsizlik &ccedil;iftlerin karşılaşabileceği en zorlu sorunlardan biridir. Ancak iyileşme s&uuml;recine iki tarafın da katkı sunması ve bunu istemesi ilişkiyi tekrar rayına oturtabilir. Bazen bu yolculuk, partnerler arasındaki bağları daha da g&uuml;&ccedil;lendirebilir.</p>
<p>Aldatan tarafın tamamen şeffaf şekilde &ouml;z&uuml;r dilemesi ve partnerine zaman tanıması gerekir. Telefondaki şifreleri kaldırmak, her adımda haber vermek gibi rasyonel olmayan &ccedil;&ouml;z&uuml;mler yerine sabır ve a&ccedil;ık iletişim s&uuml;rece katkı sunabilir.&nbsp;Aldatılan tarafınsa bu &ccedil;abaları g&ouml;rmezden gelmemesi ve s&uuml;rece izin vermesi &ouml;nemlidir.</p>
<h3>Sadakatsizlikle ilgili ş&uuml;phe duyulduğunda nasıl hareket edilebilir?</h3>
<p>Sadakat ihlaline uğradığınızı d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;zde harekete ge&ccedil;meden &ouml;nce konuyu en doğru şekilde anlamak son derece &ouml;nemlidir. Bu s&uuml;re&ccedil;te hislerinizi partnerinizle paylaşın ve ilişkideki sorunları&nbsp;yapıcı bir dille konuşmaya &ouml;zen g&ouml;sterin. T&uuml;m &ccedil;abalarınıza rağmen bu hislerden kurtulamıyorsanız mutlaka bir uzman desteğine başvurabilirsiniz.</p>
<h3>Sadakatsizliğin neden olduğu duygusal olumsuzluklar nelerdir?</h3>
<p>Sadakatsizliğin neden olduğu bir&ccedil;ok olumsuz vardır. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Sadakatsizlik karşısında pek &ccedil;ok duygusal değişim ve dalgalanma yaşayabilirsiniz.&nbsp;</li>
<li>Kaygı&nbsp;d&uuml;zeyinizde artış g&ouml;zlemlenebilir. Depresyon ve anksiyete tetiklenebilir.</li>
<li>Sadakatsizliğe karşı aşırı duyarlı birine d&ouml;n&uuml;şebilirsiniz. Bu da ilişki i&ccedil;inde&nbsp;daha ş&uuml;pheci biri olmanıza&nbsp;yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Kendinizi yetersiz ve değersiz hissedebilirsiniz. Ortaya bazı &ouml;z&nbsp;saygı sorunları &ccedil;ıkabilir.</li>
<li>Birtakım iletişim sorunları ve uzaklaşma yaşayabilirsiniz. Bu hem partnerinize hem diğer insanlara y&ouml;nelik olabilir.</li>
</ul>
</div>

Aşk, büyük bir mutluluk ve doyum kaynağı olarak görülür. Ancak duygusal karmaşalar...

Sadakatsizlik Nedir? Sadakatsizlikle Nasıl Başa Çıkılır?

<p>Ferritin y&uuml;ksekliği veya d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde yaşanan semptomlar g&ouml;z ardı edilmeye m&uuml;sait gibi g&ouml;r&uuml;nse de ihmali sağlığınızı b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de etkileyebilir. Gelin; "Kanda ferritin nedir?", "Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; tehlikeli midir?" gibi soruların yanıtlarına birlikte bakalım.</p>
<h2>Ferritin Nedir?</h2>
<p>Ferritin, v&uuml;cutta demiri depolayan ve ihtiya&ccedil; h&acirc;linde serbest bırakan bir &ccedil;eşit proteindir. Yaygın olarak demir deposu&nbsp;diye adlandırılan ferritin, &ccedil;oğunlukla v&uuml;cut h&uuml;crelerinde bulunur ve&nbsp;eser miktarda dolaşıma katılır. Ferritinin b&uuml;y&uuml;k bir&nbsp;kısmı karaciğer ve bağışıklık sistemi h&uuml;crelerinde konumlanır.</p>
<p>Kandaki oksijen miktarının azalması gibi durumlarda v&uuml;cudumuz kırmızı kan h&uuml;cresi &uuml;retimine ihtiya&ccedil; duyar. Bu ihtiya&ccedil; doğrultusunda v&uuml;cut h&uuml;crelerine ferritini salmasını s&ouml;yleyen bir sinyal iletilir. B&ouml;ylece kırmızı kan h&uuml;crelerinin &uuml;retimi ve dokulara oksijen iletimi artar.</p>
<h3>Ferritin Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>Normal ferritin serum plazma seviyesi yaş ve cinsiyet başta olmak &uuml;zere bir&ccedil;ok fakt&ouml;re g&ouml;re değişkenlik g&ouml;sterir. Genel ferritin referans aralığı şu şekilde belirtilebilir:</p>
<ul>
<li>Kadınlarda: 20 ila 200 ng/mL</li>
<li>Erkeklerde: 20 ila 500 ng/mL.</li>
</ul>
<p>Verilen&nbsp;değerler standart aralıkları belirtir. Bu sebeple&nbsp;"Ferritin ka&ccedil; olursa tehlikelidir?" diye endişelenmeden &ouml;nce sonucunuzun uzman hekim tarafından değerlendirilmesi daha doğru olacaktır.&nbsp;</p>
<h2>Ferritin D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Nedir?</h2>
<p>Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n v&uuml;cuda etkilerini anlamak sağlıklı bir tedavi i&ccedil;in gereklidir. "Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ne demek?" diye merak ediyorsanız kısaca a&ccedil;ıklayalım. Kanda ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, v&uuml;cutta belli bir yoğunlukta olması gereken ferritinin normal değerin altında seyretmesidir. Bu durum &ccedil;oğu zaman demir depolarının boş olduğu şeklinde de s&ouml;ylenebilir. Toplumun genelinde de yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len demir eksikliği, demir normalken ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n bir sonucu olarak da ortaya &ccedil;ıkabilir.</p>
<p>G&uuml;nl&uuml;k hayatınızda sahip olduğunuz alışkanlıklar gibi &ccedil;eşitli fizyolojik rahatsızlıklar da ferritin eksikliğine sebep olabilir. Ayrıca kadınlarda &acirc;det d&ouml;nemi g&ouml;r&uuml;len yoğun kanamalar ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde dikkate alınması gereken bir konudur. Bu sebeple toplumun genelinde erkeklerde ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; kadınlara nazaran daha az g&ouml;zlemlenir.</p>
<p>Ferritin eksikliğine yol a&ccedil;an diğer nedenlerden bazıları ise şunlardır:</p>
<ul>
<li>D&uuml;zensiz ve yetersiz beslenme,</li>
<li>G&uuml;n i&ccedil;inde aşırı &ccedil;ay ve kahve t&uuml;ketimi,</li>
<li>Kadınlarda yoğun ge&ccedil;irilen &acirc;det d&ouml;nemleri,</li>
<li>Hamilelik, d&uuml;ş&uuml;k veya k&uuml;rtaj,</li>
<li>Bazı kronik hastalıklar(kolonda polip olması, mide &uuml;lseri, &ccedil;&ouml;lyak vb.)</li>
<li>Ge&ccedil;irilen operasyonlar veya kazalar sonrası yaşanan kan kaybı,</li>
<li>C vitamini eksikliği,</li>
<li>Bağırsak demir emilimini etkileyen sorunlar.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Ferritin D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;</h3>
<p>Bebek ve &ccedil;ocukların sağlıklı b&uuml;y&uuml;y&uuml;p gelişim g&ouml;stermesinde ferritin b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem taşır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;&nbsp;yetişkinlerde olduğu gibi bebek ve &ccedil;ocuklarda da v&uuml;cudun demir ihtiyacını gidererek kan yapımına ve v&uuml;cutta oksijen iletimine katkı sağlar. Anne-babaların en &ccedil;ok merak ettiği konulardan biri, "&Ccedil;ocuklarda ferritin ka&ccedil; olmalı?" sorusudur. Sağlıklı bir bebeğin ve &ccedil;ocuğun sahip olması gereken genel ferritin değer aralığı:</p>
<ul>
<li>Yenidoğanlarda 25 ila 200 ng/mL,</li>
<li>1 aylık bebeklerde 200 ila 600 ng/mL,</li>
<li>2-5 aylık bebeklerde 50 ila 200 ng/mL,</li>
<li>6 aydan itibaren 15 yaşına kadar olan &ccedil;ocuklarda 7 ila 142 ng/mL şeklindedir.</li>
</ul>
<p>Ferritin eksikliği ve dolayısıyla gelişen demir eksikliği, bebeklikten itibaren her yaş &ccedil;ocuk ve yetişkinde g&ouml;r&uuml;lebilen bir durumdur. Ancak anne s&uuml;t&uuml;&nbsp;genellikle yenidoğanların ferritin&nbsp;ihtiyacını&nbsp;karşılamak i&ccedil;in yeterlidir. Bu sebeple 6 aya kadar bebeklerde ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; g&ouml;r&uuml;lme oranı azdır. 2 yaşından itibaren ek gıdaya ge&ccedil;ilmesi ve b&uuml;y&uuml;menin hızlanmasıyla birlikte bu oran artabilir.</p>
<p>Bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n en yaygın sebepleri arasında;</p>
<ul>
<li>Demir&nbsp;a&ccedil;ısından eksik gıdalarla beslenme,</li>
<li>Ge&ccedil;irilen enfeksiyonlar,</li>
<li>Premat&uuml;re doğum,</li>
<li>Ergenlik d&ouml;nemi itibarıyla yaşanan &acirc;det d&uuml;zensizliği gibi durumlar yer alabilir.</li>
</ul>
<h3>Hamilelerde Ferritin D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;</h3>
<p>Hamilelik esnasında hem annenin hem bebeğin metabolik işleyişi i&ccedil;in ekstra demire ihtiya&ccedil; duyulur. Gebeliğin 20-24. haftaları itibarıyla bebek b&uuml;y&uuml;y&uuml;p gelişmeye başladık&ccedil;a anne adayının kan hacmi de artar. Dolasıyla annenin v&uuml;cudu artan kan hacmi i&ccedil;in daha fazla demire ve ferritine ihtiya&ccedil; duyar. Bu ihtiya&ccedil; karşılanamadığında hamilelikte ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; g&ouml;r&uuml;lmeye başlanır. Peki, gebelikte ferritin ka&ccedil; olmalı?</p>
<p>Kadınlar i&ccedil;in normal ferritin değer aralığı 20-200 ng/mL arası seyrederken hamilelerde &lt; 30ng/mL ferritin değeri &ccedil;oğu zaman demir deposunun t&uuml;kendiğini g&ouml;sterir. Bu durumda endişeye kapılmadan doktor kontrol&uuml;nde demir veya ferritin takviyesine başlanabilir.</p>
<h2>Ferritin D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Belirtileri</h2>
<p>Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, v&uuml;cuttaki demir seviyesinin d&uuml;şmesine yol a&ccedil;abilir. Demir eksikliği, oksijen taşınmasında g&ouml;rev alan ve kırmızı kan h&uuml;crelerinde bulunan hemoglobin &uuml;retimi olumsuz etkiler. Bu durum, doku ve organların yeterli miktarda oksijen alamamasına yol a&ccedil;arak bazı semptomlara sebep olur. Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; belirtileri olarak g&ouml;r&uuml;len bu bulgular:</p>
<ul>
<li>Kronik h&acirc;lsizlik ve yorgunluk,</li>
<li>Uyuşukluk,</li>
<li>Ge&ccedil;meyen baş ağrısı,</li>
<li>Sabahları uyanmada zorluk yaşama,</li>
<li>Anksiyete ve sinirlilik,</li>
<li>İştahsızlık ve ani kilo kaybı,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>Kulak &ccedil;ınlaması,</li>
<li>El ve ayaklarda soğukluk,</li>
<li>Konsantrasyon bozukluğu,</li>
<li>Sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi,</li>
<li>Ciltte kuruluk ve solgunluk,</li>
<li>Kolay kırılan tırnaklar,</li>
<li>Nefes darlığı,</li>
<li>Bacak ağrısı.</li>
</ul>
<p>Ferritin eksikliği belirtilerinden birka&ccedil;ını g&ouml;zlemlediğinizde uzman hekime g&ouml;r&uuml;nmenizi ve gerekli tahlilleri yaptırmanızı tavsiye ederiz.</p>
<h2>Ferritin D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Tedavisi</h2>
<p>Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n tanısı, doktor y&ouml;nlendirmesiyle yapılan kan testi ve laboratuvar analizleri sonrası&nbsp;konur. Bu nokta "Ferritin nasıl y&uuml;kselir?" sorusunu da beraberinde getirebilir. Bunun i&ccedil;in &ouml;ncelikle ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n altında yatan daha ciddi nedenler var mı diye kontrol sağlanır.&nbsp;</p>
<p>Eğer altta yatan ciddi bir sebep s&ouml;z konusu değilse "Ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne ne iyi gelir?" diye merak ediyor olabilirsiniz. Dengeli beslenme alışkanlıkları edinerek ferritin d&uuml;zeyi normale &ccedil;ekilebilir. &Ouml;rneğin;</p>
<ul>
<li>Ispanak, brokoli, pazı gibi koyu yapraklı sebzeler,</li>
<li>Fındık, fıstık gibi kuru yemişler,</li>
<li>Mercimek, fasulye gibi kuru bakliyatlar,</li>
<li>C vitamini bakımından zengin meyve ve sebzeler,</li>
<li>Et, s&uuml;t, yumurta gibi hayvansal gıdalar,</li>
<li>Kuru &uuml;z&uuml;m, pekmez, susam gibi ferritin y&uuml;kselten besinleri &ouml;ğ&uuml;nlere d&acirc;hil etmek&nbsp;faydalı olabilir.</li>
</ul>
<p>Bunun yanında uzman doktor tarafından re&ccedil;etelendirilen, oral veya enjeksiyon yoluyla alınan ferritin takviyesiyle de ferritin eksikliği tedavisini sağlamak m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.</p>
<p>V&uuml;cuda yeterli demiri almak kadar &ouml;nemli olan bir diğer husus ise demirin bağırsaklardan etkili emilimidir.&nbsp;Yemeklerden hemen sonra &ccedil;ay ve kahve gibi kafein i&ccedil;eren i&ccedil;eceklerin t&uuml;ketiminden ka&ccedil;ınmak emilimi hızlandıracaktır.</p>
<h2>Ferritin Y&uuml;ksekliği Nedir?</h2>
<p>Ferritin değerinin normaldan y&uuml;ksek olması, v&uuml;cuttaki demir depolarının gereğinden fazla dolu olduğu anlamına gelir. V&uuml;cudumuza aldığımız ihtiya&ccedil; fazlası demirin sindirim yoluyla uzaklaştırılması gerekir. Doğal yollarla uzaklaştırılamayan demir, toksisite yaratarak bir&ccedil;ok hayati organa zarar verebilir. Peki, ferritin neden y&uuml;ksek &ccedil;ıkar?</p>
<p>Ferritin y&uuml;ksekliği sebeplerinden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>İltihabik rahatsızlıklar,</li>
<li>&Ccedil;eşitli enfeksiyonlar,</li>
<li>Hipertiroid,</li>
<li>L&ouml;semi,</li>
<li>Hepatit C,</li>
<li>Karaciğer hasarı,</li>
<li>Demir metabolizması bozukluğu olan hemokramatoz gibi hastalıklar.</li>
</ul>
<h2>Ferritin Y&uuml;ksekliği Belirtileri</h2>
<p>V&uuml;cutta ferritin y&uuml;ksekliği belirtileri şunları i&ccedil;erebilir:</p>
<ul>
<li>Eklem ağrıları,</li>
<li>Kalp problemleri,</li>
<li>A&ccedil;ıklanamayan kilo kaybı,</li>
<li>Karın ağrısı,</li>
<li>V&uuml;cut kıllarında ve sa&ccedil;larda d&ouml;k&uuml;lme,</li>
<li>Cinsel isteksizlik,</li>
<li>Yorgunluk veya enerji kaybı.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Ferritin Y&uuml;ksekliği</h3>
<p>Yetişkinlerde olduğu gibi &ccedil;ocuklarda ve bebeklerde ferritin y&uuml;ksekliğine sebep olabilecek bir&ccedil;ok fakt&ouml;r vardır. Bunlardan en bilineni hemokromatozdur. Hemokromatoz, v&uuml;cudun gereğinden fazla demir emmesine ve depolamasına neden olan bir genetik bozukluktur. Fazla demirin bir&ccedil;oğu karaciğerde depolanarak&nbsp;bu organa zarar verebilir. Ayrıca&nbsp;pankreas gibi hayati organlarda da depolanarak ciddi risk oluşturabilir. "Ferritin neden y&uuml;kselir? ve "Ferritin &ccedil;ocuklarda ka&ccedil; olmalı?" diye endişe eden ebeveynlere en b&uuml;y&uuml;k &ouml;nerimiz, ek gıdaya ge&ccedil;ildiğinden itibaren doktor g&ouml;zetimi haricinde demir takviyeleri kullanmamak olur.</p>
<h2>Ferritin Y&uuml;ksekliği Tedavisi</h2>
<p>Ferritin seviyesi y&uuml;ksek kişiler "Ferritin nasıl d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;r?" diye merak edebilir. Ferritin y&uuml;ksekliğine sebep olacak ciddi bir rahatsızlık yoksa uzman doktor tarafından re&ccedil;ete edilen ila&ccedil;larla ferritin seviyesinde d&uuml;ş&uuml;ş sağlanabilir. Bununla birlikte d&uuml;zenli kan bağışı yapmak gibi v&uuml;cuttan kan uzaklaştırılan işlemler de fazla ferritin birikimini &ouml;nler. Beslenme alışkanlıklarında ve takviye kullanımında kontrol sağlanarak da bu azalmaya katkıda bulunulabilir.</p>
<h2>Sık Sorulan Sorular</h2>
<h3>Ferritin ile demir arasındaki fark nedir?</h3>
<p>Demir ve ferritin farkı tam olarak bilinmediğinde bu iki kavram&nbsp;birbirine karıştırılabilir. Demir, v&uuml;cudun ihtiya&ccedil; duyduğu en &ouml;nemli minerallerden biridir. Kırmızı kan h&uuml;crelerinin &uuml;retiminde ve işleyişinde g&ouml;rev alır. Doku ve organlara oksijen taşınmasında aktif rol oynar. Ferritin ise v&uuml;cuda giren demirin depolanmasını ve ihtiya&ccedil; h&acirc;linde salınmasını sağlayan protein t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. V&uuml;cuttaki demir depolarını g&ouml;zden ge&ccedil;irerek&nbsp;fazla demiri, karaciğer ve dalakta uygun oranda depolar. Bu sayede fazla demirin toksik birikiminin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;er&nbsp;ve ihtiya&ccedil; h&acirc;linde demiri serbest bırakır.&nbsp;</p>
<h3>CRP ve ferritin y&uuml;ksekliği arasında bir ilişki var mıdır?</h3>
<p>CRP, v&uuml;cutta enflamasyona neden olacak bir hasar veya enfeksiyon yaşandığında karaciğerde &uuml;retilen bir proteindir. Enflamasyon anında salgılanması ve dolaşıma katılmasıyla birlikte kanda CRP miktarı&nbsp;hızla artmaya başlar.&nbsp;Bu sebeple kanda y&uuml;ksek CRP saptanması olası enfeksiyon veya doku hasarına işaret edebilir. Ferritin ise daha &ouml;nce de belirttiğimiz &uuml;zere demir depolanmasında g&ouml;revli bir proteindir. Ferritin seviyesine bakarak kişide demir eksikliği veya fazlalığı olup olmadığı hakkında yorum yapılabilir. Bu noktada CRP ve ferritin proteinleri arasında&nbsp;benzer bir ilişki olabilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; olası bir enflamasyon durumunda karaciğer hem CRP hem ferritin &uuml;retimini hızlandırabilir. Dolayısıyla CRP ve ferritin y&uuml;ksekliği v&uuml;cutta yolunda gitmeyen olayları ifade edebilir.&nbsp;</p>
<h3>Gebelikte ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ya da y&uuml;ksekliği anne ve bebeği nasıl etkiler?</h3>
<p>Hamilelikte ferritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, derecesine bağlı olarak anne ve bebek &uuml;zerindeki farklı etkiler g&ouml;sterebilir. Hamilelik s&uuml;resince hızla gelişen bebek bu hızla orantılı olarak demire ihtiya&ccedil; duyar. Yetersiz demir alımı, hamilelikte alkol ve sigara kullanımı gibi durumlar kansızlığa yol a&ccedil;arak hem anne hem bebek i&ccedil;in bazı rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.&nbsp;Bunlardan bazıları:</p>
<ul>
<li>Gebelik zehirlenmesi,</li>
<li>Kronik plasenta yetmezliği,</li>
<li>Erken veya &ouml;l&uuml; doğum,</li>
<li>D&uuml;ş&uuml;k doğum ağırlığı,</li>
<li>Bilişsel ve zihinsel gerilik,</li>
<li>Annede yetersiz s&uuml;t &uuml;retimi,</li>
<li>Doğum sonrası depresyon.</li>
</ul>
<p>Hamilelikte ferritin y&uuml;ksekliği ise karaciğer hastalıklarına, eklem ağrısına, erken doğum gibi gebelik komplikasyonlarına yol a&ccedil;abilir.</p>

Demirin vücut için taşıdığı önem yadsınamaz. Ferritin, demir depolarının kontrolünü sağlayan önemli bir protein çeşididir. Bu sebeple ferritin düşüklüğü beraberinde birçok sorunu getirebilir.

Ferritin Nedir, Düşüklüğü ve Yüksekliği Belirtileri Nelerdir?

<p>Genellikle kış aylarında g&ouml;r&uuml;len norovir&uuml;s; mide ve bağırsak iltihabına neden olan olduk&ccedil;a bulaşıcı bir vir&uuml;st&uuml;r. Hızla yayılan bir t&uuml;r olduğu i&ccedil;in kış d&ouml;neminde norovir&uuml;s salgını g&ouml;r&uuml;lmesi olasıdır. Semptomları sık sık farklı hastalıklarla karıştırılır. Ancak diğerlerinden ayırt edilmesini sağlayan belli başlı g&ouml;stergeleri vardır. "Norovir&uuml;s ne demek?", "Norovir&uuml;s bulaşma yolları nelerdir?" gibi soruların yanıtlarını yazımızda bulabilirsiniz.</p>
<h2>Norovir&uuml;s Nedir? Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Norovir&uuml;s d&uuml;nya &ccedil;apında gastroenterit olarak da bilinen, mide ve bağırsak iltihabına yol a&ccedil;an, kusma, ishal ve ateş belirtileriyle ortaya &ccedil;ıkan bulaşıcı bir vir&uuml;st&uuml;r. İlk kez 1968 yılında ABD&rsquo;nin Ohio eyaletindeki Norwalk şehrinde g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r ve ismini de buradan alır.</p>
<p>Her yaş grubunu etkileyebilecek olan norovir&uuml;s, &ouml;zellikle kapalı ve kalabalık ortamlarda hızla yayılabilir. Global &ouml;l&ccedil;ekte her yıl, 200 milyondan fazlası &ccedil;ocuklar olmak &uuml;zere yaklaşık 685 milyon vaka bildirilir.</p>
<p>Norovir&uuml;s enfeksiyonunun belirtileri genellikle vir&uuml;se maruz kaldıktan 12 ila 48 saat i&ccedil;erisinde ortaya &ccedil;ıkar. Bilinen en yaygın belirtiler şu şekilde sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Mide bulantısı,</li>
<li>Kusma,</li>
<li>İshal,</li>
<li>Karın ağrısı,</li>
<li>Mide krampları.</li>
</ul>
<p>Diğer belirtilerse şunlardır:</p>
<ul>
<li>Ateş,</li>
<li>Baş ağrısı,</li>
<li>Kas ve v&uuml;cut ağrıları.</li>
</ul>
<p>Norovir&uuml;s belirtileri genellikle &ccedil;ocuklarda ve yetişkinlerde aynı seyreder. Ancak yetişkinler, &ccedil;ocuklara kıyasla daha fazla ishal olabilir. &Ccedil;ocuklarda norovir&uuml;s ise genellikle kusma belirtisiyle karakterizedir.&nbsp;Norovir&uuml;s bebeklerde ağlama ve huysuzluk h&acirc;liyle kendini g&ouml;sterebilir.</p>
<p>Belirtiler genellikle hafif veya orta dereceli şiddetlidir ve ortaya &ccedil;ıktıktan sonra birka&ccedil; g&uuml;n i&ccedil;erisinde ge&ccedil;ebilir. "Norovir&uuml;s ka&ccedil; g&uuml;n s&uuml;rer, ka&ccedil; g&uuml;nde ge&ccedil;er?" sorusunun net bir cevabı olmasa da genellikle 1 ila 3 g&uuml;n arasında devam etmesi beklenir.</p>
<h2>Norovir&uuml;s Neden Olur? Nasıl Bulaşır?</h2>
<p>Vir&uuml;s; enfekte bir kişinin dışkısı veya&nbsp;t&uuml;k&uuml;r&uuml;ğ&uuml;nde bulunabileceği i&ccedil;in bunlarla kontamine olmuş yiyecek, su veya y&uuml;zeylere dokunarak bulaşabilir.</p>
<p>Norovir&uuml;s nasıl bulaşır sorusu temelde şu maddelerle yanıtlanabilir:</p>
<ul>
<li>Enfekte olmuş kişilerle yakın temasta bulunarak,</li>
<li>Enfekte olmuş kişilerin kullandığı y&uuml;zeylere dokunduktan sonra eller yıkanmadan&nbsp;ağız, burun veya g&ouml;zlere temas ederek,</li>
<li>Kontamine yiyecek veya i&ccedil;eceklerin t&uuml;ketilmesi yoluyla,</li>
<li>Yeterince temiz olmayan halka a&ccedil;ık havuz, spa gibi alanları kullanarak.</li>
</ul>
<p>Son derece dayanıklı olan bu vir&uuml;s t&uuml;r&uuml; dezenfektanlara ve sıcaklığa karşı diren&ccedil;li olabilir ve y&uuml;zeylerde uzun s&uuml;re aktif kalabilir. Bu sebeple norovir&uuml;s vakalarının arttığı d&ouml;nemlerde&nbsp;ortak kullanım alanlarına temas etmemek &ouml;nemlidir. Ayrıca hijyene ekstra dikkat etmek &ouml;nemli rol oynar.</p>
<h2>Norovir&uuml;s&uuml;n Bulaş Riski Ka&ccedil; G&uuml;n Devam Eder?</h2>
<p>"Norovir&uuml;s ka&ccedil; g&uuml;n bulaşıcıdır?" sorusunun yanıtı kişinin belirtileri g&ouml;sterme ve iyileşme s&uuml;resine g&ouml;re değişkenlik g&ouml;sterir. Yani norovir&uuml;s bulaşma s&uuml;resi kişiden kişiye değişir.&nbsp;Enfekte olmuş bir kişi, semptomlar başladıktan hemen sonra ve iyileştikten sonra en az 3 g&uuml;n boyunca bulaş riski taşıyabilir.&nbsp;</p>
<p>Belirtilerin sonlanmış olması vir&uuml;s&uuml;n v&uuml;cuttan tamamen ayrıldığı ve hastalığın artık bulaşıcı olmadığı anlamına gelmez. Bu nedenle hastalığa yakalanıp iyileştiyseniz&nbsp;veya yakın &ccedil;evrenizde&nbsp;yeni iyileşmiş&nbsp;olanlar varsa vir&uuml;s&uuml;n bir s&uuml;re daha yayılmaya devam edeceği ihtimalini g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurmalısınız.</p>
<h2>Norovir&uuml;s Nasıl Teşhis Edilir?</h2>
<p>Norovir&uuml;s enfeksiyonu ilk etapta semptomlar ışığında teşhis edilir,&nbsp;norovir&uuml;s antijeni testi yoktur. Gerekli g&ouml;r&uuml;len durumlarda laboratuvar testleri vir&uuml;s&uuml;n varlığını doğrulamak i&ccedil;in kullanılabilir. Norovir&uuml;s testi i&ccedil;in ilk tercih edilen y&ouml;ntem dışkı &ouml;rneğiyle yapılan testtir. Salgın d&ouml;nemlerinde doğru teşhisin konulması ve yayılmanın &ouml;nlenmesi a&ccedil;ısından testler &ouml;nemli rol oynar.</p>
<h2>Norovir&uuml;s Tedavi Y&ouml;ntemleri Nelerdir?</h2>
<p>Spesifik bir norovir&uuml;s ila&ccedil; tedavisi yoktur. Aynı şekilde belirli bir norovir&uuml;s aşısı da bulunmaz. Bakteri değil vir&uuml;s kaynaklı bir hastalık olduğundan norovir&uuml;s&uuml;n antibiyotiklerle tedavi edilmesi de m&uuml;mk&uuml;n değildir. Norovir&uuml;s tedavisinde, semptomları hafifletmeye ve sıvı kaybını &ouml;nlemeye odaklanılır.</p>
<p>G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; &uuml;zere norovir&uuml;s nasıl ge&ccedil;er, sorusu i&ccedil;in verilebilecek net bir cevap yoktur.&nbsp;Tedavi boyunca dikkat edilmesi gereken hususlar temelde &uuml;&ccedil; kapsamda ele alınabilir. İşte "Norovir&uuml;s'e ne iyi gelir?" sorusuna verilebilecek yanıtlar:</p>
<ul>
<li><strong>Bol Sıvı T&uuml;ketimi:</strong>&nbsp;Dehidrasyonu &ouml;nlemek i&ccedil;in bol su ve elektrolit i&ccedil;ecekler t&uuml;ketmek &ouml;nemlidir.</li>
<li><strong>Dinlenme:</strong>&nbsp;V&uuml;cudun iyileşmesi i&ccedil;in yeterince dinlenmek gereklidir.</li>
<li><strong>Beslenme:</strong>&nbsp;İyileşme s&uuml;recinde hafif yiyecekler ve mideyi yormayacak besinler t&uuml;ketmek gerekir.</li>
</ul>
<p>Kusma ve ishal belirtileriyle ortaya &ccedil;ıkan bir hastalık olduğu i&ccedil;in bu s&uuml;re&ccedil;te dehidrasyon, yani ciddi &ouml;l&ccedil;&uuml;de su kaybetme riski bulunur. Ciddi dehidrasyon belirtileri olan kişilerde, sıvı takviyesi gerekebilir. Susuzluk belirtileri şu şekilde ele alınabilir:</p>
<ul>
<li>Daha az idrara &ccedil;ıkmak veya koyu renkli idrar yapmak,</li>
<li>Ağız kuruluğu yaşamak,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>Baş ağrısı,</li>
<li>G&uuml;n boyu uykulu ve h&acirc;lsiz hissetmek.</li>
</ul>
<p>Norovir&uuml;s bağırsaklarda ve midede iltihaplanmaya neden olduğu i&ccedil;in&nbsp;yemek yemek ve su i&ccedil;mek zorlaşabilir. Ancak kısa s&uuml;rede iyileşebilmek i&ccedil;in beslenme ve su t&uuml;ketimi&nbsp;konusunda dikkatli olmak gerekir. G&uuml;ne yayarak, az ama sık miktarda yeme-i&ccedil;me rutini s&uuml;rd&uuml;rmek iyileşme s&uuml;recini destekler.</p>
<h2>Norovir&uuml;s Salgınından Korunma Yolları</h2>
<p>Norovir&uuml;s salgınından korunmak i&ccedil;in temel hijyen uygulamaları esastır:</p>
<ul>
<li>Elleri sık sık sabun ve suyla yıkamak.</li>
<li>Meyve, sebze gibi yiyecekleri yemeden &ouml;nce yıkamak.</li>
<li>Yiyecekleri doğru ısıda ve iyi şekilde pişirmek.</li>
<li>Kontamine olabilecek y&uuml;zeyleri d&uuml;zenli olarak temizlemek ve dezenfekte etmek.</li>
<li>Kontamine olmuş yiyecek veya su t&uuml;ketiminden ka&ccedil;ınmak.</li>
<li>Hasta kişilerle temas etmekten ka&ccedil;ınmak.</li>
<li>Hasta olduğunuzda başkalarıyla teması sınırlamak ve evde kalmak. Bu s&uuml;re&ccedil;te farklı kişilere yemek hazırlamamak da olduk&ccedil;a &ouml;nemlidir.</li>
<li>&Ouml;zellikle deniz &uuml;r&uuml;nleri gibi gıdaları uygun bir sıcaklıkta, &ouml;rneğin 63 &deg;C gibi bir ısıda pişirmek.&nbsp;</li>
</ul>
<p>Bir&ccedil;ok bulaşıcı hastalığı &ouml;nlemenin en etkili yolu olan temel hijyen uygulamaları, yalnızca bireysel değil aynı zamanda toplumsal sağlığı desteklemek ve korumak i&ccedil;in de kritiktir.</p>
<h2><strong>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</strong></h2>
<h3>Norovir&uuml;s Tekrarlar mı?</h3>
<p>Norovir&uuml;s hızla bulaşması sebebiyle, &ouml;zellikle kapalı ve kalabalık alanlarda yayılabilen bir vir&uuml;st&uuml;r. &Ouml;zellikle kış aylarında g&ouml;r&uuml;len gastroenterit salgınlarının en yaygın nedeni olarak bilinir. Norovir&uuml;s enfeksiyonu ge&ccedil;iren kişiler iyileştikten sonra kısa bir s&uuml;re i&ccedil;in bağışıklık kazansa&nbsp;da&nbsp;vir&uuml;se tekrar yakalanabilir.</p>
<p>Bağışıklığın kalıcı olmamasının sebebi, norovir&uuml;s&uuml;n &ccedil;ok sayıda genotipinin olması ve vir&uuml;s&uuml;n s&uuml;rekli evrim ge&ccedil;irmesiyle ilgilidir. Bu sebeple norovir&uuml;s&uuml;n tekrarlama ihtimali her zaman mevcuttur.</p>
<h3>Norovir&uuml;s Testi G&uuml;venilir midir?</h3>
<p>Norovir&uuml;ste kesin teşhis i&ccedil;in laboratuvar testlerine ihtiya&ccedil; vardır. Norovir&uuml;s testi hem &ouml;rneğin alınması hem vir&uuml;s&uuml;n tespit edilmesi bakımından son derece g&uuml;venlidir.&nbsp;</p>
<h3>Norovir&uuml;s Testi Sonu&ccedil;ları Pozitif &Ccedil;ıktığında Ne Gibi &Ouml;nlemler Alınmalıdır?</h3>
<p>Norovir&uuml;s test sonucu pozitif &ccedil;ıkan kişilerin alması gereken &ouml;nlemler şunlardır:</p>
<ul>
<li><strong>Sosyal İzolasyon:</strong>&nbsp;Enfekte kişinin başkalarıyla temasını sınırlandırması, vir&uuml;s&uuml;n yayılmasını &ouml;nlemek i&ccedil;in temel adımdır.</li>
<li><strong>Hijyen Uygulamaları:</strong>&nbsp;Ellerin sık sık ve doğru bir şekilde yıkanması, y&uuml;zeylerin ve kullanılan eşyaların dezenfekte edilmesi, gıda temizliği olduk&ccedil;a &ouml;nemlidir.</li>
<li><strong>Su ve Elektrolit Dengesinin Korunması:</strong>&nbsp;Kaybedilen sıvı ve minerallerin yerine konulması adına bol su t&uuml;ketimi ve gerektiğinde elektrolit takviyeler gereklidir. Su i&ccedil;mek kimi zaman zorlayıcı olsa da az ama sık miktarlarda su t&uuml;ketmek, v&uuml;cudu dehidrasyon riskiyle karşı karşıya bırakmamak i&ccedil;in kritiktir.</li>
<li><strong>Gıda G&uuml;venliği:</strong>&nbsp;Norovir&uuml;se yakalanan bireyin birlikte yaşadığı insanlar varsa gıda &uuml;r&uuml;nlerini birlikte t&uuml;ketmemeleri gerekir. Aynı zamanda vir&uuml;se yakalanan birey başkalarının t&uuml;keteceği gıda &uuml;r&uuml;nlerine temas etmemelidir.&nbsp;</li>
<li><strong>Sağlık Kontrolleri:</strong>&nbsp;Semptomların şiddetlenmesi veya uzun s&uuml;rmesi durumunda sağlık kuruluşlarına başvurulması şarttır.</li>
</ul>
<h3>Norovir&uuml;s&uuml;n Yaşlı Bireyler &Uuml;zerindeki Etkileri Nedir?</h3>
<p>Yaşlı bireylerdeki norovir&uuml;s enfeksiyonlarının ciddiye alınması gerekir. Bağışıklık sistemi genellikle daha zayıf olduğu i&ccedil;in norovir&uuml;s enfeksiyonları daha şiddetli seyredebilir. Bu doğrultuda bir profesyonel g&ouml;zetiminde &nbsp;tedaviye başlanması &ouml;nem taşır.&nbsp;</p>
<h3>Hamilelikte Norovir&uuml;s ile Alakalı Nelere Dikkat Etmek Gerekir?</h3>
<p>Hamilelik sırasında norovir&uuml;s enfeksiyonu gibi enfeksiyonlar ge&ccedil;irmek, anne ve bebek sağlığı i&ccedil;in bazı riskleri beraberinde getirebilir. Enfeksiyonun erken semptomları karşısında hemen bir sağlık uzmanına danışılmalı ve bol sıvı alımı, dinlenme, yeterli beslenme konularında&nbsp;gerekli &ouml;nlemler&nbsp;alınmalıdır.&nbsp;</p>
<p>Norovir&uuml;s hızlı şekilde yayılmasına rağmen kısa s&uuml;rede iyileşmenin ger&ccedil;ekleştiği bir hastalıktır. Ancak g&ouml;sterdiği belirtiler kimi zaman tehlikeli sonu&ccedil;lara yol a&ccedil;abilir. Bunlar arasında en &ouml;nemlisi dehidrasyon riskidir. Eğer kendinizde veya yakınlarınızda norovir&uuml;s belirtileri olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsanız zaman kaybetmeden bizimle iletişime ge&ccedil;ebilirsiniz. 360Sağlık olarak sizi evinizin konforunda ziyaret edebilir, ihtiya&ccedil; duyduğunuz tedaviyi hızlı ve g&uuml;venli şekilde sağlayabiliriz.</p>

Genellikle kış aylarında görülen norovirüs; mide ve bağırsak iltihabına neden olan oldukça bulaşıcı bir virüstür.

Age (Nörovirüs)

<p>Toprak alkalileri grubundaki bir mineral t&uuml;r&uuml; olan kalsiyum, t&uuml;m canlılarda yaşamın sorunsuz devam edebilmesi i&ccedil;in &ccedil;eşitli roller &uuml;stlenir. V&uuml;cuttaki kalsiyumun azalması durumunda birtakım sağlık sorunları g&ouml;r&uuml;lmeye başlar. Bu da yaşam kalitesini olumsuz etkiler ve sağlığı tehdit eden hastalıklar ortaya &ccedil;ıkabilir. Peki; kalsiyum eksikliği nasıl oluşur, belirtileri nelerdir?</p>
<h2>Kalsiyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Kalsiyum eksikliği ya da literat&uuml;rdeki adıyla hipokalsemi, pek &ccedil;ok neden bağlı olarak gelişebilir. D&uuml;ş&uuml;k orandaki kalsiyum eksikliğine v&uuml;cut tepki vermeyebilir. Ancak kalsiyum kaybı&nbsp;arttık&ccedil;a buna bağlı hipokalsemi belirtileri ortaya &ccedil;ıkmaya&nbsp;başlayabilir. Bu noktada&nbsp;aklınıza "Kalsiyum eksikliği kilo yapar mı?, "Kalsiyum eksikliği sa&ccedil; d&ouml;ker mi?" gibi sorular gelebilir. Kalsiyum eksikliğinde iştahınız kapanabilir ve kilo kaybı yaşayabilirsiniz. Mineralin eksikliği sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesine yol a&ccedil;abilir.&nbsp;</p>
<p>Diğer yayın hipokalsemi belirtilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:&nbsp;</p>
<ul>
<li>Tırnakların zayıflaması veya kırılması,&nbsp;</li>
<li>Artan yorgunluk hissi,&nbsp;</li>
<li>&Ouml;zellikle sırtta ve bacaklarda g&ouml;r&uuml;len kas ağrıları ve kramplar,&nbsp;</li>
<li>Kemiklerin zayıflaması ve osteoporoz oluşumu,&nbsp;</li>
<li>Deride kuruluk ve pullanma,&nbsp;</li>
<li>&Acirc;det &ouml;ncesi ağrı,&nbsp;</li>
<li>Ayak ve ellerde karıncalanma,&nbsp;</li>
<li>Hafıza sorunları, zihin bulanıklığı ve hal&uuml;sinasyon g&ouml;rme,&nbsp;</li>
<li>Sinirli olma, huzursuzluk, depresyon ve ruh h&acirc;li değişimleri,&nbsp;</li>
<li>Dişlerde &ccedil;&uuml;r&uuml;me ve kırılma,</li>
<li>Katarakt ve g&ouml;rme problemleri,&nbsp;</li>
<li>Kalp ritminde bozukluk.</li>
</ul>
<p>Bu belirtilerin dışında "Kalsiyum eksikliği baş ağrısı yapar mı?" diye merak ediyorsanız hemen a&ccedil;ıklayalım. Hipokalsemi belirtileri arasında baş d&ouml;nmesi&nbsp;ve bilişsel sorunlar olsa da baş ağrısıyla hipokalsemi arasında doğrudan bir bağlantı bulunmaz.</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Kalsiyum Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>V&uuml;cut gelişiminde aktif rol &uuml;stelen kalsiyumun eksikliği&nbsp;bebek ve &ccedil;ocukları&nbsp;olumsuz etkiler.&nbsp;&Ccedil;ocuklarda ve&nbsp;bebeklerde kalsiyum eksikliği belirtilerinden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Kemik gelişiminin yavaşlaması ve g&uuml;&ccedil;s&uuml;z kaslar,&nbsp;</li>
<li>Dişlerde &ccedil;&uuml;r&uuml;menin yaygınlaşması ve kırılmaların meydan gelmesi,&nbsp;</li>
<li>Kemik ve eklem ağrıları,&nbsp;</li>
<li>Kas krampları,&nbsp;</li>
<li>Kemik erime riskinin artması,&nbsp;</li>
<li>Tırnaklarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;k,&nbsp;</li>
<li>Dengesiz ruh h&acirc;li, kaygı ve huzursuzluk,</li>
<li>G&ouml;rme bozuklukları,&nbsp;</li>
<li>Ciltte kuruma ve p&uuml;r&uuml;zl&uuml; bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m,</li>
<li>D&uuml;zensiz kalp ritmi ve &ccedil;arpıntı,&nbsp;</li>
<li>Unutkanlık.</li>
</ul>
<p>&Ccedil;ocuğunuzun uyku bozukluğu problemi olabilir. Bu durum aklınıza "Kalsiyum eksikliği uykusuzluk yapar mı?" sorusunu getirebilir. Hipokalsemi uykusuzluğa neden olduğu i&ccedil;in &ccedil;ocuğunuz uyumakta zorlanıyorsa kalsiyum eksikliği olup olmadığını &ouml;ğrenmenizde fayda vardır.&nbsp;</p>
<h3>Hamilelikte Kalsiyum Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>Bebeklerin kalsiyum gereksinimi hamilelik d&ouml;neminde karşılanmaya başlar. Bu nedenle hamilelik d&ouml;neminde kalsiyum d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;&nbsp;yaşamamak hem bebek hem anne sağlığı i&ccedil;in &ouml;nemlidir. Ayrıca anneler hamilelikte olduğu gibi emzirme s&uuml;recinde de kalsiyuma normalde olduğundan daha fazla gereksinim duyabilir.&nbsp;</p>
<p>Hamilelikte ve emziren annelerde kalsiyum eksikliği belirtilerinden bazılarına kısaca g&ouml;z atalım:</p>
<ul>
<li>Depresyon ve hal&uuml;sinasyon,&nbsp;</li>
<li>Diş eti sorunları ve diş &ccedil;&uuml;r&uuml;mesi,&nbsp;</li>
<li>Uyku bozukluğu,&nbsp;</li>
<li>Y&uuml;z b&ouml;lgesinde, ellerde ve ayaklarda karıncalanma,&nbsp;</li>
<li>Zayıf tırnaklar,&nbsp;</li>
<li>Cildin kuruması,&nbsp;</li>
<li>Hafızanın zayıflaması,&nbsp;</li>
<li>Bacaklarda kasılma,&nbsp;</li>
<li>Kalp ritminin bozulması.</li>
</ul>
<h2>Kalsiyum Eksikliği Neden Olur?</h2>
<p>&nbsp;</p>
<p><img src="https://imagedelivery.net/Eh7o3vaEoOC6YLpifNwkYQ/eb10aa1d-c64c-48f3-674f-193c9958f500/public" alt="kalsiyum-eksikligi"></p>
<p>&nbsp;</p>
<p>Kalsiyum eksikliği nedenleri arasında genellikle kalsiyum i&ccedil;eren gıdaların yetersiz t&uuml;ketilmesi,&nbsp;bazı ila&ccedil;ların yan etkileri, magnezyum&nbsp;eksikliği, kanser, &ccedil;&ouml;lyak hastalığı, yeme bozuklukları ve b&ouml;brek yetmezliği gibi &ccedil;eşitli rahatsızlıklar yer alır.</p>
<p>Diğer&nbsp;kalsiyum eksikliği nedenleri ise şu şekilde sıralanabilir:&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Pankreatit:&nbsp;</strong>Akut pankreatit(pankreas iltihabı) hastalığıyla m&uuml;cadele eden kişilerde&nbsp;hipokalsemi semptomları g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</li>
<li><strong>Hipoparatiroidizm:&nbsp;</strong>Paratiroid bezlerinin yeteri miktarda paratiroid hormonu &uuml;retememesi,&nbsp;kalsiyum d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne yol a&ccedil;abilir.&nbsp;</li>
<li><strong>Menopoz ve Hormonal Durumlar:&nbsp;</strong>Menopoz d&ouml;nemlerinde oluşan hormonal dalgalanmalar kalsiyum eksikliğini tetikleyebileceği i&ccedil;in bu d&ouml;nemde kalsiyum alımının artırılması gerekebilir.&nbsp;</li>
<li><strong>D Vitamini Eksikliği:&nbsp;</strong>D vitamini, kalsiyumun emilmesine destek olur. Bu sebeple D vitamini eksikliği kalsiyum eksikliğine zemin hazırlayabilir.&nbsp;</li>
<li><strong>Genetik Problemler:&nbsp;</strong>DiGeorge sendromu&nbsp;gibi bazı genetik mutasyonlar,&nbsp;kalsiyum d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n gerek&ccedil;elerindendir.</li>
</ul>
<p>"Yenidoğanda kalsiyum eksikliği neden olur?" derseniz bunu da kısaca anlatalım. Hamilelik d&ouml;neminde annenin yeterli ve dengeli beslenememesi, D vitamini eksikliğinin bulunması ve premat&uuml;re doğum; yenidoğanda hipokalsemiye neden olabilir. Ayrıca&nbsp;bazı kronik sağlık sorunları ve ila&ccedil;lar da kalsiyum d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne yol a&ccedil;abilir.</p>
<h2>Kalsiyum Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol A&ccedil;ar?</h2>
<p>Daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi v&uuml;cudun&nbsp;sağlıklı olmak i&ccedil;in gereksinim duyduğu minerallerden kalsiyum, kemik yapısının oluşumundan kalp kaslarının doğru &ccedil;alışmasına kadar bir&ccedil;ok kritik noktada &ouml;nemli rol &uuml;stlenir. Bu sebeple&nbsp;kalsiyum eksikliği, hastalıkların bazılarına davetiye &ccedil;ıkartır.&nbsp;Kalsiyum eksikliğinde g&ouml;r&uuml;len hastalıklardan bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Osteoporoz,&nbsp;</li>
<li>Raşitizm(b&uuml;y&uuml;me bozukluğu),</li>
<li>Osteopeni(d&uuml;ş&uuml;k kemik yorgunluğu),&nbsp;</li>
<li>Diş eti hastalıkları,</li>
<li>B&ouml;brek yetmezliği,</li>
<li>Gebelik zehirlenmesi(hamilelikte preeklampsi).</li>
</ul>
<h2>Kalsiyum Eksikliği Nasıl Anlaşılır?</h2>
<p>Hipokalsemi nedenlerini belirlemek i&ccedil;in doktorunuz birden fazla yol izleyebilir.&nbsp;Yaygın kullanılan y&ouml;ntemler şunlardır:</p>
<ul>
<li><strong>Kan Testi:&nbsp;</strong>Kalsiyum eksikliğini belirleyebilmek adına doktorunuz ilk olarak kan testine başvurabilir. Test sonu&ccedil;larına g&ouml;re kandaki kalsiyum değerinin 8.8-10.4 mg aralığında olması gerekir. 8.8 mg değerinden daha d&uuml;ş&uuml;k olan değerler kalsiyum eksikliği olarak kabul g&ouml;r&uuml;r. Ayrıca kalsiyum d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nden emin olmak i&ccedil;in D vitamini, fosfor, magnezyum ve PTH hormonunun seviyeleri de &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r.</li>
<li><strong>EKG:&nbsp;</strong>"Kalsiyum eksikliği hangi hastalıklara yol a&ccedil;ar?" sorusunun yanıtlarından biri de değindiğimiz gibi kalp ritminin bozulmasıdır. Kalsiyum d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n v&uuml;cudunuzda bu rahatsızlığa neden olup olmadığını belirlemek i&ccedil;in EKG testi yapılır.&nbsp;</li>
<li><strong>Kemik G&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme Testleri:&nbsp;</strong>Hipokalsemiye bağlı olarak gelişen raşitizm ve osteoporoz gibi rahatsızlıkları tespit edebilmek i&ccedil;in kemik g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leme testi yapılır.</li>
<li><strong>İdrar Testleri:</strong>&nbsp;Bu testler sayesinde v&uuml;cuttaki kalsiyumun atılıp atılmadığı tespit edilebilir. İdrar testiyle elde edilen veriler kalsiyum metabolizmasının bir g&ouml;stergesi olabilir.</li>
</ul>
<h2>Kalsiyum Eksikliği Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>"Kalsiyum eksikliği nasıl anlaşılır?" sorusuna yanıt vermek kadar&nbsp;hipokalseminin altında yatan gerek&ccedil;eleri ortaya &ccedil;ıkarmak da &ouml;nemlidir. B&ouml;ylelikle hipokalsemi tedavisinde daha doğru y&ouml;ntemlerden destek alınabilir. Ayrıca&nbsp;kalsiyum eksikliği tedavisi&nbsp;&ccedil;ok daha kısa s&uuml;rede tamamlanabilir.</p>
<p>Bu &ccedil;er&ccedil;evede "Kalsiyum eksikliği nasıl giderilir?"&nbsp;diye sorarsanız doktorunuz tedavi planınıza şunları ekleyebilir:</p>
<ul>
<li>Kalsiyum i&ccedil;eren gıdaları &ouml;ğ&uuml;nlere d&acirc;hil etmek,&nbsp;</li>
<li>D vitamini takviyesi almak,&nbsp;</li>
<li>Kalsiyum takviye haplarını kullanmak,&nbsp;</li>
<li>IV kalsiyum glukonat takviyesi almak,&nbsp;</li>
<li>PTH hormonunun sentetik formunu almak,&nbsp;</li>
<li>Diğer ila&ccedil;lardan yararlanmak.&nbsp;</li>
</ul>
<p>Kalsiyum i&ccedil;eren gıdaların t&uuml;ketimi,&nbsp;hipokalsemi tedavisinde kullanılan en yaygın y&ouml;ntemlerin başında gelir. Peki; kalsiyum eksikliğine ne iyi gelir,&nbsp;kalsiyum eksikliği i&ccedil;in ne yemelidir?&nbsp;</p>
<ul>
<li>S&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri,&nbsp;</li>
<li>Yumurta,&nbsp;</li>
<li>Ton balığı, hamsi, somon, ringa, morina ve sardalya gibi &ccedil;eşitli deniz &uuml;r&uuml;nleri,</li>
<li>Tahin ve pekmez,&nbsp;</li>
<li>Keten tohumu,&nbsp;</li>
<li>İncir,&nbsp;</li>
<li>Fasulye, brokoli, lahana ve ıspanak gibi &ccedil;eşitli sebzeler,&nbsp;</li>
<li>Nohut,&nbsp;</li>
<li>Soğan,&nbsp;</li>
<li>Susam,&nbsp;</li>
<li>Badem, fıstık, fındık gibi kuru yemişler</li>
<li>Mineral i&ccedil;eriği g&uuml;&ccedil;lendirilmiş besinler,&nbsp;</li>
<li>Soya s&uuml;t&uuml;.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Kalsiyum Eksikliği Nasıl Giderilir?</h3>
<p>Daha &ouml;nce de dile getirdiğimiz gibi bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda meydana gelen kalsiyum eksikliği gelişim s&uuml;recini olumsuz etkiler. Peki bu durumların &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mek i&ccedil;in &ccedil;ocuklarda ve bebeklerde kalsiyum eksikliği nasıl giderilir?</p>
<p>&Ccedil;ocuğunuzu&nbsp;kalsiyum eksikliğinin zararlarından korumak i&ccedil;in ilk olarak beslenme alışkanlıklarına m&uuml;dahale etmeniz gerekir. Dengeli bir beslenme d&uuml;zeniyle &ccedil;ocuğunuzun ihtiya&ccedil; duyduğu mineralleri almasını sağlayabilirsiniz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nlerinden destek alabilirsiniz. &Ouml;te yandan et, tavuk, balık&nbsp;ve&nbsp;yeşil yapraklı sebzeler de &ccedil;ocuğunuzun kalsiyum ihtiyacını karşılamaya destek olur. &Ccedil;ocuk ve yenidoğan bebeklerde kalsiyum eksikliği tedavisi i&ccedil;in&nbsp;takviye almayı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsanız mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.</p>
<h3>Hamilelikte Kalsiyum Eksikliği İ&ccedil;in Ne Yemeli?</h3>
<p>Hem sağlıklı bir hamilelik s&uuml;reci ge&ccedil;irmeniz hem hen&uuml;z anne karnındayken bebeğinizin gelişimine yardımcı olmanız i&ccedil;in ihtiya&ccedil; duyduğunuz kalsiyum miktarını mutlaka almanız gerekir. Bu noktada hamilelik boyunca s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nlerini t&uuml;ketmek hipokalseminin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebilir. Fakat bazı anne adaylarının s&uuml;t veya laktoz intoleransı olabilir. Bu gibi durumlarda diğer s&uuml;t &uuml;r&uuml;nlerinden ya da laktoz&nbsp;i&ccedil;ermeyen s&uuml;tlerden yararlanabilir. Ayrıca sığır ve kuzu eti, tavuk, balık, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, portakal, muz, kayısı, badem, fındık, soya s&uuml;t&uuml;, tofu, kurutulmuş meyveler, kuru baklagiller de beslenme programına d&acirc;hil edilebilir.&nbsp;</p>
<h2>Sık Sorulan Sorular&nbsp;</h2>
<h3>Tiroit ameliyatından sonra kalsiyum eksikliği g&ouml;r&uuml;l&uuml;r m&uuml;?</h3>
<p>Tiroit ameliyatından sonra kalsiyum eksikliğinin oluşması hipokalseminin en yaygın nedenlerinden biridir. Ameliyat esnasında&nbsp;paratiroid bezlerinin &ccedil;ıkartılması ya da zarar g&ouml;rmesi nedeniyle&nbsp;tiroidektomi sonrası hipokalsemi oluşabilir.</p>
<h3>Kalsiyum eksikliği ile kalp sağlığı arasında ilişki var mıdır?</h3>
<p>Daha &ouml;nce de dile getirdiğimiz gibi kalp ritminin bozulması ve kalp kaslarının kasılamaması kalsiyum eksikliğinin en yaygın belirtilerindendir. Hipokalsemi nedeniyle kalp kasılma sayısı azalır, kalp kasları g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleşir ve kalp fonksiyonları aksar. T&uuml;m bu durumlar ise ani kalp krizini meydana getirebilir.&nbsp;</p>
<h3>Kalsiyum eksikliği ile yaşlanma belirtileri arasında nasıl bir bağlantı vardır?</h3>
<p>Kalsiyumla yaşlanma arasındaki ilişkiden kemik sağlığı noktasında bahsetmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Kalsiyum kemik sağlığını koruduğu i&ccedil;in yaş ilerledik&ccedil;e g&ouml;r&uuml;lebilen osteoporoz riskini azaltabilir. Ancak mevcut bilgiler &ccedil;er&ccedil;evesinde kalsiyumun doğrudan yaşlanma belirtileri &uuml;zerindeki etkisinden bahsetmek pek m&uuml;mk&uuml;n değildir.</p>

Toprak alkalileri grubundaki bir mineral türü olan kalsiyum, tüm canlılarda yaşamın sorunsuz devam edebilmesi için çeşitli roller üstlenir. Vücuttaki kalsiyumun azalması durumunda birtakım sağlık sorunları görülmeye başlar.

Kalsiyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Neden Olur?

<div class="content-detail__title">HGB (Hemoglobin) Nedir? HGB D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve Y&uuml;ksekliği Neden Olur?</div>
<div class="content-detail__text formatted">
<p>Her nefeste akciğerlerimize ulaşan oksijenin v&uuml;cutta h&uuml;crelerin yenilenmesini ve enerji &uuml;retmesini sağlamak gibi pek &ccedil;ok kritik g&ouml;revi bulunur. Bu g&ouml;revleri yerine getirebilmek i&ccedil;inse oksijenin v&uuml;cudun tamamındaki t&uuml;m dokulara ulaştırılması gerekir. Kanda oksijeni taşıma g&ouml;revi, hemoglobin adlı bir proteine aittir. Bir sağlık kuruşunda kan tahlil yaptırdığınızda sonu&ccedil;lardaki HGB değeri, kanınızdaki hemoglobin oranını g&ouml;sterir. Peki, hemoglobin nedir? HGB y&uuml;ksekliği ve d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; nedir, neden olur?&nbsp;</p>
<h2>HGB (Hemoglobin) Nedir?</h2>
<p>Hemoglobinin ne işe yaradığını a&ccedil;ıklamadan &ouml;nce "Hemoglobin ne demek?" sorusuna biraz daha yakından bakalım. Hemoglobin, kanda oksijen taşımakla g&ouml;revli olan proteinleri tanımlar. Eski Yunancadaki "a&icirc;ma (kan)" ve Latincedeki "globolus (yuvarcık)" s&ouml;zc&uuml;klerinin bileşimiyle oluşur. "Hemoglobin nerede bulunur?" sorusunun yanıtıysa alyuvarlar yani kırmızı kan h&uuml;creleridir.</p>
<p>Her nefes&nbsp;alışla birlikte &ouml;nce akciğerlere ulaşıp sonra kana karışan oksijen molek&uuml;lleri, alyuvarların i&ccedil;inde bulunan hemoglobin taneciklerine yapışarak v&uuml;cudun tamamını dolaşır ve dokulara g&ouml;nderilir. Dokulardaki &ouml;l&uuml; h&uuml;crelerin yenilenmesini, var olan h&uuml;crelerin enerji &uuml;retmesini sağlar. B&ouml;ylece v&uuml;cuttaki t&uuml;m organlar sağlıklı kalabilir ve işlevlerini yerine getirebilir.&nbsp;</p>
<p>Hemoglobin, ayrıca h&uuml;crelerin oksijeni kullandıktan sonra oluşturdukları karbondioksit atıkları i&ccedil;in de bir mıknatıs g&ouml;revi g&ouml;r&uuml;r. Bu karbondioksit molek&uuml;llerini h&uuml;crelerden alır, akciğere ulaştırır ve nefes verirken dışarıya atmamıza yardımcı olur.&nbsp;Hemoglobinin i&ccedil;erisinde bolca demir bulunur. Alyuvarlara ve dolayısıyla kana kırmızı rengini veren de hemoglobinin i&ccedil;erisindeki demirdir.</p>
<h3>HGB (Hemoglobin) Testi Nedir ve Neden Yapılır?</h3>
<p>HGB y&uuml;ksekliği ve d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; kandaki alyuvar oranının yani hematokritin de artıp azalmasına sebep olacağı i&ccedil;in dolaşım sistemindeki dengeyi bozar. Dolayısıyla mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Eğer doktorunuz gerekli g&ouml;r&uuml;rse hemoglobin değerinizi &ouml;ğrenmek isteyebilir. Bu durumda hastaların aklında "Hemogram HGB testi nedir?", "Tam kan sayımı HGB nedir?" veya "Kan tahlilinde HGB değeri ka&ccedil; olmalıdır?" gibi pek &ccedil;ok soru oluşabilir.</p>
<p>HGB testi, tam kan sayımına imk&acirc;n sağlayan hemogram işleminin bir par&ccedil;asıdır. Hemogramda kanın yapısındaki alyuvar, akyuvar ve trombosit oranları &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r. Her birinin normal değer aralığında olup olmadığı kontrol edilir. Alyuvar eksikliği ya da fazlalığı, hemoglobin seviyesindeki dengesizliğe işaret edebilir.</p>
<p>"HGB tahlili nedir, nasıl yapılır?" sorusuna kısaca ş&ouml;yle cevap verilebilir:</p>
<ul>
<li>HGB tahlili i&ccedil;in &ouml;ncelikle hemogram testi yapmak gerekir. Bunun i&ccedil;inse hastanın parmak ucundan ya da kolunun/elinin &uuml;zerindeki bir damardan kan &ouml;rneği alınır.</li>
<li>Alınan kan &ouml;rneği laboratuvar ortamında incelenerek yapısındaki bileşenlerin oranına bakılır.</li>
<li>Bu aşamada tıbbi bir &uuml;r&uuml;n olan HGB &ouml;l&ccedil;&uuml;m cihazı da kullanılabilir.</li>
<li>Hastanın &ouml;l&ccedil;&uuml;m sonu&ccedil;ları ilgili hekime ulaştırılır.</li>
<li>Sonu&ccedil;lar HGB referans aralığının dışındaysa tedaviye başlanır.</li>
</ul>
<h3>HGB (Hemoglobin) Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>Normal HGB aralığı cinsiyet ve yaşa bağlı olarak değişkenlik g&ouml;sterir. Hemogram sonu&ccedil;larınızı g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;zde aklınızda belirecek "Hemoglobin ka&ccedil; olmalı?" sorusunu ş&ouml;yle cevaplayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Erkekler i&ccedil;in hemoglobin normal değeri 14-18 g/dl aralığında seyreder.</li>
<li>Kadınlar i&ccedil;in HGB normal değeri, 12-16 g/dl aralığındadır.</li>
<li>&Ccedil;ocuklarda HGB referans aralığı &ccedil;ok daha geniştir, yaşa bağlı olarak 9,5 ile 24,5 g/dl aralığında değişebilir. &Ccedil;ocuklarda kan sağlığından emin olabilmek i&ccedil;in sonu&ccedil;ların mutlaka uzman bir hekim tarafından incelenmesi gerekir.</li>
</ul>
<p>Bu konuda akıllardaki bir diğer soru da "Gebelikte HGB ka&ccedil; olmalı?" sorusudur. Gebelikte bebeğin sağlıklı gelişimi i&ccedil;in anne v&uuml;cudunun kan hacmi artar. Normalden &ccedil;ok daha fazla kırmızı kan h&uuml;cresine ve hemoglobin proteinine ihtiya&ccedil; duyulur. Hamile kadınlarda normal HGB değeri yine 12-16 g/dl aralığındadır. Ancak doğru beslenilmezse bu değerleri korumak zorlaşabilir. Hamileliği 3'er aylık d&ouml;nemlere ayırdığımızda annenin koruması gereken minimum HGB değerleri ş&ouml;yle &ouml;zetlenebilir:</p>
<ul>
<li>Gebeliğin ilk 3 ayında ve 6-9. ayları arasında minimum 11g/dl altına,</li>
<li>3-6. aylar arasındaysa 10,5 g/dl altına d&uuml;şmesi hem annenin hem bebeğin sağlığı i&ccedil;in risk oluşturur.</li>
</ul>
<p>Annenin gebelik s&uuml;resince başta demir, folik asit, B12&nbsp;olmak &uuml;zere &ccedil;eşitli vitamin ve mineraller a&ccedil;ısından zengin gıdalar t&uuml;ketmesi, hekiminin &ouml;nerdiği takviye gıdaları ihmal etmemesi &ccedil;ok &ouml;nemlidir.</p>
<h2>HGB (Hemoglobin) D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Nedir?</h2>
<p>Tam kan sayımı sonucunda herhangi bir değerin referans aralığının dışında olması, mevcut ya da muhtemel sağlık sorunlarının belirtisi olabilir. Eğer sonu&ccedil;larınızda HGB d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; bulunuyorsa mutlaka uzman bir hekime başvurmanız gerekir.</p>
<p>HGB d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kısaca "Kanda oksijen taşımakla g&ouml;revli proteinlerin yetersizliği." şeklinde tanımlayabiliriz.&nbsp;Hemoglobin yetersizliği, bir&ccedil;ok anemi t&uuml;r&uuml;n&uuml;n doğrudan belirtisidir. Halk arasında "kansızlık" olarak adlandırılan anemi, aslında kandaki alyuvar oranının yani hematokritin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;sterir. &Ouml;zellikle hamilelikte/gebelikte ve &ccedil;ocuklarda HGB d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ihmal edilmemeli, mutlaka uzman hekim desteği alınmalıdır.</p>
<p>Hemoglobinin yetersiz olması, kan dolaşımında daha az oksijen taşınması ve dokuların ihtiya&ccedil; duyduğu kadar oksijen alamaması anlamına gelir. Bu durumda &ouml;l&uuml; h&uuml;crelerin yerine yeni h&uuml;creler &uuml;retilmesi ve var olan h&uuml;crelerin enerji &uuml;reterek dokuların işlevlerini desteklemesi s&uuml;re&ccedil;leri aksar. Pek &ccedil;ok sağlık sorununa zemin hazırlanır, uzun vadede ciddi hastalıklar gelişebilir.</p>
<p>Peki, HGB d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; neden olur? Hemoglobin yetersizliğinin altında şu sebepler yatıyor olabilir:</p>
<ul>
<li>Yanlış&nbsp;beslenme sonucu demir, B12, folik asit gibi vitamin ve mineraller dengeli şekilde alınamazsa v&uuml;cut yeterince kırmızı kan h&uuml;cresi &uuml;retemez ve hematokrit d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne bağlı olarak HGB&nbsp;seviyesi de d&uuml;şer.</li>
<li>Yaralanma, i&ccedil; kanama, regl, hemoroid, kanamalı &uuml;lser gibi sebepler v&uuml;cudun kan hacminde azalmaya&nbsp;ve HGB yetersizliğine yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Kırmızı kan h&uuml;crelerinin v&uuml;cuttaki &uuml;retim alanı kemik ilikleridir. L&ouml;semi, lenfoma gibi bazı hastalıklar kemik iliklerini etkileyerek &uuml;retimi aksatır ve v&uuml;cudun hemoglobin seviyesi de d&uuml;şmeye başlar.</li>
<li>Radyoterapi, kemoterapi gibi tedavi y&ouml;ntemleri ve HIV/AIDS gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan antiretroviral ila&ccedil;lar da kemik iliğindeki kırmızı kan h&uuml;cresi &uuml;retimini olumsuz etkileyebilir.</li>
<li>V&uuml;cudun aldığı demiri emip kullanamaması da hemoglobin seviyelerini d&uuml;ş&uuml;r&uuml;r. Bazı b&ouml;brek ve karaciğer hastalıkları, demir emiliminin azalmasına yol a&ccedil;abilir.</li>
</ul>
<h3>HGB (Hemoglobin) D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Belirtileri</h3>
<p>Kanda HGB seviyesi azaldığında v&uuml;cuttaki sağlıklı işleyiş de aksamaya başlar ve bazı belirtiler ortaya &ccedil;ıkar. Kendinizde ya da bir yakınınızda bu belirtileri g&ouml;zlemliyorsanız bir sağlık kuruluşuna başvurarak uzman hekim desteği almanız faydalı olur.</p>
<p>En yaygın g&ouml;r&uuml;len HGB d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; belirtileri şunlardır:</p>
<ul>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>H&acirc;lsizlik,</li>
<li>Ten renginde soluk, sarımsı g&ouml;r&uuml;n&uuml;m,</li>
<li>D&uuml;zensiz kalp ritmi,</li>
<li>G&ouml;ğ&uuml;s ağrısı,</li>
<li>Nefes darlığı,</li>
<li>Baş ağrısı,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>Soğuk eller veya ayaklar.</li>
</ul>
<h3>HGB (Hemoglobin) D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Tedavisi</h3>
<p>"Kanda HGB nedir?" sorusundan sonra cevabı en &ccedil;ok merak edilenlerden biri de "HGB nasıl y&uuml;kseltilir?" sorusudur. Hemoglobin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde &ouml;nce sorunun k&ouml;keninin saptanması gerekir. Tedavi y&ouml;ntemiyse semptomların sebebine g&ouml;re belirlenir.</p>
<p>Hekimler, aşağıdaki&nbsp;y&ouml;ntemlerden birini veya birka&ccedil;ını uygulayabilirler:</p>
<ul>
<li>Sorun demir eksikliğiyse v&uuml;cutta bir kanama olup olmadığı kontrol edilir, varsa &ouml;nce kan kaybı durdurulur. Ardından demir takviyesine başlanır.</li>
<li>B12 veya folik asit alımının yetersiz olduğu durumlarda hastanın beslenme alışkanlıkları d&uuml;zenlenir ve vitamin, mineral takviyelerine başlanır.</li>
<li>Hemoglobin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n sebebi, kronik b&ouml;brek hastalıkları ya da l&ouml;semi gibi bir sağlık sorunuysa bu sorunun &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;ne y&ouml;nelik tedaviler uygulanır.</li>
<li>"Hemoglobin nasıl y&uuml;kselir?" sorusunun bir yanıtı da kan transf&uuml;zyonu işlemidir. Bu işlem; anemi semptomlarının &ccedil;ok şiddetli olduğu, semptomların gıda takviyeleri ve ila&ccedil;larla giderilemediği durumlarda uygulanabilir. Sağlıklı kan bağış&ccedil;ılarından alınan tam kan ya da kan bileşenleri, anemi hastalarına nakledilir. B&ouml;ylece hastanın hematokrit ve hemoglobin seviyeleri dengelenir.</li>
</ul>
<h2>HGB (Hemoglobin) Y&uuml;ksekliği Nedir?</h2>
<p>Kandaki hemoglobin oranı normal aralığın altına d&uuml;şebileceği gibi &uuml;zerine de &ccedil;ıkabilir. "Hemoglobin&nbsp;pozitif nedir?" sorusuna kısaca "Kanda oksijen taşımakla g&ouml;revli proteinlerin normalden daha fazla bulunması." şeklinde cevap verilebilir.</p>
<p>HGB fazlalığı, kandaki alyuvar oranının da artması demektir ve kanın yapısında bir dengesizlik oluşturur. Kan yoğunlaşarak akışkanlığını kaybeder. Dolayısıyla pıhtılaşma, kalp krizi, fel&ccedil; gibi bir&ccedil;ok ciddi riske zemin hazırlar. Peki, HGB (hemoglobin) y&uuml;ksekliği neden olur? HGB neden y&uuml;ksek &ccedil;ıkar?</p>
<p>Kanda anormal hemoglobin artışının pek &ccedil;ok sebebi olabilir. En yaygın g&ouml;r&uuml;len sebepler şunlardır:</p>
<ul>
<li>Sigara i&ccedil;mek akciğerlerdeki saf oksijen oranını ciddi anlamda d&uuml;ş&uuml;rebilir. Dokulara yeterli oksijen gitmeyince v&uuml;cut &ouml;nlem olarak daha fazla hemoglobin &uuml;retir, kırmızı kan h&uuml;creleri artar. Ancak dokulardaki h&uuml;cre yenilenmesi aksadığı, h&uuml;creler yeterince beslenemediği i&ccedil;in sigara t&uuml;ketimine bağlı hastalıkların &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilemez.</li>
<li>Y&uuml;ksek rakımlı alanlarda oksijen seviyesi azalır. Dolayısıyla solunan hava oksijen a&ccedil;ısından zayıf olur. Kan dolaşımındaki oksijen miktarı da d&uuml;şeceği i&ccedil;in v&uuml;cut yine &ccedil;ok fazla hemoglobin &uuml;reterek &ouml;nlem almaya &ccedil;alışır.</li>
<li>Kalp ve akciğer hastalıklarında da kandaki oksijen oranı azalır, hemoglobin oranı artar.</li>
<li>Uzun s&uuml;re susuz kalındığında v&uuml;cutta dehidrasyon başlar, kan akışkanlığını kaybeder, hemoglobin seviyeleri normal aralığın &uuml;zerine &ccedil;ıkar.</li>
<li>L&ouml;semi, polisitemi vera gibi hastalıklar kemik iliğinin işlevini bozarak &ccedil;ok fazla kırmızı kan h&uuml;cresi &uuml;retilmesine sebep olur.</li>
</ul>
<h3>HGB (Hemoglobin) Y&uuml;ksekliği Belirtileri</h3>
<p>Kandaki hemoglobin referans aralığının &uuml;zerine &ccedil;ıktığında v&uuml;cutta birtakım tepkimeler oluşur. Hemoglobin y&uuml;ksekliği belirtileri g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde bir sağlık kuruluşuna başvurmak mevcut hastalıkların erken teşhisi&nbsp;veya olası sağlık sorunlarının vaktinde &ouml;nlenmesi i&ccedil;in faydalı olur.</p>
<p>Kendinizde ya da bir yakınınızda g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;zde ihmal etmemeniz gereken HGB y&uuml;ksekliği belirtileri şunlardır:</p>
<ul>
<li>V&uuml;cudun basit darbelerle bile kolayca morarması,</li>
<li>K&uuml;&ccedil;&uuml;k kesiklerin olağandan fazla kanaması,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>Bağ ağrıları,</li>
<li>Bitkinlik hissi,</li>
<li>Eklemlerde şişlik,</li>
<li>Aşırı terleme,</li>
<li>Kilo kaybı,</li>
<li>Ciltte veya g&ouml;zlerde sarılık.</li>
</ul>
<h3>HGB (Hemoglobin) Y&uuml;ksekliği Tedavisi</h3>
<p>HGB (hemoglobin) nasıl d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;r? Uzman hekimler, y&uuml;ksek hemoglobin seviyelerini dengelemek i&ccedil;in şu y&ouml;ntemlere başvurabilir:</p>
<ul>
<li>V&uuml;cutta aşırı hemoglobin &uuml;retimine sebep olan bir hastalık varsa teşhis ve tedavisi yapılır.</li>
<li>Hastanın beslenme d&uuml;zeni ve g&uuml;nl&uuml;k ortalama su t&uuml;ketimi iyileştirilir.</li>
<li>Hastaya sigara t&uuml;ketimini azaltması veya bırakması tavsiye edilir.</li>
<li>"HGB y&uuml;ksekliği nasıl d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;r?" sorusunun bir yanıtı da flebotomi y&ouml;ntemidir. Hemoglobin oranının &ccedil;ok y&uuml;ksek olduğu durumlarda kullanılan bu y&ouml;ntemde kırmızı kan h&uuml;creleri şırınga yardımıyla alınır. Değerler normale d&ouml;nene kadar birka&ccedil; kez flebotomi yapılabilir.</li>
</ul>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>HGB (hemoglobin) d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve y&uuml;ksekliği başka rahatsızlıklara neden olur mu?</h3>
<p>HGB d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; uzun s&uuml;re tedavi edilmediğinde v&uuml;cuttaki doku ve organlar oksijensiz kalır. Y&uuml;ksekliğindeyse kanın akışkanlığı azalır, pıhtılaşma riski oluşur. Her iki durumda da ciddi sağlık sorunlarının yaşanma riski artar.&nbsp;Yıllık kan sayımı rutinlerinin d&uuml;zenli olarak yapılması, hemoglobin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ya da y&uuml;ksekliğinin belirtileri g&ouml;zlemlendiğinde en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurulması ve uzman hekimler tarafından hazırlanan tedavi planına sadık kalınması; sağlıklı bir yaşam i&ccedil;in olduk&ccedil;a &ouml;nemlidir.</p>
<h3>HGB (hemoglobin) pozitif ve negatif ne demek?</h3>
<p>HGB pozitif, kandaki hemoglobin oranının normalin &uuml;zerinde olduğunu g&ouml;sterir. HGB negatif ise hemoglobinin referans aralığının altında seyrettiğinin g&ouml;stergesidir. Her iki durum da ciddi sağlık sorunlarından kaynaklanıyor veya &ccedil;eşitli hastalıkların riskini artırıyor olabileceği i&ccedil;in mutlaka uzman bir hekim tarafından tedavi edilmelidir.</p>
<h3>HGB ka&ccedil; olursa tehlikelidir?</h3>
<p>Hemoglobin oranı kadınlarda 12-16 g/dl, erkeklerdeyse 14-18 g/dl aralığında olmalıdır. Bu değerlerin &uuml;zerinde veya altında seyreden hemoglobin &ouml;l&ccedil;&uuml;mlerinde mutlaka bir uzman hekimden destek almak gerekir.</p>
<p>360 Sağlık ekibi olarak ihtiya&ccedil; duyduğunuz t&uuml;m test ve tedaviyi evinizin konforundan ayrılmadan yaptırmanıza yardımcı oluyoruz. Siz de HGB testi yaptırmak, d&uuml;ş&uuml;k veya y&uuml;ksek hemoglobin i&ccedil;in tedavi almak isterseniz bizimle hemen iletişime ge&ccedil;ebilirsiniz.</p>
</div>

Bir sağlık kuruşunda kan tahlil yaptırdığınızda sonuçlardaki HGB değeri, kanınızdaki hemoglobin oranını gösterir. Peki, hemoglobin nedir?

HGB (Hemoglobin) Nedir? HGB Düşüklüğü ve Yüksekliği Neden Olur?

<p>MCHC, kırmızı kan h&uuml;crelerinin sağlıklı işleyine y&ouml;nelik araştırma yaparken incelenen değerlerden biridir. V&uuml;cuttaki alyuvar başına d&uuml;şen hemoglobin yoğunluğu hakkında bilgi veren MCHC değeri, doku ve organların yeterli oksijene ulaşımı i&ccedil;in kritiktir. "MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ne demek?" gibi cevaplanmayı bekleyen sorularınız varsa ayrıntılı bilgileri yazımızda bulabilirsiniz.</p>
<h2>MCHC Nedir?</h2>
<p>MCHC'nin a&ccedil;ılımı "Ortalama Korpusk&uuml;ler Hemoglobin Konsantrasyonu"dur. Kelime anlamından yola &ccedil;ıkarak ifade etmek gerekirse kan h&uuml;cresi grubunu oluşturan eritrositlerin i&ccedil;inde yer alan&nbsp;hemoglobin miktarının bir &ouml;l&ccedil;&uuml;s&uuml;d&uuml;r. Literat&uuml;rde eritrosit olarak ge&ccedil;en ve alyuvar olarak da bilinen kırmızı kan h&uuml;creleri, kemik iliğinde &uuml;retilir ve sonrasında dolaşım sistemine katılır.</p>
<p>Alyuvarlar, b&uuml;nyesinde hemoglobin olarak adlandırılan proteinsi bir yapı bulundurur. Bu proteinsi yapının en &ouml;nemli g&ouml;revi v&uuml;cuttaki gaz alışverişini sağlamaktır. Bu s&uuml;re&ccedil;te akciğerlerden aldığı oksijeni v&uuml;cudun diğer dokularına taşırken dokulardan aldığı karbondioksiti de v&uuml;cuttan uzaklaştırır. Dolayısıyla v&uuml;cutta yeteri kadar alyuvar ve hemoglobin bulunması&nbsp;yaşamsal devamlılık i&ccedil;in son derece &ouml;nemlidir.&nbsp;</p>
<h3>MCHC Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>MCHC nedir, kan tahlili sonucunu eline alan hastalar tarafından en &ccedil;ok merak edilen konulardandır. MCHC, birim alyuvar hacmi başına d&uuml;şen hemoglobin miktarını g&ouml;steren bir değerdir. Normal bir insanda olması gereken MCHC referans aralığı desilitre başına 32 ila 36 gram (g/dL) veya litre başına 320 ila 360 gram (g/L)'dır.</p>
<p>Kandaki normal değerlerden bahsederken "MCHC testi nedir?" ve "Hemogram MCHC nedir?" sorularını da yanıtlamak gerekir. MCHC testi ayrı bir test değildir; hemogram olarak da bilinen tam kan sayımı testinde kontrol edilen parametrelerden biridir. Genellikle kişide anemi olup olmadığını, varsa aneminin durumunu ve tedavi planını belirlemek i&ccedil;in doktor tarafından&nbsp;incelenen bir değerdir. MCHC sonucunuzun klinik a&ccedil;ıdan dikkate alınması i&ccedil;in diğer alyuvar parametreleri olan MCV, MCH, RDW d&uuml;zeylerinizin de g&ouml;r&uuml;lmesi gerekir.</p>
<p>MCHC değeri t&uuml;m laboratuvarlarda aynı referans aralığına sahip olmayabilir. Analiz yapan laboratuvara ait&nbsp;referans aralığı test sonucunda yer alır. Değerin d&uuml;ş&uuml;k veya y&uuml;ksek oluşu referans aralığına g&ouml;re belirlenir. Uzman hekim referans değerlerini baz alarak ve tıbbi ge&ccedil;mişiniz, genetik yatkınlığınız, yaşınız, cinsiyetiniz gibi fakt&ouml;rleri de g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurarak sonu&ccedil; hakkında en doğru&nbsp;yorumu&nbsp;yapacaktır.</p>
<h2>MCHC D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Nedir?</h2>
<p>Tahlil yaptıran bireyler, hemogram sonucunda&nbsp;MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;nde&nbsp;"Kanda MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; nedir?" diye merak edebilir. Hipokromi olarak da bilinen MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, alyuvarlarda bulunan hemoglobin miktarının bahsi ge&ccedil;en değer aralıklarının altına d&uuml;şmesidir. Bir başka deyişle eritrositlerin yeteri miktarda hemoglobine sahip olmaması durumudur.</p>
<p>MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; &ccedil;oğu zaman demir eksikliği anemisi gibi durumlarla bağdaştırılabilir. V&uuml;cudun demir mineralinden eksik kalması alyuvarların hemoglobin &uuml;retimini kısıtlayarak MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne sebep olabilir. Bu durum organ ve dokulara oksijen taşınımını olumsuz y&ouml;nde etkiler. Demir eksikliği anemisinin yanında MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne sebep olacak &ccedil;eşitli etmenler mevcuttur. Bu&nbsp;etmenleri şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Talasemi gibi kalıtsal kan hastalıkları,</li>
<li>Demir minerali&nbsp;eksikliği,</li>
<li>&Ccedil;&ouml;lyak hastalığı, Crohn hastalığı, mide bypass ameliyatı gibi demir emilimini etkileyen durumlar,</li>
<li>Kronik enflamasyon,</li>
<li>B&ouml;brek hastalıkları,</li>
<li>Uzun s&uuml;ren, yoğun kanamalı &acirc;det d&ouml;nemi,</li>
<li>Peptik &uuml;lserler gibi kronik-d&uuml;ş&uuml;k dereceli kan kaybına sebep olan olaylar,</li>
<li>Kırmızı kan h&uuml;crelerinin erken yıkımı olarak adlandırılan hemoliz rahatsızlığı.</li>
</ul>
<p>Daha nadir olarak d&uuml;ş&uuml;k MCHC'nin nedenleri şunlar olabilir:</p>
<ul>
<li>İ&ccedil; kan kaybına sebep olan kanser t&uuml;rleri,</li>
<li>Kancalı kurt enfeksiyonları gibi bazı parazit enfeksiyonları,</li>
<li>Kurşun zehirlenmesi.</li>
</ul>
<p>MCHC seviyelerinin d&uuml;zenli kontrol edilmesi ve gerekli tedavilerin uygulanması, olası MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ecektir.</p>
<h3>MCHC D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Belirtileri</h3>
<p>D&uuml;ş&uuml;k MCHC seviyesine sahip olan kişilerde sık&ccedil;a karşılaşılan&nbsp;bir dizi belirti bulunur. Bir&ccedil;oğunun ortak &ouml;zelliği doku veya organların oksijen yetersizliğine maruz kalmasıdır.</p>
<p>MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n belirtilerinden bazıları şu şekilde sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Ge&ccedil;meyen yorgunluk ve bitkinlik h&acirc;li,</li>
<li>Nefes darlığı ve nefessiz kalma hissi,</li>
<li>Soluk cilt rengi,</li>
<li>Deride meydana gelen kolay morarma,</li>
<li>Baş d&ouml;nmesi,</li>
<li>Odak problemleri,</li>
<li>Sebebi belirlenemeyen ani kilo kaybı.</li>
</ul>
<p>Bazen kişiler, hafif ge&ccedil;irilen veya yakın zamanda meydana gelen d&uuml;ş&uuml;k MCHC seviyesi semptomlarının farkına varamayabilir. Bahsi ge&ccedil;en MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; belirtilerinden&nbsp;bir veya birka&ccedil;ını g&ouml;zlemlerseniz uzman hekime g&ouml;r&uuml;nmeniz ve gerekli tahlilleri yaptırmanız &ouml;nemlidir.</p>
<h3>MCHC D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Tedavisi</h3>
<p>MCHC&nbsp;d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n tanısı, uzman&nbsp;hekim tarafından kan testi sonu&ccedil;ları&nbsp;ve&nbsp;hastanın tıbbi ge&ccedil;mişi değerlendirilerek&nbsp;konur. MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n altında yatan sebepleri erkenden belirlemek tedavinin en &ouml;nemli adımıdır. Bu nedenler belirlendikten sonra uygun tedavi y&ouml;ntemi geliştirilir. S&uuml;re&ccedil;te yer alan tedavi metotlarının &ccedil;oğunda temel ama&ccedil;, MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nden kaynaklanan anemiyi&nbsp;ortadan kaldırmaktır.</p>
<p>Uygulanabilecek tedavi y&ouml;ntemlerinden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Oral veya enjeksiyon yoluyla demir takviyesi sağlanması,</li>
<li>Demirin etkili emilimi i&ccedil;in gerekli olan B6 ve C vitamini alımının arttırılması,</li>
<li>Kalsiyumun ihtiya&ccedil;tan fazla alımı gibi demir emilimini zorlaştıran alışkanlıkların &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilmesi,</li>
<li>G&uuml;n i&ccedil;inde &ccedil;ay ve kahve gibi kafein i&ccedil;erikli &uuml;r&uuml;nlerin t&uuml;ketiminin azaltılması.</li>
</ul>
<p>Hızlı bir tedavi s&uuml;reci ge&ccedil;irmek ve ilerleyen zamanda yaşanabilecek MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;mek i&ccedil;in beslenme planı&nbsp;son derece &ouml;nemlidir. Demir y&ouml;n&uuml;nden zengin gıdalara daha &ccedil;ok yer verilmeli, diyet&nbsp;buna uygun şekilde yeniden d&uuml;zenlenmelidir. Bunun yanında demirin bağırsaklardan emilimini arttırmaya y&ouml;nelik lifli besinler de tercih edilmelidir.</p>
<p>Demir emilimini artırmaya yardımcı besinlerden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Ispanak, pazı gibi koyu yapraklı sebzeler,</li>
<li>Fasulye, bezelye gibi bakliyatlar,</li>
<li>Somon balığı gibi &ccedil;eşitli deniz &uuml;r&uuml;nleri,</li>
<li>Kırmızı ve beyaz et,</li>
<li>Muz, tatlı patates gibi B6 vitamini y&uuml;ksek yiyecekler.</li>
</ul>
<h2>MCHC Y&uuml;ksekliği Nedir?</h2>
<p>Hiperkromi olarak da bilinen MCHC y&uuml;ksekliği, alyuvarlardaki hemoglobin miktarının normal değer aralığının &uuml;st&uuml;nde seyretmesidir. MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde de bahsedildiği gibi MCHC y&uuml;ksekliğinin&nbsp;değerlendirilebilmesi i&ccedil;in diğer alyuvar parametreleri olan MCV, MCH, RDW d&uuml;zeyleriyle birlikte&nbsp;ele alınması gerekir. MCHC y&uuml;ksekliği neden olur, sorusuna verilebilecek pek &ccedil;ok cevap vardır. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Otoimm&uuml;n hemolitik anemi,</li>
<li>Kalıtsal sferositoz,</li>
<li>B vitamini ve folat eksikliği,</li>
<li>Şiddetli yanık vakaları,</li>
<li>Karaciğer hastalıkları,</li>
<li>Hipertiroid,</li>
<li>Orak h&uuml;cre hastalığı,</li>
<li>Hemoglobin C hastalığı.</li>
</ul>
<h3>MCHC Y&uuml;ksekliği Belirtileri</h3>
<p>MCHC y&uuml;ksekliği belirtileri, hipokromiye sebep olan fakt&ouml;rlerden hemolitik anemi belirtileriyle&nbsp;b&uuml;y&uuml;k oranda&nbsp;benzerlik g&ouml;sterir.</p>
<p>Yaygın g&ouml;r&uuml;len belirtiler şunları i&ccedil;erebilir:</p>
<ul>
<li>Yorgunluk h&acirc;li,</li>
<li>Solgun cilt rengi,</li>
<li>Sebebi belirlenemeyen zayıflık,</li>
<li>Tekrarlayan karın ağrısı,</li>
<li>Dalakta b&uuml;y&uuml;me,</li>
<li>Hızlı kalp atışı şeklinde ortaya &ccedil;ıkan ritim bozukluğu.</li>
</ul>
<h3>MCHC Y&uuml;ksekliği Tedavisi</h3>
<p>MCHC y&uuml;ksekliği belirtilerinde de değinildiği &uuml;zere yaygın MCHC tedavi y&ouml;ntemleri otoimm&uuml;n hemolitik anemi tedavisinde kullanılan y&ouml;ntemler olabilir. Bu y&ouml;ntemlerden en bilineni uzman hekim tarafından re&ccedil;ete edilen ve dozu belirlenen kortikosteroidlerdir. Şiddetli sferositoz vakalarında kan transf&uuml;zyonu (kan nakli), dalağın alınması veya safra kesesinin &ccedil;ıkarılması gibi cerrahi m&uuml;dahalelere de başvurulabilir.</p>
<p>MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde olduğu gibi MCHC y&uuml;ksekliğinin doğru tedavisi i&ccedil;in de y&uuml;ksekliğe sebep olan değerlerin g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne &ccedil;ıkarılması gerekir. Nedeni tespit edilmeden takviye ila&ccedil;larla MCHC değerinin d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmeye &ccedil;alışılması, sonuca ulaşılmasını engelleyeceği gibi ilerleyen zamanda daha ciddi sağlık sorunlarının yaşanmasına da yol a&ccedil;abilir. En doğru tedavi y&ouml;ntemi, tespit edilen nedene uygun olarak uzman hekim&nbsp;tarafından belirlenir.</p>
<p>MCHC y&uuml;ksekliğinin yetersiz B12 ve folik asite bağlı olduğu durumlarda bireysel olarak atabileceğiniz tedavi adımları da mevcut. Bunun i&ccedil;in g&uuml;nl&uuml;k &ouml;ğ&uuml;nlerinizde B12 ve folik asit seviyelerinizi arttıracak besin kombinasyonlarına yer verebilirsiniz.</p>
<p>B12 vitamini ve folik asit&ccedil;e zengin besin kaynakları:</p>
<ul>
<li>Tavuk, yumurta, kırmızı et, deniz mahs&uuml;lleri gibi hayvansal &uuml;r&uuml;nler,</li>
<li>Koyu yeşil yapraklı sebzeler,</li>
<li>Mercimek gibi kuru bakliyatlar,</li>
<li>Zenginleştirilmiş tahıl ve gevrekler.</li>
</ul>
<p>Ancak tedaviye destek olacak t&uuml;m besin programının uzman hekim tarafından da değerlendirilmesi &ouml;nemlidir. Bu nedenle diyetinize ekleyeceğiniz gıdalar i&ccedil;in mutlaka hekiminizin g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml; almalısınız.&nbsp;</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Tam kan sayımı MCHC nedir?</h3>
<p>Tam kan sayımı, kanda bulunan kırmızı kan h&uuml;creleri (alyuvarlar), beyaz kan h&uuml;creleri (akyuvarlar) ve trombositler gibi &ccedil;eşitli bileşenlerin analiz edildiği bir testtir. MCHC de tam kan sayımı kapsamında kırmızı kan h&uuml;creleri &uuml;zerinden analiz edilen değerlerden biridir. MCHC değeri, testin değerlendirilme aşamasında alyuvarlarının sahip olduğu hemoglobin yoğunluğu hakkında bilgi verir. Tam kan sayımı d&acirc;hilinde MCHC seviyelerinin d&uuml;zenli kontrol&uuml; m&uuml;himdir.</p>
<h3>MCHC d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve y&uuml;ksekliği başka rahatsızlıklara neden olur mu?</h3>
<p>MCHC değerinin normalin altında veya &uuml;st&uuml;nde olması bazı komplikasyonların ortaya &ccedil;ıkmasında etkili olabilir. En bilinen MCH d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; kaynaklı rahatsızlıklar demir eksikliği anemisi, B12 ve folat eksikliğidir. MCHC y&uuml;ksekliğinin sebep olduğu en yaygın sorunlar ise alyuvarların hızlı bir şekilde yıkıma uğradığı hemolitik anemidir. Kırmızı kan h&uuml;crelerinin şeklinde meydana gelen bozulmalar, sferositoz olarak da bilinen bir diğer MCHC y&uuml;ksekliği hastalığıdır.</p>
<h3>MCHC ile MCV arasındaki fark nedir?</h3>
<p>MCHC ve MCV, kan testlerinde yer alan ve &ccedil;oğu zaman birbiriyle karıştırılan iki farklı g&ouml;stergedir. Kan sonucunda yer alan MCHC ve MCV değerlerinin sonucu genellikle birlikte değerlendirmeye alınır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bahsi ge&ccedil;en iki &ouml;l&ccedil;&uuml;t de kırmızı kan h&uuml;crelerinin boyutu ve i&ccedil;eriği hakkında bilgi sağlar. MCHC, alyuvar h&uuml;cresinin i&ccedil;indeki ortalama hemoglobin yoğunluğunu &ouml;l&ccedil;er. Birimi gram desilitre (g/dL) veya gram litre (g/L)dir.&nbsp;</p>
<p>Bununla birlikte MCV değeri ise kırmızı kan h&uuml;crelerinin ortalama hacmini ve boyutunu &ouml;l&ccedil;er. Birimi femtolitre (fL)'dir. Y&uuml;ksek MCV değerleri kırmızı kan h&uuml;crelerinin normalden daha b&uuml;y&uuml;k yapıda olduğunu g&ouml;sterirken d&uuml;ş&uuml;k MCV değeri daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k yapılı alyuvarlara işaret eder.</p>

MCHC, kırmızı kan hücrelerinin sağlıklı işleyine yönelik araştırma yaparken incelenen değerlerden biridir. Vücuttaki alyuvar başına düşen hemoglobin yoğunluğu hakkında bilgi veren MCHC değeri, doku ve organların yeterli oksijene ulaşımı için kritiktir.

MCHC Nedir? MCHC Düşüklüğü ve Yüksekliği Neden Olur?

<p>LYM (lenfosit) d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve y&uuml;ksekliği, bağışıklık sistemiyle alakalı bir problemdir ve her yaş grubunda meydana gelebilir.&nbsp;Lenfositlerin&nbsp;bir anda azalması veya artması&nbsp;&ouml;nemli sağlık sorunlarının ortaya &ccedil;ıkmasına neden olabilir veya bazı sağlık sorunlarının semptomu olabilir.&nbsp;"LYM ne demek?", "LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; neden olur?" gibi soruların yanıtlarını ayrıntılı bir şekilde inceleyebiliriz.</p>
<h2>LYM Nedir?</h2>
<p>LYM, beyaz kan h&uuml;creleri olarak bilinen akyuvarların bir t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. V&uuml;cudun &ccedil;eşitli&nbsp;hastalıklara&nbsp;karşı savaşmasına yardımcı olan lenfositler, kemik iliğinde &uuml;retilir. Normalde v&uuml;cudun&nbsp;farklı b&ouml;l&uuml;mlerinde bulunan beyaz kan h&uuml;creleri herhangi bir enfeksiyon durumunda bir araya toplanır.&nbsp;Temel g&ouml;revi v&uuml;cut sağlığını&nbsp;hastalıklara karşı savunmak&nbsp;olan bu h&uuml;creler &ccedil;eşitli bakteri, vir&uuml;s&nbsp;ve antijenlere karşı m&uuml;cadele verir.</p>
<p>Beyaz kan h&uuml;crelerinin %20 ila %40&rsquo;ını oluşturan LYM, "B&uuml;y&uuml;k Gran&uuml;ler Lenfositler" ve "K&uuml;&ccedil;&uuml;k Lenfositler" olarak iki ana gruba ayrılır.&nbsp;B&uuml;y&uuml;k gran&uuml;ler lenfositler,&nbsp;genellikle doğal &ouml;ld&uuml;r&uuml;c&uuml; h&uuml;creler olarak tanımlanırken k&uuml;&ccedil;&uuml;k lenfositler de T ve B lenfositleri olarak kendi arasında iki kategoride değerlendirilir. Doğal &ouml;ld&uuml;r&uuml;c&uuml; lenfositler, v&uuml;cudun doğal bağışıklık sisteminin &ouml;nemli bir par&ccedil;ası&nbsp;olarak tanımlanır.&nbsp;Eğer t&uuml;m&ouml;r ve vir&uuml;s kaynaklı hasar g&ouml;ren enfekte h&uuml;creler mevcutsa bu lenfositler karşı savunma yapar.</p>
<p>Lenfositler&nbsp;T ve B h&uuml;creleri olmak &uuml;zere iki ana gruba ayrılır:</p>
<ul>
<li><strong>T H&uuml;creleri:</strong>&nbsp;V&uuml;cutta yer alan&nbsp;yabancı organizmalara karşı bağışıklık sistemi h&uuml;crelerini&nbsp;uyarmakla g&ouml;revlidir. Lenf bezleri, bademcik, bağırsak ve dalak gibi b&ouml;lgelere ulaşabilen T lenfosit h&uuml;creleri;&nbsp;t&uuml;m&ouml;rlere&nbsp;ve enfekte olan h&uuml;crelere saldırır.</li>
<li><strong>B H&uuml;creleri:</strong>&nbsp;Temel g&ouml;revi antikor &uuml;retmek olduğu i&ccedil;in vir&uuml;s ve bakteri gibi yabancı&nbsp;organizmaları hedef alır. Lenf d&uuml;ğ&uuml;mlerinin korteksinde, kemik iliğinde, peyer plaklarındaki folik&uuml;llerde, dalağın folik&uuml;llerinde ve beyaz pulpasının marjinal zonunda konumlanan bu h&uuml;creler aynı zamanda v&uuml;cutta daha &ouml;nce bulunan&nbsp;antijenleri hatırlayarak uygun savunmayı sergiler.</li>
</ul>
<h3>LYM Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>Tam kan sayımı testlerinde ortaya &ccedil;ıkan lenfosit h&uuml;crelerinin sayısı genellikle yaşa, ırka ve cinsiyete g&ouml;re farklılık g&ouml;sterebilir. Ancak yine de ortalama bir&nbsp;LYM referans aralığından bahsedilebilir. Yetişkinler i&ccedil;in LYM ka&ccedil; olmalı, diye merak ediyorsanız bunun yanıtını 1000-4800 mikrolitre olarak verebiliriz.</p>
<p>Normal değerler olarak tanımlanan bu rakamlar &ccedil;ocuklarda da değişkenlik g&ouml;sterir. &Ccedil;ocuklarda LYM y&uuml;ksekliği veya d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; olup olmadığını anlayabilmek i&ccedil;in test yaptırıldığında değerlerin 3000-9500 mikrolitre arasında &ccedil;ıkması&nbsp;beklenir. Bu referans aralığının dışındaki değerler LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya y&uuml;ksekliğini g&ouml;sterir.</p>
<h2>LYM Testi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>https://elements.envato.com/phlebotomy-technician-tightening-the-elastic-band--EKPN5B7</p>
<p>Beyaz kan h&uuml;crelerinin bir &ccedil;eşidi olarak tanımlanan lenfositlerin durumunu &ouml;ğrenebilmek i&ccedil;in&nbsp;tam kan sayımı yapılması gerekir. Kandaki lenfosit oranı, rutin sağlık kontrollerinde yapılan tahlillerdeki hemogram adı verilen bu sayımlarda ortaya &ccedil;ıkar.</p>
<p>LYM testi yaptırmak istediğinizde&nbsp;sağlık profesyonelleri sizden kan &ouml;rneği alır ve bu numune, laboratuvarda&nbsp;incelenir. Kanda bulunan beyaz h&uuml;crelerin &ouml;l&ccedil;&uuml;lmesine yardımcı olan bu test ayrıca&nbsp;kırmızı kan h&uuml;creleri, kanın pıhtılaşmasını sağlayan h&uuml;creler ve hemoglobin&nbsp;değerlerinin de &ouml;ğrenilmesini sağlar.&nbsp;</p>
<p>Tam kan sayımına ek olarak LYM testi i&ccedil;in akım sitometri adı verilen farklı bir y&ouml;ntem de kullanılabilir. Laboratuvarda inceleme şeklinde yapılan bu y&ouml;ntemde lazer&nbsp;yardımıyla kan h&uuml;crelerine detaylıca bakılır.&nbsp;Akım sitometrisi tam kan sayımına kıyasla daha detaylı bir testtir. Bu test sayesinde kandaki lenfositlerin aynı k&ouml;kenden gelip gelmediği, birbirinden farklı lenfositlerin miktarı gibi bilgiler elde edilebilir.</p>
<h2>LYM D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Nedir?</h2>
<p>Lenfopeni olarak bilinen&nbsp;LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;, tam kan sayımı testinde&nbsp;&ccedil;ıkan değerler sonucunda anlaşılır.&nbsp;Lenfosit d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nden bahsedilebilmesi i&ccedil;in yetişkinlerden alınan kan &ouml;rneğindeki beyaz kan h&uuml;cresinin mikrolitre başına 1000&rsquo;den az olması gerekir. &Ccedil;ocuklardaysa değer 3000&rsquo;den az&nbsp;olduğu zaman LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; tanısı konulur.</p>
<p>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;&nbsp;kronik&nbsp;olabileceği gibi ge&ccedil;ici de olabilir. Genellikle soğuk algınlığı veya farklı bir enfeksiyon ge&ccedil;irenlerde ge&ccedil;ici olarak g&ouml;zlenebilen bu durum aynı zamanda strese, yetersiz beslenmeye ve yoğun tempolu hayata bağlı olarak da ortaya &ccedil;ıkabilir.</p>
<p>Bunların dışında şu durumlar da LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; nedenleri arasında sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Kanser tedavisi i&ccedil;in kullanılan ila&ccedil;lar, radyasyon&nbsp;ve kemoterapi tedavileri,</li>
<li>HIV, AIDS, t&uuml;berk&uuml;loz, viral hepatit gibi bulaşıcı hastalıklar,</li>
<li>Kortizonlu ila&ccedil;lar,</li>
<li>Vitamin ve mineral eksikliği,</li>
<li>Genetik ve kalıtsal rahatsızlıklar,</li>
<li>Steroid kullanımı,</li>
<li>Lupus gibi otoimm&uuml;n rahatsızlıklar,</li>
<li>Crohn, &ccedil;&ouml;lyak benzeri bağırsak hastalıkları,</li>
<li>Enfeksiyon,</li>
<li>V&uuml;cudun lenfosit &uuml;retimi konusunda yetersiz olması,</li>
<li>Kemik iliği hastalıkları,</li>
<li>Yetersiz ve dengesiz beslenme,</li>
<li>Kan hastalıkları,</li>
<li>B&ouml;breklerde g&ouml;r&uuml;len rahatsızlıklar.</li>
</ul>
<h3>LYM D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Belirtileri</h3>
<p>Hem ge&ccedil;irilen enfeksiyonlara hem yaşam kalitesine bağlı olarak ortaya &ccedil;ıkmasının yanı sıra bazı zamanlarda kullanılan ila&ccedil;ların ve uygulanan tedavilerin yan etkisi olarak da g&ouml;r&uuml;lebilen lenfosit d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n belirtileri şu şekildedir:</p>
<ul>
<li>Yorgunluk,</li>
<li>H&acirc;lsizlik,</li>
<li>Kilo kaybı,</li>
<li>Y&uuml;ksek ateş,</li>
<li>Burun akıntısı ve &ouml;ks&uuml;r&uuml;k,</li>
<li>Lenf bezlerinde veya dalakta&nbsp;g&ouml;r&uuml;lebilen&nbsp;orantısız b&uuml;y&uuml;me,</li>
<li>Eklem ağrısı,</li>
<li>Terleme,</li>
<li>Alopesi, egzama&nbsp;ve telanjiektazi gibi deri&nbsp;rahatsızlıkları.</li>
</ul>
<h3>LYM D&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; Tedavisi</h3>
<p>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; sorunu yaşayanların en &ccedil;ok merak ettiği&nbsp;sorulardan biri de "LYM nasıl y&uuml;kseltilir?" sorusudur. LYM değerleri hem evde yapılabilen takviyelerle hem doktorlar tarafından uygulanacak tedavilerle normal d&uuml;zeye getirilebilir.&nbsp;</p>
<p>Eğer grip veya soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklar y&uuml;z&uuml;nden LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; yaşanıyorsa&nbsp;rahatsızlıkların tedavi edilmesi&nbsp;beyaz kan h&uuml;crelerinin oranının&nbsp;normale d&ouml;nmesini sağlar. Bu y&ouml;ntemin yeterli olmadığı durumlardaysa hekimler tarafından&nbsp;lenfosit &uuml;retimini arttırmaya&nbsp;y&ouml;nelik &ccedil;eşitli ila&ccedil;lar verilebilir. Yaşam kalitesinin d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; sebebiyle bu sorunu yaşayanlarınsa sağlıklı ve d&uuml;zenli beslenmeye, hijyene ve stres y&ouml;netimine dikkat etmeleri &ouml;nerilir.&nbsp;</p>
<p>Doğal y&ouml;ntemlerle tedavi edilebilecek bir d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;k s&ouml;z konusuysa lenfosit değerinin y&uuml;kselmesine yardımcı olacak gıdaların t&uuml;ketiminin de arttırılması &ouml;nerilebilir. Bunun i&ccedil;inse protein bakımından y&uuml;ksek gıdalara, &ccedil;inko i&ccedil;eren besinlere,&nbsp;beta karoten i&ccedil;eren&nbsp;yiyeceklere, C ve D vitamini bakımından zengin gıdalara ağırlık verilebilir.&nbsp;</p>
<h2>LYM Y&uuml;ksekliği Nedir?</h2>
<p>Kanda LYM y&uuml;ksekliği nedir, sorusu lenfosit adlı beyaz kan h&uuml;crelerinin 4800 mikrolitreden fazla&nbsp;olması olarak&nbsp;cevaplanabilir.&nbsp;Yetişkinler i&ccedil;in belirtilen bu oran &ccedil;ocuklarda farklılık g&ouml;sterir.&nbsp;9500 mikrolitre &uuml;zerindeki bir değer bebeklerde LYM y&uuml;ksekliği sorununun olduğu anlamına gelir. V&uuml;cut, dışarıdan&nbsp;gelen vir&uuml;s ve bakterilerle savaşabilmek i&ccedil;in ekstra lenfosit &uuml;rettiğinde LYM y&uuml;ksekliği de ortaya &ccedil;ıkar.</p>
<p>Lenfosit y&uuml;ksekliği,&nbsp;akut enfeksiyonlara bağlı olarak ge&ccedil;ici bir seyir izleyebilir.&nbsp;Yaygın olarak g&ouml;r&uuml;len bu durum&nbsp;bazen ciddi bir sağlık sorununu işaret edebilir.</p>
<p>Lenfosit oranındaki fazlalık şu rahatsızlıklar sebebiyle de g&ouml;r&uuml;lebilir;</p>
<ul>
<li>Frengi,</li>
<li>Hipotiroid,</li>
<li>HIV ve AIDS,</li>
<li>Hepatit,</li>
<li>T&uuml;berk&uuml;loz,</li>
<li>L&ouml;semi ve lenfoma,</li>
<li>Kızamık ve kabakulak gibi viral enfeksiyonlar,</li>
<li>Grip,</li>
<li>Boğmaca, toksoplazmoz ve sitomegalovir&uuml;s,</li>
<li>Akdeniz humması.</li>
</ul>
<h3>LYM Y&uuml;ksekliği Belirtileri</h3>
<p>LYM y&uuml;ksekliği&nbsp;&ccedil;oğunlukla belirti g&ouml;stermez ve genellikle yapılan kan testinde fark edilir. Ancak bir&ccedil;ok hastalıkta g&ouml;r&uuml;lebilen bazı belirtiler&nbsp;lenfosit y&uuml;ksekliğini işaret ediyor olabilir.</p>
<p>Bu belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>H&acirc;lsizlik,</li>
<li>Mide bulantısı ve kusma,</li>
<li>Y&uuml;ksek ateş,</li>
<li>İshal.</li>
</ul>
<h3>LYM Y&uuml;ksekliği Tedavisi</h3>
<p>Lenfosit sayısı y&uuml;ksekliği bazen kendiliğinden normale d&ouml;nebildiği gibi bazı durumlardaysa hekimler tarafından uygulanacak y&ouml;ntemlerle tedavi edilir. LYM y&uuml;ksekliğine neyin sebep olduğu saptandıktan sonra bu rahatsızlığı gidermeye y&ouml;nelik tedavi planlanır. Bu tedavinin amacına ulaşmasıyla birlikte genellikle lenfosit değeri de referans aralığına d&ouml;ner. Bunların dışında yalnızca hafif enfeksiyonlar nedeniyle y&uuml;kselen lenfositler ila&ccedil;&nbsp;kullanmaksızın kendiliğinden de normale d&ouml;nebilir.&nbsp;</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya y&uuml;ksekliği ne zaman tehlikelidir?</h3>
<p>&Ccedil;eşitli nedenler y&uuml;z&uuml;nden y&uuml;kselebilen ve d&uuml;şebilen lenfosit değerleri&nbsp;bazen tehlikeli durumlara da yol a&ccedil;abilir. Enfeksiyona bağlı değişikliklerde kullanılan ila&ccedil;lar veya takviye gıdalarla normale d&ouml;nebilen LYM değerinin 1000 mikrolitreden az,&nbsp;4800 mikrolitreden fazla olması durumunda hekime başvurulması gerekir.&nbsp;</p>
<p>Lenfosit y&uuml;ksekliği ne zaman tehlikeli olur, sorusunun bir diğer yanıtı da uygulanan beslenme ve vitamin takviyelerine rağmen değerlerin normal d&uuml;zeye gelmemesi durumu olarak g&ouml;sterilir. Bu gibi sorunlarda da mutlaka bir uzmana başvurulması gerekir.</p>
<h3>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya y&uuml;ksekliği, hamilelik veya emzirme d&ouml;nemindeki kadınlar i&ccedil;in &ouml;zel riskler taşır mı?</h3>
<p>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya y&uuml;ksekliğine hamilelik d&ouml;nemlerinde de sık&ccedil;a rastlanabilir. &Ouml;zellikle hamilelik ve emzirme d&ouml;nemlerinde hassas olan kişilerin lenfosit değerlerindeki d&uuml;ş&uuml;ş sıkıntı yaratabilir. Bağışıklık sisteminde &ouml;nemli yere sahip olan lenfosit h&uuml;crelerinin d&uuml;ş&uuml;ş g&ouml;stermesi,&nbsp;v&uuml;cudun kendini zararlı organizmalara karşı&nbsp;yeterince koruyamamasına neden olabilir. Bu sebeple de emzirme d&ouml;nemlerinde ve hamilelikte LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; sağlık a&ccedil;ısından tehlike yaratabilir.&nbsp;</p>
<h3>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; veya y&uuml;ksekliği olan kişilerin bağışıklık sistemlerini g&uuml;&ccedil;lendirmek i&ccedil;in &ouml;nerilen y&ouml;ntemler nelerdir?</h3>
<p>LYM d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; ve y&uuml;ksekliği bulunan risksiz gruptaki kişiler ila&ccedil; tedavisine gerek duyulmadan bazı y&ouml;ntemlerle bu durumun &uuml;stesinden gelebilirler. Bağışıklık sistemini g&uuml;&ccedil;lendirip lenfosit değerlerini normal d&uuml;zeye &ccedil;ıkartabilmeyi hedefleyenler; sağlıklı ve d&uuml;zenli beslenmeye, spor yapmaya, yeterli miktarda vitamin almaya ve temizlik konusunda daha hassas davranmaya &ouml;zen g&ouml;sterebilirler.&nbsp;</p>

LYM (lenfosit) düşüklüğü ve yüksekliği, bağışıklık sistemiyle alakalı bir problemdir ve her yaş grubunda meydana gelebilir. Lenfositlerin bir anda azalması veya artması önemli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabilir veya bazı sağlık sorunların

LYM Nedir? LYM Düşüklüğü ve Yüksekliği Neden Olur?

Türkiye'de ve dünyada oldukça yaygın görülen hastalıklardan biri, diyabettir. Ülkemizde ortalama 6,6 milyonun üzerinde diyabet hastası bulunuyor ve 2045 yılında bu sayının 10,4 milyon olacağı öngörülüyor.

Diyabet Nedir, Çeşitleri ve Belirtileri Nelerdir?

<p>Omega 3, &ccedil;oklu doymamış yağ asitlerinin bir alt grubudur. İnsan v&uuml;cudu bu yağ asidini sentezleyemediği i&ccedil;in ihtiya&ccedil; duyulan omega 3, hayvansal ve bitkisel gıdalar aracılığıyla dışarıdan alınarak karşılanır. Omega 3 yağ asitlerinin insan sağlığına hem fizyolojik hem psikolojik anlamda pek &ccedil;ok faydası vardır. Bunlara verilebilecek &ouml;nemli &ouml;rnekler başta kalp ve beynin işlevselliğini korumak, g&ouml;z sağlığını desteklemek ve v&uuml;cutta oluşan iltihabı gidermektir. Bu nedenle gerek hamilelikte gerek yetişkinlik ve &ccedil;ocuklukta yeterli miktarda omega 3 alımı olmazsa &ccedil;eşitli sağlık sorunları yaşanabilir. Siz de bu yağ asidi hakkında detaylı bilgi almak istiyor, "Omega 3 eksikliğinde ne olur?" ve "Omega 3 eksikliği nasıl giderilir?" gibi soruların cevaplarını merak ediyorsanız aradığınız yanıtları yazımızda bulabilirsiniz.</p>
<h2>Omega 3 Eksikliği Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Omega 3 dışarıdan alınması gereken bir besin değeri olduğu i&ccedil;in bu yağ asidini i&ccedil;eren gıdalar yeteri kadar t&uuml;ketilmediğinde v&uuml;cutta eksikliği g&ouml;r&uuml;lebilir. Bu durumun teşhisi i&ccedil;in omega 3 eksikliği testi&nbsp;kapsamında kan tahlilleri yapılır. Kan &ouml;rneğiniz &uuml;zerinden omega 3 yağ asidi seviyeleri &ouml;l&ccedil;&uuml;lerek nicel bir sonuca ulaşılabilir. Bununla birlikte v&uuml;cudun vereceği bazı nitel sinyaller de omega 3 eksikliği belirtileri olarak değerlendirilebilir ve teşhis konurken kılavuz olarak kullanılabilir.</p>
<p>Omega 3 vitamini eksikliği belirtilerinden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li><strong>Ciltte Tahriş ve Kuruluk:</strong>&nbsp;Omega 3 eksikliği olduğunda bunu v&uuml;cudunuzda&nbsp;ilk fark edebileceğiniz yerlerden biri, cildinizdir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yağ formunda bulunan omega 3'&uuml;n en değerli &ouml;zelliklerinden biri, cilt&nbsp;bariyerinin b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; iyileştirerek&nbsp;nem kaybını &ouml;nlemektir. Omega 3 eksikliğinde normale kıyasla cilt daha hızlı nem kaybeder. Bunun sonucunda da cilt kurumaya, kızarmaya ve hassaslaşmaya başlayabilir.</li>
<li><strong>G&ouml;z Kuruluğu:</strong>&nbsp;Omega 3 cildin yanı sıra g&ouml;zlerdeki nemin korunmasında ve g&ouml;zyaşı &uuml;retiminde de &ouml;nemli rol oynar. Bu sebeple eksikliğinde g&ouml;z kuruluğu&nbsp;ve g&ouml;z batması&nbsp;sorunları baş g&ouml;sterebilir.</li>
<li><strong>Yorgunluk ve Depresyon:</strong>&nbsp;Omega 3 yağları beyin-sinir gelişiminde &ouml;nemli bir bileşendir ve n&ouml;rokoruyucu olarak da bilinir. Bu sebeple omega 3 eksikliği depresyon, anksiyete gibi bilişsel bozukluklara ve demans, Alzheimer gibi fizyolojik rahatsızlıklara yol a&ccedil;abilir.</li>
<li><strong>Eklem Ağrısı:</strong>&nbsp;Omega 3 v&uuml;cutta iltihap azaltıcı bir etkiye sahiptir. Bu sebeple eksikliği, iltihaplı bir otoimm&uuml;n hastalığı olan romatoid artrit veya kronik enflamasyonla ilişkilendirilebilir.</li>
<li><strong>Tırnak Kırılması, Sa&ccedil;larda D&ouml;k&uuml;lme ve Cansızlık:</strong>&nbsp;Bu yağ asidi&nbsp;sa&ccedil; ve tırnak sağlığı i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemlidir. Omega 3 eksikliği sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesine ve tırnak yapısında g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğe bağlı &ccedil;abuk kırılmaya sebep olabilir.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde Omega 3 Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>B&uuml;y&uuml;me &ccedil;ağındaki bebek ve &ccedil;ocukların gelişimi i&ccedil;in yeterli omega 3 alımı olduk&ccedil;a kritiktir. Omega 3 eksikliği, bebek ve &ccedil;ocuklarda da yetişkinlerdekine benzer semptomlara sebep olabilir. En belirgin fiziksel belirtilerden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Kuruluk&nbsp;ve egzama gibi cilt sorunları,</li>
<li>G&ouml;rme problemleri,</li>
<li>Yaraların ge&ccedil; iyileşmesi,</li>
<li>Astım gibi kronik iltihabi hastalıklar,</li>
<li>Davranış sorunları,</li>
<li>Bağışıklık sisteminde d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;k.</li>
</ul>
<p>Bunun yanında omega 3 eksikliği anksiyete, huzursuzluk, uykusuzluk, hır&ccedil;ınlık gibi sorunlara da yol a&ccedil;abilir. Bu problemler bebeklikten itibaren g&ouml;r&uuml;lebilir ve &ccedil;ocuklukta da devam edebilir.</p>
<h2>Omega 3 Eksikliği Neden Olur?</h2>
<p>Omega 3 yağ asitleri kendi arasında 3 &ccedil;eşitte gruplandırılır. Bunları şu şekilde a&ccedil;ıklayabiliriz:</p>
<ul>
<li><strong>Alfa Linolenik Asit (ALA):</strong>&nbsp;Kaynağı bitkiler olan omega 3 yağ asididir. Keten tohumu, soya fasulyesi gibi gıdalarda bulunur.</li>
<li><strong>Eikosapentaenoik Asit (EPA):</strong>&nbsp;Sardalya, hamsi, somon gibi yağlı balıklarda bulunan hayvansal temelli omega 3 &ccedil;eşididir.&nbsp;</li>
<li><strong>Dokosaheksaenoik Asit ( DHA):</strong>&nbsp;Eikosapentaenoik asit gibi deniz &uuml;r&uuml;nlerinden elde edilir. Uskumru, sardalya, hamsi, somon gibi balıklarda bol miktarda dokosaheksaenoik asit vardır.</li>
</ul>
<p>Omega 3 eksikliğinin en b&uuml;y&uuml;k sebebi; ALA, EPA ve DHA omega 3 formlarının eksik olduğu diyet planlarını uygulamaktır. Ayrıca omega 3 yağ asitlerinin bir kısmı y&uuml;ksek ısıya karşı dayanıksızdır. Bu nedenle omega 3 deposu besinleri pişirirken yağda kızartma veya frit&ouml;z gibi y&uuml;ksek sıcaklık uygulanan pişirme y&ouml;ntemlerini kullanmak yağ asitlerinin değerini b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de d&uuml;ş&uuml;r&uuml;r. Hatalı pişirme y&ouml;ntemleriyle &ouml;ğ&uuml;nlere eklenen&nbsp;bu gıdalar da bu yağ asidini yeteri kadar alamamaya neden olur ve omega 3 eksikliği oluşabilir.</p>
<h2>Omega 3 Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol A&ccedil;ar?</h2>
<p>Omega 3 eksikliği &ccedil;oğu zaman g&ouml;z ardı edilebilir. Ancak zamanla bu eksiklik ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir.&nbsp;</p>
<p>Omega 3 eksikliğinden kaynaklanabilecek rahatsızlıklardan bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>G&ouml;z bozuklukları ve g&ouml;rmede yetersizlik,</li>
<li>Kan pıhtılaşma sorunları,</li>
<li>Kas ve eklem ağrıları,</li>
<li>Kalp krizi gibi kalp ve damar hastalıkları,</li>
<li>Osteoartrit,</li>
<li>Romatizma,</li>
<li>Y&uuml;ksek kolesterol,</li>
<li>Fet&uuml;s ve &ccedil;ocuklarda b&uuml;y&uuml;me geriliği.</li>
</ul>
<h2>Omega 3 Eksikliği Nasıl Anlaşılır?&nbsp;</h2>
<p>Omega 3 eksikliğini teşhis etmek i&ccedil;in standart bir test kiti bulunmaz. Ancak omega 3 seviyelerini analiz etmek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bahsettiğimiz omega 3 eksikliği belirtilerini fark ettiğinizde ilk olarak bir uzman g&ouml;r&uuml;ş&uuml;ne başvurmalısınız. Omega 3 eksikliği hekim y&ouml;nlendirmesiyle yapılan kan tahliliyle tespit edilebilir. Bu işlem d&acirc;hilinde sağlık uzmanları sizden kan &ouml;rneği alır.&nbsp;Alınan &ouml;rnek &uuml;zerinden kan yağlarınızda veya kan plazmanızda omega 3&nbsp;d&uuml;zeyi analiz edilir. Kan i&ccedil;indeki yağ asitlerinin miktarı son &ouml;ğ&uuml;n&uuml;n&uuml;ze bağlı olarak değişiklik g&ouml;sterebilir. Tetkiki isteyen doktorunuz daha sağlıklı sonu&ccedil;lar elde edebilmek i&ccedil;in tahlili a&ccedil;&nbsp;karna yaptırmanızı isteyebilir.</p>
<h2>Omega 3 Eksikliği Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>Omega 3 eksikliği belirtileri yaşar veya tanı alırsanız "Omega 3 eksikliğine ne iyi gelir?" gibi sorular zihninizde canlanabilir. &Ouml;zellikle doymuş yağ y&ouml;n&uuml;nden zengin ancak omega 3 yağları gibi doymamış yağ y&ouml;n&uuml;nden yetersiz beslenme planları toplumda &ccedil;ok yaygındır. Bu planları takip eden kişiler, toplumun geri kalanına kıyasla omega 3 tedavisine daha &ccedil;ok ihtiya&ccedil; duyar. Bu sebeple omega 3 tedavisinde atılacak &ouml;ncelikli adım,&nbsp;&ouml;ğ&uuml;nlerde omega 3 kaynağı gıda kombinasyonlarına daha &ccedil;ok yer vermektir. Bu gıdaları &ouml;rneklendirecek olursak:</p>
<ul>
<li><strong>Balık &Ccedil;eşitleri:</strong>&nbsp;Somon, uskumru, ton balığı, ringa balığı ve sardalye gibi yağlı balıklar.</li>
<li><strong>Deniz &Uuml;r&uuml;nleri:</strong>&nbsp;Karides, midye, istiridye.</li>
<li><strong>Kuru Yemişler:</strong>&nbsp;Ceviz, fındık, badem.</li>
<li><strong>Tohumlar:</strong>&nbsp;Chia tohumu, kenevir tohumu, keten tohumu.</li>
<li><strong>Bitkisel Yağlar:</strong>&nbsp;Keten tohumu yağı, soya yağı, kanola yağı, avokado.</li>
<li><strong>Koyu Yapraklı Bitkiler:</strong>&nbsp;Lahana, ıspanak, brokoli, pazı, semizotu.</li>
</ul>
<p>Tedavi i&ccedil;in d&uuml;zenli ve dengeli beslenme planı oluşturmanın yanında g&uuml;nl&uuml;k kullanıma uygun kaps&uuml;l omega 3 takviyeleri de alınabilir. Kaps&uuml;l h&acirc;linde sunulan balık, keten tohumu veya alg yağları sık&ccedil;a tercih edilen se&ccedil;eneklerdir. Fakat bir&ccedil;ok takviye gıdada olduğu gibi omega 3 &uuml;r&uuml;nleri de doktor kontrol&uuml;nde ve uygun dozlarda kullanılmalıdır.</p>
<p>Ayrıca omega 3 tedavisini aksatmamak kadar&nbsp;bu yağ asidini d&uuml;zenli almak da bir o kadar &ouml;nemlidir.&nbsp;Bu yağ asidini i&ccedil;eren besinleri&nbsp;veya doktorun tavsiye ettiği takviyeleri d&uuml;zenli kullanmak muhtemel&nbsp;omega 3 eksikliğinin de &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ecektir.</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Omega 3 eksikliği vegan ve vejetaryen beslenenlerde daha yaygın mıdır?</h3>
<p>Yazımızın başlarında da belirtildiği &uuml;zere omega 3&rsquo;&uuml;n bitkisel(ALA) ve hayvansal(EPA ve DHA) formları bulunur. ALA i&ccedil;eren besinler, vegan ve vejetaryenler ile toplumun kalanı tarafından genellikle d&uuml;zenli olarak t&uuml;ketilir. Fakat aynı durum EPA ve DHA i&ccedil;in ge&ccedil;erli değildir. Hayvansal t&uuml;ketimden uzak beslenme planı uygulayan vejataryenlerde DHA ve EPA alımları d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r. Hi&ccedil;bir hayvansal &uuml;r&uuml;n&uuml; t&uuml;ketmeyen veganlarda ise yok denecek kadar azdır. Dolayısıyla omega 3 eksikliğinin vegan ve vejetaryen bireylerde ortaya &ccedil;ıkma sıklığı daha yaygındır. Ancak yapılan bazı araştırmalara g&ouml;re vejetaryenlerde DHA eksikliği ciddi klinik belirtiler g&ouml;stermeyebilir.</p>
<p>V&uuml;cudumuza aldığımız ALA, bazı metabolik işlemler sonucu EPA ve DHA'ya d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lebilir. Yalnız bu s&uuml;re&ccedil; &ccedil;ok hızlı ve verimli sayılmaz. Aynı zamanda kişinin yaşı, cinsiyeti, genetik alt yapısı ve beslenme planından da etkilenebilir. Vejetaryen ve vegan bireyler, ALA'nın EPA ve DHA'ya d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&uuml;n&uuml; optimize etmek i&ccedil;in birka&ccedil; pratik adım uygulayabilir. Bunlardan en bilineni, mevcut ALA alımını iki katına &ccedil;ıkarmak veya d&uuml;zenli olarak artırmaktır. Aynı zamanda artan DHA ve EPA ihtiya&ccedil;larınız veya azalan d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m hızınızı dışarıdan desteklemek isterseniz mikroalglerden elde edilen DHA ve EPA takviyelerinden de yararlanabilirsiniz. T&uuml;m bu s&uuml;re&ccedil;te bir uzman hekime danışmalı ve omega 3 seviyelerinizi d&uuml;zenli olarak kontrol ettirmelisiniz.</p>
<h3>Omega 3 eksikliğinin hiperaktivite ile ilişkisi var mıdır?</h3>
<p>Omega 3 ile dikkat eksikliği ve hiperaktivite arasında bir ilişki olduğuna dair araştırmalar mevcut. Hiperaktivite, aşırı hareketlilik ve dikkat eksikliği belirtileriyle&nbsp;ortaya &ccedil;ıkan&nbsp;bir durumdur. Bu sebeple yaygın olarak dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu(DEHB) olarak adlandırılır. &Ouml;zellikle &ccedil;ocuklukta gelişim d&ouml;neminde başlayan ve yetişkinlikte de kendini g&ouml;steren n&ouml;rogelişimsel bir rahatsızlıktır.</p>
<p>Daha &ouml;nce de&nbsp;bahsettiğimiz &uuml;zere &ouml;zellikle EPA ve DHA başta olmak &uuml;zere omega 3 yağ asitlerinin sinir sistemi ve beyin gelişimi &uuml;zerindeki olumlu etkisi y&uuml;ksektir. Bebeklikten itibaren &ouml;zellikle &ccedil;ocuklukta yeterli omega 3 alımı, beyin ve sinir fonksiyonları i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemlidir. &Ouml;zellikle EPA ve DHA'nın eksikliği v&uuml;cutta hiperaktivite ve odak problemi olarak kendi g&ouml;sterebilir. Omega 3 yağ asitlerinin d&uuml;zenli t&uuml;ketimi, genel sinir sistemi sağlığı i&ccedil;in de kritiktir. Dolayısıyla dengeli bir beslenme planı veya yeri geldiğinde takviye kullanımı, olası hiperaktivite riskini azaltmaya yardımcı olabilir.</p>
<h3>Omega 3 eksikliği spor performansına nasıl etki eder?</h3>
<p>D&uuml;zenli ve yeterli omega 3 t&uuml;ketimi kişilerin spor performansını olumlu y&ouml;nde etkileyebilir. Daha &ouml;nce de değindiğimiz &uuml;zere omega 3 yağ asitlerinin en bilinen faydalarından biri de v&uuml;cutta enflamasyon ve yangıyı azaltarak iyileşme s&uuml;recini hızlandırmasıdır. Omega 3 bakımından zayıf beslenme nedeniyle bu yağ asidi eksikliği&nbsp;yaşanırsa spor sonrası v&uuml;cuttaki enflamasyon artabilir ve iyileşme hızı yavaşlayabilir.&nbsp;D&uuml;zenli spor yapan ve spor performansını artırmak isteyen bireyler i&ccedil;in bu durum son derece &ouml;nemlidir.</p>
<p>Bununla birlikte omega 3 yağ asitleri spor sırasında enerji metabolizmasını d&uuml;zenleyerek kas işlevini destekler. Bu nedenle olası omega 3 eksikliğinde enerji metabolizması olumsuz etkilenebilir ve kas performansında d&uuml;ş&uuml;ş g&ouml;zlenebilir. Omega 3 yağ asitlerinin kalp ve damar sağlığı &uuml;zerindeki etkisinden de bahsetmiştik. Spor boyunca kalbin ritmik atımı ve dolaşımın hızlanması spor performansını d&uuml;zenleyen bir diğer etmendir. Tedavi edilmediği takdirde omega 3 eksikliği kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir ve kalp krizi riskini artırabilir.</p>
<p>Son olarak bir&ccedil;ok spor dalında konsantrasyonun gerekli olduğu ve omega 3 yağ asitlerinin bu noktadaki &ouml;nemi de unutulmamalıdır. &Ouml;zetle spor yapan ve spor performansına &ouml;nem veren t&uuml;m bireylerin balık, keten tohumu, ceviz, avokado gibi omega 3 bakımından zengin gıdaları men&uuml;lerinden eksik etmemelerini &ouml;neririz.</p>

Omega 3, çoklu doymamış yağ asitlerinin bir alt grubudur. İnsan vücudu bu yağ asidini sentezleyemediği için ihtiyaç duyulan omega 3, hayvansal ve bitkisel gıdalar aracılığıyla dışarıdan alınarak karşılanır.

Omega 3 Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Nasıl Giderilir?

<p>D&uuml;r&uuml;stl&uuml;k ve doğru s&ouml;z s&ouml;ylemek hemen her toplumda &ouml;vg&uuml;ler alsa da hepimiz zaman zaman yalan s&ouml;yl&uuml;yoruz. Bazen bir ger&ccedil;eği saklamak i&ccedil;in, bazen de bir menfaat uğruna s&ouml;ylenen yalanlar &ccedil;oğu zaman bir nedene dayanıyor. Ancak bazı kişiler var ki onlar kronik şekilde yalan s&ouml;yl&uuml;yor hatta bu yalanlara &ouml;nce kendileri inanıyorlar. Gelin; mitomani ne demek ve tedavisi nasıl yapılır, birlikte &ouml;ğrenelim.</p>
<h2>Mitomani Nedir?</h2>
<p>Herkes zaman zaman yalan s&ouml;yler. Bunu bir ama&ccedil; veya &ccedil;ıkar uğruna yapar ve yalan s&ouml;ylediğinin farkındadır. Bu noktada yalan s&ouml;ylemek bir hastalık değil, tercihtir. Ancak s&uuml;rekli yalan s&ouml;ylemek bir rahatsızlıktır. Patolojik yalancılık olarak da adlandırılan mitomani, bireylerin kronik olarak yalan s&ouml;ylemesi durumudur. Yunanca muthos (efsane) ve Latince mania (delilik) kelimelerinin birleşiminden t&uuml;reyen mitomanide&nbsp;herhangi bir fayda ya da ama&ccedil; olmasa dahi kompulsif d&uuml;rt&uuml;ler sonucunda alışkanlıktan dolayı yalan s&ouml;ylenir. "Mitomani hastalığı nedir?" ve "Mitomanik nedir?" sorularının en sade tanımı bu şekilde verilebilir.</p>
<p>Mitomani hastalığından mustarip kişilere, mitoman adı verilir. Mitomanlar, normal yalan s&ouml;yleyen kişilerden farklıdır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; normal bir yalancı,&nbsp;bir ger&ccedil;eği saklama veya kabul g&ouml;rme gibi ayırt edici bir ama&ccedil; uğruna yalan s&ouml;yler. Ancak mitomanikler i&ccedil;in durum bu kadar kolay a&ccedil;ıklanamaz. Onlar d&uuml;rt&uuml;sel olarak s&uuml;rekli yalan s&ouml;yleyebilirler hatta bu yalanların pek &ccedil;oğuna kendileri de inanabilirler. Bu hastalık genelde ergenlik d&ouml;neminde başlar.&nbsp;Bu d&ouml;nemde birey ilgi &ccedil;ekme ve kabul g&ouml;rme gibi &ccedil;eşitli arzularını tatmin etmek i&ccedil;in yalan s&ouml;ylemeye başlayabilir. Bu da zaman i&ccedil;inde kronik bir h&acirc;l alabilir. Mitomani,&nbsp;yetişkinlikte de devam edebilir.</p>
<p>Mitomani tek başına bir rahatsızlık olarak tanımlanmakla beraber antisosyal kişilik bozukluğu, anksiyete, depresyon,&nbsp;d&uuml;rt&uuml; kontrol bozuklukları,&nbsp;narsisistik ve histrionik kişilik bozuklukları&nbsp;gibi rahatsızlıkların belirtisi de olabilir.&nbsp;</p>
<h2>Mitomani Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>Mitomani hastalığının belirtilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Kendisine herhangi bir faydası olmasa dahi d&uuml;rt&uuml;sel olarak s&uuml;rekli yalan s&ouml;ylerler.</li>
<li>Var olmayan hik&acirc;yeler anlatırlar. Bu hik&acirc;yeler genelde dramatik, detaylı ve karmaşıktır. Abartıya rağmen ikna edici olabilirler.</li>
<li>Hik&acirc;yelerinde ya kahraman ya da kurban rol&uuml;n&uuml; &uuml;stlenirler.&nbsp;</li>
<li>Dikkatlice kurgulanmış, tutarlı yalanlar s&ouml;ylerler.</li>
<li>Daha &ouml;nce s&ouml;yledikleri bir yalanı devam ettirmek i&ccedil;in ona referans vererek yeni yalanlar uydurabilirler.</li>
<li>Başkaları tarafından sempatik bulunmak hatta hayranlık duyulan biri olmak&nbsp;isterler.</li>
<li>Kendi anlattıkları yalanlara inanabilirler.</li>
<li>Yalan s&ouml;ylerken duraksamazlar veya g&ouml;z temasını kesmezler. Normal iletişim hızında yalan s&ouml;ylemeye devam edebilirler.</li>
<li>Sorulan sorulara direkt yanıt vermemek i&ccedil;in lafı uzatırlar, dolamba&ccedil;lı yanıtlar verebilirler.</li>
<li>Y&uuml;ksek kaygı ve stres anında yalanlarında artış g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li>Yalan s&ouml;yleme davranışından sonra pişmanlık hissetmezler.</li>
<li>Yalanın ortaya &ccedil;ıkması durumunda d&uuml;şmanca tavırlar sergileyebilirler.</li>
</ul>
<h3>Mitomanik Kişilerin Belirgin &Ouml;zellikleri</h3>
<p>"Mitomani nasıl anlaşılır?" sorusunu yanıtlamak i&ccedil;in mitomanik kişilerin belirgin &ouml;zelliklerini bilmek gerekir. Bu &ouml;zelliklerden bazılarını s&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>&Ccedil;ocuklukta hayal g&uuml;c&uuml;yle oluşturulan d&uuml;ş&uuml;ncelerin ger&ccedil;ekliğine inanılır. Ancak mitomanik kişilerde bu durum yetişkinlikte de devam eder. Bu d&uuml;ş&uuml;nce tarzına b&uuml;y&uuml;sel d&uuml;ş&uuml;nce de denir.</li>
<li>Kendilerini su&ccedil;layan hatta zarar veren tavırlar sergileyebilirler.</li>
<li>&Uuml;st&uuml;n s&ouml;zel yeteneklere sahiptirler.</li>
<li>Hırsızlık, dolandırıcılık gibi yasa dışı işlere karışan bireylerde mitomaniye rastlanmıştır. &Ouml;rneğin telefon dolandırıcıları, bu grupta olması muhtemel kişilerdir.</li>
<li>&Ouml;z g&uuml;veni d&uuml;ş&uuml;k, kendini olduğu gibi kabul edemeyen bireylerdir.</li>
<li>Asosyal bir yaşama doğru evrilirler. Bu yalnızlaşma, kendilerini keşfedilmemiş bir yetenek olarak g&ouml;rmelerine yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Yalanlarına inandıkları i&ccedil;in yalan makinesine&nbsp;yakalanmayabilirler.</li>
<li>Kendilerini &ccedil;ok &ouml;verler.</li>
<li>İntihar eğilimi g&ouml;r&uuml;lmez.</li>
<li>Yoğun duygusal buhranlara d&uuml;şmezler.</li>
<li>Yalanlarını yakaladığınızda neden yalan s&ouml;yledikleriyle ilgili bahaneler uydururlar.</li>
<li>Tekrar eden yalanlarının sonu&ccedil;larıyla ilgilenmezler ve bu tutuma devam ederler.</li>
<li>Onları eleştirdiğinizde hemen savunmaya ge&ccedil;erler ve sinirlenebilirler. Ayrıca eleştiri karşısında &ccedil;ok incinirler.</li>
<li>Kendi hataları ve s&ouml;ylemleri i&ccedil;in başkalarını su&ccedil;lama eğilimi g&ouml;sterebilirler.</li>
</ul>
<h2>Mitomani Neden Olur?</h2>
<p>Mitomaniyle ilgili yeterli araştırma yapılmadığından kimlerin bu rahatsızlığa daha yatkın olduğu ve temel nedenleri net olarak ortaya&nbsp;konmamıştır. Ancak rahatsızlığın gelişmesinde d&uuml;ş&uuml;k &ouml;z saygının ve &ccedil;ocukluk travmalarının etkili olabileceği d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;r.&nbsp;</p>
<p>Mitomanik bireylerde ortak bazı kişilik &ouml;zellikleri g&ouml;ze &ccedil;arpar. Mitomaninin olası nedenleri arasında bunlar sayılabilir:</p>
<ul>
<li>Cinsel, fiziksel veya duygusal istismar,</li>
<li>Rol model olarak alınan&nbsp;kişilerin s&uuml;rekli yalan s&ouml;ylemesi nedeniyle bunun yapılması gereken bir şey olduğunu &ouml;ğrenme,</li>
<li>D&uuml;rt&uuml; kontrol sorunları gibi psikolojik herhangi bir rahatsızlığa sahip olmak,</li>
<li>Takdir g&ouml;rme ve beğenilme arzusu,</li>
<li>Epilepsi veya EEG bozuklukları,</li>
<li>Kafa travmaları.&nbsp;</li>
</ul>
<h2>Mitomani Nasıl Tedavi Edilir? Mitomani Tedavisi Ne Kadar S&uuml;rer?</h2>
<p>Mitomanikler yalan s&ouml;ylediklerini kabul etmedikleri i&ccedil;in nadiren tedaviye başvururlar. Bu nedenle mitomani farklı bir hastalık &uuml;zerinde &ccedil;alışılırken ortaya &ccedil;ıkabilir veya birey zorla tedaviye getirilmiş olabilir.&nbsp;</p>
<p>Tedavinin en &ouml;nemli aşamalarından biri, farklı bir psikolojik rahatsızlığın belirtisi olup olmadığını tespit etmektir. Eğer b&ouml;yle bir durum tespit edilirse tedaviye ek olarak&nbsp;antidepresan veya sakinleştirici ila&ccedil;lar kullanılabilir.&nbsp;</p>
<p>Mitomanik kişilerin tedavisi i&ccedil;in psikoterapi desteği son derece &ouml;nemlidir. Mitomani tedavisi s&uuml;recinde mitoman, terapist eşliğinde bu rahatsızlığın nedenlerini araştırmaya&nbsp;ve farkındalığını artırmaya &ccedil;alışır. Mitomanın, terapi s&uuml;resince&nbsp;durumunun net olarak farkında ve s&uuml;rekli yalan davranışını ger&ccedil;ekleştirdiğinin bilincinde olması &ouml;nemlidir.</p>
<p>Mitomani hastalığı tedavisi, tedaviyi kabul eden bireylerde daha iyi sonu&ccedil;lar verir. Bu nedenle &ouml;ncelikle kişi; mevcut durum hakkında net, yalın ve yargılayıcı olmayan şekilde bilgilendirilir. Bu yaklaşım bireyleri, tedavi s&uuml;recine&nbsp;motive şekilde devam etmeleri i&ccedil;in&nbsp;destekler.&nbsp;</p>
<p>Tedavi&nbsp;sırasında mitomanik bireylerin yalan s&ouml;yleme olasılığı olduk&ccedil;a y&uuml;ksektir. Terapist bu durumun farkındadır ve doğru bir iletişim dili kullanarak yalan s&ouml;yleme davranışının tedaviyi olumsuz etkileyeceğini paylaşır. B&ouml;ylece tekrar sağlıklı iletişime d&ouml;nebilirler. Terapist ve danışan arasında kurulan g&uuml;venli ilişki, s&uuml;reci olumlu y&ouml;nde etkiler.&nbsp;</p>
<p>Tedavi s&uuml;recinde atılacak &ouml;nemli adımlardan bir diğeri de mitomanik bireyin sosyal &ccedil;evresinin yapıcı ve destekleyici bir tutum i&ccedil;inde olmasıdır. Yargılama ve utandırma olmadan yaklaşıldığında s&uuml;re&ccedil; &ccedil;ok daha hızlı ilerleyebilir.&nbsp;</p>
<p>Mitomani tedavisi&nbsp;her birey i&ccedil;in farklı s&uuml;relerde ve seviyelerde etki g&ouml;sterebilir. Bireylerin bilişsel durumu, yaşam &ouml;yk&uuml;s&uuml;, bu rahatsızlığına&nbsp;eşlik eden farklı psikolojik sorunların varlığı ve &ccedil;evresel tutumlar gibi pek &ccedil;ok değişken; tedavi s&uuml;resini etkileyebilir.&nbsp;</p>
<h2>Mitomaninin Diğer Psikolojik Rahatsızlıklardan Farkı Nedir?</h2>
<p>Mitomaninin pek &ccedil;ok &ouml;zelliği diğer psikolojik rahatsızlıklarla benzeşse de farklı noktaları bulunur. Mitomaniyi&nbsp;diğer psikolojik rahatsızlıklardan ayırabileceğiniz bazı &ouml;rnekleri ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Antisosyal bozukluk yaşayan bireyler bir &ccedil;ıkar i&ccedil;in yalan s&ouml;ylerken mitomanide herhangi bir kazanım olmak zorunda değildir.</li>
<li>Histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireyler dikkatleri &uuml;zerlerine &ccedil;ekmek i&ccedil;in olayları b&uuml;y&uuml;tebilir, dramatize edebilir, abartılı duygusal tepkiler g&ouml;sterebilirler. Mitomanlarsa cinsel a&ccedil;ıdan baştan &ccedil;ıkarıcı olmakla ilgilenmezler. Onlar daha &ccedil;ok anlattıkları hik&acirc;yeleri dramatize etmekten hoşlanırlar.&nbsp;</li>
<li>Narsistler kendilerini &ccedil;ok sever, beğenir ve odak noktası olmakla ilgilenirler. Eşsiz biri gibi hissettiklerinden &ccedil;ok beğenilme ve hatta tapılma arzusu i&ccedil;indedirler. Mitomani hastalarınınsa&nbsp;&ouml;z saygısı olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;kt&uuml;r. İlgin&ccedil; olmadıklarını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rler ve odak noktası olmak&nbsp;i&ccedil;in yalan s&ouml;ylerler.</li>
<li>Borderline kişilik bozukluğundan muzdarip kişiler de mitomanikler gibi d&uuml;rt&uuml;sel hareket ederler. Kendilerini terk edilmiş hissederler. Ancak mitomanide bireylerin d&uuml;rt&uuml;sel yalanları altında duygusal bir kontrol sorunu bulunmaz, kendilerini terk edilmiş hissetmezler.</li>
<li>Mitomani, masal anlatma ve ger&ccedil;eği &ccedil;arptırma hastalığı olarak da bilinen konfabulasyon ile karıştırılabilir. Konfabulasyonda birey, belleğinde oluşan boşlukları doldurmayı ama&ccedil;lar. &Ouml;rneğin sarhoş biri, anılarını tam olarak hatırlayamadığı i&ccedil;in o boşlukları yaşanmamış hik&acirc;yelerle doldurabilir. Bunun altında yatan organik bir sebep vardır. Mitomanlardaysa spesifik bir neden bulunmaz.</li>
</ul>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Mitomani hastalığı olan birine nasıl yaklaşmak gerekir?</h3>
<p>&Ouml;zellikle yakın &ccedil;evrenizde mitomaniyle boğuşan biri varsa s&uuml;re&ccedil; sizin i&ccedil;in de zorlu olabilir. Bu nedenle aşağıdaki &ouml;nerilere dikkat ederek s&uuml;reci hem kendiniz hem mitoman i&ccedil;in daha sağlıklı bir h&acirc;le getirebilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Karşınızdaki kişinin tedavi edilmesi gereken bir hastalığı olduğunun farkına varın ve bunu&nbsp;kendinize hatırlatın.</li>
<li>Mitomanisi olan kişiyle iletişiminizi dengede tutmaya &ouml;zen g&ouml;sterin.</li>
<li>İlgi &ccedil;ekme veya kendini kanıtlama ihtiyacıyla yalana başvurduğunu fark ettiğinizde yapıcı bir dille buna gerek olmadığını s&ouml;yleyin&nbsp;ve ona, onu sevdiğinizi hissettirin.&nbsp;</li>
<li>Yalan karşısında kendinizi nasıl hissettiğinizi a&ccedil;ık bir bi&ccedil;imde paylaşın.</li>
<li>Sahip olduğu rahatsızlıkla ilgili bireyin bilin&ccedil;lenmesi i&ccedil;in araştırmalar yapın&nbsp;ve bir uzman desteği alması i&ccedil;in onu cesaretlendirin.</li>
<li>Ona kızmayın. Kızgınlık karşısında savunmaya ge&ccedil;ebilirler ve kendilerini korumaya alabilirler.</li>
<li>Eğer partnerinizde mitomani belirtileri g&ouml;r&uuml;yorsanız ona karşı sabırlı olun. Partnerinizin yalanları&nbsp;sizi ondan uzaklaştırabilir ve bu&nbsp;son derece normaldir. Ayrılık kararına yakınsanız&nbsp;&ouml;ncelikle bir uzmana danışabilir, s&uuml;reci kendiniz i&ccedil;in daha şeffaf h&acirc;le getirebilirsiniz.</li>
</ul>
<h3>Mitomani tedavi s&uuml;recinde aile ve &ccedil;evre desteği ne kadar &ouml;nemlidir?</h3>
<p>Psikolojik desteğin yanı sıra yakın &ccedil;evreden alınan sosyal destek de mitomani tedavisi i&ccedil;in fazlasıyla &ouml;nemlidir. Terapi boyunca mitomanın yakınları m&uuml;mk&uuml;n olduğunca eleştirel tavır takınmadan şefkatli, motive edici bir tutu sergilemeli ve kişiyle arasına sağlıklı bir sınır koymalıdır. Mitomani tedavisinin bir anda ger&ccedil;ekleşmeyeceğini, bunun bir s&uuml;re&ccedil; olduğunu kabul etmelidir. Ara ara yalanla tekrar karşı karşıya kalmaları olağandır. T&uuml;m s&uuml;re&ccedil; boyunca destekleyici olmaları, tedaviyi olumlu etkiler.&nbsp;</p>
<h3>Mitomani tedavi edilmezse ne olur?</h3>
<p>Bu rahatsızlık tedavi edilmezse bireyin hem kendiyle hem &ccedil;evresiyle olan iletişimi olumsuz etkilenir.&nbsp;Mitomanlar her ne kadar kişileri s&ouml;yledikleri yalanlara inandırmakta usta olsalar da yakın &ccedil;evreleri bu s&ouml;ylemlerin yalan olduğunu anlayabilir ve ilişkileri bozulabilir. Kişi, &ccedil;evresi tarafından uzak durulması gereken g&uuml;vensiz biri olarak algılanabilir. Bu da bireyin izole bir hayata s&uuml;r&uuml;klenmesine, yalnızlaşmasına yol a&ccedil;abilir.&nbsp;</p>
<p>Ayrıca s&uuml;rekli yalan s&ouml;ylemek ve &ccedil;oğu zaman bunun ger&ccedil;eklikle farkını anlayamamak bireyin mantık dışı s&ouml;ylemlere inanmasına neden olabilir. Bu da bireyin yaşam kalitesini ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir.&nbsp;</p>
<h3>Mitomani testi nedir, nasıl yapılır?</h3>
<p>Mitomaniyi tespit edecek ayırt edici&nbsp;bir test bulunmaz. Bu rahatsızlık uzman psikoterapistlerin uygulayacağı bir dizi değerlendirme sonucu tespit edilebilir.&nbsp;</p>
<h3>Mitomani genetik mi?</h3>
<p>Mitomaninin genetik yollardan ge&ccedil;tiğine dair bir bulgu yoktur. Ancak genetik pek &ccedil;ok&nbsp;psikolojik sorunun belirtilerinden biri olması, rahatsızlığın genetik yatkınlıkla bağlarının olabileceğini g&ouml;sterir.&nbsp;</p>
<h3>Terapistler&nbsp;mitoman bir bireye nasıl yardımcı olabilir?</h3>
<p>Mitoman bir bireye danışmanlık veren terapist, &ccedil;alışmaları esnasında şu ama&ccedil;ları yerine getirmeye odaklanır:&nbsp;</p>
<ul>
<li>Mitomaniyle boğuşan bireye yargılanma&nbsp;korkusu yaşatmadan duygularını paylaşmasını&nbsp;sağlayacak g&uuml;venli bir ortam oluşturur.&nbsp;</li>
<li>Tetikleyicilerin belirlenmesi i&ccedil;in altta yatan sorunları g&uuml;n y&uuml;z&uuml;ne&nbsp;&ccedil;ıkarmaya &ccedil;alışır.</li>
<li>Bireylere yalan s&ouml;yleme d&uuml;rt&uuml;s&uuml;yle&nbsp;savaşabilmeleri i&ccedil;in başa &ccedil;ıkma stratejileri geliştirmede destek olur.</li>
<li>&Ouml;z farkındalığın ve &ouml;z saygının artması i&ccedil;in &ccedil;alışmalar&nbsp;yaparak olumlu&nbsp;kişisel imajın&nbsp;gelişimine destek verir.</li>
<li>G&uuml;vene ve ger&ccedil;ekliğe bağlı ilişkiler kurması y&ouml;n&uuml;nde bireye farkındalık kazandırır. Bu sayede mitomanlar &ccedil;evreleriyle daha sağlıklı iletişim kurabilirler.</li>
</ul>

Dürüstlük ve doğru söz söylemek hemen her toplumda övgüler alsa da hepimiz zaman zaman yalan söylüyoruz. Bazen bir gerçeği saklamak için, bazen de bir menfaat uğruna söylenen yalanlar çoğu zaman bir nedene dayanıyor.

Mitomani Nedir, Belirtileri Nelerdir? Mitomani Tedavisi

<p>Yaygın g&ouml;r&uuml;len DEHB, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen olduk&ccedil;a karmaşık bir problemdir. Bireylerin g&uuml;nl&uuml;k aktivitelerini yerine getirirken bazı zorluklar yaşamalarına neden olur. DEHB hakkında bilgi sahibi olmak bu problemle başa &ccedil;ıkma konusunda yardımcı olabilir. Peki; DEHB nedir, belirtileri nelerdir ve tedavisi nasıl olur?&nbsp;</p>
<h2>Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir?</h2>
<p>Hiperaktivite ve dikkat eksikliği, g&uuml;nl&uuml;k yaşamda&nbsp;sık&nbsp;karşılaşılan bir sağlık sorunu. Bu noktada pek &ccedil;ok kişi, "DEHB ne demek?"&nbsp;sorusunun cevabını merak ediyor.&nbsp;DEHB, beynin b&uuml;y&uuml;mesini ve gelişimini etkileyen kronik bir beyin rahatsızlığıdır. En yaygın g&ouml;r&uuml;len n&ouml;rogelişimsel problemlerden biridir. Daha &ccedil;ok &ccedil;ocukluk &ccedil;ağında ortaya &ccedil;ıksa da yetişkinlik&nbsp;yıllarına kadar devam edebilir.&nbsp;DEHB a&ccedil;ılımıysa dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğudur.&nbsp;</p>
<p>DEHB, &uuml;&ccedil; kategoriye ayrılır.&nbsp;Bunlar:</p>
<ul>
<li><strong>Ağırlıklı Olarak Dikkat Eksikliği:&nbsp;</strong>Bu tipte dikkat eksikliği semptomları yoğundur ve kişi &uuml;stlendiği herhangi bir g&ouml;revle ilgili organize olamaz. Dikkati dağınıktır, odaklanma sorunu yaşar ve g&uuml;nl&uuml;k rutini h&acirc;line gelmiş aktiviteleri dahi unutur.&nbsp;Dolayısıyla o g&ouml;revi tamamlayamaz.</li>
<li><strong>Ağırlıklı Olarak Hiperaktif/D&uuml;rt&uuml;sel:</strong>&nbsp;Bu tipte hiperaktivite ve d&uuml;rt&uuml;sel semptomlar&nbsp;yoğundur.&nbsp;Hiperaktivite oranı y&uuml;ksek olan bireyler s&uuml;rekli hareket h&acirc;lindedir ve son derece&nbsp;konuşkandır. Bir yerde hareketsiz oturmakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekerler. &Ouml;rneğin yemek yerken veya &ouml;dev yaparken sabit duramazlar, kıpır kıpırdırlar. Dolayısıyla kaza ge&ccedil;irme ve yaralanma riskleri y&uuml;ksektir. Ayrıca d&uuml;rt&uuml;seldirler ve kendilerini huzursuz hissederler. Sosyal hayatlarında başka kişilerle diyalog h&acirc;lindeyken s&uuml;rekli onların s&ouml;z&uuml;n&uuml; keserler. Sırasını beklemeden uygunsuz zamanlarda konuşmaya katılırlar.&nbsp;D&uuml;rt&uuml;sellik 7-8 yaş civarında en &uuml;st seviyeye &ccedil;ıksa da kişinin hayatı boyunca devam edebilir.</li>
<li><strong>Kombine DEHB:</strong>&nbsp;Kombine DEHB olan kişilerde hem dikkat eksikliği hem hiperaktif/d&uuml;rt&uuml;sel DEHB belirtileri bir arada g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu rahatsızlığa sahip kişiler genellikle her iki t&uuml;rden de eşit oranda belirti&nbsp;yaşar. Kombine DEHB olan kişiler sosyal hayatlarında arkadaşlık ilişkisi kurmakta zorlanır. Bunun yanı sıra iş ve okul hayatlarında potansiyellerini a&ccedil;ığa &ccedil;ıkarmada g&uuml;&ccedil;l&uuml;k yaşayabilir ve bu nedenle başarısız olabilirler.</li>
</ul>
<p>Yapılan &ccedil;alışmalarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu oranının yaşlara g&ouml;re değişiklik g&ouml;sterdiği g&ouml;zlemlenmiştir.&nbsp;Bu oranların &ccedil;ocuklukta %8, ergenlikte %6, yetişkinlikte ise %4 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir. Yaşla&nbsp;değişen bu oranlar, cinsiyetler arasında da farklılık g&ouml;sterir. &Ccedil;ocukluk&nbsp;d&ouml;neminde erkeklerin kızlara oranı 2:1 ila 6:1 iken&nbsp;yetişkinlikte bu oranın iki cinsiyet arasında eşit dağıldığı g&ouml;zlemlenmiştir.</p>
<h2>Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>DEHB belirtileri genellikle erken yaşlarda kendini g&ouml;sterir. Belirtiler kişiden kişiye değişerek yaşam boyu devam edebilir. Bu bozukluk &ccedil;ocuklarda, ergenlerde ve yetişkinlerde farklı belirtiler g&ouml;stererek kendini belli eder. Bu belirtilere kısaca değinelim:</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda Dikkat Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>DEHB bebeklik d&ouml;neminde ortaya &ccedil;ıksa da belirtileri &ccedil;ocuklukta a&ccedil;ık bir bi&ccedil;imde g&ouml;r&uuml;n&uuml;r h&acirc;le gelir. Bebeğin yerinde duramaması ve s&uuml;rekli yer değiştirmesi hiperaktivitenin varlığını işaret edebilir. Ayrıca DEHB'li bebeklerde dikkat eksikliği belirtileri arasında oyunlara ve aktivitelere ilgi g&ouml;sterememe, uyum g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;, uykuya dalmada DEHB'li olmayan &ccedil;ocuklara kıyasla daha fazla zorluk &ccedil;ekme gibi semptomlar yer alır. Aşırı duyarlılık&nbsp;nedeniyle ses ve ışık gibi uyaranlara karşı beklenmedik şekilde fazla tepki de verebilirler.</p>
<p>&Ccedil;ocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bir veya birden fazla belirtiyle kendini g&ouml;sterebilir. Bu belirtilerden bazıları kısaca şu şekilde sıralanabilir:</p>
<ul>
<li>Elleri ve ayakları s&uuml;rekli hareket ettirme,</li>
<li>&Ccedil;ok fazla konuşma,</li>
<li>Başkaları konuşurken onları dinlemek i&ccedil;in odaklanmada zorlanma, sık sık s&ouml;zlerini kesme,</li>
<li>Huzursuz hissetme,</li>
<li>Ev &ouml;devlerini ve g&uuml;ndelik işleri d&uuml;zene sokamadığı i&ccedil;in yarım bırakma,</li>
<li>Kalem, kitap gibi okul malzemelerini ve g&uuml;nl&uuml;k yaşamda sıklıkla gerekli olabilecek benzeri eşyaları kaybetme veya unutma,</li>
<li>Kendisiyle bire bir konuşulduğunda dinlemiyormuş gibi g&ouml;r&uuml;nme,</li>
<li>Okul &ouml;devleri gibi zihinsel &ccedil;aba gerektiren g&ouml;revleri yapmada isteksizlik ve hoşnutsuzluk,</li>
<li>Dikkat dağınıklığı,</li>
<li>D&uuml;ş&uuml;nmeden hareket etme eğilimi,</li>
<li>Bir amacı olmadan koşma, tırmanma gibi aktivitelere yatkınlık,</li>
<li>Oyun sırasında sessiz kalamama,</li>
<li>Etkinliklere dikkatini vermede zorluk yaşama.</li>
</ul>
<p>Bazı &ccedil;ocuklarda hiperaktivite/d&uuml;rt&uuml;sellikle ilgili semptomlar g&ouml;r&uuml;n&uuml;rken bazı &ccedil;ocuklarda sadece dikkat eksikliği belirtileri g&ouml;r&uuml;lebilir. &Ccedil;ocuklarda dikkat eksikliği ile seyreden hiperaktivite ve d&uuml;rt&uuml;sellik semptomları değerlendirilerek onlarda hangi t&uuml;r DEHB olduğu saptanabilir.</p>
<h3>Ergenlerde Dikkat Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>Ergenlerde g&ouml;r&uuml;len dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bireylerin &ouml;zel yaşantılarında ve sosyal ilişkilerinde zorluk yaşamalarına neden olur.&nbsp;DEHB ergenlerin;</p>
<ul>
<li>Dikkat eksikliği,</li>
<li>Hiperaktivite ve</li>
<li>D&uuml;rt&uuml;sellik olarak &uuml;&ccedil; farklı&nbsp;başlık altında semptomlar g&ouml;stermesine yol a&ccedil;abilir.</li>
</ul>
<p>DEHB; ergenlerde dikkat eksikliği, &ouml;ğrenme g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml; ve derslerde başarısızlığa neden olabilir. Hiperaktivite belirtileri de tıpkı &ccedil;ocuklardaki gibi yerinde duramama ve s&uuml;rekli hareket h&acirc;linde olma şeklinde&nbsp;kendini g&ouml;sterir. D&uuml;rt&uuml;sellik semptomları ise sabırsız davranış ve aceleci hareketler&nbsp;sergilemelerine, arkadaşlık ilişkilerinin olumsuz etkilenmesine neden olabilir. Ergenlerde g&ouml;r&uuml;len diğer DEHB belirtileri ise şunlardır:</p>
<ul>
<li>Aşırı konuşma davranışı sergilerler ve konuşmalara m&uuml;dahale ederler.</li>
<li>Kendilerine y&ouml;neltilen soru hen&uuml;z tamamlanmadan aceleci davranarak hemen cevap vermek isterler.</li>
<li>Oturmaları beklenen durumlarda huzursuz&nbsp;hissederek kıpırdanır veya ayağa kalkarlar.</li>
<li>Sıklıkla anahtar, evrak, cep telefonu ve g&ouml;zl&uuml;k gibi eşyaları bulmakta zorluk yaşar veya kaybederler.</li>
<li>Ev &ouml;devleri&nbsp;gibi g&ouml;revlerde dikkatsiz davranma ve erteleme eğiliminde olabilirler. Bu da &ccedil;oğu zaman son teslim tarihlerini ka&ccedil;ırmalarına yol a&ccedil;ar.</li>
<li>Huzursuzluk hissetmeleri ve d&uuml;ş&uuml;ncelerinin&nbsp;dağılması, verilen talimatları yerine getirememelerine yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Boş zamanlarında kendi başına oturmak, bir proje &uuml;zerinde sessizce &ccedil;alışmak ve sakince kitap okumak onlara sıkıcı gelebilir.&nbsp;</li>
</ul>
<h3>Yetişkinlerde Dikkat Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>Daha &ouml;nce de belirttiğimiz gibi DEHB belirtileri &ccedil;oğunlukla &ccedil;ocukluk &ccedil;ağında ortaya &ccedil;ıksa da yetişkinlikte de devam edebilir. Yetişkinlerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtilerinden bazıları şu şekilde listelenebilir:</p>
<ul>
<li>Bir işte istikrarlı olamamak yetişkinlerde DEHB belirtilerinden biridir. &Ouml;rneğin&nbsp;DEHB'li bireyler her sabah işe gitmek i&ccedil;in erken kalkmada zorlanabilir ve işe ge&ccedil; kalabilirler.</li>
<li>Organize olmakta zorlanırlar ve aynı anda birden fazla işi yapmakta g&uuml;&ccedil;l&uuml;k &ccedil;ekebilirler.</li>
<li>Hiperaktivite kendisini huzursuzlukla g&ouml;sterebilir. Bu da DEHB&rsquo;li yetişkinlerde elleri ve ayakları kıpırdatma ve hareketsiz oturamamaya neden olabilir.</li>
<li>Unutkanlık, d&uuml;zensizlik ve erteleme gibi semptomlar g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</li>
<li>Riskli eylemlerde bulunma veya d&uuml;ş&uuml;nmeden davranma eğiliminde olabilirler, sosyal kuralları ihlal edebilirler.</li>
<li>Beklemekte zorlandıklarından acele kararlar verebilirler.</li>
</ul>
<h2>Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Neden Olur?</h2>
<p>"Dikkat eksikliği neden olur?" ve "Dikkat eksikliği nedenleri nelerdir?" gibi sorular, cevabı sıklıkla araştırılan sorulardır. Bu hastalığın nedenleri ve risk fakt&ouml;rleri tam olarak bilinmemekle beraber son araştırmalar genetik fakt&ouml;r&uuml;n DEHB ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Bilim insanlarının &uuml;zerinde araştırma yaptıkları diğer risk fakt&ouml;rleri ve nedenler ise şunlardır:</p>
<ul>
<li>Hamilelikte veya erken yaşta kurşun, sigara gibi &ccedil;evresel risklere maruz kalma,</li>
<li>Annenin&nbsp;gebelik veya doğum esnasında aşırı stres, travma yaşaması,</li>
<li>Erken doğum,</li>
<li>Doğum kilosunun d&uuml;ş&uuml;k olması,</li>
<li>Beyin hasarı.</li>
</ul>
<h2>Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?</h2>
<p>DEHB belirtilerini kendinizde veya &ccedil;ocuğunuzda g&ouml;zlemliyorsanız, "Dikkat eksikliği i&ccedil;in ne yapılmalı?" diye d&uuml;ş&uuml;nmeden &ouml;nce bu rahatsızlığa sahip olup olmadığınız &ouml;ğrenmeniz gerekir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; semptomlar her zaman bu bozukluğa sahip olunduğu anlamına gelmeyebilir. Bunun i&ccedil;in ilk ve en &ouml;nemli adım, teşhisin konulmasıdır.&nbsp;Peki, dikkat eksikliği i&ccedil;in hangi doktora gidilir?</p>
<p>DEHB teşhisini ancak psikolog ve psikiyatrist gibi bir ruh sağlığı uzmanı koyabilir. Ayrıca tanı koyabildikleri gibi DEHB tedavisini de onlar y&uuml;r&uuml;t&uuml;r. DEHB teşhisi i&ccedil;in tek bir dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu testi veya tahlili yoktur. Tanı s&uuml;reci birka&ccedil; adımdan oluşur. Doktorunuz tanı koymak i&ccedil;in sizin ve &ccedil;ocuğunuzun tıbbi ge&ccedil;mişini sorgular. Bunun dışında şunları da yapabilir:</p>
<ul>
<li>G&ouml;rme ve işitme taraması gibi fiziksel muayene ile iletişim ve koordinasyon yeteneğinizi incelemek,</li>
<li>İş, ev veya okul yaşantısı hakkında sorular sormak,</li>
<li>Konuşma ve iletişimle alakalı gelişim &ouml;yk&uuml;s&uuml;n&uuml; sorgulamak.</li>
</ul>
<p>DEHB teşhisi size veya yakınınıza konmuş olabilir.&nbsp;Bu nedenle, "DEHB hangi mesleklere engel?" diye merak edebilirsiniz. &Ouml;zellikle&nbsp;pilotluk, askerlik, polislik gibi&nbsp;g&ouml;revlerin&nbsp;ve tıbbi mesleklerin psikolojik ve fiziksel sağlıkla&nbsp;ilgili şartları; DEHB'li bireylerin mesleğe kabul edilmemelerine neden olabilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu mesleklerde dikkat ve karar verme yeteneği kritik &ouml;neme sahiptir. Ancak DEHB'li kişilerin herhangi bir mesleği yapıp yapamayacağı tamamen kişinin bireysel &ouml;zelliklerine, aldığı tedaviye, bu rahatsızlıkla nasıl başa &ccedil;ıktığına ve bozukluğun şiddetine&nbsp;bağlıdır.</p>
<h2>Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?</h2>
<p>&nbsp;</p>
<p><img src="https://imagedelivery.net/Eh7o3vaEoOC6YLpifNwkYQ/dikkat-eksikligi-tedavisi-/public" alt="Public" width="500"></p>
<p>DEHB teşhisi konmuş ya da DEHB'den ş&uuml;phelenen bir&ccedil;ok kişinin sorduğu sorular arasında, "DEHB nasıl tedavi edilir?" ve&nbsp;"Dikkat eksikliği nasıl giderilir?" soruları yer alır. DEHB'in semptomlarını y&ouml;netmekte ve azaltmakta etkili tedaviler vardır ve yaşam kalitesini artırmak i&ccedil;in bu tedaviler mutlaka uygulanmalıdır. Aksi takdirde yaşam boyu s&uuml;ren ciddi zorluklara neden olabilir.</p>
<p>Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinin amacı, yaşanan semptomların azaltılması ve nasıl y&ouml;netilebileceğinin &ouml;ğrenilmesidir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu rahatsızlığı tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi yoktur. Fakat semptomlarla nasıl başa &ccedil;ıkılacağı &ouml;ğrenilebilir. &Ccedil;ocuklarda dikkat eksikliği tedavisi &ccedil;oğu zaman sadece davranış terapisi şeklindedir. Ancak bazı &ccedil;ocuk ve yetişkinlerde dikkat eksikliği tedavisi, davranış terapisi ve ila&ccedil; kombinasyonunu i&ccedil;erebilir.&nbsp;&Ouml;rneğin uzmanlar 6 yaşından k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ccedil;ocuklarda ila&ccedil; tedavisinden &ouml;nce ebeveynlerinin davranış y&ouml;netimi i&ccedil;in eğitim almalarını &ouml;nerir. 7, 8 yaşlarda dikkat eksikliği belirtileri g&ouml;steren ve DEHB teşhisi konan&nbsp;&ccedil;ocuklar i&ccedil;inse davranış terapisi ve ila&ccedil; tedavisi&nbsp;bir arada uygulanabilir.</p>
<p>&Ccedil;ocuklarda, ergenlerde ve&nbsp;yetişkinlerde DEHB tedavisi farklılık g&ouml;sterebilir. Bu nedenle doğru&nbsp;tedaviyi bulmak i&ccedil;in &ouml;ğretmenler, terapistler ve aile bireyleri gibi yakın ilişkide olunan kişilerle iş birliği i&ccedil;erisinde&nbsp;y&uuml;r&uuml;t&uuml;len bir &ccedil;alışma yapılması &ouml;nerilir.</p>
<h2>Sık Sorulan Sorular</h2>
<h3>Dikkat eksikliği ve dikkat dağınıklığı arasındaki fark nedir?</h3>
<p>Dikkat eksikliği ve dikkat dağınıklığı birbirine karıştırılsa da aslında farklı şeylerdir. Dikkat dağınıklığı olan biri&nbsp;anlık ruh h&acirc;line veya i&ccedil;inde bulunduğu gelişim d&ouml;nemine g&ouml;re dikkat dağınıklığı g&ouml;sterir. Ancak&nbsp;dikkat eksikliği tedavi edilmeden ortadan kalkmayan ve yaşamın t&uuml;m d&ouml;nemlerine yayılabilen bir problemdir. Bu iki kavram arasındaki diğer farklılıklar ise şu şekilde sıralanabilir.</p>
<ul>
<li>Dikkat dağınıklığı kısa s&uuml;reli unutkanlığa neden olur. Fakat dikkat eksikliğinde yaşanan unutkanlık uzun s&uuml;rebilir.</li>
<li>Dikkat dağınıklığı anlık duygu durum değişikliğinde ortaya &ccedil;ıkarken dikkat eksikliğine hiperaktivite ve d&uuml;rt&uuml;sellik de eşlik edebilir.</li>
<li>Dikkat eksikliği her d&ouml;nem g&ouml;r&uuml;lebilir. Ancak dikkat&nbsp;dağınıklığı genellikle &ccedil;ocukluk d&ouml;neminde ortaya &ccedil;ıkar.</li>
<li>Dikkat dağınıklığını &ouml;nlemek kolayken dikkat eksikliği tedavisi uzun bir s&uuml;rece yayılır.</li>
</ul>
<h3>DEHB'li bireylerin g&uuml;nl&uuml;k yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar nelerdir?</h3>
<p>DEHB; bireylerin duygularını, davranışlarını ve işlevsel yeteneklerini etkileyebilir. Bu da yaşam kalitesini d&uuml;ş&uuml;rebilir. DEHB&rsquo;li bireyler yaşadıkları semptomlara g&ouml;re farklı bir&ccedil;ok sorunla karşılaşabilir. &Ouml;rneğin iş veya okul hayatlarında potansiyellerini a&ccedil;ığa &ccedil;ıkaramayabilirler. Zaman y&ouml;netimi ve organizasyon konusunda sıkıntı yaşadıklarından başarısız olabilirler. Ayrıca g&uuml;nl&uuml;k yaşantılarında sorumluluklarını yerine getiremeyebilirler. Dikkatlerini toplamada zorlandıklarından iletişim sorunları yaşayabilirler. Unutkanlık nedeniyle &ouml;nemli g&uuml;nleri hatırlayamayabilirler. Bunlar da ilişkilerinde sorunlar yaşamalarına neden olabilir.</p>

Yaygın görülen DEHB, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen oldukça karmaşık bir problemdir. Bireylerin günlük aktivitelerini yerine getirirken bazı zorluklar yaşamalarına neden olur

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Günlük hayatta sık yaşadığınız ancak göz ardı ettiğiniz pek çok problemin ortak bir noktası olabilir: magnezyum eksikliği. Yorgunluk, uyku sorunları, baş ağrısı, hafıza problemleri ve kaygı gibi semptomlara yol açan magnezyum eksikliği

Magnezyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Nasıl Giderilir?

<p>Temel mikro besin değerlerinden biri olan K vitamini, yaşamsal pek &ccedil;ok faaliyette etkili bir rol oynar. Eksikliği durumunda genellikle K vitamini bakımından zengin gıdaların &ouml;ğ&uuml;nlere eklenmesiyle kolayca tedavi edilebilir. Ancak bazı durumlarda farklı hastalıklar ve ila&ccedil;lar nedeniyle ortaya &ccedil;ıkabilir ve bu durumda doktor kontrol&uuml;nde bir tedavi planının uygulanması gerekir. Peki; K vitamini eksikliği belirtileri nelerdir, nasıl &ouml;nlenir?</p>
<h2>K Vitamini Nedir, Ne İşe Yarar?</h2>
<p>K vitamini; K1 ve K2 olarak iki &ccedil;eşidi bulunan,&nbsp;eksikliğinde osteoporoz gibi &ccedil;eşitli rahatsızlıklara ve &ouml;nemli kanamalara yol a&ccedil;abilecek &ouml;nemli bir vitamindir. Yağda eriyen bu vitamin hem dışarıdan alınan hem v&uuml;cutta &uuml;retilebilen formlara sahiptir. Sağlık &uuml;zerindeki en &ouml;nemli rol&uuml;, kanın pıhtılaşmasını desteklemesidir.&nbsp;B&ouml;ylece aşırı kanama risklerini azaltır.&nbsp;</p>
<p>Bunun yanında kemik sağlığı &uuml;zerinde de olumlu etkisi vardır. Kalsiyumun kemiklere yerleşmesinde g&ouml;rev&nbsp;alır. Kalbin etrafında bulunan arterlerde kalsiyum birikmesine bağlı meydana gelebilecek sorunların engellenmesini destekler. Ayrıca h&uuml;crelerin sağlıklı b&uuml;y&uuml;mesine ve onarılmasına da yardımcı olur.&nbsp;Periodontal hastalık kaynaklı diş kaybını &ouml;nleyici etkileri bulunur.&nbsp;</p>
<p>Filokinon olarak da adlandırılan K1 vitamini; yeşil yapraklı bitkilerde bol miktarda bulunur. Kanın pıhtılaşmasında etkilidir. İnsan v&uuml;cudundaki K vitamininin yaklaşık %75 ila %90'ını oluşturur.</p>
<p>Menakinon olarak adlandırılan K2 vitamini ise hem bağırsaktaki bakteriler tarafından &uuml;retilir hem hayvansal gıdalardan alınır. Kemik sağlığı i&ccedil;in olduk&ccedil;a &ouml;nemlidir.&nbsp;</p>
<h2>K Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir?&nbsp;</h2>
<p>Yeterli miktarda K vitamini alınmadığı durumlarda kanama sorunları g&ouml;r&uuml;lebilir. Bu kanama&nbsp;yara yerlerinin yanı sıra sağlam deri ve organlarda da meydana gelebilir.</p>
<p>K2 vitamini eksikliği belirtileri arasında kemik sağlığında yaşanılan sorunlar da yer alır. Yetişkinlerde, bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda g&ouml;zlemlenen bazı belirtileri ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<h3>Yetişkinlerde K Vitamini Eksikliği Belirtileri&nbsp;</h3>
<ul>
<li>V&uuml;cudun değişik yerlerinde meydana gelen ve uzun s&uuml;re iyileşmeyen morarmalar,</li>
<li>Uyku h&acirc;linde artış,</li>
<li>Tırnak altlarında k&uuml;&ccedil;&uuml;k kan pıhtılarının g&ouml;r&uuml;lmesi,</li>
<li>Diş etlerinde ve i&ccedil; organlarda kanama,</li>
<li>Bağırsakta kanama nedeniyle koyu renkli dışkı,</li>
<li>Midede kanama nedeniyle kanlı kusma,</li>
<li>Kadınlarda &acirc;det kanamasının artması.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda K Vitamini Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>K vitamini eksikliği en &ccedil;ok&nbsp;yenidoğanlarda g&ouml;r&uuml;l&uuml;r. Bu, yenidoğanın&nbsp;hemorajik hastalığı olarak adlandırılır.&nbsp;&Uuml;&ccedil; tip altında incelenir.&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Erken:</strong>&nbsp;Bebek doğduktan sonraki ilk 24 saat i&ccedil;inde ortaya &ccedil;ıkan belirtilerdir.</li>
<li><strong>Klasik:</strong>&nbsp;Belirtiler, bebek doğduktan sonra&nbsp;2-7 g&uuml;n i&ccedil;inde ortaya &ccedil;ıkar.</li>
<li><strong>Ge&ccedil;:</strong>&nbsp;Bebeğin ilk&nbsp;2-8&nbsp;hafta arasında ortaya &ccedil;ıkan belirtilerdir.</li>
</ul>
<p>Bebeklerde K vitamini eksikliğinin belirtilerini ş&ouml;yle listeleyebiliriz:&nbsp;</p>
<ul>
<li>G&ouml;bek bağının kesildiği yerde kanama oluşması,</li>
<li>Doğumdan sonra s&uuml;nnet olan bebeklerde kanama meydana gelmesi,</li>
<li>Cilt altında veya sindirim kanalında kanamaların g&ouml;zlenmesi,&nbsp;</li>
<li>Deride morluk ve kanamalar,</li>
<li>Beyin ve burun kanaması.</li>
<li>Kanlı kusma,</li>
<li>&Ccedil;ok koyu renkli veya kanlı kaka,</li>
<li>Bebeğin cilt renginde g&ouml;zle g&ouml;r&uuml;l&uuml;r bir solukluk.</li>
</ul>
<h2>K Vitamini Eksikliği Neden Olur?&nbsp;</h2>
<p>Yetişkinlerde g&ouml;r&uuml;len K vitamini eksikliğinin nedenlerinden bazılarını ş&ouml;yle sıralayabiliriz:&nbsp;</p>
<ul>
<li>İshal, &ccedil;&ouml;lyak ve kistik fibroz gibi hastalıklar,</li>
<li>K vitamininin etkisiz kalmasına neden olabilecek karaciğer hastalıkları ve ince bağırsağın cerrahi olarak &ccedil;ıkartılmış olması,</li>
<li>K vitamini bakımından zengin besinlerin yeterli miktarda t&uuml;ketilmemesi,</li>
<li>Bazı kan inceltici ila&ccedil;ların kullanımı sonucu meydana gelebilen K vitamini emiliminin ve kullanımının azalması,</li>
<li>Y&uuml;ksek oranda&nbsp;A veya E vitamini alınması,</li>
<li>Pıhtılaşmayı &ouml;nleyici bazı ila&ccedil;ların kullanılması,</li>
<li>Yetersiz beslenme ve y&uuml;ksek alkol t&uuml;ketimi.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde K vitamini eksikliği neden olur?</h3>
<p>Bebekler&nbsp;i&ccedil;in K vitamini eksikliği sebeplerinden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Bebek, fetal gelişim sırasında yeterli miktarda K vitamini alamamış olabilir. Fet&uuml;s&uuml;n oluşumu, b&uuml;y&uuml;mesi ve organların oluşması gibi s&uuml;re&ccedil;lerde annenin beslenme şekli&nbsp;&ouml;nemlidir. Gebelikte, plasenta aracılığıyla fet&uuml;s ihtiya&ccedil; duyduğu besinleri alır.&nbsp;K vitamininin az ge&ccedil;işi de bebeğin vitamin&nbsp;bakımından yetersiz gelişmesine&nbsp;yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Bebeğin&nbsp;ilk birka&ccedil; g&uuml;n&uuml;nde bağırsaklarında K2 vitaminini &uuml;retecek bakterinin hen&uuml;z oluşmaması, eksikliğe neden olabilir.</li>
<li>Bebeği yalnızca anne s&uuml;t&uuml;yle beslemek de K vitamini eksikliği&nbsp;yaratabilir.&nbsp;</li>
<li>Bebeğin safra kanallarında tıkanmaya neden olan bir rahatsızlık yaşaması, K vitamini eksikliğiyle sonu&ccedil;lanabilir.</li>
</ul>
<h2>K Vitamini Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol A&ccedil;ar?</h2>
<p>K&nbsp;vitamini eksikliğinde g&ouml;r&uuml;len hastalıklar arasında ilk sırada kanın pıhtılaşmaması sayılabilir. D&uuml;zg&uuml;n şekilde pıhtılaşma olmadığında fazla kanama meydana gelir ve bu &ouml;zellikle bebekler i&ccedil;in risk oluşturabilir.&nbsp;</p>
<ul>
<li>Kemikler, K vitamini eksikliği durumunda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleşebilir. Bu da kemikleri daha kırılgan h&acirc;le getirebilir.&nbsp;</li>
<li>K vitamini diş eti kanamasını&nbsp;azalttığından eksikliğinde diş eti kanamaları g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</li>
<li>K vitamini eksikliği idrar yolu enfeksiyonlarının artmasına neden olabilir.</li>
<li>İltihap g&ouml;r&uuml;lme sıklığını ve miktarını artırabilir.</li>
<li>Osteoporoz ve kalp hastalıklarında artışa yol a&ccedil;abilir.</li>
</ul>
<p>Bunlar, yalnızca K vitamini eksikliğinde oluşan hastalıklar değildir. K vitamini eksikliği etkenlerden biri olabilir. &Ouml;rneğin hemofili, kanın olması gerektiği gibi pıhtılaşmasını &ouml;nleyen genetik bir hastalıktır. K vitamini eksikliği hemofilinin nedeni değildir.&nbsp;</p>
<p>"K vitamini eksikliği sa&ccedil; d&ouml;ker mi, gece k&ouml;rl&uuml;ğ&uuml;ne neden olur mu?" soruları da merak edilir. Yapılan araştırmalar K vitamini eksikliğinin tek başına bu&nbsp;hastalıkların nedeni olabileceğini kanıtlamamıştır. Bu nedenle b&ouml;yle&nbsp;sorunlar yaşıyorsanız uzman bir hekimden destek almanız &ouml;nerilir.</p>
<h2>K Vitamini Eksikliği Tanısı ve Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>K vitamini eksikliğinin tespiti i&ccedil;in mutlaka&nbsp;uzman doktora danışılmalıdır. Tanısı genellikle kan testleriyle yapılır. PT ve INR testleri, K vitamini eksikliğinin tespiti i&ccedil;in kullanılır.&nbsp;Bu testlerde&nbsp;kanın pıhtılaşma s&uuml;resi &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml;r. K vitamini eksikliğinde PT/INR değerleri artar.&nbsp;</p>
<p>G&uuml;nl&uuml;k K vitamini ihtiyacı, kişinin v&uuml;cut ağırlığının her kilogramı başına yaklaşık 1 mikrogramdır. &Ouml;rneğin 50 kg ağırlığındaki bir bireyin g&uuml;nl&uuml;k K vitamini ihtiyacı 50 mikrogram olur. Bu değerin altındaki durumlarda eksiklikten bahsedilebilir. "K&nbsp;vitamini eksikliği nedir?" sorusunu kısaca b&ouml;yle a&ccedil;ıklayabiliriz. B&ouml;yle bir&nbsp;durumunda&nbsp;hekim &ouml;nerisiyle K vitamini eksikliği tedavisi i&ccedil;in şu y&ouml;ntemler uygulanabilir:</p>
<ul>
<li>Yetişkinlerde &ouml;ncelikle K vitamini eksikliğine neden olan sebepler teşhis edilir. &Ouml;rneğin &ccedil;ok ciddi bir kanama varsa ve pıhtılaşması olduk&ccedil;a zorsa hastaya &ouml;nce taze donmuş plazma verilir ve ardından K vitamini uygulanabilir.</li>
<li>Ağız yoluyla alınan K1 ilacı re&ccedil;ete edilebilir.</li>
<li>Sindirim sisteminde emilim problemi yaşayan hastalar i&ccedil;in enjeksiyon şeklinde K vitamini uygulanabilir.</li>
</ul>
<p>K vitamini pek &ccedil;ok besinde bolca bulunur. Genellikle ağır bir diyet yapmayan veya yetersiz beslenmeyen bireylerde K vitamini eksikliği gelişmez. Bu nedenle hekim, eğer ciddi bir eksiklik veya altta yatan farklı bir sağlık sorunu yoksa tedavi i&ccedil;in kişinin K vitamini bakımından zengin gıdaları t&uuml;ketmesini de &ouml;nerebilir.</p>
<h3>K Vitamini Eksikliğinde Ne Yemeli?</h3>
<p>Sebzeler, K vitamini y&ouml;n&uuml;nden olduk&ccedil;a zengindir. Ispanak, fasulye, salatalık, brokoli, Br&uuml;ksel lahanası gibi sebzelerin t&uuml;ketimi; K vitamini alımı i&ccedil;in &ouml;nemlidir. &Ouml;rneğin 100 gram &ccedil;iğ ıspanak,&nbsp;483 mikrogram K vitamini i&ccedil;erir. Bunların dışında i&ccedil;erisinde K vitamini bulunan gıdalardan bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Kuşkonmaz, lahana, marul, pazı, pancar, maydanoz gibi sebzeler,</li>
<li>Kivi, yaban mersini, nar, b&ouml;ğ&uuml;rtlen, &ccedil;ilek gibi meyveler,</li>
<li>Yumurta, peynir, s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri, tavuk, sakatat, karaciğer, &ouml;rdek eti gibi proteinler.</li>
</ul>
<h3>Bebeklerde K vitamini eksikliği nasıl giderilir?</h3>
<p>Yenidoğanlarda K vitamini eksikliğini gidermek i&ccedil;in bebek doğar doğmaz K vitamini y&uuml;klemesi yapılır. B&ouml;ylece bebeğiniz anne s&uuml;t&uuml; dışında beslenmeye başlayana&nbsp;kadar yeterli K vitaminini alır. Takip s&uuml;recinde ihtiya&ccedil; duyulursa enjeksiyon yenilenebilir. Bu işlem bebekler i&ccedil;in olduk&ccedil;a g&uuml;venlidir.&nbsp;</p>
<h2>SSS</h2>
<h3>K vitamini eksikliği yaşlılarda daha yaygın mıdır?</h3>
<p>İleri yaş, K vitamini eksikliği riskini artırabilir. Bunun nedeni, ileri yaşla birlikte sindirim sisteminin daha az verimli h&acirc;le gelmesidir. Bu da K vitamininin emilimini azaltabilir.</p>
<h3>K vitamini eksikliği gebelik sırasında anne ve bebek i&ccedil;in riskli midir?</h3>
<p>Gebelikte K vitamini eksikliği nadir g&ouml;r&uuml;lmekle birlikte bunu &ouml;nleyici bir tedavi &ouml;nerilmez. Gebelik sırasında pek &ccedil;ok pıhtılaşma fakt&ouml;r&uuml; artış g&ouml;sterdiğinden K vitamini eksikliği bir risk meydana getirmez. Hatta takviye olarak K vitamini&nbsp;kullanarak değerleri y&uuml;kseltmeye &ccedil;alışmak&nbsp;damar i&ccedil;i&nbsp;kan pıhtısı oluşma riskini artırabilir.&nbsp;</p>
<h3>K vitaminin fazla miktarda alınması zararlı mıdır?</h3>
<p>K vitamininin fazlası karaciğerde depolanır. Depo edilecek miktarın &uuml;zerinde alınması ise genellikle sağlık sorununa neden olmaz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; kolay par&ccedil;alanan, idrar ve dışkıyla dışarı atılabilen bir vitamin t&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Bu nedenle nadiren toksik seviyelerde birikir.</p>

Temel mikro besin değerlerinden biri olan K vitamini, yaşamsal pek çok faaliyette etkili bir rol oynar. Eksikliği durumunda genellikle K vitamini bakımından zengin gıdaların öğünlere eklenmesiyle kolayca tedavi edilebilir.

K Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir, Neden Olur?

<h2>D Vitamini Nedir, Ne İşe Yarar?</h2>
<p>D vitamini bazı yağlı gıdaların yapısında doğal olarak bulunan&nbsp;ve besin takviyesi olarak kullanılabilen bir hormon &ccedil;eşididir. G&uuml;neş ışığından yansıyan UV ışınları ciltle temas edip D vitamini sentezini harekete ge&ccedil;irdiğinde insan v&uuml;cudu da bu hormonu &uuml;retebilir. D vitamininin D2 ve D3 olarak iki formu bulunur. D2, diğer adıyla ergokalsiferol, bitkisel; D3 yani kolekalsiferol ise hayvansal kaynaklıdır ve g&uuml;neş ışığı etkisiyle v&uuml;cut tarafından sentezlenebilir.</p>
<p>V&uuml;cuda pek &ccedil;ok yararı bulunan D vitamini kanser h&uuml;crelerinin b&uuml;y&uuml;mesini yavaşlatmaya, inflomasyonu azaltmaya ve mevcut enfeksiyonları kontrol etmeye destek olur. Ayrıca kolesterol&uuml; d&uuml;ş&uuml;rerek kalp hastalıkları riskini azaltabilir. D vitamini, kalsiyumun b&ouml;breklerden emilmesini destekleyerek kas ve kemik sağlığını korumaya yardımcı olur. Bilişsel işlevi iyileştirmeye yardım eder. Bu vitamin, pankreası uyararak ins&uuml;lin direncini engellemeye de katkı sağlar. B&ouml;ylece kan şekeri seviyelerini dengeleyebilir.&nbsp;</p>
<h3>D Vitamini Değeri Ka&ccedil; Olmalı?</h3>
<p>Aklınızda "D&nbsp;vitamini ka&ccedil; olmalı?" gibi bir soru oluşabilir. Tam kan sayımı testiyle &ouml;l&ccedil;&uuml;lebilen D vitamini i&ccedil;in ideal değer 20 ila 50 ng/ml'dır. 20'nin &uuml;zerindeki D vitamini değerleri normal kabul edilir.&nbsp;10 ve 20 ng/ml arası i&ccedil;in D vitamini yetersizliğinden s&ouml;z edilebilir. "D vitamini eksikliği nedir?" derseniz 12 ng/ml seviyesinin altındaki değerlere sahip kişilerde D vitamin eksikliği vardır, diyebiliriz. Ancak kesin tanıyı uzman bir hekimin koyacağı unutulmamalıdır. Hekim, test sonucunu ve hastanın şik&acirc;yetlerini değerlendirerek kişide D vitamini eksikliğinin olup olmadığını, eğer varsa d&uuml;zeyini tespit eder. Gerekli durumda tedaviye başlar.</p>
<h2>D Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir?</h2>
<p>"D vitamini eksikliği nasıl anlaşılır?" diye merak ediyorsanız yetişkinlerde &ccedil;oğunlukla kas ve kemik ağrılarıyla kendini belli eden D3 vitamini eksikliğinin belirtilerinden bazıları şunlardır:</p>
<ul>
<li>Yorgunluk, bu hormonun eksikliğinde en sık rastlanan semptomlardan biridir.&nbsp;</li>
<li>D&nbsp;vitamini eksikliği anksiyete, panik atak gibi ruhsal problemlerin semptomlarını artırabilir. D&nbsp;vitamini eksikliğinin psikolojik belirtileri arasında duygu durumu dengesizlikleri de bulunur.</li>
<li>Bazı bireyler i&ccedil;in zaman zaman yoğun terleme veya &uuml;ş&uuml;me şik&acirc;yetleri g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li>D vitamini eksikliği belirtileri arasında iştahsızlık ve istemsiz kilo kaybı g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li>V&uuml;cutta yeterli miktarda D vitamini olmadığında sa&ccedil; ve tırnaklar olumsuz etkilenebilir. Bu noktada "D vitamini eksikliği sa&ccedil; d&ouml;k&uuml;lmesi yapar mı?" sorusu&nbsp;akıllara gelebilir. D vitamini eksikliği nedeniyle sa&ccedil;&nbsp;d&ouml;k&uuml;lmelerinin arttığı ve&nbsp;sa&ccedil;ların yavaş uzadığı s&ouml;ylenebilir.</li>
<li>G&ouml;z altında mor halka oluşumunun pek &ccedil;ok nedeni olabilir. Bununla birlikte D vitamini eksikliği tespit edilen bireylerde de g&ouml;z altında morluklar dikkat &ccedil;eker.</li>
<li>D vitamini eksikliğinden bağışıklık sistemi de etkilenir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu hormon v&uuml;cudun enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı h&uuml;crelerini destekler. D vitamini yetersizliğinde bağışıklık sistemi enfeksiyona karşı g&uuml;&ccedil;s&uuml;z h&acirc;le gelir.&nbsp;</li>
<li>V&uuml;cudun savunma sistemindeki kuvvet kaybı, mevcut yaraların daha ge&ccedil; iyileşmesine neden olur.&nbsp;</li>
<li>D vitamini eksikliği zararlarından biri de kaslarda ve kemiklerde oluşan g&uuml;&ccedil; kaybıdır. Bu kişilerde sıklıkla kas krampları ve ağrıları da g&ouml;r&uuml;lebilir.&nbsp;</li>
<li>D vitamini eksikliği olanlar "D&nbsp;vitamini eksikliği kaşıntı yapar mı?" diye merak edebilir. D vitamini seviyesi d&uuml;ş&uuml;k olan bazı kişilerde cilt kuruluğu ve kaşıntı&nbsp;g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
</ul>
<p>T&uuml;m bu semptomlar kişinin yaşam kalitesini ve genel sağlığını olumsuz etkiler.</p>
<h3>Bebeklerde ve &Ccedil;ocuklarda D Vitamini Eksikliği Belirtileri</h3>
<p>&Ccedil;ocuklarda ve bebeklerde D vitamini eksikliği belirtilerini ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<p><strong>&Ccedil;ocuklarda D vitamini eksikliğinde</strong></p>
<ul>
<li>Zayıf g&ouml;ğ&uuml;s kasları,</li>
<li>Solunum g&uuml;&ccedil;l&uuml;ğ&uuml;,</li>
<li>B&uuml;y&uuml;me yavaşlığı,</li>
<li>Ge&ccedil; diş &ccedil;ıkarma,</li>
<li>Enfeksiyonlara karşı savunmasız olma h&acirc;li g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li>
</ul>
<p>Bebeklerde D vitamini eksikliği, &ccedil;ocuklardakine benzer belirtilerle kendini g&ouml;sterir. Bu semptomlara ek olarak k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşlarda n&ouml;bet ve kramplar da g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<p>Bebeklerde ve &ccedil;ocuklarda D vitamini eksikliği&nbsp;raşitizm denilen, kemiklerin zayıflamasına yol a&ccedil;an rahatsızlığa neden olabilir.&nbsp;Raşitizmin şiddetli seyrettiği durumlarda v&uuml;cuttaki kalsiyum seviyeleri de d&uuml;şer. Hastalığın teşhisi konduğunda vitamin takviyelerini hekimin &ouml;nerdiği miktarlarda kullanmak gerekir.</p>
<h3>D Vitamini Eksikliği Uyuşma ve Uyku Yapar mı?</h3>
<p>D vitamininin serotonin ve melatoninle ilişkisi bulunur. Eksikliği h&acirc;linde bu hormonların &uuml;retimi etkilenebilir. Bu durum da uyuşukluk h&acirc;li ve uyku bozukluklarına yol a&ccedil;abilir.</p>
<h3>D Vitamini Eksikliği Baş D&ouml;nd&uuml;r&uuml;r m&uuml;?</h3>
<p>Yorgunluk ve baş d&ouml;nmesi D vitamininin ayırt edici belirtileri arasında yer alır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; D vitamini, kan basıncı ve sıvı dengesiyle doğrudan ilişkilidir.</p>
<h3>D Vitamini Eksikliği Kilo Aldırır mı?</h3>
<p>V&uuml;cutta pek &ccedil;ok rahatsızlığa yol a&ccedil;abilen D vitamini eksikliği bazı kişilerde nedensiz kilo almaya neden olabilir. Bu kişiler aynı zamanda &ccedil;ok zor kilo verebilir.&nbsp;</p>
<h3>D Vitamini Eksikliği Baş Ağrısı Yapar mı?</h3>
<p>D vitamini eksikliğinde g&ouml;r&uuml;len ortak belirtilerden biri de baş ağrısıdır. Bu nedenle doktor kontrol&uuml;nde takviye kullanmak baş ağrılarının g&ouml;r&uuml;lme sıklığını azaltmaya yardımcı olabilir.&nbsp;</p>
<h3>D Vitamini Eksikliği Mide Bulantısı Yapar mı?</h3>
<p>Mide bulantısı pek &ccedil;ok rahatsızlığın ortak belirtileri arasındadır. D vitamini eksikliği olan kişilerde de d&ouml;nem d&ouml;nem mide bulantısı g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3>D vitamini Eksikliği &Acirc;det D&uuml;zensizliği Yapar mı?</h3>
<p>D vitamini seviyesi d&uuml;ş&uuml;k olan kadınlarda &acirc;det d&uuml;zensizliği g&ouml;r&uuml;lebilir. V&uuml;cudun ihtiya&ccedil; duyduğu D vitamini miktarını karşılamak &acirc;det d&ouml;ng&uuml;s&uuml;n&uuml; d&uuml;zene sokmaya yardımcı olabilir.&nbsp;</p>
<h3>D Vitamini Eksikliği Unutkanlık Yapar mı?</h3>
<p>D vitamini eksikliği bazı kişilerde zihnin sağlıklı &ccedil;alışma bi&ccedil;imini etkileyebilir. Bu durum da unutkanlık olarak kendini g&ouml;sterebilir.&nbsp;</p>
<h2>D Vitamini Eksikliği Neden Olur?</h2>
<p>D vitamini eksikliği; yeterli miktarda g&uuml;neş ışığından yararlanamama, hava kirliliği, D vitamini i&ccedil;eren besinleri yeterince t&uuml;ketememe, bağırsak florasındaki değişiklikler nedeniyle emiliminde sorun yaşamak gibi nedenlerle meydana gelebilir. Bunun yanı sıra bazı tıbbi durumlar da D vitamini eksikliğine yol a&ccedil;abilir.</p>
<p>D vitamini eksikliğine sebep olabilecek tıbbi durumlar ise ş&ouml;yledir:</p>
<ul>
<li><strong>Crohn, &Ccedil;&ouml;lyak, Kistik Fibroz</strong>: Bu hastalıklar v&uuml;cudun D vitaminini emmesini zorlaştırabilir. D vitamini eksikliğini &ouml;nlemek i&ccedil;in bu rahatsızlıkların tedavi edilmesi gerekir.</li>
<li><strong>B&ouml;brek veya Karaciğer Rahatsızlıkları:</strong>&nbsp;Karaciğer&nbsp;ve b&ouml;brek tarafından salgılanan enzimler, D vitamininin v&uuml;cudun kullanabileceği forma d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini sağlar. Bu nedenle karaciğer ve b&ouml;brek rahatsızlıkları nedeniyle salgılanan bu enzimlerin azalması, D vitamini&nbsp;eksikliğine yol a&ccedil;abilir.</li>
<li><strong>Obezite:&nbsp;</strong>Obez kişilerdeki y&uuml;ksek yağ oranı, D vitamini salınımını g&uuml;&ccedil;leştirir. Bu sebeple v&uuml;cut kitle endeksi 30'un &uuml;zerinde olan obez kişilerde sıklıkla D vitamini eksikliği g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.</li>
<li><strong>Kilo Verme Ameliyatı:&nbsp;</strong>Kilo verme ameliyatları v&uuml;cuda alınan vitamin ve minerallerin emilimini zorlaştırır. Zayıflama operasyonu ge&ccedil;irenlerin D vitamini eksikliğini gidermek i&ccedil;in doktor kontrol&uuml;nde D vitamini takviyesi alması gerekir.</li>
</ul>
<h3>Kimler D Vitamini Eksikliği İ&ccedil;in Risk Grubundadır?</h3>
<p>D vitamini eksikliği her yaştan bireyleri etkileyebilir. Ancak D vitamini yetersizliğinin sıklıkla g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; kişileri ş&ouml;yle detaylandırabiliriz:&nbsp;</p>
<ul>
<li><strong>Yaşlılar:</strong>&nbsp;Yaş ilerledik&ccedil;e D vitamini &uuml;retimi ve depolanması azalır. &Ouml;zellikle 65 yaş &uuml;st&uuml; kişiler D vitamini eksikliği a&ccedil;ısından riskli grupta yer alır.</li>
<li><strong>Bebekler:</strong>&nbsp;Sadece anne s&uuml;t&uuml;yle beslenen bebekler de D vitamini eksikliği i&ccedil;in riskli grupta yer alır. Anne s&uuml;t&uuml;nde bulunan D vitamini miktarı her zaman bebeğin ihtiyacını karşılamak i&ccedil;in yeterli olmayabilir. Bu durum aynı zamanda emziren annede de D vitamini seviyesinin azalmasına yol a&ccedil;abilir.</li>
<li><strong>G&uuml;neş G&ouml;rmeyen Ortamda Zaman Ge&ccedil;irenler:</strong>&nbsp;S&uuml;rekli kapalı ortamlarda &ccedil;alışan veya zaman ge&ccedil;irenlerde D vitamini eksikliği g&ouml;r&uuml;lme ihtimali fazladır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu kişiler g&uuml;neş ışığından doğrudan yararlanamadığından v&uuml;cutları D vitaminini sentezleyemez.</li>
<li><strong>Ten Rengi Koyu Olanlar:&nbsp;</strong>Koyu ten rengine sahip olanların v&uuml;cudu, a&ccedil;ık olanlara nazaran daha az miktarlarda D vitamini &uuml;retir.&nbsp;</li>
</ul>
<h2>D Vitamini Eksikliği Hangi Hastalıklara Yol A&ccedil;ar?</h2>
<p>"D&nbsp;vitamini eksikliği nelere yol a&ccedil;ar?", "D&nbsp;vitamini eksikliği g&ouml;r&uuml;len hastalıklar nelerdir?" ve "D&nbsp;vitamini eksikliği neler yapar?" gibi soruların cevapları, D vitamini eksikliği olan kişiler tarafından merak edilir. V&uuml;cutta D vitamininin yeterli seviyede olmaması daha &ouml;nce belirttiğimiz D&nbsp;vitamini eksikliğinde g&ouml;r&uuml;len hastalıklara yol a&ccedil;abilir.&nbsp;Diğer D vitamini eksikliği hastalıklarından bazılarını ş&ouml;yle sıralayabiliriz:</p>
<ul>
<li>Hipertansiyon,</li>
<li>Kalp hastalıkları,</li>
<li>Diyabet,</li>
<li>Kanser,</li>
<li>Kemik hastalıkları,</li>
<li>Romatizma.</li>
</ul>
<h2>D Vitamini Eksikliği Tedavisi Nasıl Yapılır?</h2>
<p>D vitamini eksikliği tedavisinde takviye almanın yanı sıra beslenmenize ve g&uuml;neşlenme s&uuml;renize de dikkat edebilirsiniz. Ancak dengeli beslenmek ve g&uuml;neş ışığından faydalanmak D vitamini eksikliğini gidermede yeterli olmayabilir. Bu durumda takviye kullanmak gerekebilir. Takviye ağızdan&nbsp;veya enjeksiyon&nbsp;yoluyla alınabilir. Hekiminiz size uygun tedaviye ve vitamin dozuna; genel sağlık durumunuz, D vitamini eksikliğinizin oranı ve yaşınız gibi fakt&ouml;rleri g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurarak karar verir.&nbsp;Eğer&nbsp;g&uuml;nl&uuml;k takviye kullanımını tercih etmiyorsanız enjeksiyon uygun bir alternatif olur. Enjeksiyon; D vitamini ihtiyacınıza g&ouml;re g&uuml;nl&uuml;k, haftalık veya aylık periyotlarla planlanır.</p>
<p>D vitamini eksikliğiyle karşılaşan kişilerin aklında "D vitamini eksikliği ka&ccedil; g&uuml;nde d&uuml;zelir?" gibi sorular oluşabiliyor. Tedavinin etkisini g&ouml;sterme s&uuml;resi uygulanan tedavi ve beslenme d&uuml;zeni, kişinin genel sağlık durumu, yaşı, D vitamini eksikliğinin seviyesi, hangi b&ouml;lgede yaşadığı gibi etmenlere bağlı olarak değişiklik g&ouml;sterir.&nbsp;</p>
<h3>D Vitamini Hangi Besinlerde Bulunur?</h3>
<p>"D vitamini&nbsp;eksikliği i&ccedil;in ne yemeli?" veya "D vitamini eksikliğine ne iyi gelir?" diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsanız şu gıdaları beslenmenize d&acirc;hil edebilirsiniz:</p>
<ul>
<li>Karides gibi deniz &uuml;r&uuml;nlerinin yanı sıra tuna, sardalya, uskumru, hamsi gibi yağlı balıklar zengin D vitamini i&ccedil;eriğine sahip besinlerdir. &Ouml;rneğin 100 gramlık bir somon yaklaşık&nbsp;450 IU D vitamini i&ccedil;erir.</li>
<li>Yumurta da yağlı balıklar gibi y&uuml;ksek D vitamini i&ccedil;eren bir gıdadır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; g&uuml;neş ışınlarına maruz kalan tavuklar, diğerlerine oranla daha fazla D vitamini &uuml;retir. Bu noktada serbest gezen tavukların yumurtasını t&uuml;ketmeye &ouml;zen g&ouml;sterebilirsiniz.</li>
</ul>
<p>Bu besinlerle birlikte ısırgan otu, karaciğer, g&uuml;neşte kurutulan mantarlar, maydanoz, kahvaltılık tahıllar, kırmızı et, tavuk ciğeri, yonca ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri de D vitamini i&ccedil;erir. Siz de D vitamini tedavisi s&uuml;recinde bu besinleri &ouml;ğ&uuml;nlerinize ekleyebilirsiniz.</p>
<h3>D&uuml;zenli Olarak G&uuml;neşlenme</h3>
<p>"D vitamini eksikliği nasıl giderilir?" sorusunun bir diğer cevabı da her g&uuml;n d&uuml;zenli olarak g&uuml;neşlenmektir. G&uuml;neşin zararlı ışınlarından korunmak i&ccedil;in g&uuml;neş koruyucu krem kullanılsa bile el ve y&uuml;z&uuml;n g&uuml;nde 10-20 dakika kadar g&uuml;neş ışığı alması, D vitamini ihtiyacınızı karşılamaya yardımcı olur. Bunun yanı sıra ileri yaş veya sağlık problemi nedeniyle evden &ccedil;ıkamayan bireyler g&uuml;neşin ışınlarının yoğun olduğu saatlerde pencere ve perdeyi a&ccedil;arak UV ışınlarından faydalanabilirler.&nbsp;</p>
<h2>Sık&ccedil;a Sorulan Sorular</h2>
<h3>Hamilelikte D vitamini eksikliğinde ne yapılmalı?</h3>
<p>Hamile bir kişide D vitamini eksikliği tespit edilirse takviyeler 12. haftadan itibaren başlamalıdır. Hekim uygun bulduğu takdirde vitamin tedavisi gebelik s&uuml;recinde de devam edebilir. İla&ccedil; desteğinin yanı sıra gebelere g&uuml;neşli ve a&ccedil;ık havada y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş de tavsiye edilir. Buna ek olarak daha &ouml;nce de bahsettiğimiz, D vitamini a&ccedil;ısından zengin olan deniz &uuml;r&uuml;nleri, s&uuml;t ve s&uuml;t &uuml;r&uuml;nleri gibi gıdaları t&uuml;ketmeleri &ouml;nerilir.</p>
<h3>D vitamini eksikliği &ccedil;ocuklarda b&uuml;y&uuml;me ve gelişmeyi nasıl etkiler?</h3>
<p>D vitamini eksikliği olan &ccedil;ocukların kafatasında yumuşama hissedilebilir. Aynı zamanda kemik ve kıkırdak birleşim b&ouml;lgelerinde şişlikler oluşabilir. S&uuml;re&ccedil; ilerledik&ccedil;e g&ouml;ğs&uuml;n alt b&ouml;l&uuml;m&uuml; genişleyebilir. Genişleme etkisiyle kaburgalar kolay kırılmaya meyillidir. Kaslarda g&uuml;&ccedil;s&uuml;zl&uuml;ğ&uuml;n h&acirc;kim olduğu D vitamini yetersizliğinde sırtta kamburlaşma meydana gelebilir. Ayrıca D vitamini eksikliği g&ouml;r&uuml;len &ccedil;ocuklar ge&ccedil; y&uuml;r&uuml;yebilir ve d&uuml;zg&uuml;n adım atamayabilirler. Bu durum tedavi edilmediği takdirde boy uzaması durabilir.</p>
<p>Daha &ouml;nce de değindiğimiz, &ccedil;ocuklarda D vitamini eksikliği nedeniyle ortaya &ccedil;ıkan Raşitizm rahatsızlığı&nbsp;nedeniyle b&uuml;y&uuml;me geriliği, el ve ayak bileklerinde kalınlaşma, bacaklarda eğrilik,&nbsp;g&ouml;ğ&uuml;s kemiği deformitesi gibi kemik yapısında kalıcı bozukluklar da g&ouml;r&uuml;lebilir.</p>
<h3>D vitamini eksikliği hangi mevsimlerde daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r?</h3>
<p>D vitamini eksikliği&nbsp;g&uuml;neşli g&uuml;n sayısının ve g&uuml;neşlenme s&uuml;resinin azaldığı&nbsp;kış d&ouml;neminde daha sık g&ouml;r&uuml;l&uuml;r.&nbsp;</p>
<h3>D vitamini eksikliği depresyon riskini artırır mı?</h3>
<p>Kişilerde depresyonun ortaya &ccedil;ıkmasında genetik, travma ge&ccedil;mişi, n&ouml;rolojik rahatsızlıklar, kronik stres, vitamin eksikliği gibi nedenler etkili olur. Bununla birlikte depresyon teşhisi alan hastaların b&uuml;y&uuml;k bir kısmında vitamin seviyesi d&uuml;ş&uuml;kl&uuml;ğ&uuml; de g&ouml;zlenir. Bu bağlamda D vitamini eksikliğinin depresyon riskini artırdığını s&ouml;ylemek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r.&nbsp;</p>
<h3>D vitamini eksikliği olan bebekler ve &ccedil;ocuklar i&ccedil;in takviye almak g&uuml;venli midir?</h3>
<p>D vitamini hekim kontrol&uuml;nde alındığı s&uuml;rece bebekler ve &ccedil;ocuklar i&ccedil;in g&uuml;venli takviyeler arasında yer alır. Hekim y&ouml;nlendirmesi doğrultusunda damla veya sprey formundaki D vitamini takviyelerini kullanabilirsiniz.&nbsp;Ayrıca takviye alırken kimyasal, koruyucu ve tatlandırıcı i&ccedil;ermeyen &uuml;r&uuml;nler se&ccedil;meye &ouml;zen g&ouml;sterebilirsiniz.&nbsp;</p>
<h3>D vitamini takviyesi diğer ila&ccedil;larla etkileşime girer mi?</h3>
<p>D vitamini takviyesi bazı ila&ccedil;lar veya vitaminlerle etkileşime girebilir. Bu nedenle hekiminiz D vitamini &ouml;nerdiğinde kullandığınız başka ila&ccedil;lar varsa onları da hekiminize mutlaka bildirmelisiniz.&nbsp;</p>
<h3>D vitamini takviyesi almanın en iyi zamanı nedir?</h3>
<p>Vitaminler &ccedil;eşidine g&ouml;re a&ccedil; veya tok karna alınır. Yağda &ccedil;&ouml;z&uuml;nen D vitamininin yemeklerden sonra tok karna alınması tavsiye edilir.</p>
<h3>D vitamini eksikliği tedavisi ne kadar s&uuml;rer?</h3>
<p>D vitamini eksikliği tedavisinin s&uuml;resi kişiden kişiye değişiklik g&ouml;sterebilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; yaş grubuna ve D vitamini d&uuml;zeyine g&ouml;re farklı tedavi planları oluşturulabilir. &Ouml;rneğin&nbsp;3 aylıktan k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir bebek i&ccedil;in g&uuml;nde 2000 IU D vitamini, 90 g&uuml;n kullanılmak &uuml;zere re&ccedil;ete edilebilir. 3-12 ay arasındaki bebekler i&ccedil;in 2000 IU'luk 90 g&uuml;nl&uuml;k tedavi&nbsp;&ouml;nerilebilir veya tek doz şeklinde 50.000 IU D vitamini verilebilir. 1-12 yaş aralığındakiler i&ccedil;in 90 g&uuml;n boyunca 3000-6000 IU ya da tek doz 100.000 IU D vitamini;&nbsp;12 yaşından b&uuml;y&uuml;klerde ise aynı s&uuml;reyle 6000 IU veya tek doz 150.000 IU D vitamini &ouml;nerilir.&nbsp;Bunun yanı sıra hekiminiz tavsiye ederse g&uuml;nl&uuml;k ek D vitamini dozları da alınabilir.</p>
<h3>Y&uuml;ksek dozda D vitamini almanın yan etkileri var mıdır?</h3>
<p>D vitaminini doktorunuzun &ouml;nerdiği dozlarda ve s&uuml;relerde kullanmanız gerekir. Fazla doz D vitamini alan kişilerde g&ouml;r&uuml;lebilecek bazı yan etkiler şunlardır:</p>
<ul>
<li>İştahsızlık ve kilo kaybı yapabilir.</li>
<li>Kabızlık veya ishal g&ouml;r&uuml;lebilir.</li>
<li>Belirtilen miktardan fazla kullanılan D vitamini mide bulantısı veya kusmaya yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>B&ouml;breklerde kalsiyum birikmesine sebep olabilir. Bu durum ise kalsiyum i&ccedil;erikli b&ouml;brek taşı sorunu yaratabilir.</li>
<li>Kemik kaybına yol a&ccedil;abilir.</li>
<li>Mide ağrısı yapabilir.</li>
<li>Sık idrara &ccedil;ıkma nedeniyle dehidrasyon yapabilir.</li>
<li>Kalp sorunlarına ve y&uuml;ksek tansiyona neden olabilir.</li>
</ul>
<p>D vitamini kullanımına bağlı herhangi bir yan etkiyle karşılaştığınız durumda şik&acirc;yetinizi hekiminizle paylaşabilirsiniz.</p>

Güneş vitamini olarak da adlandırılan D vitamini, yeterli seviyede olduğunda fiziksel ve ruhsal sağlığı korumaya önemli katkı sağlar. İdeal aralıkta bulunmadığı durumlarda ise D vitamini eksikliği meydana gelir.

360Blog